Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Arnavutköy'ün sokaklarında Kârgir ve ahşap binalar, Arnavutköy sırtlarında, birbirinin omuzu üzerinden sıçrayan güzellikler gibidir. Boğaziçi'nde kârgir ve ahşabın en çok görüldüğü semt I Bakkal bokagı, 19 yuzyıl mımarısının bıtışık nızam yapılarının en güzeı omeKierını sunar tiu sokak, adeta bir avlu, daha doflrusu, bır tıyatro sahnesldir Arnavutköylülük, eskılerde, ayrı bır hayat tarzıydı Arnavutçeşmesı Sokaflı, No 2, bu şırın sokaflın adının da hangı Arnavutlardan kaldıflı bellı deflıl Onofrıa Ayazması da tepelere doflru tırmanan bu yokuştadır Blr zamanlar, biraz yukarda da çılek bahçelerı başlardı dir, Istanbul'un kadimi müessesatındandır. Arnavutköy zekur (erkek) ahalisi balığa çıkmak, derya üzerine kafa çekmek, lodosta sahile vuran kereste ve tahta parçalannı kancayla çekmek gibi işleri topluca yerine getirirlerdi. Lodosçuluktan kışlık odun çıkaranlar olurmuş. Köyün adı Bizans döneminde "Hestial" idi: Arnavutköy adı ve semtin şirin sokaklarından Arnavutçeşmesi Sokağı'nın hangi Arnavutlardan kaldığı belli değildir. Gündoğusuna açık bir Boğaz köyüdür; o yüzden önemlice yangınlar geçirmiş ve her yangından sonra ahşap, giderek kâgir çeşitli mimari üslüpta binalar yapılmıştır. Kuşkusuz 1950'den sonra yapılanların sakaletine Arnavutköy'de oturanların bile bunca yıldır alışamadıklan gerçektır. Kuruçeşme tarafından gelınce, bugün göze batan en eski yalı; 183O'lu yıllarda yüzbaşı rütbesiyle Osmanlı ordusunun reform çağında müşavirlik yapan, sonraki Prusya mareşali Moltke'nin oturduğu ve halen Halet Çambel'e ait olan kırmızı ahşap binadır. Eski yalıdan sonra eskı tramvay caddesı boyunca yanyana, birbirinden sakil yeni binalar uzanır gider. Ya öyle, bir zamanlar buradan Bebek'e kadar tramvay geçerdı ve iskeleye yanaşan vapurlarla hoş bir görünüm oluşurdu. Arnavutköy eski kâgir ve ahşap binaların Boğaziçi'nde en çok görülduğü bir semt. Bu ahşap binalann birçoğu da restore ediliyor. Ama semti yangından koruyacak bir ıtfaiye teşkilatını boşuna aramayın. Hatta sokak aralarında yeterli sayıda yangın musluğu bile yok. 19. yüzyıl ortalarına kadar Arnavutköy'Un en nadıde yalılannda Fenerli Rum beylerı, EflakBoğdan asılzade ve ayanının tstan İlber Ortaylı abancılar için hazırlanan seyahat rehberleri, "Bogaaçi'nin en piloresk görünumlu iskelesi" diye yazarlardı Arnavutköy ıçın. Eskı gravür ve fotoğraflardakı koy, kazıklı yol yapıldıktan sonra, Boğaziçi'nin otomobilli seyran yeri oldu. Bir zamanlar çileği meşhurdu. Zaten Boğaziçi'nin her köyüne uğrayan biri, rengârenk bir sebze ve meyve küfesi ile evine dönerdi herhalde. Bugün Arnavutköy çileğinin tadı damağında kalan kişiler çok değildir. Çilek tarlası ve şimdiki Aranvutköy sırtları, ilgisiz iki kavram. 16 ve 17. yüzyıllarda Arnavutköy'ün bağları ve üzUmü de meşıiurmuş; gören bilen, tadına varan artık yok. Her şey değişir kuşkusuz, ama ıyiye doğru değişse ol Y 12 maz mı? 17. yüzyılda Arnavutköy ahalisi ekseriyetle Doğu Karadeniz'den göç eden Rumlardı 19. yüzyıla kadar bu semtte cami yoktu, dolayısıyla MüslUman nüfus da... Şirketi Hayriye vapurları Arnavutköy'e uğrar olduktan sonra, memuru ve kayıkçısı ile Müslüman halk yerleşmeye başladı. Gene de bu yüzyılın başında, RumOrtodoks nüfus altı bin nefere ulaşıyordu ve köyün bu çoğunluğu ardından Müslumanlar, Ermeni ve Yahudiler geliyordu. Arnavutköy'de tebai şahaneden olmayan bir iki yüz kadar ecnebi de yaşardı. Doğrusu ArnavutköylUlUk, yakın zamanlara kadar devam eden ayrı bir hayat tarzıydı ve köyün sakinleri, kendilerine özgü çahşkanlıkları, ustalıkları ve eğlence düşkünlükleriyle Jıep bır arada yaşar gıderlerdi. Arnavutköy taverna ve meyhaneleri el değiştirse de öyle son zamanlarda ortaya çıkmış yerler değil