Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 248/3 Nisan 2009 Prof. Dr. Necdet Adabağ, CKM’de Cumartesi Söyleşileri’ne katıldı ‘Türkiye’yiyineTürkiyekurtaracaktır’ NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Dekanı Prof. Dr. Necdet Adabağ, geleneksel “Cumartesi Söyleşileri” kapsamında Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde (CKM) başkentlilerle biraraya geldi. CKM’de “Niccolo Machiavelli, Laiklik ve Siyaset” konulu bir söyleşi gerçekleştiren Adabağ, “AmerikaVatikan ortaklığıyla ‘din aşkına laiklik’ anlayışı oluşturuldu. Ülkemizde oluşturulan ‘ılımlı İslam’ anlayışı da aynıdır. Ortak düşman, laik dünyadır. Obama Türkiye’den laik diye bahsediyor. Ama ne Obama ne Bush ne de bir başkası Türkiye’yi kurtarabilir. Türkiye’yi yine Türkiye kurtaracaktır” dedi. Söyleşiye başlamadan önce gazetemize ve Ankara Temsilcimiz Mustafa Balbay’a teşekkür eden Adabağ, “Buradan, Balbay’a gönülden ve içten bir merhaba demek istiyorum. Yüreğimiz onunla. O, kendi haklarını değil toplumun haklarını savundu” diye konuştu. Necdet Adabağ’ın bu sözleri salonda bulunanlarca uzun süre alkışlandı. Türkiye’de bir kavram kargaşası oluşturulmaya başlandığını belirten Adabağ, ülkede bir “ruhban sınıfı” oluşturulduğuna dikkat çekti. Adabağ konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ne kadar lünpen, vatan haini ve tarikatçı varsa hepsi yurtsever görünüyor. Ama öyle değil. Yurtseverlik, devletin sürekliliğini sağlamaktır, demokratik Türkiye’nin bekasını savunmaktır. Machiavelli, ‘İnsanlar çıkarcıdır’ diyor. Yurtseverliği herkes kendi kafasına göre yorumluyor. ‘Müslümansan, laik olamazsın’ gibi bir anlayış oluşturuluyor. Vatikan’da öğrenci olan bir müslüman kız, Papa tarafından takdis edilerek müslümanrahibe yapıldı. Bunun adı da ‘müslüman rahip’ sınıfıdır.” İtalyan aydınların, yüzyıllar önce “ortaçağ karanlığına” karşı verdiği “laik ve ulusalcı” mücadaleden örnekler aktaran Adabağ, aydınlarla ilgili görüşlerini şöyle sıraladı: ¦ Dante Alighieri: İlahi Komedya adlı ünlü eserini İtalyanca yazmıştır. Bu, laik ve ulusdevlet anlayışının bir örneğidir. İlahi Komedya bir başkaldırıdır. Haksızlıklara va haksızlık yapanlara karşı verilmiş bir mücadeledir. Ulusalcılığın ve laikliğinin yanında aynı zamanda sıkı bir dindardı Dante. ¦ Arquà Petrarca: Dinsel duyguları güçlü olmasına karşın sıkı bir hümanisttir. Edebiyat tarihçileri onun için “hem aziz hem laik” derler. Kendi içinde birçok gelgit yaşamıştır. Divan adlı eserindeki son şarkısını Hz. Meryem’e yazmıştır. ¦ Giovanni Boccaccio: Dekameron adlı yapıtı içerik ve anlayış olarak çok güçlü bir eseridir. Ortaçağ karanlığına karşı koymasıyla, İtalyanların en büyük düz yazı ustasıdır. Ona göre, “Tanrı dünyayı yöneten değildir. İnsanın yazgısında insanın da etkisi vardır.” A ‘İyiyönetilmişcumhuriyetten dahadayanıklıbirsistemyoktur’ İTALYAN Filozof Niccolo Machiavelli’nin soylu ve yoksul bir aileden geldiğine işerat eden Adabağ, Machiavelli’nin vermiş olduğu “bağımsızlık mücadelesini”de şöyle anlattı: “Machiavelli, krallarla, papalarla memleket meselelerini konuştu. Bağımsızlık, o dönemdeki bütün kültür insanlarının sevdası haline gelmişti. Her zaman, İtayan birliğini yakalamak istemiştir. İnsanoğlunun her çağda tarihe yön verdiğini iddia ederek de, hümanizmaya bir derinlik kazandırmıştır. Nesnel bir yaklaşım getirmiştir. Tanrı ile insan arasındaki kıyaslamada insanın daha nesnel olduğunu ifade eder. ‘Tanrı yaptı oldu’ anlayışı yoktur. Machiavelli, ‘İyi yönetilmiş cumhuriyetten daha dayanıklı bir sistem yoktur’ demiştir.” Giordano Bruno’nun “özgürlükçü ve insanı insan yapan düşüncelere”sahip olduğunu belirten Adabağ, Bruno’nun“sırf düşünceleri yüzünden” 1599 yılında odun ateşinde yakıldığını anımsatarak, “Ulusal aydınlanma için İtalyanlar çok büyük mücadele vermiş. Biz de verdik. Mücadalemizi vermeye de devam edeceğiz. İdeallerimizden vazgeçmemeliyiz” dedi. Prof. Adabağ, söyleşiye katılanlalara “Türkiye’de kamusal alan neresidir” sorusunu sorarak, böyle bir ayrımın yaplımaması gerektiğini söyledi ve konuşmasına şöyle devam etti: “Kamusal alan her yerdedir. Ama günümüzde birçok değişiklik yaşanıyor. Örneğin, katolik papazlar evlenemezken, bizim imamlar bu lüksü dörde katlıyor. Atatürk zamanında, din görevlileri yalnızca görevleri sırasında dini kıyafetle gezebilirlerdi. Şimdi ise protokolde yerleri var. Türban, başörtüsü oldu. Bugünkü iktidar, bu ayrımları bize yutturdu. AmerikaVatikan ortaklığıyla‘din aşkına laiklik’ anlayışı oluşturuldu. Ülkemizde oluşturulan ‘ılımlı İslam’ anlayışı da aynıdır. Ortak düşman, laik dünyadır. ObamaTürkiye’den laik diye bahsediyor. Ama ne Obama ne Bush ne de bir başkası Türkiye’yi kurtarabilir. Türkiye’yi yine Türkiye kurtaracaktır.” 12