23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

29 Aralık 2010 Çarşamba 3 2011’e girerken... Koskoca bir yılı daha devirirken Sürdürülebilir Yaşam Dergimizin 16. sayısını da geride bıraktık. 2008 yılı haziran ayından beri Cumhuriyet Gazetesi okurlarını sürdürülebilir kalkınma kavramı kapsamında çevre sorunlarından eğitime, cinsiyet ayırımcılığından kurumsal sosyal sorumluluğa kadar birçok konuda bilgilendiriyor. Sorunları masaya yatırıyor, iyi uygulama örneklerini sizlerle paylaşıyoruz. Ne yazık ki sorunlar hala devasa... Bu ülkede her gün 3 kadın erkek şiddetinin kurbanı olarak yaşamını yitiriyor, çocuk istismarı hala had safhada. Geçen ay Birleşmiş Milletler insani kalkınma raporlarının yirmincisini yayınladı. Kalkınmanın odağında insan yaşamını iyileştirmenin bulunduğunu savunan ve ülkeleri eğitim, sağlık, yaşam beklentisi gibi açılardan değerlendiren rapor, gerek ülkelerin kendi içinde, gerekse de farklı bölgeler arasında eşitsizliklerin arttığını da gösteriyor. Ortaya çıkan eşitsizlikleri belirlemek için bu yıl üç yeni endeks daha oluşturuldu: Eşitsizlik odaklı İnsani Kalkınma Endeksi, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi ve Çokboyutlu Yoksulluk Endeksi. Türkiye bu yılki İnsani ÖZLEM Kalkınma Endeksi'nde (HDI) YÜZAK 169 ülke arasında 83. sırada yer aldı. Listenin başında Norveç, Avustralya ve Yeni Zelanda, sonundaysa Zimbabwe, Kongo ve Nijer bulunuyor. Tüm bu veriler ışığında 2010 yılının son sayısını gelir dağılımındaki eşitsizliğin toplumların üzerindeki etkisine ayırdık. Bir ülkede zengin ile yoksul arasındaki uçurumun derinleşmesinin şiddetten, depresyona, obeziteden, sağlık sorunlarına kadar her alanda toplumun her kademesini etkilediğini gözler önüne sermeye çalıştık. Türkiye de bunun acısını yıllardır çeken bir ülke. Kadın sorunundan, eğitimde fırsat eşitliğine, işsizlikten, kırsal kalkınmaya kadar...Bugün tek tek baş etmeye çalıştığımız sorunların tümü aslında gelir dağılımındaki eşitsizlikten kaynaklanıyor. Problemin kaynağına odaklanmak ise çözümü de beraberinde getirir. Umarız 2011 bunun adımlarının atılacağı bir yıl olur... Hepinize iyi seneler... Eşitlik ve Sürdürülebilirlik arasındaki ilişki 'de yayınlanan Brandt Raporundan beri, insanlar sosyal ve çevresel 1980 sürdürülebilirliğin bir arada düşünülmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Şanslı bir tesadüfle, tam da çevrenin daha fazla emisyon artışını kaldıramayacağını keşfettiğimiz sırada, gelişmiş ülkelerde daha fazla ekonomik büyümenin sağlığa, mutluluğa ve refahı artık bir katkı sağlamadığını da öğreniyoruz. Üstelik bugün, zengin ülkelerdeki yaşam kalitesini daha fazla ekonomik büyüme yaratmadan ileri götürmenin mümkün olduğunu da görebiliyoruz. Peki eğer daha çok tüketmemiz gerekmiyorsa, tüketimin azalması ortaya ne gibi sonuçlar çıkaracaktır? Daha fazla eşitlik ve karbon salınımı azaltma politikaları bir arada yürüyebilir mi? Yaşam kalitemize zarar vermeden sürdürülebilir bir ekonomiye ulaşmak mümkün müdür? Aşağıdaki grafik bu soruların yanıtları için bir ön adım olarak karşımıza çıkıyor. Doğal hayatı Koruma Vakfı (WWF) ülkelerin yaşam kalitesini nüfusta kişi başına düşen ekolojik ayak izi büyüklüğü ile ilişkilendiriyor. Bu çalışmada yaşam kalitesi, ortalama yaşam süresi, eğitim ve kişi başı Gayri Safi Milli Hasılanın (GSMH) bileşiminden oluşan BM İnsani Kalkınma Endeksi (HDI) yardımı ile ölçülüyor. Grafikte, WWF'in eşik değerinin (HDI'de en az 0.8 puan) üstündeki bir yaşam kalitesini kürüsel olarak sürdürülebilir bir ekolojik ayak iziyle birleştirebilen neredeyse hiç bir ülke yok. Bunu başarabilen tek ülke ise Küba. Gelir düzeylerinin çok düşük olmasına karşın Küba'da ortayama yaşam süresi ive bebek ölümü oranları ABD'dekiyle hemen hemen aynı. En azından bir ülkenin uygun yaşam standartlarını sürdürülebilir bir ekonomi ile birleştirebilmesi, bunun mümkün olduğunun bir kanıtı. Ancak zenginlerin çok daha yüksek karbon salınamlarına izin verirken yoksulları cendereye alan politikalarla bu mümkün olamaz. Yıllık kişi başı tüketimi 24 tonu bulan ABD gibi bir ülke, kişi başı karbon üretimi 1.6 ton olan Hindistan ile aynı kefeye koyulamaz. Ekonomik gelişme ve ilerlemenin büyük kısmı yeniliklerden, yani aynı şeye daha fazla para harcamak yerine farklı şeyler tüketmekten gelir. Dijitalleşme, elektronik iletişim ve sanal sistemler gibi hızlı teknolojik ilerlemelerin sürmesi, ekonomide “ağırlıksız” sektörler yaratarak, yüksek yaşam standartlarının düşük kaynak kullanımı ve düşük salınımlarla birleştirilmesini daha kolay hale getirir. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Editör: Özlem Yüzak Görsel Yönetmen: Tutku Talınlı Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No. 2 Şişliİstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam, Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Neşe Yazıcı Hakan Çankaya Reklam Müdürü: Serap Koçer Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Tel: 212251 98 7475 Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Yerel Süreli Yayın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle