Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 Kasım 2011 Cuma 383 17 Tiyatrocu Durukan Ordu, ‘Gelecek Uzun Sürer’ adlı filmde başrol oynadı ANKARA AKKARA Talât HALMAN SELDA GÜNEYSU NKARA Ankara Devlet Tiyatrosu’nun (DT) oyuncularını salt tiyatro sahnesinde değil, sinemada, televizyon dizilerinde de görmeye alışık başkentli izleyiciler. “Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi” adlı dizideki oyunculuğuyla dikkat çeken Erdal Beşikçioğlu’nun ardından Ankara DT’nin “ödüllü oyuncularından” Durukan Ordu da 11 Kasım’da vizyona girecek “Gelecek Uzun Sürer” adlı sinema filmiin başrolünde izleyicilerin karşısına çıkacak. Ankaralı tiyatro izleyicisinin belleğinde yer eden oyunlardan bir tanesiydi “Geordano Bruno.” Erhan Gökgücü’nün yönettiği oyun, 2008 yılının “en başarılı oyunlarından biri” olarak kabul edildi tiyatro camiasında. Bu oyunun başrol oyuncusu idi Durukan Ordu. Ordu bu oyunla o yıl, “Baykal Saran Tiyatro Ödülü”ne de değer görülmüştü. Ordu şimdi “Gelecek Uzun Sürer” adlı sinema filmiyle A izleyicilerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Film, 11 Kasım’da sinemalarda. Sinemada yenibir Ankaralı Sürekli ‘Âfet Merkezi’ lkemizin alınyazısında envai çeşit doğal âfet var başta deprem... Bazı ülkeler önceden aldıkları tedbirlerle, güçlü altyapılarıyla, ileri teknolojileriyle, hızlı yardım organizasyonu yetenekleriyle asgari düzeyde tutabiliyorlar hasarları... Yine de en beklenmeyen, en yıkıcı âfetler özellikle tsunami, orman yangınları, sel, hortum, toprak kayması ve heyelan, yanardağ püskürmeleri en hazırlıklı ülkelerde bile muazzam tahribat yapabiliyor. Bilim âlemi, âfetleri tahmin etmek hünerinde daha bir hayli yol almak zorunda... Erken uyarı mümkün olsa bile, en güçlü felâketlerden kaçmak kolay olmuyor ki... Türkiyemiz, elbette, doğal âfetler olduğunda âcil yardımlar sağlamak bakımından, eskisinden çok daha yetenekli. 2011’de Van’daki performansımız, 1999’da Marmara’daki depreme kıyasla, daha tatminkâr oldu. Yine de, giderilmesi gereken nice pürüzler var. Hemen her yerde olduğu gibi, depremlerde ve başka âfetlerde, devletlerin yardım çalışmaları, felâket gerçekleşince başlıyor. Bazen harekete geçmekte zorluk yaşanıyor, gecikmeler oluyor ya da elde bulunan malzemeler, hava durumu ve yol koşulları yüzünden yetiştirilemiyor. Yaman hasarlar olmuşsa gereken miktarlarda çadır, battaniye, giysi sağlamak, çok fazla vakit alabiliyor. Türkiye gibi bir “âfetler ülkesi”nde doğal olayların patlak vermesini beklemek yeterli değil. Herhangi bir felâket haberi geldiği anda harekete geçerek yardım malzemesini gerekli olan miktarlarda hızla yerine ulaştıracak bir büyük merkez ya da bölgesel merkezler kurmak zorunlu olmuştur. Böyle bir merkezin kurulup etkili olacak şekilde yürütülmesi, elbette, büyük bir yatırım ve sürekli harcama gerektirecektir. Ancak, ülkeye sağlayacağı yararlar özellikle can kayıplarını azaltmak ve hasarları kontrol altına almak bakımından bütün masrafları haklı çıkaracaktır. Sürekli “âfet merkezi”nde savaşa hızla girişebilecek bir “hazır kuvvet” niteliği ve gücü olmalıdır. Stok edilmiş on binlerce çadır, yüzbinlerce battaniye, kurtarma ve onarım için, hemen gönderilebilecek her türlü âlet, muazzam miktarlarda tıbbî malzeme... En iyi biçimde muhafaza edilerek on binlerce depremzedeyi beslemek üzere âfet yerine sevk edilecek besin maddeleri... Azami sayılarda giyim eşyası... Sevkiyat için birkaç düzine uçak, belki birkaç yüz kamyon ve konteyner... Merkezin emrinde hekimler, hastabakıcılar, ulaştırma personeli, birkaç askerî birlik, güvenlik ekipleri... Ulusal merkezde ve/veya bölgesel merkezlerde, bir âfet vuku bulduğunda telâşla aranması gerekli olan ve sağlanması çoğu zaman geciken her türlü yardım malzemesini hazır bulundurarak ânında harekete geçmeye hazır kapasite olmalı. Bu merkez(ler) komşularımızda veya yakın ülkelerde başgösteren âfetlerde de yardıma koşarak beşerî hayır işleri de yapabilmeli. Dünyaya örnek olacak bir hayır sistemi yaratmak uğrunda milletçe hamleye başlamalıyız. Ü Altın Koza’dan ödül Film, yönetmen Özcan Alper’in ikinci uzun metrajlı filmi. Filmin dünya prömiyeri “36. Toronto Film Festivali”nde gerçekleştirildi. Son olarak 1725 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen “18. Adana Altın Koza Film Festivali”nin “Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması”nda “Yılmaz Güney Jüri Özel Ödülü” başta olmak üzere “Sinema Yazarları Derneği En İyi Film Ödülü”, “En İyi Görüntü Yönetmeni” ve “En İyi Müzik Ödülü”ne değer görüldü. Filmin başrol oyuncularından Durukan Ordu’ya da “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü verildi. Filmin konusu Filmde ağıtlar üstüne araştırma yapan Sumru’nun ülkenin güneydoğusuna yaptığı yolculuk konu ediliyor. Filmin başrollerini Gaye Gürsel, Durukan Ordu, Sarkis Se ropyan ve Osman Karakoç paylaşıyor. İlk filmi “Sonbahar”la yurtiçi ve yurtdışında 30’dan fazla ödül alan Özcan Alper’in senaryosu da kendisine ait olan ikinci filminin yapımcılığını Almanya (UNAFILM) ve Fransa’yla (ARIZONA Films) beraber NAR Film üstleniyor. Geçen yıl İstanbul, Diyarbakır, Van ve Hakkari kırsalında gerçekleştirilen “Gelecek Uzun Sürer”in çekimleri toplam sekiz haftada tamamlandı. Film Kültür ve Turizm Bakanlığı, EURIMAGES, CNC (Fransa), NRW (Almanya), Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Diyarbakır Sur Belediyesi ve Van Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirildi. Toronto Film Festivali Başkanı Piers Handling, film hakkında, “Bireysel, toplumsal ve tarihsel belleğin filmi… Heyecan veren genç bir yönetmenin sinemadaki olgunluğunun habercisi...”, Screen Daily’den Dan Fainaru da “Özcan Alper’in sakin ve şiirsel bu filmi, taviz vermeyen ve olağanüstü duygusal bir enerjiye sahip” yorumunu yapıyor. Çiğdemliler kanbağışladı NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çiğdemim Derneği üyeleri, gelenekselleştirdiği kan bağışı kampanyasını bu yıl 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda gerçekleştirdi. Kızılay’ın da destek verdiği kampanyada 22 semt sakini kan bağışında bulundu. Çiğdem Mahallesi sakinlerinin kurduğu Çiğdemim Derneği, 15. kuruluş yılında sosyal sorumluluk çalışmaları çerçevesinde kan bağışı kampanyası düzenledi. Derneğin yılda iki kez gerçekleştirdiği kampanyanın ikincisi 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda yapıldı. Kızılay’ın dernek önüne gelen aracıyla kan alımının gerçekleştiği kampanyada, 50’ye ya A kın semt sakininden 22’si bağış yaptı. Etkinlikten sonumlu dernek yönetim kurulu üyesi ve kan bağışında Türkiye birincisi olan Melih Karakadıoğlu 105. kez bağışta bulundu.