Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
‘Yürüyemeyen sadece ayaklarım, beynim koşuyor’ ? Şule TÜZÜL nu tanıdığımda 9 yaşındaydı. 3 yıl önce. Engelsiz yaşam konusunda bir fotoğraf sergimizi açmak üzere Aydın’a gitmiştik. Sergiden bir gün önce Alara ve ailesi bizi konuk ettiler. Akşam yemeğinde Alara ile tanıştık. O zamana kadar hakkında bildiğim tek şey Cerebral Palsi’li (CP) olduğuydu. Bir de ara sıra annesi aracılığı ile epostama gönderilen kendi yazdığı kısa öyküleri… Ben dahil, benim tanıdığım engellilerin büyük çoğunluğu, özellikle çocukluk dönemlerinde, bir topluluk içine girdiklerinde girişken değillerdir. Çünkü her şekilde engellenmişlerdir. Sokağa çıkamazlar, çıktıklarında başka çocuklar ya da yetişkinler tarafından dışlanmışlardır. Okula gidememişlerdir, gidebildiklerinde merdivenler, sıralar, tuvaletler ile ilgili sorunlar yaşamışlardır. Onlara uygun olmayan fiziki ve sosyal koşullara uyum sağlayamamalarının bedelini, bu koşulları yaratanlar değil onlar ödemiştir. Özgüvenlerini eksilte eksilte büyür engelli çocuklar. Ama engellendikçe yaşam kavgasındaki güçlerini büyütürler. Pek çok engelli için yaşam, ayrımcılığa karşı mücadelenin bir ömürlük hikâyesidir. Alara ile karşılaştığımda beni ilk şaşırtan O sule.tuzul@isbank.net.tr ve etkileyen kimsede kolay kolay rastlanmayacak bitmez tükenmez özgüveniydi. Yürümekte ve oturmakta büyük güçlük çekiyordu ama nereye oturmak istediğine o karar verdi. Söylediklerini anlamakta güçlük çekiyordum ama masada konuşulan konuların tamamını o yönlendirdi. Çoğunlukla onu en iyi anlayan ailesi tarafından söyledikleri tercüme ediliyordu. Her konuda bir fikri vardı. Yaşamla ilgili sorunları daha çocuk yaşta düşünmüş, tespit etmiş ve biz yetişkinlerin asla düşünemeyeceği çözüm yollarını da üretmişti. “Yapamam” Alara’nın sözlüğünde yoktu, “yapamazsın”ları takmıyordu. Toplumdan hiç soyutlanmamış Bu nasıl olabilirdi? Alara konuştukça “nasıl”ını anlıyordum. Anne ve babası Alara için engelsiz bir yaşam sağlamaya daha CP teşhisi konduğu anda karar vermişler. 2 yaşında hem fizik hem de konuşma terapisti gelmeye başlamış evlerine. Onu koruma altına almaya kalkmamışlar, toplumdan soyutlamamışlar, onu korumak adına toplumla arasına kalkan olmamışlar, Alara’nın özgür bir birey toplumun bir parçası olması için aracı ve destek olmuşlar. Alara yaşıtları gibi kreşe gitmiş. Diğer çocuklarla birlikte ilkokula başlamış. Kardeşi Sarp da Alara’ya destek olmak konusunda anne baba kadar başarılı. Ailesi kadar çevresi konusunda da şanslı Ala ra. Kimse Alara’ya sen bu okula gidemezsin dememiş, ellerini kullanamadığı halde öğretmeni onu diğer çocuklardan ayrı tutmamış, onlar gibi koşup oynamadığı halde arkadaşları onu dışlamamışlar. Alara onlarla her ortama her faaliyete katılmış. Öğretmenleri ve arkadaşları bunun için gerekli koşulları sağlamışlar. Bunun adına özveri dememişler, paylaşım demişler. Çünkü Alara ile paylaştıkları her şey onları da mutlu etmiş. Alara okul balosuna “bobi” ismini verdiği tekerlekli sandalyesini kendi gibi süsleyerek gitmiş, yürümekte zorlanmasını bahane etmemiş ve babası ile ayakta dans etmiş. Bu yıl “Ben Alara” isimli öykü kitabı yayımlandı. Öykü yazmaya daha 5 yaşında, okuma yazma öğrenmeden önce başlamış. Annesine öykü yazmak istediğini söylemiş ve o söylemiş annesi yazmış. Kitabının başında “Yürüyemeyen sadece ayaklarım. Beynim koşuyor...” yazıyor. Kitabı okuyanlar eğer hâlâ, Alara’nın koşamadığını, uçmak isteyip uçamadığını, bir kedi olmak isteyip olunamayacağını, tekerlekli sandalyenin bir dosta dönüşemeyeceğini düşünürlerse, o zaman onlara soracağım: Sahi kim engelli; zengin düşleri ile Alara mı, düşlere inanmayanlar mı? Kitabı okurken fark ettim ki; büyüdükçe ne çok eksilmişiz, ne çok… Kitabı ile yaşama dair unuttuklarımızı, geçmişin tozlu yollarında bıraktıklarımızı anımsatan Alara’ya teşekkürlerimle… Bu yazı Ankara Fotoğraf Sanatçıları Derneği (AFSAD) tarafından hazırlanmıştır. Yenimahalle’de yaz okuluna büyük ilgi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yenimahalle Belediyesi’nin 3. dönem yaz okulu etkinlikleri 2 Ağustos’ta başladı. Yaz okuluna, 714 yaş arası yaklaşık 2 bin çocuk katılırken, çocuklar futbol, basketbol, yüzme, tenis, cimnastik, kick box, yoga gibi spor alanlarının yanında folklor, tiyatro, drama gibi pek çok alanda da eğitim alıyor. Yenimahalle Belediyesi’nce düzenlenen ve haziran ayında başlayan yaz okulu eğitim programları ağustos ayı boyunca da devam edecek. Haftanın 5 günü 09.00 17.00 saatleri arası yapılan 3 haftalık programların ücreti ise öğle yemeği dahil 50 TL. Eğitimler için gerekli olan malzemeler de belediye tarafından karşılanıyor. Yenimahalle Belediyesi düşük ücretli yaz okulu etkinliklerinin yanı sıra bu ay sonuna kadar 200 yoksul ailenin çocuğuna da çeşitli alanlarda ücretsiz eğitim verecek. Yenimahalle Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdür Yardımcısı Memnune Uzun, yaz okuler Müdürlüğü olarak yaz döneminde, yaklaşık 800 çocuğumuza belli gün ve saatlerde saz, drama, bilgisayar, ingilizce, folklor gibi alanlarda dersler veriyoruz.” Yenimahalle Belediyesi’nin yetişkinlere yönelik programları da bulunuyor. Yaz okuluna katılan öğrencilerin velilerinden gelen talep üzerine başlatılan bir uygulamayla, Yenimahalle sınırları içindeki tüm parklarda, her yaştan yurttaşlara uzman eğitmenler eşliğinde sabah sporu yaptırılıyor. Bir ay önce başlayan ve sabah 7.30 09.00 saatleri arasında yapılan çalışma bundan böyle kesintisiz olarak devam edecek. Sabah sporuna yaklaşık 800 yurttaşın katıldığını belirten Yenimahalle Belediyesi yetkilileri, söz konusu uygulamanın yurttaşlar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandığını kaydettiler. Her yaştan yurttaşın ücretsiz olarak yararlanabildiği sabah sporu çalışmalarında yapay egzersiz ve plates dersleri de veriliyor. lunun yoğun ilgi gördüğünü belirterek şunları kaydetti: “Hedefimiz 5 bin çocuğa ulaşmak ve eğitimlere katılan yoksul çocukların sayısını artırmak. Çocuklarımıza pek çok alanda eğitim vermek ve kültürlerini artırmak istiyoruz. Bunun yanında belediye olarak ihtiyaç sahibi çocuklara ücretsiz sınavlara hazırlık dersleri veriyoruz. Kültür ve Sosyal İş 7