Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
boyalı desenler doluydu; ama ateş yakan çobanlar, içki içmeye gelen köylüler, hele hele definecüer yok ettiler hepsini; belki çok az izleri vardır." Gerçekten de kayalık bir yamacı dönüp irice doğal bir avluya girdiğimizde karşımızda bütün görkemiyle belirdi Belha Kilisesi. Doğal avlunun ardında yarım ay şeklinde yaklaşık 25 m. uzunluğunda ve 810 m. yüksekliğindeki kayalıklara oyulmuş. Orta ana kapının önünde üç sütun var,her biri yaklaşık 68 m. boyunda, yıkılmış olanın da izleri var. Bu üç sütunda da dcrin çatlaklar oluşmuş, önlem ahnmazsa yakında yıkılması kaçınılmaz görünüyor. Ana girişin dışında sağ ve solda olmak üzere dört büyük giriş daha var, birbirinden bağımsız olan bu girişlerin yukseklikleri ortalama 58 m. ve hepsi de ayrı salonlara açılıyorlar. Pehlivan'ın dediği gibi, sağdaki salonların birinde pek az kalmış kırmızı mor renkli desen izlerini bulduk. Inceleme için herhangi bir yetkilinin gelip gelmediğini sorduğumuzda, "Senelerdir buradayım, bildiğim kadanyla gelen giden olmadı, ama baıan nereden duymuş oluyorlarsa, bir iki yabancı turist gelir, birkaç Kayalara oyulmuş Belha Kilisesl, Ahmet özdemlr'ln tapulu arazisi içinde. özdemir, kllisegece kalır giderler," dcdi. nin en fazla 56 yıllık bir ömrii kaldtğım söylüyor. Belha'dan ayrılmak istemediğimizi sezmiş "Umarım geceyi rahat geçirdiniz?" takım küçük sanayi kuruluşlan gözc çarpıyor. olacak ki Ahmet Pehlivan, birden "Akşam ol"Evet, sagolun." Genellikle bakımsız; neredeyse terk edilecek du, serin oldu demezsenlz, size kimsenin bilmedigi bir başka yer daha göstermek istiyoKendisi tam bir özkonak tutkunu, hatırla miş duygusunu veriyor insana. tıldığında, "Evet," diyor buruklukla, "Nasıl Çeşitli ziyaretlerden sonra nihayet, kasaba rum. Gerçi lastik çizme gerekli, ama buralaolsa siz de göreccksiniz, lek kusuru var ilçe nın tam ortasından geçen vadiye ve başlangımizin, bakımsız ve unutulmuş. Tanınması için cındaki Osmanlı köprüsüne geldik. Doğanın çok ealıştık; ama olmadı, turistik yayınlara bi gUzelliğiyle insanın yarattığı çirkinliklerin belki en çarpıcı örneği... Köprü, dört gözlü. Yavuz le tam olarak gimıedi." Anlattıklan karşısında artan merakımızı gi Sultan Selim, Çaldıran seferine giderken yapdertnek için hemen yola çıkmayı öneriyoruz; tırmış. Üzerindeki plakaya göre 1970'lerde onarım görmüş. Hemen dibinde açık, kapalı yolda bize ilk bilgileri veriyor: "Özkonak, Ürgiip'iin yaklaşık 30 km ka tuvaletler var. Kanal olmadığı için bütün pisdar kuzeyinde, Kayseri yolunun da 67 km likler dışarda, gözünilzün önünde. Köprüden yukarıya, vadiye doğru biraz yııiçersinde oldukça biıyiik bir ilçe. Bütiin köyıi (Biz Özkonaklılar öyle deriz) yaya olarak bir rüyünce öniimüzde nefis bir manzara belirigünde gezmenin olanağı yok. Eski adı yor. Vadi, kuzeyden güneye hafif bir sol kıv'Genezin' ve tarihi de sanırım çok eskilere gi rımla yaklaşık 1,5 km kadar devam ediyor. diyor. Kayalar içlne yerleşmelerin ilk olarak Kanyon ile çöküntü oluşumu arasında bir göHititler döneminde başladığını kabul edersek, rünüşe sahip. Tabanı yaklaşık 4060 metre arakasabanın tarihi konusunda bir fikriniz olur sında ve tarlalık, yüksekliği ise 1015 metre. herhalde. Çiinkü Ürgiip girişinde, vadi ile bag Yer yer içe kıvrımlı uçurumlar oluşmuş ve üstlantısı olduğu söylenen bir yeraltı kenti var. leri kasabanın taş binalarıyla dolu. Uzaktan Fakat bugüne değin yalnı/ca 34 katını lemiz kuş yuvalarını anımsatan binalann tamamı haleyebildik. Her şeyini Öıkonaklılar yaptı, öyle sarlı. Evlerle vadi tabanında kalan iç ve yan ki temizleme ve ışıklandırma çalışmalannın la duvarlarda ise binlerce kaya yerleşmesi var. mamı bize ait. Hiçbir yerden yardım almadık, Vadinin solundan küçük bir dere akmakta, zaten veren de olmadı. Belki bu nedenle olsa çok ufak bir kolu da yüksekten gelip kendisi ra kadar gelmişken az da olsa göriin," diye gerek, Özkonak ve çevresi, turistik yayınlar ne katılıyor. Dere, bölgede ahşılmamış şekil yeni bir teklif daha yapınca, Mehmet Bey'e, da pek fazla yer almaz. Fakat yine de turiz de nem yaptığından, vadideki kaya yerleşme "Sen ne dersin?" gibilerden baktım, leri için adeta ölüm saçıyor. Nemin etkisiyle me açmayı başardık." "Tamam" yanıtını alınca başladık yürümeye. hepsinin duvarları parça parça dökülüyor. Yörenin neden böylesine kapalı ve dikkat Yaklaşık 1 km sonra ufak bir tepenin yaözkonaklılara göre burası yakın zamanlarçekmemiş olduğunu sorduğumda, "Genel bir macında, daha küçük sayılabilecek bir kaya da (belli bir tarih veremiyorlar, yalnızca tahilgisizlik var. Ama Özkonaklıların da payları yerleşmesi topluluğuna geldik. Aralarında gebüyük, çiinkü hıırada herkes ticaretle uğraşır, nıin) çöküntüye uğramış ve görünen yerleşme nişçe olan ve içinden ince bir suyun aktığı mabiraz para sahibi olan lstanbul'da yerleşmiş. ler ortaya çıkmış. Gerçekten de bazı oda ve ğaraya girdik. Pehlivan, toprak içine uzanan Haftada iki ket Islanhul'la Özkonak arasın sütunların dışarıya doğru devam ediyor olma tüneilerden su akan birinin önünde durarak, da karsılıklı otobüs seferi yapılır. Ama yalnız sı, çöküntü ihtinıalini kuvvetlendiriyor. Köy "Burası bir su sarnıcı olarak yapılmış. Yaz kış ca özkonaklıları laşır, terminalde yerleri bile lülere göre vadideki yerleşmeler, köyün giri suyu eksik olmaz. Yazın tarlada çahşırken kayok. Böylece turizm gelişmemiş, aynca Ürgiip, şindeki yeraltı kentiyle ilişkili; dahası, o bu dınlar, içecek sularını buradan alırlar. HerhalGöreme ve Zelve'nin de önemli buskıları var. ranın sadece bir başlangıcı durumundaymış. de Belha'nın su sarnıcı olmalı, çünkü çevreHerkes Kapadokya dendi mi, bu küçük üçgen Çünkü ikisinden de birbirine giden çok sayı sindeki kovulüar için çok büyük, ama Belha'da tünel bulmuşlar, fakat tamamı toprakla den başkasını pek bilmiyor." ya doğru giden bir tünel de bulamadık. Belki dolmuş. "Eğer" diyor rehberimiz, "ÇökünBiz bunları konuşurken uzaktan ince bir şe tü olmaınış olsa ve tamamı teınizlense, belki de yıkılmışlır..." diye anlatmaya devam ederit şeklinde özkonak göründü. Büyükçe, ti bilinen en büyük yeraltı kenti bu olurdu. Söy rek ıslak tüneilerden birinin içine girdi. Yakpik bir lç Anadolu kasabası. Taş, briket ve lediklerine göre burada 60.000 kişi yaşarmış." laşık 50 metre sonra, ayakkabılarımızın içleri su dolu olarak sarnıca vardık. Zayıf fener ışıkerpiçten oluşmuş gri sarı evler kümesi. YakOezerken ilgimizi çeken bir başka özellik dc, laştıkça 34 katlı ilgisiz beton binalar ve bir böylesi yoğun olan kasabada tarihsel bölge ğında güçlükle fark edebildiğimiz sarnıç, büyük sayılmamasına karşın, yer altında ve kalere bakan veya gozkulak olan, devletin ta ranlıkta oluşu nedeniyle hepimize oldukça yin ettiği bir tek gorevli ya da bekçinin olma korkutucu göründü. Boyutlarının yaklaşık masıydı. Acaba çok mu değersiz? Aynı şekil 4 x 56 metre olduğunu düşündüğümüz sarnıde, 7 km uzaklıkta Belha isimli bir kaya kili cın duvarları koyu kahve renginde bir sır tase kompleksi var. Özel bir alan üzerinde ol bakasıyla kaplanmış. duğundan Ahmet Özdemir isimli kişinin tapulu mülkü. Kcndisirıi "Pehlivan" diye çaDışarı çıktığımızda Ahmet Pehlivan'a teşekğırıyor köylüler. Gerçekten de öyle, ileri ya kür edip ayrılmak istedik, fakat o, gezilip göşına karşın hâlâ dinç ve yaklaşık 1.90 boyun rülecek başka yerler öneriyordu. Ancak hem da. Pehlivan, bizi Belha'ya götürürkcn bir gece olduğunu hem de artık dönmcmiz gerekyandan da anlatıyor, "Siz de görürsünüz ya, tiğini hatırlatıp yeniden, "Bir dahaki sefere" en fazla 56 yıllık ömrü kaldı Belha'nın. Bun sözü verip ayrıldık. Giderken, "Nasıl olur da dan 10 yıl kadar önce çok daha güzeldi, her böylesine unutulur buraları?" diye düşünmegeçen gün biraz daha yıkılıp tahrip ediliyor. den edemiyor insan. Ama Kapadokya öyle bir Eskiden önünde 4 oyma sühın vardı; ama şim yer ki, bilinmeyen güzellikler bilinenlerden di biri yıkılınca üç tane kaldı. Aynca içinde fazla. D bölgesi zkonakhlara göre burası yakın zamanlarda çöküntüye uğramış ve görünen yerleşmeler ortaya çıkmış. Gerçekten de bazı oda ve sütunların dışarıya doğru devam ediyor olması, çöküntü ihtimalini kuvvetlendiriyor. e zkonak Vadisi'nin tabanıyla kasabanın evleri arasında kalan iç ve yan duvarlarda binlerce kaya yerleşmesi var. Hititler döneminde, burada 60.000 kişinin yaşadığı söyleniyor. ugün bizlerin "İç Anadolu" dediğimiz bölgenin orta kısımlanna, antik devlrlerde "Kapadokya" denirmiş. Eski PBrs dilinde "güzel atlar diyart" anlamına gelen sözcüğun özgün biçimdeki yazılışınm "Katpatukya" olduğu sanılıyor. Yapı olarak ise volkanik püskürmeler sonucu oluşmuş bir "doğa harikası" olduğu söylenebilir. Bölgedekı ilk yerleşmeler, Hitit ve Asurlulara kadar uzanır. Daha sonra Frıgyalılar ve Perslerin eline geçen bölge, Büyük Iskender'in gellşine kadar Perslerin egemenllğinde kalır. Nihayet Roma Imparatorluğu'nun eline geçen Kapadokya, bu dönemde önemli bir merkez olur. Bugün Kayseri olarak bildiğimiz, o zamanki adıyla "Mazaka" Anadolu nun en önemli kentlerinden biri haline gelir. Hıristiyanlığın yayılmaya baçladığı sıralarda Kapadokya, bu dinin merkezlehnden biri olur. Sözü edilen dönemde, gerek Arap akınlan, gerek Hıristtyanların kentlere göre köylerde daha güvenli yaşayabilmeleri sonucu Kapadokya, Hırlstiyanlar için önemli bir yurt oldu. Günumüzde böigeyi turistik açıdan önemli bir merkez kılan coğrafi ve tarihsel özelliklerlnin yanı sıra. sanatsal açıdan büyük değeri olan duvar rnknhrl de bu dönemde yapılmaya başlar. Belki bu resimlerin etkisiyle, günumüzde Kapadokya dendi mi, akla hemen haklı olarak, çeşitli resimler içeren kaya kiliseleri veya yerleşmeleri gelir. Bu nedenle, her çeşit turistin gelip ziyaret ettiği bir bölgedir Kapadokya. Yörede en lüks otellnden ucuz pansiyon ve kampinglere kadar, her tür konaklama yerı rahatça bulunabilir. Hatta bazı turıstler, macera olsun diye peri bacalannın içlerinde bile kalırlar, iakat gecenln ayazını hesaba katmak gerekir... Bölgeye ulaşmanın en kolay yolu, hangi araçla olursa olsun öncelikle Nevşehir'e gelmektir. Buradan en tanınmış bölgelere her an ucuz araç bularak en geç bir saatte ulaşılır. kolay, kısa ve ucuz bir gezı programı önermek gerekirse, Nevşehirde üslenıp kentteki dolmuşminibüslerle bütün böigeyi en çok bir hatta içinde gezmek en Ideal yoldur. Fakat Kapadokya'yı tanımak, bilmek istendiğinde, bir aydan az kalınmaması gerekir. Çünkü hâlâ bırçok yönüyle keşfedilmemiştır Kapadokya. Öyle kı, birçok Batılı tarihçı, her yıl Kapadokyada aylarca kalır, yeni ve keştedilmemiş bir şeyler bulabilmek umuduyla. Fakat ilk kez gelmek isteyen bir ziyaretçi için izlenebilecek en ıdeal yol, öncelikle Avanoş, Zelve, Uçhisar ve Göremedir. Ikıncı olarak Ürgüp, Mustafapaşa ve Soğanlı; nihayet son olarak Derinkuyu, Kaymaklı, Nevşehir, Açıksaray ve Gülşehir olarak belirlenebilir. Aynca bu yörede hiçbir geceleme ve ulaşım sorunu olmadığı gibı, modern eğlence yerleri de kolaylıkla bulunabilir. 17