Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Ankara 234/26 Aralık 2008 Doğanay, Tepe, İpekli, Turan, Kurtoğlu ve Tüzün Koltuğunda BirDemet GülVardı İsmetPaşa’nın... Yans malar Şefik KAHRAMANKAPTAN sefik@kahramankaptan.com umhuriyetimizle özdeş ikinci isim olan İsmet İnönü’yü ölümünün 35. yıldönümünde tüm devlet orkestraları, onun adına adanmış konserlerle andılar. Genç kuşaklara Atatürk’ün yanı sıra İsmet İnönü’yü de tanıtmak lazım. Şevket Süreyya Aydemir’in deyimiyle “Tek Adam” Atatürk’ten sonra, “İkinci Adam”... Atatürk’ün en yakın silah ve çalışma arkadaşı, Kurtuluş Savaşı’nın İnönü kahramanı, Lozan’ın usta diplomatı, CHP Genel Başkanı, Cumhuriyetimizin ilk başbakanı, Atatürk’ten sonra ikinci Cumhurbaşkanımız, bir dönemin “milli şef”i, Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşı afetinden korumuş bir önder, çok partili demokrasi denemesinin mimarı, sonra ana muhalefet lideri... Çok sevdiği ulusunun kısa ve sıcak betimlemesiyle, İsmet Paşa... Başta CSO olmak üzere devlet orkestraları Paşa’yı “büyük müzik dostu” olduğu için anıyorlar. CSO’daki anma konserinde, İsmet İnönü plaketinin çakılı olduğu koltukta koskoca bir demet kırmızı gül vardı, Mevhibe İnönü yazılı koltukta ise zaman zaman eski anıları sevgiyle paylaşabildiğimiz Özden İnönü Toker... Paşa’nın Ecevit harekatından sonra CHP’den istifa mektubunu gazetecilere Pembe Köşk kapısında okuyan sevgili torunu Gülsün Toker Bilgehan ve öteki torunu Nurperi Toker Özlen ön sırada dedelerinin “sevgili orkestrası”nı dinlediler. İnönü’nün isteği üzerine İdil BiretSuna Kan için çıkarılan hârika çocuklar yasasından yararlanarak yurtdışında eğitim gören Gülsin Onay’a Ed C vard Grieg’in piyano konçertosunda şef Ender Sakpınar yönetiminde eşlik eden CSO, gene İsmet Paşa’nın pek sevdiği bestecilerimizden Ulvi Cemal Erkin’in 2. Senfonisini seslendirdi. Akustik koşulları eskiye kıyasla olabildiğince iyileştirilmiş bir salonda müzik dinlemenin keyfine vararak, İsmet İnönü’yü andık. Genç bir gazeteciyken, İsmet İnönü ile birkaç kez yüzyüze konuşmuş, elini öpmüş, Pembe Köşk’te ziyaret etmiş, aynı konser salonunun çatısı altında defalarca müzik dinlemiş olmanın ne denli önemli olduğunu, şimdilerde daha iyi anlıyor, kavrıyorum. Eskiler, yapacaklarını yapar ama bununla övünmez, yapmadıklarına da sahip çıkmazlardı. Günümüzde insanlar yapmadıklarına yapmış gibi sahip çıkıyor! Bir şeyi bırakınız yapmayı, yapılmasına gözyummak veya izin vermek bile bir marifet gibi sunuluyor. Şöyle bir etrafıma bakıp, kimin ne yaptığını, ne dinlediğini, neyin peşinde olduğunu gördükçe, müziksever ve sanat destekçisi İsmet İnönü’yü anmamak mümkün mü? tilerini temiz ve anlaşılır cümlelemelerle seslendirdiler. Bunda, bestecinin “prozodi” konusunda duyarlı yaklaşımının önemli payı vardı. Özellikle bas Kurtoğlu, sözlerin de etkisiyle çok dikkat çekiciydi. Anlatıcı Erol İpekli’nin ise bu kahramanlık destanı içinde, bu denli yumuşak değil, dramatik doza daha katkılı olması beklenirdi. Konserin sonunda ANAÇEV Başkanı Ayla Hatırlı, sanatçılara “Eğitime Katkı Ödülü” verdi. Çünkü iki konserin de geliri, Vakfın burs fonunda değerlendirilecekti. Bozkırda açan çiçek Burada yeri gelmişken sadece 19 yıllık bir geçmişi olan Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın altyapısı üzerine kurulu AÜSO’nın verimliliği ve çalışkanlığına değinmeliyim. Genel Müzik Direktörü ve şef Burak Tüzün’ün yönetiminde bu orkestra yerleşke içindeki 500 kişilik salonda her hafta düzenli konser veriyor. Tüzün, programı hazırlarken, ilk seslendirmelere özellikle yer veriyor, çeşitli dönemlere ait besteler arasında dengeyi tutturuyor ve devlet orkestralarının kimi önyargılarla konser vermediği yurtiçinde ve yurtdışında bulunan Türk solistleri göz ardı etmiyor. Korolu yapıtları da dikkati alarak Gülsevin Doğanay yönetimindeki koronun kendini göstermesine olanak tanıyor. Sezonu erken açıyor, Eskişehir yöresindeki illere turneler düzenliyor. 35 kişilik daimi kadrosu bulunan orkestra, programa göre öğretim elemanları ve lisanslisansüstü öğrencilerinin de katılımıyla büyük yapıtları seslendirir konuma geliyor. Konservatuvar Müdürü Bilgisayar Mühendisi Prof. Yaşar Hoşcan ve Rektör Prof. Dr. Fevzi Sürmeli etkinliklerin arkasında. Orkestralarıyla iftihar ediyorlar. Bizler de böylesine verimli çalışmalarla müzik yaşamına önemli katkı yapan AÜSO’nun varlığıyla kıvanç duyuyoruz. Rahatlıkla “Bozkırda açan çiçek” yakıştırmasını yapabiliriz. Yeşim Gökalp ANAÇEV’le prömiyer Aynı salonda bir gece önce Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nın Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı yararına ve Adnan Saygun anısına bir konseri vardı. Şef Burak Tüzün yönetimindeki orkestra Saygun’un 1. Piyano Konçertosu’nda devlet solistlerinden Yeşim Gökalp’e eşlik etti. İlk seslendirmesini İdil Biret’in yaptığı, dünyaya ise Gülsin Onay’ın tanıttığı bu güç yapıtı Yeşim Gökalp başarıyla seslendirirken, orkestra karmaşık eşlik partilerini dikkat ve özenle çaldı. İkinci yapıt ise bir “prömiyer”di. Genç besteci Kıvanç Tepe’nin “Bu Vatan Bizim” başlıklı anlatıcı, solistler, koro ve orkestra için müziği bir gece önce Eskişehir’de, ardından Ankara’da seslendirildi. Tepe, çok yetenekli, çalışkan ve “asker” bir bestecimiz. Armoni mızıkaları için hayli yapıtı, klasik repertuvardan güzel uyarlamaları var. Bu kez Mehmet Akif’ten Nâzım Hikmet’e büyük ozanlarımızın şiirlerinden seçtiği dörtlüklerle üç bölümlük yapıtı hazırlamış ve besteleme sürecinde kendisine eleştirileriyle yön veren hocası Muammer Sun’a adamıştı. CSO’da Muammer Hoca’yla yan yana dinledik konseri, öğrencisinden “adı gibi” kıvanç duyduğu belliydi. Solistler mezzo Aylin Ateş, tenor Metin Turan, bas Tuncay Kurtoğlu, par Paşa’nın koltuğunda güller ve Özden İnönü 18