02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İşbirlikçiler 3 Karanlığa Karşı Yazılar Ümit ZİLELİ Ahmet Rasim Sokak No:14 06550 Çankaya Tel: 442 30 50 Dünyaca ünlü koro şefi Elisenda Carrasco i Ribot, sorularımızı yanıtladı: ‘Çocukları eğitmek, dünyayı eğitmektir’ NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dünyaca ünlü koro şefi Elisenda Carrasco i Ribot, geçen hafta başkente konuk oldu. Başkente dair izlenimlerini Cumhuriyet Ankara’yla paylaşan Ribot, Türkiye’deki koro çalışmalarında, ritim ve solfej eğitiminin çok iyi verildiğini düşünüyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün müzik eğitimine büyük önem veren bir lider olduğunu vurgulayan Ribot, mutlaka Anıtkabir’i görmek istediğini belirtiyor. Dünyaca ünlü koro şefi Elisenda Carrasco i Ribot, 1971 yılında Barcelona’da doğdu. Barcelona Konservatuvarı’nda başladığı eğitimine, Kompozisyon ve Orkestra Şefliği bölümünde devam etti. Ribot, ünlü İspanyol müzisyenler J. Sole ile S. Mas ve J. Prats, J.Dujick, L Heltay, S. Johnson, F. Bernius gibi tanınmış şeflerle çalıştı. Koro şefi olarak özellikle “çocuk korosu eğitimciliği” dalında “Premis de Reus Concurs per Joves Compositors” ve Almanya Guissen’de yapılan çocuk koroları yarışmasında “En İyi Şef” ödülü gibi birçok ödül kazandı. Ribot, 16 yıldan bu yana M. Marin ve O. Castanyer ile “St. Cugat Çocuk Korosu”nu yönetiyor ve koro okulunun eğitsel programını düzenliyor. BCN’de “Orfeo Catala Çocuk Korosu”nu ve çağdaş müzik üzerine çalışan Ribot, “Voxalba Kadın Oda Korosu”nu yönetiyor. Ribot’la Türkiye izlenimlerini konuştuk: Türkiye’deki koro çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Öncelikle şunu belirtmeliyim ki koro çalışmalarındaki çocukların algıları çok kuvvetli ayrıca öğrenmeye de çok hevesliler. Bir koro çalışmasının sağlıklı olabilmesi için en önemli şeylerden biri bu. Türkiye’deki koro çalışmalarında ri A tim ve solfej eğitiminin çok iyi verildiğini gördüm. Sizce korolar neden önemli? Korolar hem müzik eğitimi hem de birlikte çalışma bilincinin gelişebilmesi için çok önemli. Korolar özellikle küçük çocuklara müzik eğitimi verilmesinde en önemli yollardan biri olarak öne çıkıyor. Çocuklar, seslerini kullanmayı öğrenmenin yanı sıra ritim tutmayı ve nota çözümlemeyi de küçük yaşlardan itibaren öğreniyorlar. Koroyu çalıştıracak kişilerin formasyonu da çok önemli. Kişilerin koro çalışmasını sağlıklı yaptırabilmesi için öncelikle koro çalıştırıcılarının kendilerini çok iyi eğitmesi gerekiyor. Koro çalışmasını kaç çocukla gerçekleştirdiniz? Türkiye’de yaklaşık yüz çocukla çalıştık. Aslında bu küçük bir rakam. Örneğin Venezuela Caracas’da 300 çocukla bir koro çalışması yapmıştım. Türkiye’yi nasıl buldunuz? Türkiye’ye 17 yıl önce seyahat amacıyla gelmiştim. Karavan ile başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrini gezmiştik ama Ankara’ya gelme olanağımız olmamıştı. Bu kez sadece Ankara’ya geldim. Fakat henüz şehri tam olarak gezemedim. Çünkü çok yoğun çalışıyoruz. Gördüğüm kadarıyla Ankara gerçekten güzel ve düzenli bir şehir. Ankara’yı gezerken tarihi yerlerin yanı sıra Ankara halkının yaşayışını da görmek istiyorum. Ayrıca Türkiye ve İspanya, Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler. Akdenizli olmayı gerçekten önemsiyorum. Akdenizli olmak davranşlarımızdan konuşmalarımıza ve elbette müziğe kadar birçok alana etki ediyor. Bunun dışında daha önceden de bahsedildiği gibi Türk insanının çok konuksever ve yardımsever olduğunu gördüm. ‘Anıtkabir’i mutlaka görmek istiyorum’ Ankara’da en çok ilginizi çeken şey neydi? Mutlaka Anıtkabir’i görmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, müzik eğitimine çok önem veren bir lider. Ayrıca Türk yemekleri de ilgimi çekti. Yemek kültürlerimiz arasında farklar olsa da benzeyen tatlar bulmak mümkün. Mesela bizim “Tapas” dediğimiz yemekler sizde “meze” olarak geçiyor. Fırsatınız olursa tekrar Türkiye’ye gelmek ister misiniz? Tabii ki. İlerleyen zamanlarda Türkiye’ye yeniden gelmeyi planlıyorum. Son olarak okuyucularımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? Çocukları eğitmek dünyayı eğitmek anlamına geliyor. Çocukların sadece bilimsel olarak değil sanatsal olarak da donanımlı bir eğitime sahip olmasının dünyayı çok daha iyi bir yer yapacağını düşünüyorum. Türkiye gerçekten çok güzel bir ülke, çok farklı kültürlerin bir arada yaşaması sanatsal gelişme için de bulunmaz bir fırsat. ODTÜ’den ‘88 Tuş’ Projesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kültür ve Kongre Merkezi, Kemal Kurdaş Salonu’na kalıcı bir piyano alınması için “88 Tuş Projesi” adıyla bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında, piyanonun her bir tuşu, 3 bin 525 YTL karşılığında yurttaşlara satılıyor. Bağış yapan kişilerin isimleri, piyanoda aldıkları tuşun üzerinde yer alacak ve kişilere birer plaket verilecek. 850 kişi kapasiteli Kemal Kurdaş Salonu tiyatro, opera, bale, senfonik konser gibi birçok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Çok amaçlı olarak tasarlanan salon önümüzdeki dönemlerde de birçok etkinlikle sanatseverlerle buluşmaya devam edecek. Kampanya ile ilgilenenler “Vakıfbank ODTÜ Şubesi 971 2001054” numaralı hesaba bağış yapabilir. Kampanya hakkında detaylı bilgi 220 21 38 numaralı telefondan edinilebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle