28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

'Tamnmamak isteyen biriydi' Birgün, Beyoğlu'nda YazarlarDerneği'ninbirtoplantısınasokmamışlarSaitFaik'i... "Hop! Durbakalım hemşerim, buraya sadece yazarlargirer; balıkçılardeğil," demişler. SaitFaik de buna o kadar memnun olmuş ki... Cezmi Ersöz 'Sıradan insanlar'ı yazmayı seven Sait Faik'in bakkal arkadaşı anlatıyor: S ait Faik'i "eküri"den birine sorarsak, ona haksızlık etmiş oluruz. Çünkü Sait Faik, edebiyatımızın belki de sıradan insana en yakın edebiyatçısanatçısıdır. Düşünün, çingcne kızları Orhan Veli'ye "mektepli" dcrken, kendisine "çakır" derler. Hem "eküri"dckiler, ona hep haksızlık etmişlerdir. Resmi bir daireden mesleği ile ilgili belge getirmesini istcrler, o da öykülerini yayımlayan dergiden bu belgeyi ister; vermezler. tlginçtir, Sait Faik'in pasaportunda "San'atı" hancsinde, "Yoktur" yazar, evet "yoktur"; Fransızcası ise, "Sans Profession"dur: yani "Mesleksiz". Sait Faik en çok buna bozulur. Buna benzer nice olay var; örnekse onun için ünlü bir ansiklopedide, "Tam bilinçlenmemiş olsa da..." gibi tuhaf teşhisler yapılmıs bir yazar da, evindeki şu an müzc olan deftere, " S a i t ! Sait! Sen (oplıımsal degişimi göremedin" diyebilmek cüretini göstcrmiştir. Işte bütün bunlar yuzunden biz de onu, onu tam istediği gibi scven halktan bir dostuna sorduk: Burgazada'da şarküteri işleten Orhan T\ıncer'c... Sait haık'le dostluğu 1948'de başlayan ve ölümüne dek süren Orhan Tuncer, Sait Faik'le ilgili ilginç bir anısını şöyle anlatıyor: "1950 yılıydı. Bir gun dükkânıma geldi, o zaman yine burada bakkallık yapıyorum. Sait Faik oldukça neşeliydi, yerinde duramıyordu... 'Hayrola, nedir bu keyfin?' diyc sorduğumda, şöyle dedi: 'Sorma yalııı, bııgiin Beyoğlu'nda Yazarlar Dernegi'nin bir toplantısı vardı, gideyim dedim, kapıya bir bekçi koymuşlar, bon tam girecekken: 'Hop! Dur bakalım hemşerim, bureya sadece yazarlar Rİrer, balıkvılar değil dedi ve beni içeri sokınadı. Hiç sesimi çıkartmadırn. O kadar memnun oldum ki... Demek ki yalnız giysilerim değil, yii/iim, harcketleriın, halinı, tavrım, her şeyim halıkçıya benzivormuş....Bu bcninı için mııthiş giizel bir şey biliyor rausun..." Bugün Burgazada'da bir şarküterı ışleten Orhan Tuncer, 1948'den 1954'e. unlü öykucü Sait Faik'in ölümüne kadar kendisıyle yakın bir dostluk kurmuş (Fotoğrai HÜSNUATASOY) Sanatçı kimdir? Evet, Sait Faik Arapça oğretmenine yaptığı bir şaka yüzünden, liseden uzaklaştınlır; Edebiyat Fakültesı'nde aradığını bulama/; iktisat öjrcnimi için gittiği lx>zan'da vııreğı sıkılır; 3 yıl kaldığı ürenoble'de içki\e alışır. Halıcıoğlu hrmenı Yetını Mekıebi'ndc Tuıkçe Oğretmenliği yapmak ister, öğrencıler >uzundeki "otorite yokluğu"nu gorüncc, bir turlu dinlemezler onu; Sait Faik, çaresiz rtğretmcnlikten ayrılır. Dahası, fasulye tuccarlığına soyunur, ama itlas edeı. "Medarı Maişcl Motoru" adlı romanında, "Hayatı to? pempe göstermedığı için", 2 bin lira para cezasına çarptınlır, bir türlu kimse>e >arananıayan Sait Faik, doğru bıldığinden iaşnıa/. Biı saııatçı için şu saptamayı yapan.birinden başka ne yapması beklenebilir ki: "Sanatçı u/j>ıındur, çabıık kın,ıılıiMTİr, ıı>kııları kaçtıgı zaman insanlardun ıırker!" Sait Faik kelimenin tam anlamıyla 'tamnmamak' isteyen biriydi!' Kitaba para veren bakkal dost 1953 yılında Saik Faik'in "Şimdi Sevişme Vakti" isimli ilk şiir kitabı çıknuştır. (Bu kitap Şair Ece Ayhan'a grtre rurkiye'nin 'ilk sivil' şairleri olan Cemal Süreya ve Sezai Karakoç'u etkilcmiştir.) Orhan Tuncer kitabın yayın haberini, Cumhuriyet ga/etesinde okur ve Sait Faik'ten bu kilabı isier. Sait Faik kitabı imzalar ve şvı notu düşer: "Burgazada'nın kitaha para vercn ilk adamı sensin... Dunvanın kitaha para vercn ilk bakkah kimdir dersin Orhancıgım? 17 Ekim 1953" Sait Faik kitabın bedeli olan 1 lirayı hemen ister, çünkü o sıralar ve 'hep' parasızdır. Söz parasızlıktan açılmışken, Sait Faik'in bir yakınmasını anmatnak mümkun değil; şöyle diyor bir ya/ısmda; "Ben demukrasi parasıyla, 5, 10 lira alıyorum hikâyc başınu, uysa o hikâyeyi yazabilmek için 14 lira harcı>orum. Tutunamayanlara sevgi... Ara Güler'in objektifınden "balıkçı" Sait Faik gc/iyorıım, insanlarla konuşııyorıım..." Sait Faik, parasızlığı yüzünden hep ekonoıııik olarak anncsi Makbule Abasıyanık'a ba ğımiıdır. Tabii ekonomik bağımlılık, nıanevı bağımlılığı da beraberinde getirdiği için, bohem ve özgürlük düşkunu bildiğimiz Sait Faik, balığa çıkarkcn bile, annesinden izin alır ve onun tembih ettiği saatte (Orhan Tlıncer, bu saatin çoğunlukhı öğleden sonra 16.00 ol duğunu söylüyor) dönmeye dikkat eder ve balık avının en guzel saatlerinde, "Hadi Orhan, topla ollaları eve donıı>oru/, geç kalırsak annem kızar sonra," der. Tabii Sait Faik'in Beyoğlu'na indiğınde annesinin "sevgi ziııçirleıini" kırdığı muhakkak: Bunu hepimİ7 biliyorıi7, zaten kırnıasaydı, "Çingene kızı oynatmak" gibi müthiş bir zevk alışkanlığı edinemezdi. Evet, has bir sanaiçıdıı o. Kdcbijat tekkeleriyle, kıılislerle, ilişkilerle hiç ı>i olnıamı^ tır onun, "Ha>u/ F.debi>atı"nın dı^ında olmuşıur hep. Tutunama\an oykııculerınıı/ın başinda gelen Kenan Hulusi'yi çok SCMHCSI buıuın başka bir kaıııtı değil nu zaten'.'.. Evet, sıradan insanların hiç çekinmeden sarıldıkları bir sanatçıdır o, "Ya^amak bulun âdellerden ıı/ak... Yaşamak!" di\eudiı. Sait Faik, ölumunun 34. yılında sevgih Tezer Ö/lü'ıuin defterine yazdığı gıbı, büyuk >a/arlığının önünde saygı ile eğilinmesi gereken bir "insan"dır. LJ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle