Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 319/13 AĞUSTOS 2010 Ulus’takitarihiyapıylabirlikteeskisanatlardabitiyor Sulu Han‘tarihini’yitiriyor NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ulus’taki 600 yıllık geçmişe sahip Sulu Han, her geçen gün biraz daha ticarileşerek, tarihi önemini yitiriyor. Han içerisinde bulunan hattat, ahşap ve mozaik ustaları, yapıdaki tarihi dokunun bozulmasına tepki gösterirken, sanatlarının artan ticari faaliyetlerle gölgelendiğini de dile getiriyorlar. Sulu Han, Ulus’ta 2 kattan oluşan, 600 yıllık geçmişe sahip tarihi bir yapı. Sulu Han’ın yapımı, 1400’lerde Osmanlı Padişahı İkinci Bayezid döneminde tamamlandı. Kervansaray olarak kullanılmaya başlandı. Günümüzde ise çarşı olarak kullanılan han, Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlı. Sulu Han’da unutulmaya yüz tutan çeşitli el sanatlarının yanında, çiçekçi, bakırcı, ayakkabıcı, takı malzemelerinin satıldığı bijuteriler ve avluda iki çay bahçesi yer alıyor. Han zaman içerisinde ticaret merkezi hâline geldi. Handa, hat, ebruli, mozaik, ahşap eğitimi veren atölyeler de bulunuyor. Zanaatkarlar handaki ticari faaliyetler nedeniyle ikinci plana atılmaktan, hanın içine ve dışına özen gösterilmemesinden yakınıyor. Ayrıca ticarileşmenin yerli ve yabancı turist sayısında da azalmaya neden olduğu belirtiliyor. Bölgedeki park sorunu da hana gitmek isteyenleri engelliyor. Handaki zanaatkarlar içeride çok fazla çiçekçi bulunmasını da eleştiriyor. Duvarlara asılan çiçekler nedeniyle tarihi dokunun üzerinin örtüldüğü dile getiriliyor. 30 yıldır bu işle uğraştığını dile getiren Antik Mozaik Yapım Ustası Mustafa Salih Kamanlıoğlu, şunları söyledi: “Hıristiyan dönemi ağırlıklı olmak üzere özgün çalışmalarım da var. Genelde orijinallerin kopyası olan çalışmalar yapıyorum. Aynı zamanda gençlere de ders veriyorum. Sadece gençler değil emekliler de öğrenmek için geliyor. ‘Burası bir çeşit terapi merkezi gibi’. Öğrenciler 34 ay boyunca ciddi şekilde çalışırlarsa, mozaik sanatını öğrenmeleri mümkün. Öğrenmek isteyen kişinin ufkunun geniş olması ve bu işi severek yapması gerekiyor. Sabır gerektiren bir meslek. Aletleri kullanmak ise ayrı bir meziyet gerektiriyor. Taşların ekonomik açıdan kullanımı çok önemli. Uygun taşları seçip, dikkatlice kırmak gerekiyor. Sulu Han’ı ticarethane haline getiren esnaftan ayrı olarak, sadece sanata ve eğitime önem veriyorum.” A rak başla o i b o h , n ü g n Ö r fe ustası Za Ahşap yakma sanatı uğraştığını söyledi. Geçim derdinin dır ladığı bu sanatla 6 yıl al çalışmalardan uzaklaştırdığını dile ts insanları bu tür sana üzde geçim sıkıntısı nedeniyle, daha üm getiren Öngün,“Gün meslekler tercih ediliyor. İnsanlar bu iyi para kazandıracak şıyor. Ahşap yakma sanatı emek gela tür sanatlardan uzak nde Sulu Han’ı ve buranın tarihi bir rektiren bir iş. Öncesi ordum bile. Tarihi yerlere gereyer olduğunu bilmiy ruz, kıymetini bilemiyoken önemi vermiyo u gibi konularda ruz. Ankara halkı b di. duyarsız” de ’ u d r u t t u n u sanatı ‘Geçim derdi ‘Tarihi doku günden güne kayboluyor’ ANKARA’DA mozaik sanatını öğreten 23 yer olduğunu belirten Kamanlıoğlu, Çankaya Belediyesi Toplumsal Dayanışma Merkezi’nde (TODAM) antik mozaik kursu açmak istediğini, fakat ilginin olmadığını söyledi. Mesleğin unutulmasının yanı sıra han içinde de bazı sorunların ortaya çıktığını belirten Kamanlıoğlu, “Son zamanlarda çiçekçilerde artış yaşandı. Binanın barok tarzı kemerleri, duvarlardan sarkan çiçekler nedeniyle artık görünmüyor. Sulu Han tarihi bir bina, ama şu an ticarethane olarak kullanılıyor. İnsanların tarihi dokuyu görmesi gerektiğine inanıyorum” diye konuştu. Sulu Han’da ilk sanat atölyesini açanlardan Hattat Kadir Sakoğlu da 12 senedir hattatlık yaptığını söyledi. Son 6 yıldır da Sulu Han’da eserlerini sattığını ve eğitim verdiğini anlatan Sakoğlu, “Hattatlık sabır gerektiren bir meslek. Öğrenmek yıllarca sürüyor. Öğrencilerimden bazıları öğrenmek için sabrediyor. Fakat, ilk birkaç ay içinde zorlanıp bırakanlar da oluyor. Şu an Ankara’da mesleki anlamda hattatlık yapan 34 kişi var. Hattatlık yeterince ilgi görmüyor. Unutulma tehlikesi olan meslekler arasında yer alıyor” ifadesini kullandı. Kültürsanatın hep ikinci planda tutulduğunu vurgulayan Sakoğlu, şöyle konuştu: “Hana gelen turistler eskisine oranla azaldı. Han birçok aktiviteye ev sahipliği yapabilecek konumda aslında. Tarihi Sulu Han’ı, proje sunarak kültürsanat merkezi haline getirmeye çalıştım ama Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü izin vermedi.” 2