05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kanda IATOMİSİ 18ASIRLIK KENT F% rykanda ismindeki " a n d a " eki, kentin çok esk! Anadolu uygarlıklarına ait olduğunu gösteriyor. Kazıdaki bulgular ise İ.ö. 7. yüzyıla kadar uzanıyor. Bir süre Pers ve İskender egemenliğinde kalan İ.Ö. 2. yüzyılda Likya Kentler Birliği'nin üyesi oluyor ve bağımsız para bastınyor. İ.S. 43'te, Birlik, Claudius tarafından dağıtılınca, bütün Likya bölgesiyle beraber Roma eyaleti oluyor. Bizans döneminde ağır bir tahribata uğradıâı saptanan kent, 1.5. 11. yüzyıla kadar yaşıyor ve daha sonra yerleşim merkezi, Aykın/Basgöz Irmoğı (Arykandos) kıyısına kayarken, kent tarih sahnesinden sillnlyor... Dağlann koyağında bir kartal yuvası gibi duran Arykanda'yı 1838'de ilk bulan Fellovvs, bu kent için, 'Her şey düşmüş... U ı taşlarıyerieştırıldı in eşinin gönderdiği taze fasulye de ekleniyor. Buranın fasulyesi ünlü. Küçük ve tatlı. Ramazan, Elmalı'dan gelmiş, köyden kız almış; 6 yıldır bekçi. Kayınpederi kazının ilk işçilerinden. Şimdi 2 çocuklu ve 120 bin lira maaşı var. Öğleden sonra kazı, artan sıcak altında aynı tcmpoda devam ediyor. Saat 15.00'te yine bir çeyrek paydos var. Işçi ve arkeologların sulan plastik musluklu termoslarda. öğleden sonra su tüketimi artıyor, termos boyunca pınardan doldurup gctıriyorlar. lşçilerin dilinde, antik kenttekı her şey, "gâvur"a ait. "Gâvurun taşı, gâvurun parası, gflvurun mezarı, gâvurun kemigi..." Genç arkeologlar, bazen birbirlerine takılıyorlar. "Al şu gâvurun parasını da, envantere kaydel..." Çalışma ortamı ve doğanın guzellığı nedcniyle bu kazıyı seçtiğını söyleyen mımar T\ırgut ve bir rastlantı sonucu, yolu geçen yıl Arykanda'ya düşüp bu yıl yine gelen Alman mimar Claus, anıt mezarların taşlarını tek tek ölçup deftere kaydediyorlar Taşların yenıden dizilmesinde onların numarı çalışmalarının buyuk payı var. Ayrıca antik kent mımarısı Uzerıne çalışıyorlar. Derken, saat 17.00 oluyor ve "mesai" bîtiyor. Herkes birbirine lyi akşamlar dıleyip koye yollanıyor Bayır aşağı dikenli çalıların, pürenlerin, küçuk dereciklerin arasından geçip okula mıyoruz. Kazı yerinin tozu, herkesin ustüne sınmış. Yıkanmanın en kestirme yolu arka girmek. Gül bıkınısını, Hakkı mayosunu giyip geliyor. Biraz tezahürat görerek şampuanlanıp, sabunlanıp arka yatıyorlar. Sıra bana geliyor... Arkta sırtustu yatmak harika bir duygu. Buz gibi sular ustunıızden geçiyor. Bıraz dişinizi sıkarsanız kendinizi ırmağın bir parçası, nymphe'lerle yüzen bir "Irmak Tanrısı" gibi dipdiri hıssediyorsunuz. Ark banyosundan sonra, çay nefis. Bısküvi ve sürpriz bir kek çaya eşlık edıyoT. O gunku kazıdan çıkanlar, masanın ustünde... Pas tutmuş bırkaç bronz ve gümuş Likya sıkkesı. Bir kuçuk demir heykel parçası, parçalanmış bir Bizans çanağı. Ama gunıın en onemlı bulgusu stilızc ördek başından sapı olan bıı ayna parçası. "Cevdet Hoca", butun çay saati boyunca, elinde çakı onu temızlemeye uğraşıyor. Arada gülerek, "Bakalım şu cavınn aynasına," dıyor. önce İ.ö. 2. yüzyıla tarihlenen ayna sapının kimlık kartı temizlendikçe İ.ö. 4. yüzyıla doğru uzanıyor. Uçağı andıran zarif sapı, palmiye süsleri ile Ortadoğu kökenli bu aynanın bulunduğu dükkânın, dönemin "ithal" mağazalarından olması gerekıyor. "Hoca", sonunda paıçayı fotoğraflayıp, envantere yolluyor. Yemek saatıne kadar, aşağıya, Çatallar Köyü'ne telefona, ekmek almaya, ya da şelale önündekı kuçuk sebze meyvc pazarına gidenler oluyor. Behiç ise merdivenlere oturmuş, yanına Bizans çanağının parçalarını ve bir tup yapıştırıcı almış onunla uğraşıyor. Çanak, parçaları dağılmış bir çocuk oyunu gibi. Yemekten sonra depo olarak da kullanılan çalışma odasında toplanıyor çocuklar. O gün kazıda bulunan paslı sikkeler, sulandırılmış limon suyuna konuyor temizlemek için. Çoğu l.S. 240'taki büyük depremden sonra, III. Gordianus'un deprem fonu olarak bastırdığı, sık rasthnan paralardan. Kutal, envanter defterini tutuyor. Paraları kâğıdın altına koyup * kurşunkalemle tarama yaparak deftere tek tek kaydedıyor. Sonra küçük kuçuk zarflara yerleştirip numaralıyor. Claus'un elinde ise, Behıç'in ait kısmını birleştırdiği Bizans çanağı... Yavaş ve insana zamanın çok yumuşak aktığını anımsatan hareketlerle parçaları tek tek arayıp, o her an kırılıp dağılacakmış izlenimi veren çanağa yapıştırıyor. Cevdet Hoca, çanağı görünce bir " O o o o , " çekiyor. Yer yer parçası eksik olmasına rağmen bütünlüğune kavuşmuş olan çanağı Esra özel bir çamur ve alçıyla bir güzel sıvayıp birleştirecek. Ve çanak Arykanda buluntuları arasında, bir gün sergilenebilecek... Geceyarısına doğru, kampta herkes yatıyor. Uluçınar ve kavaklar rüzgârda çok eski bir ninniye başhyor. Vadide çamlar, çamlarda sıncaplar uyuyor. Sırtını yalçın kayalara vermiş Arykanda, yüzyılların rengârenk düşüne dalmış gibi... D Mımarlar. Claus Anderhalten (solda) ve Turgut Taner, taş be taş yükselen kartal yuvası "yenı Arytanda'mn geçmışten geıeceğe uzanan buyük macerasının küçük bir detayını sabırla araşlırıyorlar V Sofra elblrlijiyle toplandıktan sonra, ekıp, bılınmeyen "dünyalan" ortaya çıkarmanın gızemlı guzellıflini yaşıyor çok güçlü, ama çok şirin," diye not Kazı eklbinden Hakkı Üncu, arkta yıkanıyor. Prof Cevdet Bayburtiuofllu ve eşl incl Hanım kazı yerınde 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle