28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 319/13 AĞUSTOS 2010 ANKARA ANKARA Talât HALMAN nkara’da sanatsever olarak oturmak, zaman zaman üzücü... Gerçi Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Bilkent, Hacettepe, Başkent üniversitelerindeki orkestralar ve başka topluluklar sayesinde, Ankara Müzik Festivali’nde nefis konserler dinliyoruz... Devlet Opera ve Balesi’nin, Devlet Tiyatroları’yla birkaç özel tiyatronun icralarıyla mükemmel canlı etkinlikler izlemek mümkün... Kültür ve sanat bakımından, Ankara talihsiz bir başkent değil: Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi dünyanın en görkemli müzelerinden birine, Devlet Resim ve Heykel Müzesi’ne ve şimdi Cer Modern gibi müstesna bir mekâna sahibiz. Ne var ki özellikle opera ve bale için modern salondan hâlâ yoksunuz. Devlet Opera ve Balesi, her yıl birkaç tane enfes prodüksiyon sunmaktadır. Bunların çoğunun dekorları da göğsümüzü kabartıyor. Ama, 70 yıl önce sergi evinden sahneye dönüştürülen Büyük Tiyatro, piyesler için elverişli olmayı sürdürse bile, nicedir opera ve bale için yüreğimizi burkacak kadar yetersiz. Devletimizin neredeyse yirmi yıldır ihmal ettiği Atatürk Kültür Merkezi tasarısı gerçekleşebilse Ankara’nın opera ve bale sorunları çözülmüş olacak, Devlet Tiyatrosu da şimdikinden çok daha başarılı prodüksiyonlar sunabilecek. Elde, dört başı mamur kültür merkezi plan KültürTV İzmir’i Kıskanıyorum emmuz başlarında medyamız bir müjde verdi: “Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, tamamen kültür ve sanat ağırlıklı bir internet televizyonunu yakın zamanda kuracaklarını açıkladı. Kültür Bakanlığı’nın konser etkinlikleri, sanat etkinlikleri, tanıtım filmleri, belgeseller, Temmuz sonundan itibaren internet televizyonu aracılığıyla herkesin erişimine sunulmuş olacak.” Bilgisayar ve internet kullanımının hızla artmakta olduğu ülkemizin kültür meraklıları ve sanatseverleri için olağanüstü bir nimet bu. Habere göre, Kültür Bakanlığı’nın internet televizyonu “Temmuz sonundan itibaren” hayata geçmiş olacaktı. Biraz gecikmeli de olsa, yakında dünyamızı zenginleştirmeye başlamasına yürek dolusu sevinç duyacağız elbette. Hele ben bugünleri gördüğüm için bayram ediyorum. 1971’de, demek ki 39 yıl önce, Kültür Bakanlığı doğduğunda, ülkemizde TV az önce başlamışken ve henüz sakat bir bebek gibi bocalarken, Bakanlığın en önemli tasarılarından birinin bir “eğitimkültürsanat” televizyonu başlatmak olduğunu basına açıklamıştım. O proje gerçekleşmedi. Yürürlüğe girseydi, yayıncılıkta başarı kazanıp her gün 24 saat okullara ve evlere iyi hazırlanmış eğitim kültürsanat programlarıyla ulaşsaydı bugün –neredeyse 40 yıl sonra– ülkemizde çok daha seviyeli kitleler yaşıyor olacaktı. Ve belki günümüzde de süren kavgalı dövüşlü, kanlı bıçaklı, güldürüsü acıklı, içi boş programlara mahkum olmayacaktık. Kültür Bakanlığı televizyonunun nihayet doğacak olması, bugün ve yarın için büyük bir nimet. Sayın Günay, yapılacak yayınları şöyle özetliyor: “Bizim elimizde desteklediğimiz çok sayıda belgesel var, çok sayıda uzun metrajlı film var, başka çalışmalar var. Bakanlığımızın yaptığı sanat etkinliklerini – operanın, balenin, halk müziğinin, Türk müziğinin, senfonik müzik konserlerini – başka etkinliklerimizi, internet ortamında bir internet televizyonu aracılığıyla yayınlayacağız. Bakanlık sitesi üzerinden ulaşmak da mümkün olacak.” Kültür Bakanlığı televizyonunun kutlu doğumunu alkışlıyorum. Eğitim sistemimize, kültür ve sanat yaşamımıza ne mutlu. AKKARA T A ları da var. Ünlü mimar Özgür Ecevit’in kabul edilmiş olan planları, uzun yıllardır yürürlüğe girmiyor. İktidar, başbakanlar, belediye başkanları, bakanlar, genel müdürler değişti ve değişiyor zaman boyunca. Ama, hiç kimse, hiçbir kurum, Başkentin kültür ve sanat yaşamı için hayati önem taşıyan bu büyük projeye el atmıyor. Yazıklar olsun. İstanbul’da AKM’nin bir kavga odağı hâline gelmesi yüzünden, opera ve bale yoksul kaldı. 15 milyon nüfusa sahip olup da opera ve balede (eskiden yapılmış mükemmel işlere rağmen) bu kadar âciz kalan şehirler, sadece geri kalmış ülkelerdedir. İstanbul’u, 2010 Avrupa Kültür Başkenti payesi bile böyle bir zavallılıktan kurtaramadı. Yeni binyılın ikinci onyılında da, korkarım, durum düzelmeyecek. Utanç verici AKM kavgaları sürüp gideceğe benzer. Bir uygarlık kentini kurtarmaya el birliğiyle gayret edecek kadar uygar değiliz. İzmir’den gelen müjde ile coştuk. İzmir Belediyesi, bu yıl mart ayında Ulusal Mimari Proje Yarışması açarak İzmir için yeni, büyük modern bir opera binasının gerçekleştirilmesi yolunda ilk adımı attı. Yarışmaya katılan projelerin son teslim tarihi bugün. Jüri nihai seçmeyi 20 Ağustos’ta yapacak. Ortaya çıkacak eserde, 25 bin metre karelik bir alan üzerinde, 1200 kişilik opera salonu ile 400 kişilik ikinci bir salon bulunacak – Karşıyaka’da, sahile yakın. Umarım, Avustralya’nın Sidney kentindeki modern mimari şaheseri Opera gibi, bizim İzmir Opera binamız da göz kamaştırıcı, kişilikli, yenilikçi bir yapı olur. İzmir, Ahmet Adnan Saygun’u ülkemize ve kültürümüze armağan etmiş olan ve onun adına kurulmuş kaliteli konser salonuyla son yıllarda müzik bakımından büyük hamleler yapan bir örnek şehir. İzmir Operası da, o güzel kentimizin dünya çapında bir kültür kenti olmasına destek sağlayacaktır. Ne mutlu İzmir’e. AKM’siz kalacağından korktuğum İstanbul ile kendi kültür merkezi projesi hayata geçmeden gömülen Ankara’mız bahtsız. İzmir’i kıskanıyorum. “HAYIR”LARI AZALTMAK İÇİN Mİ? eferandum (Yoksa buna “Ön Seçim” mi demeli?) 27 Mayıs 1960 devriminin 50. yıldönümünde, 12 Eylül’de yapılacak. Şeker Bayramı 11 Eylül günü sona eriyor. Okullarda yeni öğretim yılı, 13 Eylül’de Referandum’un ertesi günü başlayacaktı. Ama, acayip bir kurnazlıkla, bu çizel R ge değiştirildi. Yeni bir karara göre, okulların açılışı, bir hafta ertelenerek, 20 Eylül’e bırakıldı. (Yalnız ilkokul 1. sınıf öğrencileri 13 Eylül’de başlayacak.) Böylelikle, seçim bölgelerinden uzaklara ailece gitmiş olanlar, tatillerini uzatacaklar. Yeni düzenlemeyi yapanlar, şöyle düşündü diyorlar: “Tatile çıkmış olan varlıklı ailelerin çoğu, Referandumda Hayır oyu kullanacaktı. Şimdi, azımsanmayacak ölçüde bir Hayır topluluğu, tatili uzatarak, kendi bölgelerindeki sandıklara gitmeyecek.” Okulların açılışının 20 Eylül’e kalması, bazılarına göre, “Hayır”ları azaltmak için... Eh, hayırlı olsun. 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle