22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 25 Eylül 2012 Salı Suyuna, toprağına, havana sahip çık YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR! Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a bir “Çevre ve Tarım” raporu sundu. Tahmin edeceğiniz gibi rapor hiç de iç açıcı değil! ? ÖZGE KESKİN M .Ö. IV. yüzyılda, yani binlerce yıl önce, dönemin önde gelen filozoflarından Empodekles, “Dünya su ve topraktan meydana gelmiştir” diyordu. Daha sonraları, bu tanımlamanın sınırları genişletilerek “Dört Element Kuramı” ortaya atıldı. Bu kurama göre, “Bütün cisimler su, toprak, hava ve ateşten oluşuyor.” Modern bilim de “Yaşam suda başlamıştır. Susuz yaşam olmaz” diyor. Tüm bu tanımlamalar bile doğal kaynaklarımızın değerini fazlasıyla ortaya koyuyor. Ancak bugün, dünyadaki temiz su kaynakları ve verimli tarım arazileri giderek azalıyor. Tabii bu durum Türkiye için de geçerli. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, geçtiğimiz günlerde Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a bir “Çevre ve Tarım” raporu sundu. Rapor hiç de iç açıcı değil! Zira çevre kirliliği Türkiye'nin geleceği için büyük tehlike oluşturuyor. Çevre sorunları raporda üç ana başlık altında ele alınmış: toprak ve su kirliliği, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı ve hidroelektrik santralleri (HES). Toprak ve su kirliliği: Çevrenin kirlenip, doğal kaynaklarımızın tehlike altına girmesinde hükumetinden yurttaşına hepimizin payı olduğu bir gerçek. Ancak bu pastadaki en büyük dilim sanayi ve enerji sektörüne ait. Sanayi kuruluşları üretim yaparak ekonomiye katkı sağlarken, gerekli önlemleri almadan üretim yaptıkları için de çevre ve doğal kaynaklara büyük zarar Ne yapabiliriz? Raporda çözüm yolları da kısaca şöyle sıralanmış: Su havzalarımızın yerleşim ve sanayi tesisleri tarafından işgali ve su kaynaklarının kirletilmesi önlenmelidir. Toprak kirliliğinin önlenebilmesi için; tarım ve orman arazilerinin amaç dışı kullanımı engellenmeli; ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarına ağırlık verilmeli, çayır ve meralarımızın ıslahı için gerekli finansman sağlanmalıdır. Toprak kirliliğinin ulusal düzeyde tespiti ve önlenmesi için gerekli altyapı oluşturulmalıdır. Tarımsal üretim faaliyetlerinin çevreye duyarlı ve doğal kaynakları korumayı hedefleyen bir sistemde sürdürülmesi, iyi tarım uygulamalarının desteklenmesine devam edilmesi, sürdürülebilir doğal kaynak yönetiminin sağlanması, çevreyle dost tarım ve ormancılık faaliyetlerinin benimsenmesi gerekmektedir. Toplumda çevre bilincinin oluşturulması, çevre sorunlarına karşı duyarlı olunması ve gerekli önlemlerin alınmasının temelinde eğitim yatmaktadır. Üreticiden tüketiciye toplumun her kesiminin çevre konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir. HES projeleri hazırlanırken çevreye verilecek zararın en aza indirgenmesi için suyun ne kadarının kullanılacağı, suda ve çevrede yaşayan diğer canlıların yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan ve can suyu olarak adlandırılan ekolojik su ihtiyacının yeterli ölçüde bırakılması gerekmektedir. . Projeler kapsamında su kullanım anlaşması yapılırken bırakılacak can suyu miktarı, içme suyu, sulama suyu ve balık üretim çiftliklerinin ihtiyaç duydukları kullanım suyu miktarının bölgenin ihtiyacına göre net olarak belirlenmesi gerekmektedir. verebiliyorlar. Hava, su ve toprağa karışan atıklarla çevre kirliliğine yol açıyor. Bu durum da toprağımızın kalitesini düşürüp tarımı yok olacak hale getirirken, yaşam kaynağımız suyumuzu da elimizden alıyor. Rapora göre su kalitemiz, II. Sınıf (az kirlenmiş su) ve IV. Sınıf (çok kirlenmiş su) arasında değişiyor. Su kaynaklarımızın önemli bir bölümü çeşitli nedenlerle kirli. Araştırmalar Türkiye’nin önümüzdeki 25 yıl içinde ihtiyaç duyacağı su miktarının bugünkü ihtiyacı olan su miktarının yaklaşık üç katı olacağını gösteriyor. Zaten kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının 1519 metreküp civarında olduğu Türkiye'nin su zengini olmadığı gayet açık. Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı: Kirliliğin yanında tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı da tarımı baltalayan en önemli etkenlerden, hele ki verimli tarım arazisi bulmak bu kadar zor bir hale gelmişken. Verimli toraklarımıza koca koca binalar dikmek yada fabrikalar kurmak başa çıkmamız gereken en önemli sorunlardan. Üstelik 7 milyara ulaşan dünya nüfusunun 1 milyarı açlık ve yetersiz beslenmeyle başa çıkmaya çalışırken ve Türkiye nüfusunun çok önemli bir bölümü tarımdan geçinirken tarımsal alanlarımızı bu şekilde yok etmek faciaya davetiye çıkarmak demek. Zaten raporda da “ ‘Büyükşehir’ uygulaması ile mücavir alan sınırları içinde kalan verimli ovalarımızın şehirleşme ve sanayileşmeyle gelen ‘rant ekonomisine’ feda edilmesi, ülkemizin gıda güvencesine indirilecek en ağır bir darbe olacaktır” deniliyor. HES: Çevre ile ilgili sorunlardan biri de sürekli gündemde olan hidroelektrik HES yapımı. Her geçen gün sayıları artan HES’ler enerji ihtiyacımızı karşılamak bakımından önemli olsada çevreye verilen zarar ve suyun ne kadarının kullanılacağı büyük bir sorun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle