02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet ENERJİ G 31 Mayıs 2011 23 10 AKP, CHP ve MHP’NİN SEÇİM BİLDİRGELERİNE YANSIYANLAR Partilerin enerji politikaları Fatih KAYMAKÇIOĞLU Elektrik Mühendisi Kamu Yönetim Uzm. nerji kullanımına baktığımızda, ısıtmadan aydınlatmaya, pişirmeden soğutmaya, ulaştırmadan iletişime, buzdolabından çamaşır makinesine, ütüden küçük ev aletlerine, küçük sanayicimizden dev sanayi tesislerine uzanan bir yapıda dolaysız olarak bir şekilde her bireyi etkiler. Bir anlamda enerji yaşamımızın kalitesini belirlemektedir. Enerji sosyal ve ekonomik yaşam üzerindeki belirleyiciliği nedeniyle stratejik bir kamu hizmeti alanıdır. Gelişmiş ülkeler, uzun dönemli planlar yaparak, gelecekteki enerji ihtiyaçlarını nereden ve nasıl karşılayacaklarını hesaplamakta, ülke politikalarını adeta enerji üzerine kurmaktadırlar. Günümüzde yaşanan savaşlar enerjinin paylaşımı için yapılmakta, büyük anlaşmalar enerji alanında imzalanmakta, dünya ekonomisi enerji üzerinden yönlendirilmektedir. Ülkelerin siyasi bağımsızlıkları, ekonomik bağımsızlıklarına bağlıdır ve artık ekonomik bağımsızlık yeterli enerji kaynağına sahip olmak ya da kontrol altında tutmakla yakından ilgilidir. Ülkemiz kendi enerji kaynaklarına ne kadar sahip çıkmakta olup, kendi enerji ihtiyacının gereklerini düşünmektedir? Enerjinin olmadığı yerde bugünkü yaşamımızı sürdürebilmemiz mümkün değildir. Hepimizin yaşamını ve geleceğimizi ilgilendiren enerji alanının, bizim irademizi yansıtması bir zorunluluktur. Yoksa, E halk için, daha pahalı elektrik kullanımı ve bir adım ötesi ise elektriksiz kalma riski oluşur. Aynı şekilde sanayici için de enerji bir girdi olup, çıkacak her sorun üretimi aksatacak ve yeni yatırım yapamayacaktır. Enerji gereksiniminin karşılanamamasının bedeli ağır olup ekonomiyi çöküntüye uğratacaktır. Türkiye’nin karar anı Bugünün değişimlerinin kargaşa dolu ve rastlantısal olmadığı noktasından hareketle, tüm bunların gerisinde, belirgin bir yol ve o yolu biçimlendiren bir takım tanımlanabilir güçler bulunmaktadır. Bununla birlikte, bugünün değişikliklerinden bir anlam çıkarabilmek için, her türlü değişikliğin birbiri ile ilişkisini bilmek gerekir. Bugün, dünyanın siyasal ve ekonomik yönünün çizilmesinde en etkin rolü oynayanlar uluslararası örgütler ve çok uluslu şirketlerdir. Ulusaşırı denilen bu çok uluslu sermaye şirketleri az gelişmiş ülkelerin ekonomik yapılarını denetler hale gelmeye başlamışlardır. Planlanan hangi politikanın bir parçası yapılıyoruz? Karar verme sürecine kimler katılacak ya da katılanları kimler belirleyecek? Sorun bu... Karar süreci yaklaşıyor. Bilindiği üzere 12 Haziran’da seçime gidilecek. Yapılan bu çalışmanın amacı siyasal partilerimizin programları ve seçim bildirgeleri üzerinden enerji politikaları bakışlarını incelemektir. Enerjide uygulanan politikalar, son otuz yıldır ülkemizde siyasal iktidarlar değişmiş olsa da, kesintisiz olarak aynı siyasal tercihle sürdü rülmektedir. Bu sürece bakıldığında ANAP’ın, DYP’nin, RP’nin ve AKP’nin uygulamalarında aynı siyasal tercih görülmektedir. Tüm bu iktidarlar, partiler değişmekte ancak enerji sektörünün yeniden yapılanma programı Dünya Bankası’nın uyum kredilerine ilişkin bir siyasal tercihle sürdürülmektedir. Elektrik enerjisi depo edilemezliği nedeni ile üretildiği anda tüketilmek zorundadır. Bu yüzden elektrik enerjisi sektörü, üretim sürecinden dağıtım sürecine kadar bir süreklilik ve bütünlük göstermeli, üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin bir bütün halinde düşünülüp planlanması, yatırımların her birinin diğerine paralel yürütülüp zamanında bitirilmesi gerekmektedir. Enerji yatırımlarının, büyük ölçekli pahalı yatırımlar oluşu bu alanda yapılacak merkezi ve bütünlüklü planlamaların önemini daha da artırmaktadır. Türkiye’de, önümüzdeki 25 yıllık dönem içinde elektrik enerjisi talebinin yıllık ortalama yüzde 7 dolayında artacağı beklenmektedir. Şimdi gelelim siyasal partilerimizin görüşlerine... Genel seçimler öncesinde enerji konusunda partilerin farklı değerlendirmeleri öne çıkıyor. AKP, enerji sektöründe serbest piyasa mantığıyla düzenlemeler yapmayı planlıyor. Özelleştirmeleri sürdüreceği sözünü veriyor. CHP, kamuözel işbirliğini savunuyor. Yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarını geliştirilmeyi vadeden CHP, yerli kaynaklara öncelik vereceğini dile getiriyor. AKP serbest piyasayı savunuyor AKP programına göre enerji politikasının temelinde, “ulusal çıkarlarımızı koruyarak enerji arzının güvenliğini ve devamlılığını sağlamak, rekabete dayalı bir enerji piyasası oluşturmak ve duyarlı olduğumuz çevreyi ve insan sağlığını korumak” bulunuyor. Bu politika doğrultusunda; Etkin ve verimli bir biçimde işletilemeyen mevcut tesislerin bir an önce özelleştirileceği, yenilenip kapasitesinin artırılması sağlanacağı, Yeni yatırımların yapişlet modelleri ile yaygınlaştırılacağı, Geleceğin enerjisi olan hidrojen enerjisi konusunda ciddi bilimsel ve teknik projeler başlatılacağı, diğer ileri ülkelerle birlikte uygulamaya geçiş için gerekli çalışmalar yapılacağı, Özelleştirme ve lisans verme usullerinin tam anlamıyla şeffaf ve rekabete açık olacağı, Enerji kayıplarını ve israfını önleyen projelerin destekleneceği tasarruf bilinci yurt çapında yaygınlaştırılacağı, Güneş, rüzgar, jeotermal ve biomas gibi enerji türleri yanında yeni hidroelektrik santralleri ile yerli kömüre dayalı, yeni teknolojilerle donanımlı, verimi yüksek, çevreye zararı olmayacak termik santrallerin özel sektör tarafından kurulması destekleneceği, Petrol ve doğalgaz aramalarına ağırlık verileceği, Dışa bağımlı doğalgazın kullanıldığı enerji santrallerine alternatif veya ikame yatırım olarak, gerekli güvenlik ve çevre koruma önlemleri alınmak suretiyle, nükleer enerji santralleri kurulacağı ve böylece ekonominin ihtiyaç duyduğu ucuz enerji sağlanmış olacağı, Enerjide tek kaynağa bağımlılığın ortadan kaldırılacağı, Partinin dış kaynaklı petrol ve doğalgazın dünya pazarlarına açılabilmesi için ülkemizin bir köprü konumunda olduğunun bilincinde olduğu ve bu stratejik konum etkin bir biçimde değerlendirileceği ve ülkemizin bir dağıtım terminali haline getirileceği belirtilmektedir. AKP’nin dikkat çeken en önemli politikası enerjiyi tamamen serbest piyasaya bırakmaktadır. Ayrıca varolan kamu elindeki varlıkların da olabildiğince özelleştirilmesini yapmaya çalışmaktadır. İki dönemdeki uygulamaya baktığımızda tam bir liberal yapı ile karşılaşılmış olup enerji sektörüne damgasını vurmuştur. Söylendiği biçimde ilk olarak etkin ve verimli işletilmeyen işletmeler değil en karlı ve verimli olan işletmeler özelleştirilmiştir. CHP kamuözel işbirliği istiyor CHP programına göre enerji politikasının temel amacı “enerjinin gelişme ve refahın artırılmasında belirleyici konumunun bilinciyle, enerji talebinin ulusal kaynaklara öncelik verilerek yeterli, kaliteli, kesintisiz, ekonomik ve çevreye duyarlı bir şekilde karşılanması, bu amaçla her türlü teknik ve teknolojinin kullanılması ve geliştirilmesidir” denil
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle