Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EV EKONOMİSİ Meral Tamer Tüketici köşesi Sıcaklarda serinlemek için Yaz günlerinde artan susuzluğumüzu gidermek için limonata ya da ayran içmek yapılacak en doğru iş. Bunları bulamıyorsak en iyi içecek bir bardak temiz sudur. Yaz içecekleh arasında en az rağbet edilecek olanları gazoz ve kolalı içeceklerdir. Hormonlu tavuklar, ilaçl sebzeler Istanbul'dan bizi arayan bir okurumuz, ıç piyasada hormonlu yemle beslenmiş tavukların ve bu tavukların yumurtladığı yumurtaların satıldığından şıkâyatçı. Okurumuz, "Tavuklar semiz olsun diye östrojer hormonu içeren yemle besleniyorlar. Oysa hormonlu yemle beslenmiş tavuk ve yumurta yemek sağlığımız açısından tehlikeli. Bunların satışının engellenmesi için önlem alınmalı" diyor. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Dıyetetik Bölümu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Baysal ise ciddi gıda denetımlerının yapılamadığı ülkemızde hangı tavuğun hormonlu yemle beslenip hangisinin beslenmedığını ayırt etmenin son derece güç olduğunu dile getırdikten sonra şu onerıde bulunuyor: "Sebzeler de ilaçlı deniyor. İlaçlı sebzeleri çok iyi yıkamadan yemişsek oradan da bazı kimyasal maddeler vücudumuza giriyor. Peynirde şu var, ette bu var diye her gün basında haberler çıkıyor. Bu tür zararlı maddeleri her yediğimfz beslnde teker teker saptayabilmemiz mümkün olmadığma göre yapılacak tek şey her oğünde, her gün değişik besinlerden yemek, hep aynı yemeğe çakılıp kalmamaktır. Y az mevsiminin yaklaştığı şu günlcrde, havalann ısınmasına paralel olarak vücudumuzun su gereksinmesi de artar kuşkusuz. Vücudumu7dan terlemeyle kaybolan suyu, gun boyu datnak zevkimize ve cebimizdeki paraya göre değişik içeceklerle karşılamaya çalışırız. Kimimiz çaykahve tiryakisidir... Yazın en bunaltıcı günlerinde bile, buharı tüten bir bardak çayı, başka hiçbir içeceğe değişmez. Kimimiz içine bir dilim limon ve buz eklenmiş soğuk bir kolalı içecekle serinlemeye çalışır. Ayrıca hepimiz, yediğimiz sebze ve meyvelerle, farkında olmadan vücudumuzun su gereksinmesinin bir bölümünü karşılarız. Yaz yaklaşırken, okurlanmız yine soruyor, "Ne içelim?" diye... Bize sorarsanız, yaz günleri serinlemek için limonata ya da ayran için. Taze sıkılmış meyve Evinizde güve mi var ? Evinizi derhal nemden kurtarmanız gerekiyor güveleri yok etmek için. Çünkü güve nemli ve pis yerleri sever. Ayrıca kışlıklannızı çok iyi temizleyin. Güveler vücudun çıkardığı yağları da çok severler. aharla birlikte evlerimizde "konuk" olmaya başlayan "tatsız" güvelerden nasıl kurtulabiliriz? Eskişehir'den bizi arayan Ozlem Vardar adlı okurumuz, tüm çabalarına rağmen evindeki güvelerden kurtulamadığını anlatıyor. Belediye tarafından evi iki kez ilaçlandığı halde hâlâ havluların ve iç çamaşırlarının arasında güve yavrusu olduğunu sandığı kahverengi ve siyah beneklere rastladığını dile getiren Özlem Vardar, güveleri evinden uzaklaştırmanın yollarını arıyor. Konuyla ilgili olarak danıştığımız ev ekonomisi uzmanları, belediye larafından yapılan ilaçlamanın güveye karşı olmayıp, sivrisinek ve hamamböceğine karşı olduğunu tahmin ediyorlar ve ilaçlamadan sonuç alınamamasırn da buna bağlıyorlar. Nemlı havanın güvelerin yaşaması için çok uygun bir ortam yarattığına dıkkati çeken uzmanlar, güveden şikâyetçi olanların evlerini "kuru" tutmalarını salık veriyorlar. özellikle kaloriferlerin artık pek yanmadığı, sobaların da kaldırılmakta olduğu şu gunlerde evlerimizi kuru tutmak pek de kolay olmasa gerek. Ama eğer evimizde güve varsa ve bundan kurtulmak istiyorsak, evi sık sık havalandırarak ve gerektiğinde elektrik sobası ya da baska ısıtıcılar kullanarak evin havasındaki rutubetin emilmesi gerekiyor. Bu çerçevede özellikle bahar aylarında çamaşırları evin iç mekânlarında kurutmamakta da yarar var. Güvelerin genellikle yün giysilerde yuvalandığını hatırlatan uzmanlar, okurumuz Özlem Vardar'ın dediği gibi eğer pamuklu kumaşlardan yapılmış havlu ve iç çamaşırlarında da güvelere rastlanıyorsa, bu çamaşırları iyice yıkayarak ve sonunda kaynatarak güvelerden kurtulmanın mümkün olduğunu söylüyorlar. Kaynatılan çamaşırlarda suyun sıcaklığı nedeniyle güve yavrularının kolaylıkla öleceğini kaydeden uzmanlar, "guve genellikle pis yerlerde çogalır. Onun için eger herhangi bir yolla evimize guvc girmiş ve çoğalmışsa, tum dulapları lamamen boşallıp sabunlu sularla iyice silmek ve dolap içlerindeki giyeceklerin hepsini yıkayıp lemizlemek gerekir," diyorlar. Güvelerin vücuı kiri ve yağını pek sevdikleri hatırlatılarak özellikle yun kazakların bu dönemde çok sık yıkanmaları da salık veriliyor. bu arada güveye karşı naftalinin en etkili ilaç olduğu kuşkusuz çoğumuz tarafından biliniyor. Ancak yeniden hatırlatmak gerekirse baharın ilk başladığı günlerden bu yana özellikle yün kazakları ağzı sıkıca kapalı naylon torbalarda saklamak ve bu torbaların içine birer naftalin atmak, güveleri yün kazaklarımızdan uzak tutmak için etkili bir yöntem oluyor. Yün kazakların yanı sıra yunlu kıımaştan yapılmış palto, manto, ceket ve elbiselerin ceplerine de birer naftalin koymak ve ayrıca dolaplann raflarının köşelerine de naftalin koyarak güveleri caydıran naftalin kokulu bir ortam yaratmakta sanırız yarar var. (Bu arada deneyimli okurlanmız güvelerden kurtulmaya yönUik başka yöntemler biliyorlarsa, mektuplarını bekliyoruz) D suları buluyorsanız, ona da hayır demeyin. Ama bu saydıklarımızdan hiçbiri yoksa, o zaman bir bardak temiz sııyla susuzlugunıuu giderin. Bu arada kolalı içeceklere, gazoza ve özellikle meyve özü ve besin boyasıyla hazırlanmış içine su karıştırılarak yapılan meyve tozlarına katiyen rağbet etmeyin. Süt tabii ki içecekler arasında en değerli olanların başında yer alıyor. Ancak besin değeri açısından çok zengin olmasına karşıhk süt, serinlemek isteyen, susayan bir kişi için akla ilk gelen içecek değil. Buna karşıhk ayran hem serinletici, hem de terlemeyle kaybedilen tuzu telafi edici özelliğe sahip, mikrop banndırmayan değerli bir içecek. Taze sıkılmış limonata da hem serinletici özelliğe sahip, hem C vitamini içerdiği için besin değeri açısından olumlu, hem de diğer içeceklere oranla nisbeten ucuz bir içecek. Orneğfh kabukları rendelenip suyu sıkılan tek bir limonla yapılmış limonata ile 34 kişi serinleyebilir. Çay ve kahveye gelince... Bu iki içecek, çoğunlukla sıcak içilmelerine karşıhk içerdikleri potasyum nedeniyle vücutta su dengesinin sağlanmasına yardımcı olurlar, susuzluğumüzu giderirler. Ancak özellikle çay, protein açısından zengin et, yumurta, süt gibi besinlerle birlikte içildiğinde, bu besinlerdeki demirin kullanımını azahmakta, ayrıca ülsergastrit gibi mide hastalığı çekenler üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Çok miktarda içilen çay ve kahvenin bazı bünyelerde çarpıntı ve uykusuzluğa yol açtığı da bilinmektedir. Gazozlar, şekerli sıvıların karbonatla doyurulup içine tat vericilerin eklenmesiyle elde edilir. Boş kalori kaynağıdırlar. Asit içerenleri midenin asit salgısını arttırdığından ülseri ve gastriti olanlarda olumsuz etki yapabilir. Gazoz ve kolalı içecekler sıkhkla içildiklerinde diş çürümelerine yol açtıkları gibi, içerdikleri şeker nedeniyle dengesiz beslenmeye de yol açarlar. Meyve özleri ve besin boyalarının şekerle karıştırılarak toz haline getirilmesi sonucu elde edilen ve bir bardak suya 12 kaşık konarak hazırlanan meyve sulan ise sadece tat ve boş kalori verirler. içlerine eklenen boyalar ise duyarh kimseler ve çocuklarda alerjiye neden olabilir. D B SOmkli yenmadiğl takdlrde hormonlu tavuklarm Insan sağüğma pek zaran yok. Orneğin her gün tavuk yiyorsak ve tavuk hormonluysa belki zararlı olabilir. Ama haftanın bir günü tavuk, bir günü sebze bir diğer günü et yiyorsak mesele yok. O kadar da vesveseli olmamamız gerek. Zaten beslenme uzmanı olarak biz, her öğünde değişik besin maddeleriyle beslenmenin yararlarını sık sık vurguluyoruz. Hiçbir şeyin aşırısına kaçmamak, hiçbir gıda maddesini aşırı tüketmemek gerek. Her besine soframızda sırayla yer verirsek, bu tür tehlikeler de asgariye iner." 20