Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 Haziran 2011 Cuma 361 19 Sonsuz genişlikte, parçalanmış, içinden gazlar sızan bir arazinin ortasında masum olmayan gergedanla, sürüler halinde ilerleyen köpeklerle savaşın ürpertisini hissettiriyor. Güçlükle yürüyen miğferleri delik, garip gözlükleri parçalanmış perişan askerlerin sessizliklerinde büyüyen bir korkuyu imleyen sanatçı, hangi orduya ait oldukları belli olmayan askerlerin arasından yürüyen kahramanın gözünden her şeyin artık sona erdiğinin ürpertisini duyumsatıyor. Pirselimoğlu’nun Atlas Sanat Galerisi’nde açtığı bu sergi, 17 Haziran’a değin görülebilecek. Bizden söylemesi. (0 312 468 59 04) SERGİ CUMHURiYET ANKARA’NIN SEÇ TiKLERi Tayfun Pirselimoğlu, hem bir ressam ve sinema yönetmeni, hem de bir yazar. “Hiçbir Yerde (2002)” ve bir üçleme olan “Rıza (2007)”, “Pus (2009)”, “Saç (2010)” filmlerini yönetti. Sanatçının, “Çöl Masalları (1996)”, “Kayıp Şahıslar Albümü “Malihulya (2002)”, (2003)”, “Şehrin Kuleleri (2005)” adlı dört romanı ve “Otel Odaları (2009)” adlı bir hikâye kitabı da bulunuyor. Ancak Pirselimoğlu bu kez “Savaş Alanı” adını verdiği resim sergisiyle başkentli sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Pirselimoğlu bu sergisinde, insan eliyle yaratılmış kötülükleri imleyen hikâyeye devam ediyor. YANSIMALAR ŞeŞk KAHRAMANKAPTAN seŞk@kahramankaptan.com / www.kahramankaptan.com ŞİİR DİNLETİSİ SERGİ Seramik sanatçısı Hasan Şahbaz, “sanatın hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm insanları ortak paydada birleştirebilen bir olgu olduğunu ve sanatın herhangi bir alanında, sanatsal üretim gerçekleştiren sanatçının, bireyleri ve toplumları birleştirici bir bağ görevi üstlendiğini” dile getiriyor. Bu bağın gücünün de yaratılan eserlerin özgünlüğü ve ulaştığı insan sayısı ile doğru orantılı olduğuna inanıyor. Şahbaz çalışmalarında genellikle minimalist yaklaşımın indirgeyici tavrına yer veriyor. Dekoratif bezemelerden ve çokrenkli sır kullanımından uzak durmayı ve çamurun kendi dokusu ve rengini kullanmayı çoğunlukla tercih ediyor. Sanatçı, Galeri Soyut’ta, “Mekânlar, Sınırlar, İnsanlar” başlıklı seramik sergisi açtı. Sergi, 9 Haziran’a değin görülebilecek. Seramiğin sanata dönüşebileceğine tanıklık etmek isteyen sanatseverlere duyrulur. (438 86 70) “O mavi gözlü bir devdi/Minnacık bir kadın sevdi/Kadının hayali minnacık bir evdi/Bahçesinde ebruli hanımeli açan bir ev.” Dünyaca ünlü şairimiz Nâzım Hikmet, namı diğer “Mavi Gözlü Dev”in şiirleri, ölüm yıldönümü olan bugün gazetemizin Ankara Temsiliciliği binasında yer alan Cumhuriyet Kültür Merkezi’ne (CKM) konuk oluyor. “Nâzım’dan Hapishane Şiirleri” dinletisinde, Nâzım’ın İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde kaleme aldığı şiirler bir kez de CKM’de dile gelecek. Eren Aysan’ın derlediği şiirleri, tiyatro oyuncuları Tuncer Yığcı ve Funda Mete yorumlayacak. Nâzım Hikmet’i, “güzel gözlü şairi”, ölümünün 48. yıldönümünde, şiirleriyle anmak için siz değerli okurlarımızı 3 Haziran Cuma saat 19.00’da CKM’ye bekliyoruz. (442 30 50) TİYATRO Tempo, son Sevgili Ankaralılar, 20102011 sanat sezonunun sona erdiği bugünlerde, Tiyatro oyunu sizlerin beğenisine sunacak. “Bir Beckett Oykez “Bir Beckett Oynamak” adlı t’in “Söznamak”, genç ve yetişkin izleyici için sözsüz bir kukla oyunu. Samuel Becket z Oyun” izsüz Oyun 1” oyunundan kukla için Haluk Yüce uyarlamış bu oyunu. “Sözsü leyicilerin tiyatro dünyasıyla ve kukla sanatı ile buluşmasının yanı sıra, yine onlarda insanlığın asal sorunu olan “var olmanın gerekçelendirilmesi” üzerine sorular sormasını hedefliyor. Haluk Yüce’nin Marina Yüce ile birlikte rol aldığı oyun, 18 Haziran’da, saat 19.30’da, GMK Bulvarı, numara 114/C, Maltepe adresinde yer alan Tiyatro Tempo’da sahnelenecek. (232 32 92) nkara’nın simgeleşmiş heykellerinden Abdi İpekçi Parkı’ndaki eller ile Kuğulu Kavşağı’ndaki balerinlerle tanınan, ülkenin çeşitli beldelerinde heykelleri bulunan Metin Yurdanur, sonunda bir köye de girdi. Bu köy, tüm dünyanın “La Diva Turca” diye tanıdığı büyük şan sanatçımız ve eğitmen Leyla Gencer’in baba memleketi olan Safranbolu’nun Yörük köyü... Ankara Ostim’deki atölyede Metin Yurdanur yapılan büst, Yörük’te dikildi. Kültür insanı, mimar İbrahim Canbulat’ın girişimlerine Safranbolu Kaymakamlığı’nın sahip çıkması sonucu Leyla Gencer’in üçüncü ölüm yıldönümünde, “Leyla Gencer’i Anma ve Sanat Günleri” Çağdaş Sanatlar Vakfı – ÇAĞSAV ile Devlet Opera ve Balesi’nin katkılarıyla başlatıldı. Heykeltraş Metin Yurdanur’un hazırladığı ve geçen yıl geçici olarak Gülevi’nin girişine yerleştirilen büst, mermer bir kaide üzerinde Yörük köyündeki Çeyrekler Konağı’nın önüne yerleştirilerek, açılışı Kaymakam Gökhan Azcan, Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy, muhtar İbrahim Sarı ve ÇAĞSAV Başkanı’nca yapıldı. Heykeltraş Yurdanur ise diş sorunu nedeniyle acil bir operasyon geçirince açılışa gelemedi. “Leyla Gencer’i Anma ve Sanat Günleri”, Skalyon binasında Bilkentli soprano Elif Kaya ile tenor Salim Sever’in Çiğdem Çilesiz’in piyanosu eşliğinde verdikleri şan resitalıyla açıldı. Yörük Köyü’ndeki törenin yapıldığı akşam, Samsun Devlet Opera ve Balesi Orkestrası’nca 1930’lardan kalma bir kültür varlığı olan Yenişehir Sineması’nda şef Ali Hoca yönetiminde verilen konser, değişik operalardan arya ve düetlerle, çokseslendirilmiş operatik türkülerden oluşuyordu. Avustralyalı bir turist çift, Köçekçe’den çok etkilenmişlerdi, “Bu ezginin güzelliği ve işlenişi hiç belleğimizden silinmeyecek” diyorlardı. Solistler soprano Esra Çetiner ile Arsen Arsoy, tenor Barış Yanç ve bas bariton Mehmet Yılmaz’dı. Etkinlikler mayıs sonunda tepedeki Hükümet Konağı’nın bahçesinde Ankara Operası’nın “Seslerle Anadolu” başlıklı müzikli oyunuyla noktalandı. Ankara, olanak yaratıldığında, sanat kurumlarıyla, vakıflarıyla, sanatçılarıyla çevresine de katkı sağlıyor... A Ostim’den Yörük’e Gencer Armağanı...