Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 Kasım 2011 Cuma 385 17 ANKARA AKKARA Talât HALMAN Başkentte protestonun yeni adı Avareler Sabahınaltısında sergiaçıldı ERDEM SEVGİ İhmaller ve İhtimaller NKARA Eskişehir yolunun kenarında bulunan reklam panolarında geçtiğimiz salı günü sabahın 06.00’sında bir resim sergisi açıldı ve birkaç saat gösterimde kalabildi. Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri bir grubun oluşturduğu Avareler, Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’i ve genel kent yaşamındaki olumsuzluklarını eleştiren çalışmalarını reklam panolarına yapıştırdılar. Avarelerin resimleri, reklam panolarında yalnızca bir iki saat kalabildi. Sergide, Gökçek’i maskeli bir şekilde gösteren ve üzerinde “ODTÜ’ye girmenin bir yolu olmalı” yazılı çalışmanın yanı sıra, “Sessizliğin tadını çıkar” adlı bir resim de yer aldı. Belediye görevlilerinin haberdar olmasıyla resimler panolardan söküldü. Edinilen bilgiye göre Avareler, Ankara’daki sosyal ve sanat yaşamdaki yetersizliği eleştirmek amacıyla bu tür girişimler yapıyor. Avareler, “Ankara’nın sıkıcılığını, insanının memur ruhunu değiştirmeyi ve özündeki kaliteyi ortaya çıkarmayı” hedefliyorlar. “Sessizliğin tadını çıkar” A V “Büyük birader seni izliyor” an ve Erciş faciaları, canlara kıyarak, korkunç yıkım yaparak, bütün Türkiye’yi sarstı. Devlet ve yerel görevliler, eski depremlere kıyasla, felâketzedelere daha etkili yardım ettiler ama, ikinci deprem ile soğuklar ve kar yağışları durumu büsbütün kötüleştirdi. Üstelik, ihmaller ve yetersizlikler can almaya başladı. Uzmanların “oturulabilir” diye onay verdiği otelin çökmesiyle değerli iki basın mensubu da, Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz, hayatını yitirdi. Çadırların sayısı az... Bir yavrucak soğuktan zatürre olup öldü. Beslenme sorunları yaman... Depremzedeler, feci durumda... Bir tanesi diyor ki: “Çadır istedik, bizi kovaladılar.” İşsizlik ve gelirsizlik, büyük endişe yaratıyor. Ülkemiz, yakında başka âfetlere uğrarsa yetkililer çaresiz kalabilir diye kaygılanmamak elde değil. Yeni depremler azımsanmayacak ihtimaller... Büyük şehirler başta, tüm yerleşimlerimizde ihmaller, kötü yapılar, inşaat hırsızlıkları yüzünden, ürkütücü tehlikeler var. Resmî ve özel kurumlarımız hazırlıklı değil... Büyük felâketler bizi bekliyor olabilir. Avareler’in silinmeyen “Kuşlar” adlı eseri... Truvaatı başkentegeldi A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye ve dünyada milyonlarca kişinin izlediği Troya filminde kullanılan Truva atı Ankara’ya geldi. Anadolu topraklarında, Çanakkale’de yaşanan savaşın öyküsü, ANKAmall Alışveriş Merkezi’nde ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor. Kapalı gişe oynanan Troya’nın gerçeğine uygun olarak hazırlanan Truva atları, kostüm ve aksesuarları ANKAmall Alışveriş Merkezi’nde sergileniyor. Serginin genel sanat yönetmenliğini Mustafa Erdoğan yapıyor. Troya filminin kostüm ve objeleri 25 Kasım’a kadar Ankaralıların ziyaretine açık kalacak. Sergide, dünyada milyonlarca izleyiciye ulaşan Troya filminin gerçeğe uygun olarak tasarlanan 2 Truva atı yer alıyor. Biri 9, diğeri 7 metre boyundaki atlarla birlikte, Anadolu Ateşi gösterilerine ait 60’ın üzerinde kostüm, 50’nin üzerinde gösteri fotoğrafı, 2 adet Tanrı heykeli ve 5.5 metre uzunluğundaki Hektor ve Aşil heykelleri sergileniyor. Bu çalışmaların yanı sıra gösterilerde yer alan sahnelerden bazıları senaryolar şeklinde alışveriş merkezinin bazı noktalarına yerleştirilerek ziyaretçilerin görmesi sağlanıyor. Gösterime başlanan 2008 yılından bu yana hem yurtiçinde hem yurtdışında 5 milyon seyirci tarafından izlenen Troya’nın serüvenine tanık olmak isteyenler, 25 Kasım’a kadar sergiyi gezebilir. ERMAN’DAN SEZER’E 11.11.11 yedi iklim dört bucakta uğurlu bir gün olarak beklendi. Ankara’da o günün mutlu bir olayı Nüzhet Erman Şiir Ödülü’nün Ankaralı başarılı kadın şair Melek Özlem Sezer’e verilmesi oldu. Nüzhet Erman, Cumhuriyetimizin takdirle anılan bir valisi ve özgün bir şairiydi. 11 Kasım 1996’da vefat eden bu yurt şairinin adına ailesi 13 yıldır bir şiir ödülü veriyor. Şimdiye dek kazananlar arasında Ahmet Oktay, Alphan Akgül, Şinasi Özdenoğlu, Seyyidhan Kömürcü, Kemal Varol, Can Bahadır Yüce, Semih Sergen, Mehmet Ekici, Celal Ogan, Ceylan Koryürek vb. var. 2011 ödülünü jüri (Mustafa Şerif Onaran, Doğan Hızlan, Hilmi Yavuz, Filiz Erman, T. S. Halman) bu yıl çok başarılı iki şiir kitabı (“Söğüt Sefası Meyhanesi” ve “Yusuf ile Zeliha”) yayımlamış olan Ankaralı şair Melek Özlem Sezer’e verdi. Tören, 11.11.2011’de Çankaya Belediyesi’nin Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapıldı. Mülkiyeliler Birliği’nin rahmetli Nüzhet Erman anısına düzenlediği törende Başkan İhsan Feyzibeyoğlu konuştu. Sonra, Filiz Erman duygulu ve zarif bir konuşma yaptı, Mustafa Şerif Onaran da unutulmaz güzellikte bir yorumla Melek Özlem Sezer’in sanatını değerlendirdi. Kuşağının önde gelen şiir yaratıcılarından Sezer, 1998’de Cemal Süreya, 2000’de Behçet Aysan Şiir, 2010 Oğuz Tansel Halk Bilimi Ödülü’nü kazanmıştı. Şairliğinin yanı sıra bir masal ustası... “Masallar ve Toplumsal Cinsiyet” başlıklı nefis bir bilimsel eseri var. Erman ödülünü kabul ederken, herkesi büyüleyen masal anlatılarıyla süslü dokunaklı ve çarpıcı bir konuşma yaptı. Ankara’ya ne mutlu böyle bir edebiyatçısı olduğu için...