Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EV E K O N O M İ S İ Meral Tamer Önce araştır, sonra al! Çaycuma 'dan bir okurumuz, satın aldığı Pioneer müzik setinin onarımı için Zonguldak'a götürmesi gerektiğini fark edince, çok şaşırmış ve öfkelenmiş. Oysa elektronik eşyalar (kahverengi eşya), beyaz eşyanın aksine çoğunlukla servise "götürülür." da arızaya sebcp olabilir. Önemli olan arızanın ehil ellerde süratle giderilmeNİdir. • "Arıza halinde cihazın servise gotürulecegini bilseydim, katiyen almazdım" diyor. Oysa sayın Yurtöz, 1.52 milyon lıralık bir hassas aygıtı satın almadan önce, bulunduğu yörede servis örgüt ü olup olmadığını, servis örgütünün hangi koşullarda hizmet verdiğini araştırmalıydı. Kaldıki, beyaz eşyada servis elemanı genellikle eve geldiği halde, elektronik aletlerde ve kahverengi eşyada genellıkle bozulan mal servise götürülmektedir. Hatta Batı Avrupa'da bu durum yerleşık bir kuraldır. Çünkü elektronik aletlerin onarımında kullanılan hassas aygıtlar, genellıkle hem büyük hem de yerlerinden oynatılmaması gereken cihazlardır. Dolayısıyla Sayın Yurtöz eğer evindeki aygıt bozulduğunda Zonguldak'ın yolunu tutmak istemiyor idiyse, Çaycuma'da servis teskılatı bulunan bir firmanın urettıği muzik setini tercih etmeliydi. Zatcn satın alacağımız her dayanıklı tüketim malı için önceden ıyi bir piyasa araştırması yapmanın gereğini daha önce de bu köşede defalarca belirttik. • Sanırım okurumuz Yurtöz'ün malı yenisiyle değiştirmesi de pek mümkun değil. Çunkü Piojıeer muzik setleri benim bilebildiğim kadarıyla ithal malı. Ayrıca tuketicı satın aldığı mal bozuldudiye, bunuhemendeğiştirmehakkına sahıp de değil. Öncelıkle malın onanlıp onarılamayacağının belirlenmesı gerek. D İZMİR ALSANCAK'TAKİ ÇARIK MAĞAZASI Eşınin mecburı hızmetı nedenıvle Çanakkale'de yaşayan, ancak aılesı izmirlı olduğu için tatillerde İzmır'e gıden ve alışverışlerını de oradan yapan Çanakkale Sağlık Müdürlüğü Eğitim Şubesı'nde görevlı Ayla Akyel'in mektubu şöyle: "Geçen aralıkta ailemi gormek uzere izmir'e gittiğimde Çarık mağazasından 19 bin 500 liraya bir bot aldım. Ertesl gün hemen glydlm, ancak akşam baktım ki botun altı açılmış, her iki taban da ayrılmaya başlamış. Ertesi sabah derhal mağazaya geri götürdüm. Ayakkabıyı bana satan kişi benl dinledikten sonra ortadan kayboldu. Dlğerlerl de Blz karışmayız, patron burada yok, ama bırakırsanız tamir ettiririz' dediler. Ben ise ısrarla ayakkabının değiştirilmesini istedim. Mağazada epey uğraştım, olmadı. İzmir ı Ticaret Odası'na gittim, ama cumartesl olduğu için kapalıydı. Tüketicinin sesi Z onguldak'ın Çaycuma ilçesinden Yurtöz Eczanesi'nin sahibi F.rhan Yurtöz'den aldığımız mektup, okurumuz alınmasın amatüketicinin her zaınan haklı olmadığını gösteriyor. Milpa'dan 1987 kasımında satın aldığı Pioneer muzik seti anzalanan Erhan Yurtöz, Çaycuma ilçesinde Pioııeer tamiri yapan servis bulunmaması nedenıyle, müzik setini Zonguldak'a götürmek zorunda olmasına akıl erdiremiyor. Gerek Milteknık tirmasınagereksebize mektup yazan eczacı Erhan Yurtöz şöyle diyor: "1987 kasımında satın aldığım Pioneer müzik setinin biryıl bile dolmadan arızalanmasını Milteknik gibi guvenilir bir firmuya yakıştıramadım. Arızahalindealetin servise gotürulmesi gerektigi kosulunu daha onceden bilseydim, hıı malı kesinlikle almazdım. Sanıyorum servis kelimesinin anlamını yeniden du/enlenıck gerek. Çıinkii bıılunduğum yerden Zonguldak'taki servise bu tiha/ı götürmek benim için son derecede güç, zaman alıcı ve masraflı bir iş. (Milteknik'e yazılan mektup.) "Sayın Tamer, piyasa degeri 1.52 milyon lira olan biralelin urızalanması halinde servise götürülmesi gerektiğini protesto ediyorum. Elimdekicihazın akıbetı su andan ıtıbaren meçhııldur. Sizden ricam, bu mektubu yayımlamaktan ziyade SERVİS kelimesinin geniş bir tanımııu yapmamz, 'servis olmanın' ya da 'servis yapınamn' ne anlama geldiğini anlatmanızdır. Bir Servis elemanı' olmanın asgari nezaket ve uygarlık olçulerini, ilgili firmaların ismini kullanmaktan çekinmeden yazmanızdır. Aradan biryıl bile geçmeden arı/alanan bir müzik setininservisekmanınınayağına götürülmesi, hangi ticari ahlak ve ınantık kurallarına uygundur. Böy le bir maddcnin ya da koşulıın varlıgını bilmeden ciha/ı satın almış olmak suç mudur? Üretici ve pazarlayıcı firınalar ilc servise karşıyapmam}>erekennedir? Hakkımı nasıl savunabilirim? (.anınli suresi dolmadıgına gore hiç servise gotıırmeden venisiyle değiştirebilir ıniyim?.." (Bu da bana ya/ılan mektup) Gerçi okurumuz, mektubu yayımlamamı pek tercih etmemiş, ama kesin bir tavır koyma dığı için, yani "Mektubumun yayımlanmasını istemiyorum'* gibi bir ifade kullanmadığından dolayı bu mektuba köşemizde yer verdik. Çtınkü benzeri şckılde duşunen ve hakkı olmadığı halde bazı konularda kendikrıni haklı sayan okurlarımızı da uyarmak istedik. Sayın Yurtöz'ün sorularının yanıtlanna gelince... • "Pioneer müzik selinin bir yıl bile dolmadan arızalanmasını Milteknik'e yakıştıramadım" diyor. Oysa her mal çeşitli nedenlerle arızalanabilir. Bir malın arı/alanmasında kaliteden kaynaklanan hata olabileceği gibi tüketicinin kullanımındandoğan hatalar "Yeni mayo alamayınca..." skişehir'den bize yazan ve devlet memuru olduğunu bildiren Kadriye Utgan, 13 yaşındaki kızını yazın yüzme okuluna yazdırmış. Kızı çok başarılı olduğu halde 54 bin liraya satın aldığı yUzucü mayosu 1.5 ayda lime lime olup giyilemez hale gelince, bir 54 bin lira daha verecek durumda olmadığı için kızını yüzme okulundan almak zorunda kalmış. Kalitesiz mayoyu sağlamıyla değiştirmeyen mağazanın sahibi ise ünlü maratoncumuz Mehmet Terzi. Yani sporu, spor yapmanın teşvik edilmesi gerektiğini en iyi bilmesi lazım gelenlerden biri... Şimdi mektuba gecelim: "20 Haziran 1988 günü Eskişehir Maratonspor mağazaıından 54 bin TL peşln vererek Arena marka yüzme mayosu aldım. Kızım Eskişehir Anadolu Üniversitesi Yuzme İhtisas Kulubu uyesidir. Mayoyu aldıgım gun Eskişehir Kapalı Yüzme Salonu'nda yuzme sporuna başladı. O gunden 8 Agustos 1988 tarihine kadar toplam 28 saat yu/du. Mayo yıkama koşullanna uygun yıkandı. Fakat bundan 15 gün önce mayonun bacak ve gogus kısımları deforme oldu ve iplik kaçması başladı. Şu anda mayo giyilemeyecek dunımdadır. 8 Agustos 1988 günü spor malzemesi satan Maratonspor magazasına gittim. Sabibine durumu anlattım. Fakat bana şunu söyledi: 'Blz Arena marka mayolan gümrükten alıyoruz. Yapüacak hiçbir şey yokt" Beni bu sözlerden daha da çok üzen, bu sozleri söyleyen kişinin milli bir sporcu oluşuydu. Türklye'de sporcularımızın basansızlıgı maddi nedenlere baglanırken ve sporcu yetiştirmek için çeşitli kurum ve kuruluşlardan destek aranırken kendi aynı durumlardan geçmiş olması gereken bir milli atlet, belki de kolaylıkla sağlamıyla degiştirebilecegi bir mayo için bana 'hayır, yapamam' diyordu. Evet Maratonspor magazasının sahibi, 2. magazasını da kısa bir süre önce törenle açan maratoncu Mehmet Terzi'ydi. Ne var ki devlet memuru olan ben, şu anda fiyatı 57 bin liraya çıkmış olan mayoyu yeniden kızıma satın alma olanagına sahip olmadıgım için kızımı yüzme sporundan almak zorunda kalıyordum. Bu areda kızımın hocalan tarafından başarılı bulunup özel çalışmaya alındıgını düsündükçe, yani şampiyonluk vaat edebilecek 13 yaşındaki bir kızın bundan mahrum edildigini düsündükçe üzüntüm birkaç kat daha artıyor. D E Pazar günü ise Çanakkale'ye gerl dönmek zorundaydık, o nedenle botu mağazaya tamir için bırakmak zorunda kaldım. Güya prese sokmaları gerekirmlş. O yüzden mağazada haftalarca bekledikten sonra kardeşim botu almış ve posta lle bana Çanakkale'ye yolladı. Bu arada zaten kış mevsiminin sonu gelmiş ve ben kışın ayağımı korusun diye düşünerek aldıgım bottan yararlanamamıştım. Ama tamir olduktan sonraki birkaç giyişimde yine botun altı açıldı. Bu yüzden çok sinirlerim bozuldu ve ben Çarık mağazası için herhangi bir yaptırım yoluna da gidemedlm. Olayı İzmirli tanıdıklarıma anlattığımda 'Biz oradan alışverişi çoktan kestik. Sen nasıl da gidip aldın? Biz artık o mağazanın vitrinine bile bakmadan geçiyoruz' dediler. Sadece bana olsa bir aksilik diyeceğlm, ancak sözüne I güvendlğim dostlarım da aynı durumla karşı karşıya kalmışlarsa, bir Cumhurlyet okuru olarak tüketicileri uyarmayı görev sayıyorum." 20