02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 TEMMUZ 2008 CUMA Sığınma değil, Eski Ulus Adliye Binası, kültür NELER VAR? merkezi oluyor Sığınma Evi binası dört katlı. Toplam 50 kadın, 43 çocuk yatağı bulunuyor. İlk iki katta; idari bölüm, yatak odaları, salonlar, mutfak, banyo, çamaşırhane, tuvalet, depo, ütü odası bulunuyor. Yatak odaları iki ve üç kişilik olarak düzenlenmiş durumda. Büyük yataklarının yanında çocuklar için yataklar var. Her bir kişi için bir elbise dolabı, bir çekmeceli komodin yer alıyor. Üçüncü katta; kreş, kreş yatakhanesi, mutfak ve yemekhane, atölye, görüşme odası, ütü odası, depo, çamaşırhane, tuvalet bulunuyor. Dördüncü katta ise asansör ve makine dairesi yer alıyor. Sığınma evinde günlük yaşam saat 08.00’de kahvaltı ile başlıyor. Daha erken işe giden kadınlar ise kahvaltılarını daha erken yapabiliyor. Öğlen yemeği 12.00 13.00 saatleri arasında yeniyor. Her kadının günlük olarak üstlenmesi gereken temizlik işleri bulunuyor. Bu görevler ortalığı süpürüp silmek ve küçük mutfakların temizliği. Temizlik haftalık hazırlanan iş bölümü listesine göre yapılıyor. Kadınlar çamaşırlarını banyodaki çamaşır makinesi ve kurutma makinelerini kullanarak kendileri yıkıyor. Yemekhane temizliği, cam ve kapı silmek gibi büyük işler ise temizlikçi tarafından yerine getiriliyor. Akşam yemeği 19.0020.30 saatleri arasında yeniyor. Bu saatlerde işlere göre esneklik gösterebiliyor. Yemekler ise anlaşmalı bir yemek fabrikasından geliyor. olanaklar evi A NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Belediye Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren ve 8 Mart 2008 Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde hizmete sunulan Kadın Sığınma Evi, şiddete uğrayan kadınlara psikolojik destek ve güvenli ortam sağlamakla birlikte, meslek sahibi olmalarına da katkıda bulunuyor. Çankaya Belediyesi’nin halkın isteklerini dinlemek üzere uyguladığı “halk günlerinde”, aile içi şiddetle karşılaşan ya da ekonomik nedenlerle kalacak yer sıkıntısı olan kadınların talebi üzerine, bu duruma çözüm üretmek amacıyla hizmete sunulan “Çankaya Belediyesi Kadın Sığınma Evi”nin, uzun süren hazırlık çalışmalarında ve personelin seçiminde Hacettepe Üniversitesi Kadın Sağlığı Merkezi (HÜKSAM) ile işbirliği yapıldı. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nce, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) teknik desteği ve Avrupa Birliği’nin (AB) mali desteği ile yürütülen “KadınaYönelikAile İçi Şiddetle Mücadele Projesi” kapsamında hazırlanan “Sığınma Evi Personeli İçin Eğitim Paketi” ile çalışacak olan personelin hizmet öncesi eğitimi gerçekleştirildi. Aile içinde şiddete uğramış ya da ekonomik sorunları nedeniyle hayatını kendi başına sürdüremeyen 18 yaşını doldurmuş reşit kadınların, çocukları ile birlikte şiddetten uzak, kendilerini güven içinde hissedebilecekleri, gereksinim duydukları hizmetleri üç aylık bir zaman süresince alabilecekleri, yatılı kamu hizmeti vermek amacıyla hizmete sunulan Kadın Sığınma Evi’nde, farklı yaş gruplarındaki kadınların yer aldığını söyleyen Kadın Danışma Merkezi’nde görevli Psikolog Derya Gezer, “Kendine bakabilme konusunda sorunu olmayan her kadın, yapılan görüşme sonrasında Sığınma Evi’ne yerleştirilir. Psikolojik durumu ağır olan ve ayrıca çok yaşlı olan kadınlar ise ilgili yerlere yönlendirilir” dedi. Gizlilik ilkesinin esas alındığı Sığınma Evi’nde, ayrımcılık yapılmaksızın, sürekli ve ücretsiz hizmet verildiğine, kadınların her türlü ihtiyaçlarının karşılandığına dikkat çeken Gezer, “İhtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra her ay kadınlara az miktarda da olsa belli bir para ödeniyor” dedi. Sığınma Evi’ndeki çocukların eğitimlerine de önem verdiklerini ifade eden Gezer, “Sığınma Evi’nde çocuğa eğitim desteği veriliyor. Çocuk, hiçbir koşulda eğitimden uzak kalmıyor. Sığınma Evi’nin bünyesinde yer alan kreş, 09.00–17.00 saatleri içinde kesintisiz hizmet veriyor” bilgisini aktardı. ‘KADINLAR KORUYOR’ Sığınma Evi ilkelerinin en önemlisinin, “kadınların kendi hayatları ile ilgili kararları kendilerinin vermesi” olduğunu belirten Kadın Dayanışma Merkezi’nde görevli diğer psikolog Gülen Topçuoğlu ise “Kadınların, Sığınma Evi’nde yemek, fatura, alışveriş gibi zorunlulukları bulunmuyor. Kadınlar Sığınma Evi’nde meditasyon, resim yapma, kitap okuma, televizyon izleme gibi birçok faaliyette bulunuyor. Bu durum kadınların kendi gelecekleri üzerine düşünmek için iyi bir fırsat yaratıyor” dedi. Kadınların sorumluluk almayı öğrenmek adına kendi işlerini kendilerinin yaptığını söyleyen Topçuoğlu, “Özelliklerine ve deneyimlerine göre uygun iş olanağı sağlayarak ekonomik anlamda da ayakta durmalarına imkan sağlıyoruz. Böylece kadınlar toplumun içine giriyorlar” diye konuştu. Güvenlik görevlileri dışında bütün personelin kadın olduğunun altını da çizen Topçuoğlu, “Kadınlar, kadınları koruyor” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanlığı, başkentin ilk adliye binası olan eski Ulus Adliye Binası’nı, kültür merkezine dönüştürüyor. Restorasyon çalışmaları devam eden ve Cumhuriyet dönemi mimarisinin özelliklerini yansıtan eski Ulus Adliye Binası’nda, Deniz Gezmiş, Yılmaz Güney ve Adnan Menderes de yargılanmıştı. Mimar Arif Hikmet Koyunlu tarafından, 1926 yılında, Cumhuriyet dönemi mimarisine uygun olarak tasarlanan eski Ulus Adliye Binası’nın, restorasyon çalışmaları devam ediyor. Restorasyon çalışmaları sonrasında, binadaki iki mahkeme salonundan birisi tiyatro, diğeri ise sinema gösterimleri için kullanılacak. Adalet Bakanlığı’nın 1996 yılında Kültür Bakanlığı’na devrettiği, halen Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğü ile Ankara İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nün ortaklaşa kullandığı binayı bakanlık, 2004 yılında restore etme kararı almıştı. Son dönemde çalışmaların hızlanmasıyla birlikte, restorasyon çalışmalarının en geç 1.5 ay içinde tamamlanması planlanan tarihi binada, Deniz Gezmiş,Yılmaz Güney veAdnan Menderes de yargılanmıştı. Restorasyon çalışmaları kapsamında, binanın özgün yapısının bozulmaması için, zemindeki ahşap döşemeler ve sandalyeler orijinali dikkate alınarak tasarlandı. Bunun yanı sıra binada yapılması planlanan tiyatro ve sinema salonlarında kullanılmak üzere binaya, projeksiyon cihazları, ses ve ışık sistemleri ile ısıtma ve soğutma sistemleri kuruldu. ‘SALON AÇIĞI KALMAYACAK’ Sinema ve Telit Hakları Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, binadaki restorasyon çalışmaları hakkında Cumhuriyet Ankara’ya bilgi verdi. Restorasyon çalışmalarını ekim ayında sonlandırmayı amaçladıklarını belirten Çelik, binanın, bir belgesel sunumuyla açılacağını kaydetti. Çelik, binanın tarihsel geçmişine dikkat çekerek, binanın ilk olarak okul olarak tasarlandığını ancak daha sonra adliye vekaleti olduğuna işaret etti. Binanın sonraki yıllarda Adalet Bakanlığı’na bağlandığını ve 1990 yılına dek Ankara Adliyesi olarak kullanıldığını söyleyen Çelik, binanın genel yapısının toplam 84 oda, 4 duruşma, 2 ağır ceza duruşma salonu, 3 nezarethane, arşiv ve mahsenlerden oluştuğunu belirtti. Binanın tamamının tescilli olması nedeniyle, binada yapılan restorasyon işlemlerinin koruma kurulundan geçmesi gerektiğinin altını çizen Çelik, “Koruma kurulu, binada bulunan 2 salonun restore edilmesine izin vermedi. Restorasyon çalışmaları sırasında binadaki hakim masasına ise hiç el sürülmedi. Restorasyon çalışmaları sonucunda binanın üst katı sinema ve konferas salonu, alt katı ise tiyatro salonu olarak kullanılacak. Bu sayede de Ankara’daki salon açığı kapanacak” dedi. Gençlere çok önem verdiklerini belirten Çelik, binada yapılacak sinema ve tiyatro salonlarıyla gençlere hizmet etmeyi amaçladıklarını vurguladı. 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle