22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 Haziran 2011 Cuma 361 17 ÖyküDalı 2.Ödülü ÖYKÜ İKİNCİSİ HorozŞekeri yollara düştü. İlk esnaf arkadaşlarıyla bayramlaştı. Sonra yoluna devam etti. Çocuk sesleri giderek yükseliyor, çığlıklar başlıyordu. Fasih Bey lunaparka gelmişti. Lunapark çok kalabalıktı. İçeriye doğru birkaç adım attı. Önünde bir horoz şekeri satıcısı ileride bir baloncu vardı. Aklına annesi ve babası ile lunaparka ilk gelişi yıllar öncesi geldi. Dün gibi hatırlıyordu o günleri. Her geldiğinde bir girerken, bir çıkarken horoz şekeri alırdı. Şimdi de horoz şekeri satıcısına doğru yürüdü ve bir horoz şekeri aldı; ama açamadı; çünkü insanların altmış yaşında bir adamın horoz şekeri yediğini gördüklerinde “Aaa! Koca adamın horoz şekeri yediği nerde görülmüş?” diyeceklerini düşünüyordu. O sırada Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir şiirini mırıldanmaya başladı. ŞİİR İKİNCİSİ GÜNTÜLÜ KAMA Ankara ÖzelTevfik Fikret İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi Güntülü Kama, henüz 14 yaşında. İngilizce ve Fransızca biliyor. Müziğe ilgi duyuyor. Piyano ve saksafon çalıyor. Bisiklete binmek, kitap okumak, kimi zaman öyküler kaleme almak, onun en büyük tutkusu. Güntülü ayrıca hentbol ve basketbol da oynuyor.Tıp doktoru olmayı ya da uluslararası ilişkiler alanında eğitim görmeyi hedefliyor. RUKEN ASYA ÇİFTCİ Ruken Asya Çiftçi de Ankara Özel Tevfik Fikret İlköğretim Okulu 5. sınıf öğrencisi. Henüz 11 yaşında. Zamanının büyük çoğunluğunu kitap okuyarak ve şiir yazarak geçiriyor. Ruken, şiire tutkun olduğunu belirtiyor. O da diğer arkadaşları gibi boş zamanlarında spor yapıyor. Aniden bir adam ona seslendi; Hey çocuğum. Yoldan çekilsene! Altmışına merdiven dayamış Fasih artık on yaşlarında mıydı? Pantolonunun paçaları yerleri süpürüyor, ceket neredeyse yere değiyordu. Ceketi çıkarıp attı. Pantolonunun paçalarını kıvırdı. Elindeki horoz şekerine açgözlülükle bakarak yemeye başladı. O artık çocuktu. Elini cebine attı. Bozuk paraların şıngırtısını duydu. Dönme dolap, atlıkarınca, tren... Koşarak atlıkarıncaya doğru ilerledi. Yüzünde kocaman bir tebessümle lunapark çıkışında alacağı horoz şekerinin hayalini kuruyordu. Güntülü KAMA ŞİİR DALI İKİNCİSİ UMUT Umudu düşünüyorum... Ne güzel bir duygu bu... Gözyaşlarından buğulanmış gözlerin ardından gülümseyebilmek... Yaşama umuduyla zorluklara meydan okuyabilmek. Mutlu olabilmek acılardan sonra, umutla. Umudu görüyorum... Doğum yapan annenin gözlerinde. Her ıkınışta doğup batan bir güneş gibi Umut ne güzel bir şey... Hırçın kışın ardından burcu burcu çiçek açabilmek... Umudun kokusunu alıyorum Son gücüyle ipe sarılmış dağcının terinde, Filizlenmiş çiçekte, Doğmuş bebekte. Ne güzel bir duygu bu... Umudu duyuyorum Cesaret ararcasına gırtlaktan çıkan her yakarışta. Ne güzel bir duygu bu Sadece ismini söylemek yeter insana Aşmak için zorlukları yardımıyla. Umudu seviyorum Ne güzel bir duygu bu... Kalbimin atacağını garanti edemediğim zaman, Bir sonraki atış o. Hiç yılmadan içimde yanan ateş... umut o! Ruken Asya ÇİFTCİ Çocukluğum Affan Dede’ye para saydım Sattı bana çocukluğumu Artık ne adım var ne yaşım Bilmiyorum kim olduğumu Hiçbir şey sorulmasın benden Haberim yok olan bitenden Bu bahar havası bu bahçe Havuzda su şırıl şırıldır Uçurtmam bulutlardan yüce Zıpzıplarım pırıl pırıldır Ne güzel dönüyor çemberim Hiç bitmese horoz şekerim S onbaharın ilk günleriydi. Hafif esen rüzgâr kuru yaprakları etrafa savuruyordu. Fasih Bey adeta eve hapsolmuştu, ömrünün dolu dolu geçen yıllarını düşünerek şimdi yapayalnız kaldığının farkına vardı. Fasih Bey Mülkiyeli idi. Altmış yaşlarında bir adamdı. Eşi Macide’yi on yıl evvel kaybetmişti. Bir oğlu, bir kızı vardı. İkisi de evlenmiş, biri Amerika’ya diğeri İsviçre’ye yerleşmişti. Fasih Bey her gün olduğu gibi bugün de gazetesini eline almış, kahvesini yudumlayarak okuyordu. Okumak Fasih Bey’in vazgeçilmezlerindendi. Sonra da dışarı çıkarak eşi dostuyla selamlaşacaktı. Biraz önce kızı ile oğlu onu aramış ve bayramını kutlamışlardı. Aniden başını kaldırdı, gazetesini sehpanın üzerine koydu ve yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledi. Kapıyı açtığında içerisi kuş cıvıltılarıyla doldu. Pardösüsünü aldı ve Çocuklar ‘ElEle’verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özel Nesibe Aydın Anadolu Lisesi Sosyal Sorumluluk Kulübü öğrencilerinin hazırladığı “El Ele” projesinde bu kez Kırşehir Çiçekdağı’ndan gelen öğrenciler Ankara’yı gezdi. Özel Nesibe Aydın Anadolu Lisesi’nden 50 öğrenci ile 5 öğretmenin görev aldığı projede, Çiçekdağı ilçesinde ilköğretim eğitimi gören, daha önce köylerinin dışına çıkmayan 30 öğrenci ağırlandı. Ankara’ya yaşamın farklı yüzleriyle tanışmak için gelen öğrenciler, ev sahibi öğrencilerin aile yaşamını yakından görüp, kültürel paylaşımlarda bulundu. Kırşehirli öğrenciler, Anıtkabir, TBMM, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, ODTÜ Vişnelik Tesisleri, Balmumu Heykel Müzesi ve alışveriş merkezlerine gezip, sinemada film izledi. Projede görev alan Özel Nesibe Aydın Anadolu Lisesi öğrencilerinden Merve Kıvanç, etkinlik sonunda olumlu geribildirimlerle karşılaştıklarını söyledi. Projelerinde kültürel paylaşımı amaçladıklarını vurgulayan Kıvanç, “Kırşehir’den gelen arkadaşlarımızla birlikte çok önemli deneyimler kazandık. Devam edeceğiz” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle