19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Felsefe ve edebiyatın içinde bir güvenlik görevlisi Erol Bilirgen anlatıyor: 'Merak böceği' erken yaşlarda gelince... Bir bankada güvenlik görevlisi olarak çalışan Erol Bilirgen, zaman ve olasılık kavramları üzerine kafa yormuş, logaritma ve ışık hızı ile ilgilenmiş. Şu sıralar, 'hayal dünyasını zenginleştirmek için,' Isaac Asimov okuyor. Cezmi Ersöz "Valde", daktiloyu hurdacıya satınca... Bu toplumda ayakta kalmanın, hele biı banka görevlisi olarak ınsanca yaşamanın, umudu yitirmeden yani çürümeden yol alabilmenin zor, çok zor olduğunu bıliyor... 'Üniformasından' kurtulduklan sonra, gerçek kimliğinı gelıştirmek için akşamları mutlaka bir şeyler okuyor evinde... Eski bir dakülosu varmış birkaç tuşu eksik (!) "Bizim kucakan", dediği, sonra utanarak, "Valde" dıye düzelttiği, annesi birkaç gün önce hurdacıya satmış onu da... . O teden berı, banka görevlilerinin hayatlarını merak eder dururdum. Benim için son derece anlamsız, can sıkıcı ve umarsız olan bu işi, hangi inatçı sabırla sürdurdüklerini öğrenmek için fırsat kollardım. Nitekim karşıma böyle bir fırsat çoğu kez olduğu gıbı beklenmedik bir şekilde çıktı... Bir bankada güvenlik görevlisi olan Erol Bilirgen'in "Defter" dergısınde yayımlanan metinlerini okumamı sağlayan bir dostuma borçluyum bunu.. Bir grup seçkin entelektüelin çıkardığı, "Defter" dergisini, ilgi ve değerbilirlikle izlemeye çalıştığımı burada belirtmeliyim hiç şüphesız. Kültür edebiyar alanında "hüzünlü bir çöl bCbbizliği" yaşayan ülkemizde "Defter" gıbi yoğun ve ciddi bir dergide metinleri yayımlanan Erol Bılirgen'i çalıştığı bankada buldum. Derdimı anlattım. Ilgılendi. Bir kafeteryada randevulaştık. •• Dolapdere'de tamirciler 'uzay gemisi' yapar... Okuma alışkanlığının hcmen hiç olmadığı; ama her türlü şans ve iskambıl oyununun hayatın gündemini belirlediği bir kıyıkenar mahallede yaşıyor. Ote yandan bu kıyıkenar mahalledeki insanların en duyarlı merakı olan " u z a y " a Erol Bilirgen'in bu denli kafa yormasını başka sebeplerle açıklayamayız. Erol Bilirgen'in yaşadığı Dolapdere'de tamırcıler, en masum hayalleıle 'uzay gemisi' yapıyorlarmış... "Şu aralar yıllık Unimi alıp kendime yeni bir okuma ve düşünce programı yapacagım", diyor... Banka gıivenlik görevlisi Erol Bilirgen, tatilde okumak için Gabriel Marquez'ın "V'aprak Fırtınası" ve "Kırntızı Pazartesi" adlı romanlarını şimdiden edinmiş... Taksim Sanat Evi'nde Badyguard'lık.. tstanbul, Gültepe doğumluydu. 27 yaşındaydı. Ortaöğrenıminden sonra, olmadık işlerde çahşmış; gemiulık, şoförluk, dahası, Taksim Sanat Evi'nde badyguard'lık bile yapmıştı. Bir ara başka dıyarlara kaçmayı duşunmuş; ama, "Devran her yerde hukmunu surduruyor", demış ve vazgeçmış. Bir yakını araya gırmış ve şimdiki işını bulmuş. Önce pek kabullenememiş. "Ben nasıl, cop, kelepçe, tabanca taşırım", diye düşünmüş... Ve hep, bir gun çekip gidecek gücü olup olmadığını... llk çalıştığı şubede bir asnıa kat varmış... Gün boyu, kendısıyle bir başına, dünyayı, insanın evrendekı yerını, kaderi, şansı ve tum trajık soru ve yanıtlan yorumlamaya çalışırmış o asma katta, "Yani zenci kulubesind e . . . " Erken yaşlannda "merak böceği", sokmuş Erol Bilırgen'i... Felsefe, matematık, astronomi, psikanaliz, edebıyatla ilgilenmiş. Adeta bir "Henry Miller tipi" örneğimiz, belki yetersiz; ama söz konusu olguyu vurgulamak için belirtelim: Tüm arayışlarıyla Erol Bilirgen, "Henry Miller"ın tıplennı anımsatıyor; hani şu aslında profesör olan posta ulağım, keman virtüozu olan mobılyacıyı... Bu bireysel zenginlik vc sürprızler, ancak metropollerde bulunur: "tstanbul koca bir köydür!" demenin, pek bir anlamı kalmıyor böylece. Bu, Istanbul'u bir köy gibı görenlerın sorunudur bence... Erol Bilirgen'in felsefi metaforlarla yüklü metinlerinde şaşırtıcı ve fantastik Uslup denemeleri var. Aşağıda onun "Defter" dergisinin 5. sayısı ve 96. sayfasındaki "Nedensellik İJüerine" başlıklı metninden bir bölümü aktarıyorum: "Ana bilım dalları ıncelcndiği zaman ortaya insan beynıne sığmayan konular, çözemeyeceğı, ya da sonu gclmcyen problemler zinciri çıkar. Her şeyın bir değışim surecinden başka bir şey olmadığı, varın var mı yokun yok mu? tçine düştüğü düşünce sistemleri ortaya çıkar. Bunun için hiçbir seye kesin yargı konmaması gerekir. Yoksa Insanoğlu şu ufacık hapishanesinde çok cahılce pot kırmış olur..." D Isaac Asimov ile zenginleşen bir hayal dünyası "Asma katta kendimle baş başa kalmam iyi oldu" diyor. Bu surede bırçok felsefi metin yazmış... Zaman ve olasılık kavramları üzerine kafa yormuş, logaritma ve ışık hızı ile ilgilenmiş... Şu sıralar, Isaac Asimov'un kitaplarını okuyormuş: "Hayal dunyamızı zenginleştiriyor" dıyor. Bılgi bırikiminin yetersiz olduğunu ıyı bıliyor. Kafasında yüzlerce soru, tutunacak bir dal arıyor; ama çareyi kendinde bulacağından emın... "Şimdilik diyalektik meteryalizm ile metafizik arasında bir kopru gibi hissediyorum kendimi," diyor... Kollarını, çaresizce yana açarak... 8 Okuma alışkanlığının hemen hıç olmadığı, ama her turlu şans ve ıskambıl oyununun hayatın gündemını belırledığı bir Istanbul semtınde yetışmış olan Erol Bilirgen, bugun bir bankada güvenlik görevlisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle