06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YEMEK Güneş Schneider İtibarı düşük, ama marifetli lahana Fransızlann bir deyimi vardır: "Lahana gibi aptal!" İngilizler de 'hakaret için', bu sebzenin adına sık sık başvururlar. Ama lahananın marifetlerini bilen eski Romalılar, "Omne Deducet, sanum faciet" diyerek bu sebzeyi göklere çıkarmışlar. çocuklar, "Anne ben nasıl doğdtım?" diye sorunca, genellikle "Lahanadan çıktın yavrum!" denirmiş. Biraz daha şanslı kızlar, "Gülun içinden dogdun" cevabını alırlarmış. Psikologlar bu yalanların çok sakıncalı olduğunu kanıtlayip, çocuklarda ileride psikopatik bozukluklar baş gösterdiğini ve çocuklara her zaman gerçeğin ve doğrunun söylenmesi gerektiğini yazınca, Avrupa ülkelerinde, 56 yaşa bu sorunun cevabını detaylı olarak anlatan kitaplar basıldı ve lahananın bu işe yaramadığını çocuklar da öğrendi. Lahananın tarihi çok eskilere dayanıyor. M.ö. 3000'den beri insanoğlu, bu bitkiyi biliyor. Antik çağlarda Tiberus Cbudius'un her gün yediği yazılı, Kartaca'yı kuşatıp, yağma etmek isteyen komutan, halkına, lahanasız hiçbir şeyin yolunda gitmeyeceğini; bol bol lahana yemeleri gerektiğini söylermiş. Latin halkı, Mısırlılar gibi lahanayı bir tanrı kabul edip, tapmamalarına rağmen, bu sebzeyi hep göklere çıkarınışlardır. "Omne deducet, sanum faciet" lahana her şeyi hastalıkları kovar, sağlığı yaratır, eskilerden günümüze kalmış bir deyiş. Romalılar, imparatorluğu kurup genişletirlerken, askerler için ideal bir besin kabul etmişler. Hem taşınması zor değil, kolay kolay bozulmuyor hem de bedene canlılık veriyor. Bugün bunu daha iyı anlıyoruz. tçinde, protein, sodyum, potasyum, fosfor, kalsiyum, günümüzde pek moda olan ve sinirlere çok yararlı olduğu kabul edilen, insanı stresten kurtaran magnezyum ayrıca demir, iyot, A, B, PP, C vitaminleri yanında, son yıllarda, lahana Iipidlerinde, U ve antiraşilik D2 vitaminleri de keşfedildi. Bir yazar kitabında, Romalıların 600 yıl hiç ilaç kullanmadıklarını, bunu da lahanaya borçlu olduklarını yazıyor. 50'Ii yıllarda, Amerikalı doktor Garnett Cheney, Stanford Üniversitesi'nde yaptığı araştırmalar sonucunda lahana suyunun çok değerli bir ilaç olduğu tezini savunmuş. Ooktor Henri Leclerc, "Fitoterapi" adlı kitabında, lahananın, bütün açık yaraları, çok kısa sürede ıyileştirebileceğinden bahsediyor. Prof. L£on Binet, sirozluları tamamen "lahana suyu" ile iyi ettiğinden bahsederken, Teksas Üniversitesi'nden doktor Shive, ülser ve gastritin lahana ile tamamen geçtiğini bildiriyor. Ünlü Ingiliz denizcisi Cook'un da başarısını lahana lursusuna borçlu olduğu söylenir: 118 tayfasıyla her tür iklimde 3 yıl sürekli denizde kalmış ve mürettebatından bir kişiyi bile kaybetmemiştir. Tayfaları skorbit hastalığına yakalanıp ölümle pençeleşirken, Cook, gemisine aldığı 60 fıçı lahana turşusu sayesinde, onlara gerekli C vitaminini sağlamıştır. Sonuç olarak, lahana, havuçtan sonra, en faydalı sebze kabul edilir. Kansızlığı giderip, idrar söktürdüğu de defalarca kanıtlanmıştır. Yalnız karaciğer iltihabı ve guatrı olanlar, lahanadan uzak durmalıdırlar. Bu arada size bir de sır: Çig lahana sıkılarak elde edilen su, yarı yarıya greyfurt suyu ile karıştırılarak içildiğinde (günde 23 bardak), süratle kilo verdiriı*. Tabii bu arada, "Nasıl olsa greyfurtla lahana suyu içiyorum" deyip baklava börekleH »tKtırmamak kavdıyla... G Kar beyazl&ndakl M gOrunumuyl» manav tozgith lannın "çlçeğl" kamıbahar, portakaklan da, llmondan da yukaak değerda bir C vltamlnl dapoaudur Özel tereyağlı lahana 6 adet lahana yaprağını buğuda 58 dakika pişirin. Lahana yapraklarını bir tabağa alıp, içine harcı koyun. 20 dakika kadar fırında pişirdikten sonra, üzerine özel tereyağından parça parça serpiştirip, tereyağında çevrilip, az pişmiş domatesle servis yapın. Harcı: 50 gram dövülmüş badem ve 60 gram gravyer veya kaşar rendesini karıştırın. özel tereyağı: 90 gram yumuşamış tereyağını yarım demet dereotu, az taze soğan, yarım demet maydanoz, tuz, bir çay kaşığı limon suyu, bir yemek kaşığı hardal ile karıştırıp buz dolabına kaldırın. D Size yapılışını anlattıOımız "özel Tereyağlı Lahana"yı, yapraklara değişik görünümler vererek, "este tik bir tabak" biçiminde hazıriayabilirsinlz. alnız hikâyeler ve mitolojide var olan düşler, XX. yüzyılda yavaş yavaş gerçekleşti. Uçmak kuşlara ve tanrılara aitti. Halbuki insanoğlu bugün aya bilegidiyor. Atomun en ufak zerresini bile biliyor vedoğa olaylarına eskisinden çok daha fazla hâkim. Yıldırım çarpmasını, sel basmasını teknik yöntemlerle onluyor. "Yağmur duasf'na çıkmasına gerek kalmadan, yapay sulama ile tarlalarını sulayabiliyor. Fakat bütün bu ilerlemenin yanı sıra, doğadan da gittikçe uzaklaşıyor, onu yeniden biçimlendıriyor, değiştiriyor. Doğanın yasalarını bıldiğine, ona hükmettiğine ınamyoı; ama doğa ile insanoğlu arasındaki olumlıı değiş tokuş, yavaş yavaş kalkıyor. Bunları yazjııaının nedeni, bir "lahana analizi." Biz ailece lahanayı çok severiz. Kışın turşusunu, dolmasını, çeşitli yemeklerini bol bol yaparız. Ufak rahatsızlıklarda tedavi için kullanıp, zaman zaman kürünü de ihmal etmcyiz. Çernobil sonrası, kışın Almanya'ya gıdecektik. Telefonda konuştuğumuz dostlar, tükettikleri sebze ve meyveyi özel aletlerle zararlı Y madde olup olmadığını ölçüp, sonra yediklerini söyleyince, biz de yanımıza denemek babından, ufak bir lahana aldık. Analiz sonrası rakamlar çok ürkütücüydü. Sadece o lahanada ıııı o kadar tehlike vardı, o zatnanlar radyasyonun en yüksek olduğu meşhur Karadeniz Ereğlisi, Akçakoca, Düzce üçgeninden mi geliyordu, yoksa o kış diğer bütün satılan lahanalar mı kanserojendi, bilemem... Fakal Alman yetkililerden, balıkta radyasyon bulunmadığını öğrenmiştik. Dinyeper nehrine sızıntı olmadığı için, Karadeniz'e radyasyon yağmurla gelmışti; ama etkisi çok çok az olmuştu. Biraz da iyot yenilmesini tavsiye etmişlerdi. Böylece o kış lahana yiyememiştik! Çoğu kimse, herhalde, "Fada da bir şey kaybetmemişsinizdir"' diye düşünecek; çünkü lahana genelde pek sevilmez, hele lokantalarda hiç itıbar görmez. Fransız nörolojist Ducbenne, beğenmediği tezlere, "Lahana yapragı gibi değersiz" dermiş, yine Fransızca'da, "lahana gibi aptal" diye bir deyim vardır. fngilizler de "hakaret için" bu sebzeyi kullanırlar. Yirminci yüzyılın ortalarına kadar küçük Lahana çortmtma, havuç va ktmviz de Hav« ederak, zangln tadlı bir çorba ald» adanlniz Lahana çorbası Halk arasında, lahananın, , "sindiriminin ağır olduğu" inancı yaygındır. Hayvansal yağ ile pişerse gerçekten ağır olur. Lahana, ya ince ince kıyılarak çiğ yenmeli ya da sindirimi kolay oİ8un diye, buğuda pişirilmelidir. Çorbası için de bir küçük lahana alıp buğuda az pişirin. Diğer tencereye 2 havuç, 1 küçük kereviz, 12 patates, 1 soğan, az kekik, 23 defne yaprağı koyup iyice pişirin. Piştikten sonra, lahanayı da koyup, hepsini mikserleyin. Tuzunu, karabiberini ilave edip, servis yapın. D 14 I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle