Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
s OFRA Bekri Çeşnici Horoz diyarında balık ızgarada hiç yakılmıyor. Barbunu tavada yiyebileceğiniz gibi ızgarada da isteyebiliyorsunuz. Foça Restaurant'da bu balıkları gözü kapalı yiyebilirsiniz, hem tazeliğinden emin olabilirsiniz, hem de lüks Boğaz lokantalarının yarı fiyatını ödeyeceğinizden. Kısacası Foça, adam başına 3035 bin lira ödediğinizde, Istanbul'da yiyemeycceğiniz enfcs balıkları tadabileceğiniz bir yer. Eğer biraz daha yürekliyseniz ve de cüzdanınız bu yürekliliği kaldırabiliyorsa, şıı "kavanoz dipli" dünyada adam başına 50 bin lirayı veya biraz daha tazlasını gözden çıkarabiliyorsanız, Foça'da öbür yörelere oranla daha ucuz olan ıstakozu bile deneyebilirsiniz. Foça Restaurant'nın kendi özel yaptırdığı beyaz şarabı var. Ama açıkça söyleınek gerekirsc, Çankaya ayarında değil. Bu güzel deniz üriinleri ziyafetini noktalarken, horozu Fransa'ya götürenlerin ülkesinde bir Fransız tatlısı da tadabilirsiniz "Şokola sufle". Ama eğer öyle bir piyetiniz varsa, bunu önceden kararlaştırıp, daha balıklarınızı yemcye başlarken, şokola suflenizi de ısmarlayın. Yolunuz Foça'ya düşürse, mevsim elveri"orsa Sirena Kayalan'nı görün derim. Foça Restaurant'nın ise mevsimi yok; yaz kış giuip unutamayacağınız bir şölen yaşayabilirsiniz. U Foca Restaurant Bir mektup Antalya mutfağı zenginlikleri zamandır, Cumhurlyet DERGİ'de yayımlanan köşenızı zevkle U zunevimizden"Sofra"yerler, değlşik yeokuyor, yenı 1 Foca, lımanı. balıkçıları, birbirinin yanı sıra dizılmış ıncı tanesı adaları ııe goruimeye aeger Dır Akaenız Kiyısı oça, Ege'nin eskinin esintilerini hâlâ koruyan ender köşelerinden biri. Sakın yanlii anlaşılmasın, Foça'da betonlaşma ya da kıyı yağması yok değil. Ama bir zamanların İyon kenti Phokoi'ya, tüın bunlara karşın, eski Ege sahil kasabası görünümünü korumayı başarabilmiş. "Bu daha ne kadar sürer?" derseniz, onu bilemem ve size hiç de iyimser bir yanıt veremem. Ne var ki, Foça'nın genç Belediye Başkanı (26 yaşında) bu konuda kararlı olduğunu, sahil yağmasına " d u r " diyeceğini söylüyor. Eski Foça'ya gelince, denizin sizi kucakladığını gftrür, koyun içine serpiştirilmiş adacıklara doğru yüzmek için kendinizi lacivert sulara bırakmak isteğini duyarsınız. Hikmet Çetinkaya, "Bodrıım Sürgünleri"nde Foça koyunıın insanın denizde kayığı ilk yüzdürdüğü yer olduğunu söyler. Antik dönemle ilgili bilgilerimizin bir bölümü söylcnccye dayandığına göre bu sav ne denli geçerlidir bilmiyorum. "Günahı vebali, doğruysa sevabı, Çelinkaya'ya aittir," deyip verdiği bilgiyi size aktarmakla yetiiıiyorum sadece. Birbirlerinin yanı sıra inci taneleri gibi dizilmiş olan Foça'nın adaları ve özellikle Sirena Kayııları, gerçekten gorülmcyc dcğcr. O canıııı kordonu da... Foça'nın simgesi şirrdilcrdc fok mu oldu da, sahil kcntindeki bir çeşmenin üstüne fok balığmı olurtmuşlar bilemem; ama bir zamanlar horozun buranın simgesi olduğu ve kentlcrinin düşnıan eline düstıiğünü görüp de gemilcriylc Akdeniz'e açılıp kendilerine Marsilya'yı yeni yurt olarak seçtiklerinde, Phokoi'nın o zamankı sımgcsinı dc götürmüş ola F ınazlar mı? "Pohokoi'nin o zamanki simgesi ne idi" diye soracak olursanız, size hemen, "Horo?dur efendim," yanıtını vereceklerdir. Bugiln Fransızlar'ın kiliselerinin, resmi binalarının çatılarında dönüp duran rüzgâr horozları ve Fransa'nın "Marianne"dan sonraki, hatta önceki simgesi olup üç renkli milli takımın formasının üstünde bile yer alan o ünlü horoz, acaba aslen Foçalı mıdır dersiniz? Doğallıkla konu sofra olunca ve söz horozdan açılınca, Fransızlann ünlü şaraplı horoz yahnisi geliyor akla. Siz Foça'da bu tür yemekleri boşuna aramayın. Foça'da, rıhtımın ucundaki Foça Restauranl'a oturdunuz mu, Ege'nin güzel balıklarını ve yine bu yöremize has mezeleri isteyin en iyisi. lsterseniz önce mezelerden başlayalım. Ege'nin mezeleri çe^itli, ama bunlar arasında, özellikle Ege'ye özgü hazırlanmış kehribar rengindc iri parçalı patlıcan salatasını, bir ncvi yabani hardal otu olan ama oralarda, turp otu diye bilinen otıın haşlamasını (üzerine bol limon sıkacaksınız) bakla fava ile borülce salatasını salık verebilirim. Ege'nin mezeleri bunlarla bitmiyor. Bir balık sofrasının ayrılmaz sıcak mezesi kalamar tava, tüm Izmir dolavlannda lstanbul'dakınden çok daha güzel oluyor. Bu güzellik, kalamarın bekletilmesindcki ustalıktan oldugu kadar (buzlukta karbonat ve süi karışımı için de tutulııyor birkaç hafta) boyunun ufaklığından da kaynaklanıyor. Balıklarageçelirn: Çipura, levıek, tıança, mercan, dil balığı, barbun, karagöz, sinaıit her zaman btılabileceginiz Ege balıklan. Koça'da bunlar tazc olarak hazırlanıyor hem dc Şokola sufle Taşkıran'ın hazırladığı "şokola F oça Restaurant'nın aşçıbaşısı Dlnçer sufle"nın tarıfını vereceğız bu hafta sizlere. Sekız kışılık düşünülmüş bir 'sofralık' şokola suflenın malzemesı şöyle: 250 gr. un, 200 gr. kakao, 200 gr. miskot çıko'ata, 250 gr. şeker, 2 adet kabartma tozu. 5 adet yumurta, 2 kg. süt, 250 gr. tereyağı. Un, kakao. çıkolata, şeker ve kabartma tozu bir tencereye konulur. Ateşe konulmadan ıse ıkı dakika süre ıle karıştırılır. Daha sonra, kaynamış sıcak süt tencereye dökülür. Tencere normal ateşe koyulur. Kaynarken, mikserle on dakika süre, karıştırılır. Koyulaştıktan sonra tereyağı katılır. çikolata sufle soğuduktan sonra yumurtanın sarısı beyazından ayrılır. Ayrı ayrı mikserle çarpılarak ayrı ayrı soğumuş olan suflfiye katılır Porsıyonluk güveçlere koyularak fırına sürülür Normal sıcaklıktaki fırında 15 dakika tutulur Fırından çıkarıldıktan sonra yanında krem şantıy, pudra şekerı ıle servıs yapılır. Afıyet olsun! I ! H aftanın çeşnisi mekler keşfetmenin keyflni çıkarıyorduk. Ancak 24 Eylül 1989 tarihlı 185 sayılı DERGİ'de Antalya ile ilglli yazınızı üzüntüyle okudum. Evet, Antalya'mız bir Antep, bir Urfa kadar zengin bir mutfağa sahip değildır. Ama kendine özgü, görmezden gelinmeyecek kadar güzel, lezzetli yemekleri vardır Bunların bırço^u da Antep ıçın söyledığıniz gibi, "ev dısına taşmamts" yemeklerdir, Antalya son 1015 yıldır hızla turizme açılmakia ve doğal olarak. başka şehirden, başka mllletten turizmciler akın akın Antalya'ya gelmektedirler. Tabii ki bu kişilerin yerel yemekleri tanıtmak gibi bir çabaları olmamaktadır. Doğrusu Antalya'ya gidlp, Beldlbl'nde Antop Lokantası'ında sıcak kebap yemek, bir Antalyalı olarak benım için de pek iç açıcı olmazdı... Hemen Beldibi'nde ya da Lara yolunda. yöre halkının kepekli unla senitte açıp hemen orada sacda pışırdiği peynirli, kıymalı aac böreğl, kendi yaptıkları yoğurtla hazırlanan ayranla içilse, Kemer'de "yörükçadır"ında yere bağdaş kurup. Önünüze sunulan teps ıçinde yerel mezelerle, mehtaba, denize karşı yemek yense ya da Lara yolunda "Antalya Restoran"da, yerel yiyeceklerle dolu sofra veya "Hakkı Baba"nın özel hazırladığı grlda, her yerde ödenebilecek hesap karşılığında yenilse tadına doyum olmazdı. Lara yolu üzerindeki "Balık Reatoran"da lezzetli kalamarı ve diğer deniz ürünlerini bulabilirsinız. Alabalık için Saklıkent yolu üzerinde Geylk Bayırı'na ya da KemsrKumluca yolu üzerinde "Ulupınar"a gidilebilir. Ulupınar'ın çoban kavurması da oldukça özelliklidir! Ayrıca evden dışarı taşamamış, belki şu anda benim de bilemediğim nice yemeğln arasında, sura, kulaklı çorba, teratorlu tâze bezelye, cevlzli piyaz, beyaz barbunya, avagado salatası, dereotlu yeşil mercimek, katmer, ıspanaklı sütlü ya da kabaklısutlü börek, balkabaklı börek, çandır fasulyesi ile pişirilen kurufasulye; burada, Istanbul'da konuklarıma sunduğum nefis yemeklerdır. Çocukluğumuzda (1215 yıl önce) sabaha karşı Konyaaltı'ndan denize açılıp 34 sonra mercan, rnırmır, grida, kuzubalığı gibi bol çeşitle dönmek mümkündü. Ama el bette ki, bilinen nedenlerle tüm denızlerimiz de olduğu gıbı Akdenız'de de balık azaldı. Ama Sayın Hikmet Çetinkaya, "Burada balık yok ki" derken, sanırım sabah 68 sularında Kale Içl Iskele'ye inip ağları balıkla dönen balıkçıları, sonra hemen orada açılan balık ihalesini izlememiş. Ayrıca fotoğrafı çeken Sayın Bülent Ecevlt'ın de Antalyalı olduğunu ya da bir süredir orada yaşadığını tahmin edıyorum. O da bu konuda size yeterince yol gösterıcı olamamış. Size bundan sonraki Antalya gezınızde, mor Beydağlan'na, masmavı denize karşı bir restoranda, nefıs Antalya yemekleri, mezeleri ve balık çeşıtleri ile donatılmış bir sofra diliyorum... Suhan Hatipoğlu 14