Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ıssis Moraitis ile Türk sanatçı Yekta Kara ırçaya katıldıkları anda, salonda bulunan ık sayıda Türk, Yunanlı ve lstanbullu Ruun.gözlerinden yaşlar sOzüldüğü fark edillstanbullu Rumlardan söz ettiniz. ürkYunan dostluğunun ihtiyacını aliba en çok onlar duyuyorlar... Kuşkusuz. Atina'nın Faliron semtine gitn, kendinizi evinizde hissedersiniz. 6070 bin ivarında TC. vatandaşı Rum, Yunanistan'ın öbeğinde yaşıyor. Günlük hayatları, etnik kaakteristikleriyle Yunanistan'a, ruhları ve özitnleriyle Türkiye'ye bağlı. Bu ihtiyacı luyanlar sadece onlar değil. Yunan parlamenosunun iki Türk üyesi, Iskeçe PASOK miletvekili Ahmel Faikoğlu ile Yeni Demokrasi 'artisi'nin Gümülcine milletvekili Mehmet rfiiftüoğlu, törenlerin her bölümünde hazır )ulundular. Bundan da öteye, Yunanlılar da )u ihtiyacı duyuyor. Pontus (Doğu Karadeıiz) kökenli ve Türkçe bilmeyen bir Yunanlı, )ir toplantıda, heyecanla mikrofonu kapıp, jozuk bir Türkçe ile "Siziıt de babanız Nasrettin Hoca, bizim de babamız Nasrettin Ho:a, gerisi palavra!" diye haykırdı. tSiz bu ödülü, "Ege'nin Karşı Kıyısı" adı altmda topladığmız yazılarınızla aldmız. Ancak, sizin imzanız bu bölgedeki siyasi sorunlarm ele alındığı yazılarda daha çok göze çarpar. Banş ve dostluk ülküsünü, somut siyasi yaklaşımlarınızla nasıl bağdaştırıyorsunuz ? Bu durum gerçekten bir paradoks. Çünkü ben, Yunanistan'la barış ve dostluk özlemi taşımakla, Türkiye'nin Ege'deki komşusuyla arasındaki ilişkilerde haklılığını savunmaktan feragat etmek niyetinde değilim. Açık söyleyeyim: özellikle Kıbrıs sorunu ve karasularının 12 mile çıkarılması gibi, Yunanlıların "ulusal hak" gördüğü alanlarda ben, kesinlikle Türkiye'nin haklı olduğu inancındayım. Ancak felsefi bir bakışla, bütün siyasi sorunların belli tarih evrelerine ait olduğu ve bir dönem sonra anlamsızlaşacağı kanısındayım. 1900 yılında, Türkiye ile Yunanistan arasında kıta sahanlığı, adaların silahlandırılması, NATO içinde Ege'de hava komuta ve kontrolü gibi kavramlardan bâhsetmek düşünülemezdi bile... Belki 2100 yılında da bunlardan bâhsetmek anlamsız ve gülünç hale gelebilir. Oysa aynı bölgede yaşayan insanlar arasında, kalıcı bağlar yerleştirmek, tarihin aşındıracağı siyasi sorunlardan daha geçerlidir. Barış ve dostluk derken, bunu hedeflemeliyiz. Annemin ve yedi ceddiınin ait olduğu Selanik'e ben istediğim zaman gidip gelebilmeliyim. Yunanlılar da Izmir için aynı imkânIara sahip olabilmeli. Ama 1987 yılının somut koşullannda bana Kıbrıs konusunda ne düşündüğüm sorulursa, bu yıl için geçerli olmak kaydıyla, Denktaş ile aynı tepkiyi gösteririm. %Bu çerçeve içimie, "Abdi lpekçi Barış ve Dostluk ödülü" ve Dostluk Komiteleri gibi çabalar nereye oturuyor? Bu çabalar gelecekteki kaçınılmaz beraberliğin harcını, sıvasını oluşturan mütevazı, ama gerekli çabalar olarak görülmeli. Bu ve benzeri çabalar olmaksızın iki Ulke arasında barış ve dostluğa doğru da ilerlenemez. Hem sorun Türklerle Yunanlılar arasında değildir. Bu, tarihin ve coğrafyanın bir cilvesidir. Küçük Asya'da Turkler yaşamazdan önce de Ege'nin iki yakası arasında sorun vardı. tlyada Destanı, Troya Savaşları bunun hikâyesidir. Bu anlamda, Küçük Asya'nın 1000 yıllık sahipleri olarak, biz, Hektor'un devamı sayılırız, onun torunlarıyız. Anakara Yunanlıları da Aşil'in. Hektor'suz Aşil, Aşil'siz de Hektor olamazdı. tkisi olmadan da ne Troya Savaşları olabilirdi ne de llyada Destanı. Dolayısıyla, Türkiye'siz ve Yunanistan'sız Ege olamaz. tki ülke de birbirlerini Ege'den silemeyeceklerine göre, Ege'de banş ikisi arasındaki dostluğa dayanacak. Sözü edilen bu çabalar da kaçınılmaz bir barış ve dostluğa katkı içindir. Ege içindir. Ege'miz için. n FOTOROMAN OKU RDAN Tabanın sesini yansıtmalısınız Cumhuriyet DERGİ'yi içinde bulunduğumuz koşullarda her yönuyle ilginç buluyorum. Türk okurunun açık kalan kültürel eksikliklerine değindiğiniz için sizleri kutlarım. Bir de sizin şiire önem verişiniz daha da sevindirici bir olay benim için. Gerçi gazetemiz dergi gereksinimini duyurmayacak dolgunluktadır, ama siz Türk okuruna, Türkiye halkının kültürel gazetesi olmayı üstlenmiş gibisiniz. Sizin bu görevinizi her koşulda yerine getirmeniz için okurunuz olarak başanlar diliyorum. Sizler taban gazetesi olduğunuz için tabanın sesini yansıtmalısınız. Böylece okur olarak biz de belki de eksik ürünlerimizi size gönderip, sizin değerlendirmeleriniz ışığında kendimizi ölçmüş oluruz. HAKİ GÜRTAŞ ElazıQ Evet koşuya katılacaklar belgelerini versinler. Rahan'dan nefret ediyorum Ben dergiyi genelllkle beğeniyorum. Ancak o Rahan yok mu, ondan nefret ediyorum. Lütfen yayımlamayın artık. O ilkel yaratığı kar$ımda görmek istemiyorum. Mutlaka bir çizgi yayımlayacaksanız, çağdaş, modern birini seçin. örneğin Ismail Gülgeç'in çizgi dizisi ne kadar güzeldi. Hem bir sey söyleyeyim mi? Çizgi romana da gerek yok aslında. Onun yerine bir müzik, bir spor sayfası olsa dergimiz eksiksiz ve mükemmel olacak. isteklerimizin gözönüne alınması dileğiyle. Vay canına bir türlü ardı arkası kesilmiyor. 8PİRO STEFANGİL Hatay Çizgi roman sevmeyenler lütfen sayfayı çevirln Yeter artık. DERGİ çıktığından berl neredeyse her hafta bir kişi çizgi romanları kötClüyor. Ne isteniyor şu çizgi romanlardan? Neymiş efendim 2 sayfa çokmuş, onun yerine öykü, şiir konulmalıymış. Yok şu çizgi roman ilkelmiş (çizgisi yüzünden değil, anlattığı dönem yüzünden!), yok bu çizgi romanın yüzüne bile bakılmazmış. Slz sayın çizgi roman sevmezler. Lütfen çizgi romanları okumayın. Hemen sayfayı çevirin; yazık harcadığınız onca zamana. Biz sizin öykünüze, şiirinize karışıyor muyuz? Siz de bize 2 sayfayı çok görmeyin. Rahan'a gelince. Son derece güzel çizllmiş ve konulan da iyi seçilmiş bir roman. Oradan daha iyileri yok mu? Elbette var. Keşke önümüzdeki sayılarda yalnız Rahan'ı değil, daha kalitelilerini de görebilsek. Yaşasın Rahan! Yaşasın çizgi roman! Saygtlanmla. YAVUZ DRAMAN Utanbul Hepiniz dağılın hayır hayır yalnız koşucam yalnız •n koşucan 7 bin kişinin katıldığı Mavi Haliç Koşusu'nda bir görevli (Fotoğraflar: VEDATDANACI)