Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
E B{ AZARIN PENCERESINDEN Selçuk Erez Avrupa İslam'a nasıl bakıyor? u pazartesi tam üyelik için başvurumuzu inceleyen Avrupa Topluluğu Komisyonu, olumsuz raporunu açıkladı. Başvurumuzun neden hemen gündeme alınamayacağını açıklayan satırlar arasında, "Tiirkiye'de başta sendikal haklar, insan hakları, azınlıklara saygı konusunda alılması gereken adımlar vardır" cumlesi, bizce üzerinde en çok düşünmeye değer olanıdır. Resmen yüzyıh aşan bir süredir yöneldiğimiz, kendimize hedef" seçtiğimiz bir standartlar ve değerler sistemini temsil eden Avrupa Topluluğu'na "kabul edilebilirliğimiz", insan hak ve hukukuna saygı göstermemize, bizden farklı olanJara hoşgörü ile davranmayı öğrenebilmemize bağlanıyor. Avrupa Topluluğu bahis konusu olmasa bile benimsenmesinin gereği tartışılmaz olan bu ilkeleri kavramamız ve içimize yaygın olarak sindirmemiz için izlenmesi gereken yol nedir? Bizi bu düzeye erdirecek esin kaynaklarımız nerededir? Temelde insanlara iyiliği, saygıyı, hoşgörüyü öğreten dinlerin bu konuda yararlı etkileri bahis konusu olabilir. Yüzümüzü Doğu'ya, din kardeşlerimizin yasadıkları ülkelere çevirdiğimizde bu konuda neler görüyoruz? önce kaleme aldığı ve Hindistan'da, I.uknov'daki tslam Araştırnıa Akademisi'nce yayımlanmış olan "Yeni Tchlike ve Cevabı" adlı broşürde, "Bugiin Batı maleryalizmiyle Allahın son buynıgu tslam arasında bir savaş sürmekledir.. Bunun, din ile dinsizlik arasındaki son savas oldugıına, bu savaşın neticesinde dıinyanın (iimüyle bir ya da diger larafa kayacağına inanıyorum. Bu an için gereken, Allahsı/lık fırlınasını (yani llıristiyanlığı) gerıye piiskürımek ve doğrudan doğruya onun kalbine saldırmaktır. Kaybedecek tek bir günümiiz bile yokıur" denmektedir. örnekler çoğaltılabilir. Ama gerekmez; sonuç şudur: Dinimizin insaru eğitici, insani yönünü pekiştirici vasıfları unutulmuş, din; amacı dünyayı fethedip altedecek olan güçlerin gerekçesi, bu güçlere hizinet edenlerin coşku kaynağı ulaıak algılanmaya başlanmı^tır. Bu savaşta neler gözlenmektedir? Iranda, " P o l i t i k a y a karışılmasını yasaklayan" bir din olan Bahailiğe mensup olanların mal sahibi olmaları, iş tutmaları, bankada hesap açtırmaları yasaklanmış, diplomaları geri alınmış, tapınakları yakılmıstır. 19791987 yılları arasında 250 Bahai idam edilmiş, 76'sı yok olmuş, 1987'de 700 Bahai hapse atılıp işkenceye tabi tutulmuştur. Suçları? İslamiyetten farklı bir din seçmiş olmaları, bir Islam itlkesinde azınlıkta bulunmalarıdır. Sudan'da suçlular cuma günleri Hartum Sladyumu'nda, binlerce seyirci önünde kırhaçlanmakta, elleri kesilmekte ya da idam edilmektedirler. Cumhuriyetçi Biraderler Partisi'nin lideri Mahmut M tıhammed Taha da 76 yaşında asılmıştır. Suçu? Hiçbir Müslüman devletin " t s l a m " sıfatını taşımaması gerektiğine inanmak ve ideal Islam devletinde başkanın, dört yıl için seçilmiş bir parlamento tarafından seçilmesi gerektiğini savunmaktı. Kadınerkek cşitliğine inanıyor ve çok sayıda kadınla evlenilmesine karşı çıkıyordu. Kendisini astıran Başkan Numeyri, gerekçe olarak Taha'nın suçlulann ellerinin vb. kesilmesini ve kırbaçlanmalarını kabul etmemesini göstermişti. Oysa Taha bunlara karşı değildi; sadece suçlulann özel mahkemelerde üstünkörü duruşmalarla mahkum edilmelerine karşıydı. Kendisi de böyle üstünkörü bir duruşma sonucu asıldı. Suudi Arabistan'da ga/eteler Taha'nın mahkemesine ve asılışına önemle yer verdiier ve mahkumiyetini, asılışını onayladılar. 1982 mayısında bir Avusturyalı gazeteci tran'da, Hurremsehr yakınlannda cepheye götürületek "Gençlerin kendilerini nasıl dinleri için feda etlikleri" seyretıirildi: Bu gazeteci, cepheye otobüslerle, yirmilik gruplar halinde birbirine bağlanmıs 1019 yaşında oğlan çocuklarının sevk edildiklerini ve devrim muhafızlarınuı bunları düşmana doğru koşturduklarını gördü. Çocuklar, bir Irak mayın tarlasının içine doğru koşmakta olduklarını ancak önde gidenler havaya uçtuktan, iplerle bkğlı oldukları kolları bacakları sürüklemek zorunda kaldıktan sonra anladılar.. lran'ın tankı azdı, genci çoktu... Mayınla uçmayanlar biraz sonra düşmana doğru saldırıya geçen tankların altında kalmışlardı. Batı'da son yıllarda suçsuz, günahsız kimselerin ölümü ile sonuçlanan çok sayıda bonıbalama, uçak dUşürme olayları İslami Cihat, Hizbullah vb. gibi Müsluman örgütlerce üstlenilmektedir: 1983 yılbaşında Marsilya ile Paris arasında seyreden trende patlayan bombanın öldürdüğü beş kişi, 1985 nisanında Madrid'te bir lokantada gerçekleşen ve on sekiz kişiyi öldüren infilak akla gelen örnekler arasındadır. 1973'le trlanda donanmasına ait bir geminin yakaladığı Oaudio adlı motordan ve Fransızların 1987'de yakaladıkları Eksun adh gemiden Libya'dan 1RA terörist örgütüne gönderilen çok sayıda silah ve patlayıcı madde çıkarılmıştı. Bu bulgular, din kardeşlerimizin giriştikleri bu savaşta dindaşları olmayan terör örgütlerini de desteklediklerini göstermektedir. İnsan hakları, sevgisi, yasama saygı bu örneklere bakılarak bu örneklerden esinlenilerekmi öğrenilecektir? Yoksa biz yanlış bir yolda rruyız da yapılması gereken, Batı'ya yönelmekten vazgecip bu cihadı sürdürenlerin saflarında yer almak mıdır? Bu manzara karşısında, aralarına katılmak, çağdaş düzeylerine kavuşmak istediğiıniz geüşmiş insanların bize bakış açıları nasıl olacaktır? Parıs'tekı Müsliımanların bir gösterısı.. Birçok Avrupalı yazar, Müsluman ülkelerden Avrupa'ya doğru gerçekleşen göçien endışe ediyor ve bunu yapıtlarında dile getıriyorfar nucu çökebileceğinden endişelenmektedir. Yazara göre Fransa ile Almanya topun ağzında olan iki Avrupa ülkesidir. Biri Türkiye'den, diğeri ise Fransızca konuşan Arap ülkelerinden gelen goçlerin tehdit ettikleri bu ülkelerin yerli nüfusları eski düzeyi sürdürecek kadar artmamakta, buna karşılık Müslüman göçmenler çift başına dört çocuk üreterek nüfusun yapısını dcğiştirmektedirler. Entegrasyon, yani kültür, hoşgörü, insani değerler açısından Avrupa standartlarına uyum kabil midir? Ingtltere'deki eski lngiliz dominyon ve sömürgelerinden gelen göçmenlerin entegrasyonlarının nispeten daha kolay olmasına karşılık Fransa'da, Almanya'da yerleşen MüslUmanların uyumu pek güç olmaktadır. Sauvy, Avrupalı yöneticilerin bu tehdidin boyutlarını ergeç kavrayacaklarına ve eninde sonunda etkin önlemlcri alacaklarına inanıyor. Anlaşılması gerekenler şunlardır: • Nazizmin ve nihayet komünizmin bir tehdit oluşturma evreleri sona erdikten sonra, Batı'nın yeni öncüsü "radikal lslam"dır. • tslamiyeti bütüıı dünyada hâkim kılmak için insan hak hukuku, yaşamı dinlemeyen güçlerin arasında vc yanında yer almak Türkiye'nin çıkarı ile bağdaşmaz. • Muslüman olduğumuzdan bu "cihat" da Batı'nın Islam Ulkelerine bakışının olumsuzluğundan biz de nasibimizi alacağız! • Bu üzücü, yıpratıcı savaşın sonunda Islamı, bir politik parti gibi bugün yürürlükte bulunan anayasaların yerini alacak kurallar gibi yorumlayanlar yerine, bu dinin sadece insanla Tanrı arasında uyumu sağlayan, kişiyi yüceltici bir bağ olduğunu savunanlar haklı çıkacaklardır, Böyle düşünenbundan altmış yıl, yetmiş yıl Önce laikliğin önemini kavrayan Kemal Aıaıürk gibi davranan*Müslümanların, gelişmiş ülkelerle bir arada yaşayıp çalışması ve yarınm evrensel değerlerinin yaratılmasına katkıda bulunmaları kaçınılmazdır. U Islam âlemlnde neler oluyor? Abdel Kadir asSufi adDergavi'nin Ingiltcre'de basılmış (Divvan Press, 1978) adlı bir eseri var: tslam ülkderinde çok popüler olan "Jihada ground plan" adlı bu eserde şöyle deniyor: "Harpteyiz. Savaşııtıız heniiz başlamıştır.. tslam, yeryiiziinde harekete geçmiştir. Onun Avrupa'ya ve Amerika'ya yayılmasını hiçbir şey engelleyemez." Pakistanlı Abul Hasan Ali Nadvi'nin tran'da Humeyni Devrimi'nden birkaç yıl Avrupa'mn demografik mağlubiyeti College de France'ın eski öğretim üyelerinden Alfred Sauvy son zamanlarda, I.'F.urope Submergee (Editions Dumond) başlıklı bir kitap yazdı. Bize bu konuda yeterli bilgi sağlayabilecek bir yapıttır: Yazar, Avrupa'mn demografik mağlubiyeti ve Müsluman ülkelerinden Avrupa'ya doğru gerçekleşen göç so Fransa'da, Müsluman Türklerin de kat/ldığı bir "Başörtusune Evet" gösterısı 14