Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
^W Atın gideceği bir înce yoldur 4> • ı • ı 'EUcrim, Gözlerim, Yüreğitn" (1960) ve "Yüzünün Bir Yanında" (1969) şiir kitaplarından sonra Berin Tajan, bütün şiirlerini " ö n c e " başlığı altında yayımladı. Ilk şiiri 1946 yılında "Varlık" dergisindc çıkan Berin Taşan'ın şiirini, Şükran Kurdakul şöyle tanımlıyor: "Berin Ta$an, ilk çıkışından itibarcn ülke insanları ve gerçekleri karşısında sıcak ilgilerin, duyarlıkların şairi oldu. Arınmış, tertemiz diliyle yarattığı içten söyleyişi hiç yitirmedi. Kimi kısa, kimi uzun dizeli kuruluşlarında Ceyhun Atuf Kansu'nun dcyişiyle 'Sesini Şiran'dan, Mcrzifon'dan, Beyazıt alanı ve Sinop kalesindcn geçirerek ağıtla yakıp, çakmak taşı ilc bilenmiş bir dağ başı yeli gibi' yaratarak kendisi olmasını bildi." Taşan'ın "Haydi" başlıkh şiirini " ö n c e " adıyla yayımladıgı kitabından aldık. 3 • • 0) Haydi Seni hep uykularmda kandırıyorlar Giydirip kuşandmp götürüyorlar Benim için ne derlerse yalan diyorlar Bir odaya kapatmışlar çıkarmıyorlar Sen güneşi görmeden edemezsin Uyan kan uykusu bu cânan. Sarmaşık gülleri koparıyorlar Atın başını bırakmıyorlar Temmuzu kilstürmüş kaçmyorlar Sen sevmeden edemezsin Benim işirı var de uyan. Bir tepsi donattım neyim var neyim yok Sabahtan beri baş ucundaytm Neyim var neyim yok ortada Ben şairsem, parasızsam, bu şiiri yazmışsam Elimdeki avcumdaki senin A tın gideceği bir ince yoldur Güvercin besler, gül satar yine sana bakarım. Berin Taşan I I 1 "8 Her Oyu n Kimin İçin... Demokrat Partı iktidarının 'Tahkikat Komisyonu' kararları ıle hapse girenler, bırer vatan haini, onları hapse sokanlar da birer vatanseverdi. Kaç ay sürdü, şimdi unuttum, bir askeri darbe ile olaylar birdenbire yer değiştiriverdi. Bir ihtilal olacağını çok kişi biliyordu. Ama ne zaman olacağını bilen az kişi vardı. Bir sabah tatlı uykusundan tank sesleriyle uyanan Celal Bayar, "Ne oluyor?" diye sormaya kalmadan Çankaya'dan alındı, Harbiye'de büyücek bir odaya konuldu. Menderes, Eskişehır'de o geceki şölende demokrasi ısteyenlere ağız dolusu sövmüştü, ama uyandığında Porsuk Palas'ta bir tehlikenin üstüne doğru geldiğini anlamıştı. Yanındakilerle birlikte Kütahya yoluna doğru kaçarken, üstünde de kovalayan jetler vardı. Menderes de Kütahya'da yakalanmış, Harbiye'de Bayar'ınkinden daha küçük bir odaya tıkılmıştı. Yurtseverler kimdi, neredeydiler? Kimse bu Harp Okulu hapislerine yurtsever demiyor, onlann hapse attıklarını oh ne lyi oldu diye karşılamıyordu. 27 Mayıs, asker, sivil, öğrenciler ve subaylarla birlikte güle oynaya gelmişti. 1960'ın 21 Mayısında Harp Okulu öğrencileri Çankaya'ya doğru yürüdüğünde, bu işin sonunun yaklaştığı anlaşılıyordu. s Çiğli sabah Gündüzün geceye çizgi çektiği vakit, Çiğ laneleri ile uyandır beni. Kollarında huzur ve güven, Dudaklarında leylak kokusu. "Şafak " diye uyandır beni Omuzunda bir baş, Yüreğinde çiğli bir sabah ve ayrılık korkusu. K. Şafcık Yılıııaz Diyeceğim çok Ağasar dereleri bıtlamk s Sis dağını duman altnış ayak basacağım çamursuz yer yok yağmurlar dınmek bilmıyor şemsiyem yok yalnızım, soluk soluğa yokuşlardayım birileri çıkıp bir sözün var mı dese diyeceğim çok. Hasbiyt Gttnaçtı Ama iktidarda bulunanlar da boş durmuyor, kendılerince bazı önlemler alıyorlardı. Bu önlemlerden bıri şoyleydı: Ankara'ya Konya ve Adapazarı'ndan taburlar, Güneyden de zırhlı tugay getirilecekti. Bazı birlikler de kentten uzaklaştırılacaktı. ikincısi de şöyle: Coplu üç inzibat taburu kurulacak, bunlardan biri Ankara, ıkısi istanbul'da go'steri yapanların üstüne salınacaktı. inzibat taburlarına gerektiğinde para verilecek, gösterı yapanlara karşı paralı askermiş gibi kullanılacaktı. İnzibat taburları, Yedek Subay Okulu arkasına yerleştirilmişti. Ancak iktidar sahipleri bunları kullanamadan tez yakalandılar. Hep yadsınır, ama Harb Okulu'nun imhası için de Bayar'ın önerdiği bir plan vardı. Bir toplantıdan söz edilir. Çankaya Köşkü'nde Celal Bayar, Menderes, bazı bakanlar ve Prof. Ali Fuat Başgil toplanırlar. Harp Okulu'nun yürüyüşü konuşulur. Bayar, düşüncesini bir sözcükte özetler: "TenkiM." Kulağı ağır işiten Prof. Başgil: "Tenkit mi buyurdunuz?" diye sorar. Bayar, kızgın bir anlatımla: "Tenkil, tenkil, tenkil!.." diye bağırır; "Tenkidin zamanı çoktan geçti hocam." Bugün çok tartışılıyor, ötekilerle darbelerle karşılaştırılıyor, neydi 27 Mayıs? Gelmesi, karşımıza dikılmesi lyı mi olmuştu, kötü mü? 27 Mayıs'ın olmasıyladır kı ardından 12 Mart. 12 Eylül de gelmişti. 27 Mayıs'ın ne olduğunu Ismet Paşa'dan bir kez daha dinlemekte yarar var sanıyorum, diyor ki"27 Mayıs'ı partılerarası bir boğuşmaya son verecek bir müdahale şeklinde gormek yanlış bir teşhistir. Böyle bir teşhis, zorbalık yolunu tutmuş olan, aslında millet azınlığınt teşkıl eden zümre ile millet hakları için hapıshanelerde ve meydanlarda canla başla mücadele edenleri, yani millet çoğunluğunu aynı gözle görmek olur." Hapishaneler gene dolu, işkence baskı gene var. Bütün bu olanlar kimin için, sorusu elbette zihinlerde düğümlenmiş oluyor. öteki darbeler kimin için yapıldı? Bu darbeler kimin için? D Dönüşüm bir kovan uğultusu toprakta sevinç yasla yıkışıyor kayalann saçı mı bu yosunlar kış bahara dönüşüyor ne açar şeftaliler, kuşlar ne öter yüreğin konuğu kim, güllerin koktuğu niçin işte yılan, işte leylek kötü iyiye dönüşüyor . ister fosillerde oku, ister kumlarda akarsulara karşı durulmaz gör, yağmur yağdığı süreçte bulut şınışeğe dünüşüyor her şey bunu türkülüyor ot. böcek, dağ. taş cumle varlıkta bir lelaş eski yeniye dönüşüyor sürekli * Bir şaire ağıt öner'e adanmıştırBirdenbire bir yere düşenin kanı doğrulur ve omuziar ölüsünu kimbilir hangi gözlerle bakar ki hiçlik kuş sürusü olmuş gOk burgaanda değişmiş ayşafaklarında doktt acı bütün ırmaklarla yazılmışo sözler.. o Mgiler.. o bijdiriler kırık mezartaşlarına dönuşıir bırden kimbilir ne acı gözle bakar ki bütün yalnızlıklarda bınlerce yas toreni gökte leylek kanadıyla dalgalı bulut yerde umut diye sana yazılmışeskimez eksilmez bir sıı çöllerde arar binlerce Kerbelâ zulmunu bir gün biri kendi guzleriyle bakar kı o araınış bulrnus susuzlukları bağlamış uzak bulura btiyül öteye burda gelecek diye ıııancı yazılmışRuif Özbrn I insan insanın heın kurdu, hem dostu her çelişkide bir gerçek, iki yan bu tedirgınlik hcıngı ışıktan karanhk aydmlığa dönüşüyor M. GUner Demiray 22