16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 Nisan 2012 Pazartesi 15 Böbrek deyip geçmeyin ocuk Böbrek Vakfı'nın Gezici Erken Tanı Projesi 'nin ilk etabında İstanbul Pendik ilçesindeki ilköğretim okullarının 4.ve 5. sınıf öğrencileri arasında taramalar başladı. Yıldız Entegre Ağaç Sanayi A.Ş. sponsorluğunda nisan ayında başlayan sağlık taramaları öğretim yılı sonuna kadar sürecek. Konu ile ilgili bilgi veren ÇBV Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Nayır “Doğumlarda yüzde 1 oranında böbrek sorunu görülür. Türkiye’de akraba evliliği sıklığı nedeniyle bazı böbrek hastalıkları daha sık ortaya çıkıyor. Böbrek hastalıkları sıklıkla sinsi seyreden hastalıklar. Bu nedenle erken tanı ile teşhis ve tedavi büyük önem taşıyor. İdrar tahlili, kan basıncı ölçümü gibi basit görünen, ancak belli aralarla yapılması gereken uygulamalar ile önemli hastalıkları teşhis etmek mümkün. Projemiz çocuklarımıza önemli bir tedavi şansı yaratıyor” dedi. Nayır tarama yapılan okullarda öğrencilere böbrek sağlığı konusunda bilgilendirme seminerleri de verildiğini kaydetti. Proje kapsamında bir laborant ve hemşire tarafından strip test taramaları yapılarak testlerin sonucuna göre sınıf öğretmeni ve aile bilgilendirilerek çocuğun tedavisi öneriliyor. Önümüzdeki yıllarda da devam edecek proje ile her yıl 10.000 bin çocuğa ulaşılması Çocuk Böbrek Vakfı, Gezici Erken Tanı hedefleniyor. Projesi ile ilköğretim öğrencilerine sağlık taramalarına başladı. İfakat Hemşire’nin Van’daki okulu... 78 yaşında pırıl pırıl bir Doğu Karadeniz kadını İfakat Yavuz. Tüm birikimini Türk Eğitim Vakfı’na (TEV) okul yaptırmak üzere bağışlayan ve Van’da 21 derslik bir ilköğretim okulu inşa ettirmeye başlayan bu emekli hemşirenin zorlu yaşam öyküsünü duymak istermisiniz? Yavuz, hemşirelik mesleği ile hasta yatağında tanışıyor. Kendi değimi ile “Melek gibi görünen” hemşirelerin bakımı ile sağlığına kavuşan İfakat Hemşire o gün aklına okumayı ve hemşire olmayı koyuyor. Köyüne döndükten sonra okula giden erkek çocuklara “Sizin okulunuz için dereden sırtımda kum taşıdım. Şimdi siz de benim için mektup yazın” diyerek İstanbul’da yaşayan hala kızı hemşire Perihan Aktüre ile mektuplaşmaya başlayan İfakat Yavuz, 1955 yılında “Hala kızını görme” bahanesi ile Ailesi’ni ikna ederek köyden İstanbul’a yola çıkıyor. Ağabeylerinin bu yolculuğu bile önleyecekleri düşüncesi ile önce Giresun’a gidip oradan gemi ile İstanbul’a gelen İfakat Hemşire burada evine yerleştiği hala kızı Perihan Aktüre ve eniştesi Neşet Aktüre’nin yanında 19 yaşında eğitimine başlıyor. İki sene içinde önce dışarıdan ilk okulu, ardından da ortaokulu bitiriyor ve 1957 yılında Şişli Terakki Yatılı Hemşirelik Okulu’na başlıyor. İfakat Hemşire 1959 yılında SSK İstanbul Samatya Hastanesi’ne Hemşire olarak atandığında kendisine yeni bir hedef daha koyuyor: Kazandığı gelirin bir kısmını ayırarak adına bir okul yaptırmak. 1964 yılında fizyoterapist unvanını da alan İfakat hemşire 1986 yılına kadar SSK Samatya Hastanesi’nde çalışıyor. Daha sonra özel fizyoterapist olarak devam ettirdiği mesleği boyunca ise okul yaptırmak için birikim yapmaya devam ediyor. Bu arada başından iki evlilik geçiyor; ilk eşini bir trafik kazasında kaybediyor, ikinci eşi de çocuğu olmuyor diye evi terkediyor. İfakat hemşire bir yandan yavaş yavaş bağış için para biriktirirken bir yandan ailesine ve kardeşlerine de destek oluyor. İfakat hemşire bugün Darüşşafaka’nın Maltepe’deki Rezidans’ında yaşamını sürdürüyor. Tek evini oraya bağışlamış ve sonrada TEV’in kapısını çalmış. Bundan sonrasını Güsel Bilal şöyle anlatıyor: Geldi ve bana şunları söyledi: Benim param öyle Ahmet’in Mehmet’in parası gibi değil.. Kuruş kuruş biriktirerek elde ettim ve tek istediğim ismimin bir okulda eğitim için yaşaması…” Uzun araştırmalardan sonra iyi haber Van Valiliği’nden gelmiş. Van depreminden sonra kullanılamaz hale gelen kentin en iyi yerindeki 2 Nisan İlköğretim Okulu’nun bulunduğu arsa üzerine kurulacak okulun inşaatı mayıs ayında başlayacak ve önümüzdeki öğrenim yılına yetiştirilecek. Anlayacağınız yılların emektarı İfakat Hemşire bundan böyle Van’ın yaralarını saracak… Ç S orarım size yaşamı boyunca dişinden tırnağından arttırarak para biriktiren ve tüm birikimini bir okul yaptırmak için bağışlayan kaç kişi vardır? Öyle hali vakti yerinde olan, aileden zengin ya da iş sahibi insanlardan bahsetmiyorum. Bir emekçinin ‘ayağımdaki beni bir kaç daha idare eder’ diye ayakkabı satın almayı erteleyerek birkaç kuruşu kenara koymasından ve 1 milyon lira bağış yapmasından söz ediyorum.. Anlatacağım kişi İfakat Hemşire...78 yaşında pırıl pırıl bir Doğu Karadeniz kadını. Tüm birikimini Türk Eğitim Vakfı’na (TEV) okul yaptırmak üzere bağışlayan ve Van’da 21 derslik bir ilköğretim okulu inşa ettirmeye başlayan bu emekli hemşirenin zorlu yaşam öyküsü. Bundan birkaç yıl önce gazeteci Orhan Tekeoğlu’nun Karadeniz bölgesinde yaşayan kadınların çektiği sıkıntıları anlattığı İfakat İfakat adlı belgeseli izlediğimde Yavuz irkilmiştim. İfakat “doğum öncesi sancı” anlamına gelen bir isim. Belgesel ise Karadeniz kadının doğumdan ölüme uzanan bitmeyen sancılı yaşamını konu alıyordu. Önceki gün TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal’in tanıştırdığı İfakat hemşire ise yaşam çizgisi kendi döneminin Karadenizli bir çok hemcinsi ile benzer şekilde başlasa da kendi gayreti ile bunu tersine çevirmeyi başarmış bir kadın. Yaşam öyküsü aynı zamanda Türkiye’de kız çocuklarının zorlu eğitim yolculuğunu da gözler önüne seriyor. Doğu Karadeniz’de Trabzon’un Vakfı Kebir ilçesi Gökçe Köyü’nde 1934 yılında doğmuş, 7 çocuklu bir ailede büyümüş. Doğduğunda okul olmayan ancak daha sonra sırtından dereden kum taşıyarak yapımına yardım ettiği okula bile kız olduğu için gönderilmeyen İfakat Hemşire’nin kararlı çabası 1951 yılında geçirdiği bir hastalık ile başlıyor. 16 yaşında ağır romatizma hastalığına yakalanan ve Ailesi’nin sırtında Trabzon’da Numune Hastanesi’ne tedavi için götürülen İfakat kitap Ay’da Buluşalım Dedem Sadun Tanju ile Mektuplaşmalarım Selin Nazlı Ustaoğlu/ Pan Yayınları Gazeteci Sadun Tanju’nun Paris Sorbonne Üniversitesi’nde tiyatro eğitimi alan torunu Selin Nazlı Ustaoğlu’nun dedesiyle mektuplaşmalarından derlediği ‘Ay’da Buluşalım: Dedem Sadun Tanju ile Mektuplaşmalarım’ kitabı 2012 Şubat ayında Pan Yayınları’ndan ilk baskısını yaptı. Karşılıklı sevgi, saygı ve özlemin her satırından yansıdığı bu mektuplardan birinde Sadun Tanju torununa şöyle sesleniyor; ‘Ben bir 20. yüzyıl insanıyım Nazlıcığım, insanlık tarihi boyunca meydana gelmiş bütün eşitsizliklerin acısını ve utancını duydum. İlk kez benim yaşadığım dönemde dünya tam bir bütünlük kazandı, ilk kez dünyalılar birbirlerinin varlığını bilerek, kederde ve sevinçte paylaşmayı hissederek yaşamayı öğrendiler. Henüz başındayız yeni bir hayatın ve en büyük sorun bence kadının yaşayışta hak ettiği yeri alması..."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle