Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
yapıldıktan sonıa, bu figıırlerin yuzleri parçalandı. Sanal larıhi, sanat eleştirisi, hele esletik okuyan, universite profesörleri de dahil kaç kişi tanıyoiMinıi7? Riz sanalı devlel eliyle besleyerek, zoriayaıak toplunıa mal etmeye uğra^ıyoııız. Bu nedenle sanatlan haberli bır kultiir orlanıı olu^ana kadar sanatın, pragmatik, içeriksel nedenlerle yargılanması onııne geçilmez bir ol gudur. Buruda Aıalürk'un davranışı çok yol göstcrıcidir. Aıatürk, kuskusu/ en çok Safiye Ayla'yı dinlemeyi sevivordu F'akat modeııı Turkiye'nin çok sesli çağdaş mııziğe kavuşmaM için elindeıı geleni yapıyordu. Çağdaslık sadece Balıdaıı ıtlıal etmek anlanıına gelmiyor. Geçmisin kanna^ık alışverislcri içinde, çağdaşlığı bulıııı insanlık turihıııın vcrilcrını özümlemis evrenscl duvıanışlaı butünü olarak görmck gerek. Her toplurn buna uymakta rorluk çekecck. Boğaz Köprusu'nc tepki, Atatııtk devrim lerine tepki, yabancı ressamlara tepki, sekse tep ki her seye, politik kavgalara da yansıyacak. Bu yandan Avıupa süs eşyaları ıthal edilecck, ötc yandan falanca hocanın ayinleıiııe katılmacak; bir yandan evde videodan porno filmler i/lenecek, öte yandan çocukları koruyacak yasalar çıkacak! Bır yandan bilgisayarı ilkokııllara almaya çalışacağı/; öte yandan tarihte görulnıemiş bir sistemle, inıam okullaıında kız oğıencı yetişecek. Böylece biı yaıJan uluslararası Biennale'ler duzenleyeeeği/, ote yandan onlaıın getiıdikleıine tepki gtfstereceği/. Ben, ne yalaıı soyleyeyını, Sayın Devlel Ba>kanının tepkısını anlıyorıım. Jürı Başkanı olduğııın halde, ilk dııypıısal tepkim, onıınkinc ben/iyordu. Fn azındaıı seyredeceklerin lavıı ııı duşııneıek, ben de resimleıin esk'tık değeı Jerı ölcsındc, içerıklerinın niteliği üzerinde, re sım otesi şeyler dıısundıım Sonra dtıygusallığı bırakıp yabancı bir ulkeden gelen nıavili adamııı ne dediğinı anlanıaya çalıstıtn. Her dakıka belıruiğinu/ gıbi bır yerlere yetismeye çalı>an bır toplum olduğunıuzu unutmamak gerek. >li/;ılı Tarilıimi/clcıı Mizahta Eşek olda giderken birden sıkıştıruz ve hemen bir duvar dibi bulup ihtiyacınızı karşılamamz gerekiyor. Şans bu ya hemen bir duvar dibi buldunuz. lam ihtiyacınızı görüp, rahatlayaeağmız bir sırada basıruzın üstündeki yazı dikkatinizi çekiyor: "BURAYA IŞEYEN EŞŞEKTİR". Aklıruza hemen, iki kocaman kutaklı bir hayvan geliyor ve iki ayağınızla girdiğiniz bu yerden, istemeye istemeye dört ayagınula çıkıyorsunuz.. öyle eşek deyip geçmeyin. Ülkemizde "eşek" adlı bir mizah dergisi çıktığı gibi, eşek tlzerine yazılrruş bir yığın da atasözü var. Neyse fazla cşeklik etmeden, örnekler vereyim: Y EŞEĞE DAtR Bir amatör "Kaprisler"adlı karikatür kitabı yasaklanan Honori Daumier'ntn bir çalışması (1847). laııyla foı malarıyla gelirler. Altın madalya alırlarsa mariları çalınır, kalkıp sclamlanır. Çunkü platlorm ulusal değil, uluslararasıdır. Kımse sizi uluslararası platforma çıkmaya, bu gibi faaliyetlerı duzenlemeye zorlamadığına göre, duzenlediğini/de de uluslararası kııral ve gelcneklere uymak zorundasınızdır. Müstehcen ve muzır tartışmasından bıktık ve bu konuda yönetime sö? geçirilebileceği kanısında da değiliz. Zaten bu gibi sorunlar uç beş, on yılın içinde çözülebilecek gibi değil; yetişcn gençliğin zaman içinde bı/den daha sağlıklı bir göruş ve tutum benimseyeceğine inanıyoruz. Bugunku çok slanclartlı ahlâk(!) anlayışımızı kavramak olanaksız. Ama tutalım ki çok açık anlaşılır ve kendimıze göre mükemmel bır ahlâk anlayışımız ve "miislehcen" kav ramımi7 olsun. Bizim için müstehcen olan; Fransız, Polonyalı, ltalyanlar için hiç de öyle değil. Bu ülkeler sanatın içindemüstehcenı kendilerine göre eriten bir teknik ve anlayısa sahipler. Herhalde Polonyalı ressam resimlerinı kendiliğınden postaya vermiş değil. O resimleri gören Polonyalı ılgıli ve yetkıliler bu resimlcrin sanat değerini ve müstehcenlik yanını da çoktan değerlendirmişlerdir. Eğer gelen resimler bizim özgıın ahlâk(!) ve kanununuıza uymuyorsa, bu tip eserlerin gençlerimız tarafından görulmesi istenmiyorsa, bakanlıktaki gayretli beylere AsyaAvrupa Biennalini ter^ tipleyin diycn kimdi ki? Tavır ve görusleriyie Suudiler, anıa dunyaya açılma iddiasında AET ülkeleri gibi olnıaya özenen böyle garip bir yönetim mckanizması görülmcmişlir. Bu serginin üzerine bır de uluslararası bilimscl kongre duzenleyın ve bazı tebliğleri yasaklayın, dört dörtlük olsun. Bu terslik içinde, birtakım uluslararası faaliyctlcri düzcnlcmeden önce, köşemi/.de oturup öğrensek ve düşünsek daha iyı olmaz mı? Bakanlık yetkilısinin deyışıyle: "Şartnamesine göre her resmin kabul edilmek lonında olundugu biennaller"den tertiplemek bizim neyimize efendiler. Polonya'da bir Turk ressamın tabloları kaldırılsa hoşunuza gideı miydi? Sanatçıya yapılan muamele konusunda uluslar, politikacılarına gösterilen muanıeleden daha hassastırlar. O Polonya ki, Avrupa'da bizler vc sanatçılarımız için en sıcak ve saygılı duyguların beslendiği bir ülkcdir. Avrupa bugünkü özgurlükçu tutum ve davramşına kolay ulaşmadı. 19. yüzyıl Fransa'smda yasaklanan resimler var. 19. yüzyılın Avusturya'sında yasaklanan buyuk yazar ve tarihçiler var. (Ranke'nin "Papaların Tarihi" gibi) Bunların bazısı politik yönden kışkırtıcı, bazısı müstehcen bulunmuş. Ama yedi iklim dört bııcağa: "Koşun geJin, neyiniz varsa serKİleyin" deyip, sonra da ulusal sansür uygulama usulünu biz yarattık. Bu özgün ahlâk anlayışımız ve dışa açılmak merakımızla tatsızlıklar yaratacağımıza; başkaları bizi uluslararası kültürel faaliyetlerden dışlamadan, biz kendimizı dışlasak ve bir süre dış dünyayla yaşamanın yollarını duşunup öğrensek daha iyi olacak galiba... • • Eşek altın yular taksa yine merkep yine merkep. • Eşek bile makamla anırır. • Eşeğin arurmazı olmaz. • Eşek dağda ölür, zaran eve gelir. • Eşeği düğüne çağınruşlar ya odun eksik, ya su demiş. • Eşeği sahibinin dedigi yere bağlada, varsm kurt yesin. • Eşeği dama çıkaran, yine kendi indirir. • Eşek yttklü olunca anırmaz. • Eşek kocamakla tavla başı olmaz. • Eşeğin semeri kendine ytik gelmez. • Eşeğe gUcü yetmez scmerini döver. • Eşekten düşmek, attan dUşmekten tehlikelidir. Karikatür Dergisi EŞEK DERGtSİ Bienal bizim neyimize Hizim için müstehcen olan; Fransız, Polonyalı, İtalyan için hiç de öyle değil... ÎLBER ORTAYLI Yerli tipteki dergilerden biri de Eşek'tir. Bu dergi: Merkep, Koca Eşek vb. gibi ceşitli adlarla yayımlanmış aslında bir dergiler dizisidir. Eşek gazetesinin adının altında, masaya oturmuş yazı yazan, tek gözlüklü. kerli ferli bir eşek resmi vardır. Bu dergi sürekli muhalefet yapınca birkaç sayı sonra kapatıhr. Yöneticileri bu kapatıhnaya aldırmazlar ve gazeteyi aynı resimle fakat "Kibar" adı ile çıkanrlar. Bu dergi de kapatıhr. Gazete, adına uymakta direnir ve adını "Malum"a çevirerek, bir defa daha 1958 çıkar. Yalnız bu sefer eşek dogrudan doğruya gözükmUyor, masanın arkasından kocaman iki kulak sallandınyordu... S ayın Cumhurbaşkam, biennali gezerken, Poionyalı Ressam lan Dukovski'nin bir rcsmini müstehcen bulmu^; Kültür ve Türizm Bakaııı Miikerrem Taşçıoglu da hemen Polonyalı ressamın butün tablolarını kaldırtmış. Doğrusu Sayın Bakanın tarihimize geçecek su secî ve vecîz ifadelerini hep hatırlamalıyız; "Birini dcftil, hepsini kaldırsınlar, kimsenin kı/ınaya lıakkı yok. Bu iilkenin kanunları var. Muzır Yasası nasıl çıkarıldıysa bu resimler de kaldırılır". Bu ülkenin kanunları var olduğunu herkes biliyor. Yalnı? bazı beynelmilel kanııtı ve kurallar da vaı. Mesela Suudilerin Arabistan'ında kadınlar örtunürler. Bu kanundur. Arna Riyad'da "Dünya Kadınlar Kongresi" toplansa başını, sırtını açan, örtünen örtunmeyen, binbir adet delegeye kimse çarşaf giydireme^. Bu kadar çeşitli insanı uluslararası platformda, "bize buyurun, burda loplanın" diye davet cden ülke bu alanda kendi ııııllı kanununu mazcret olarak ileri sürcmcz. Vc pek tabii Suudiler de kendi açılanndan böyle beynelmilel kongre, sergi, yarışma düzenlemek gibi işlere bulaşmama tutarhlığını göstermektedirler. Hiçbir ülke; dört yılda bir yapılan olimpiyatlar, hem bizde yapılsın, hem de bizim ilişki kurmadığımız devletlerin sporcuları gelmesin, diyemez. Bayrak HAKAN DERMAN 18