Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 4 Kasım 2011 Cuma 383 Eskiden esintilerle yeni sunum... skiler “zamane” derdi, sonraları, “yeni nesil”, “yeni kuşak” yerleşti ve tabi her alana egemen olan Amerikan kültürünün etkisiyle “new age” de pervasızca giriverdi dilimize. İfade edilmek istenen şey aynı; genç kuşak. Ama öyle bir anlam kayması yaşadı ki, insanlar için kullanılan bu kavram, tüketim/pazarlama sektörünün “vazgeçilmez” kavramı oldu, mevcut bir malı “yeni yüzle, yeni anlayışla” satışa sunmak: Yeni nesil telefonlar, yeni nesil televizyonlar... Listeyi epeyce uzatmak mümkün. Aslında bu girizgahı yapmamın nedeni, geçen haftalarda gazetelerin ekonomi sayfalarında, Ankara eklerinde gördüğüm ilk “yeni nesil” Koçtaş‘ın Ankara’da açıldığını duyuran haberlerdi. Türkiye’nin 35. ve ilk “yeni nesil” Koçtaş‘ı olarak tanıtıldı. Bu arada ben Koçtaş‘ı, “ yapı marketi” sanıyordum, ama baktım haberlerde daha fiyakalı bir tanım yapmışlar: Ev geliştirme perakendecisi... Tabii ki merak ettim, “ne menem bir şeymiş bu yeni nesil Koçtaş” deyip, evinde tadilat yapacak E BÜTÇEME GÖRE aysesayin1967@gmail.com http://aysesayin06.blogspot.com AYŞE SAYIN olan arkadaşlarıma takılıp, Eryaman’ın yolunu tuttum. Merakımın bir başka nedeni de, Koç Holding CEO’su Turgay Durak‘ın, “Yeni mağazayı tasarlarken tarihi Kapalı Çarşı‘dan ilham aldık” açıklamasıydı. O bölgeyi bilenler için yeri kolay, Sincan yolu üzerinde, Eryaman 1. Etap yol ayrımından hemen önce, Optimum’un çapraz karşısı, Shell istasyonunun arkası... Otopark sorunu yok. Ev mi reyon mu? “Kapalı çarşı” beklentimle içeri daldım ama beklentimi galiba biraz fazla yüksek tutmuşum... Devasa bir mağaza, yaklaşık 9 bin metrekare üzerine kurulmuş. “Eski nesil”lerdeki reyonlar, yeni nesilde “sokak” olarak adlandırılmış, eh güzel düşünce. Biraz ilerde bir simitçi arabası ile burun buruna geldik, iyi de oldu, çocuklar açıkmıştı, biz de aldık birer simit ayran, afiyetle yedik. Tabi sadece simitçigazozcu ile kapalı çarşı havasına giremiyorsunuz. Yeni nesil mağazanın yeniliğini “sokaklarda” biraz ilerleyince gördük, yol kenarlarında otantik, şirin mi şirin evler, yanyana, sırt sırta: Mobilya evi, banyo evi, mutfak evi. Reyonlarda satılan belli grup ürünler uygulamalarıyla bu evlerde sergileniyor. Yani müşteri banyo malzemesi alacaksa, önce bu evlere uğrayıp, fikir edinebiliyor. Tüke ticiye kolaylık açısından düşünülmüş belli ki... Fikir güzel, ama verilmek istenen “ev havası”nı yansıtamıyor. Nedeni gayet basit, aynı grup ürünler sergilendiği için, o evler reyon havasından kurtulamıyor. İnsanlar evlerini dekore ederken, tadilat yaparken, bittiğinde “nasıl birşey olacağını” topluca görmek isterler. O nedenle Koçtaş‘ı gezerken, “Keşke yeni sitelerdeki örnek daireler gibi, bir de dekore edilmiş ev olsaydı daha iyi olmaz mıydı” diye insanın aklından geçiyor. Nitekim, İKEA bunu yapıyor, çok da iyi oluyor. Yeni gelen ürünlerle o evi sürekli “güncellemek” de mümkün olabilir ayrıca. Bu haliyle yeni nesil Koçtaş, bende, kapalı çarşıdan ziyade, eski “mahalle” havası çağrıştırdı diyebilirim. Tabi bu izlenimi edinmemde, mağazanın hatırı sayılır derecede “soğuk” olmasının etkisi de yok değil. Artık yeniliğine mi vereyim bilemiyorum, mağazanın genel olarak ısınma sorunu var, çocuklar mağazaya girerken, paltolarını çıkarmıştı, içeri girince yeniden giydirmek durumunda kaldık. Kampanyaları kaçırmayın Ev ve simitçi konsepti dışındaki bölümler, bildiğiniz Koçtaş mağazalarının epeyce büyüğü diyebiliriz. Fiyatlar da diğer mağazalardan farklı değil, çok ucuz değil, ama kampanyalı ürünleri oldukça avantajlı fiyatlara almak mümkün. Fiyat ürün kalitesine göre değişse de genelde orta gelir grubu hedeflenmiş, ürün seçenekleri bol. Önerim, neye gereksiniminiz varsa, mümkünse Koçtaş kataloğuna önceden bakıp, istediğiniz ürün indirime girdiğinde alışverişe gitmeniz. Malum yapı marketlerinin hemen hepsi, nakliye ve montaj ücreti aldığı için, bir çok kampanyalı üründe bu hizmetler “ücretsiz” ya da “nakliyemontaj dahil” sistemiyle sunuluyor.