Katalog

Cumhuriyet Ankara 234/26 Aralık 2008 YeşilPortakalBebekEvi’ndebirgün B u hafta Cumhuriyet Gazetesi’nin bize ayırdığı bu sayfadaki sekiz aylık yazı serüvenimizin sonuna geldik. Bu son yazımızda da sizinle bir günümüzü paylaşmak istedik; kendimizle ilgili anlatmak istediğimiz her şeyi, bir günü anlatırken son kez toparlamak ve sizin kafanızda oluşabilecek sorulara yanıtlar bulabilmek için. Güne merhaba Yeşil Portakal Bebek Evi’nde gün sabah 7.30’da başlar. Bir biyolog olan kurucumuz, psikolog olan sorumlu müdürümüz, çocuk gelişimi ve eğitimi mezunu öğretmenimiz, hemşiremiz, bakıcı annemiz ve aşçımızdan oluşan kadromuzla gün içinde yapılacak işleri belirleyip, günü genel hatlarıyla tasarlayarak yeni güne “merhaba” deriz. Önceliği her zaman temizlik ve düzene veririz. Bebeklerin kullandığı her alanın, her eşya, oyuncak ve materyalin temizliğini her sabah aksatmadan yapmak bizim için önemlidir. Temizlik devam ederken aşçımız önceden belirlediğimiz mönüye uygun olarak kahvaltı ve yemek hazırlıklarına başlar. Aşçımızın bu hazırlıkları oldukça dikkat gerektirmektedir. Çünkü bebeklerin içinde bulundukları aya göre yedikleri değişmekte ve her bebek için farklı mönüler takip etmek gerekebilmektedir. Bu arada hemşiremiz gün içinde kullanacağı malzemelerin hazırlıklarını yapar. Bebeklerin alt değişimleri hemşiremiz tarafından yapıldığından alt değişim sırasında kullandığı eldivenlerini ve temizlik malzemelerini hazırlar. Her bebeğin gün içinde kullanabileceği bez, kıyafet vb. malzemeler özel dolap ve sepetlerinde hazır edilir. Hemşiremiz ayrıca o güne özel yapılacak işlerini de sabahtan organize eder. O gün bebeklerin kilo ölçümü yapılabilir ya da özel takip edilecek bir çocuk olabilir. Bir bebeğin rahatsızlanabileceği olasılığına karşılık her gün, hasta bebeğin diğer bebeklerden ayrı bakılacağı özel bakım ve ön gözlem odası kullanılabilecek son haline getirilir. Hemşiremizin güne hazırlık anlamında yaptığı son işlem kullandığı günlük defterlerini güncellemektir. Hemşiremiz her bebeğin günde kaç kez ve hangi saatlerde altının değiştiğini ve ilaç kullanan bebekler varsa ilacın hangi saatlerde ve hangi dozda verildiğini bu defterlere not alır. Öğretmenimiz de çocuklar gelmeden kullanacağı mekânları ve malzemeleri düzenler. Psikoloğumuzla beraber günün nasıl geçirileceğine, hangi çocukta neye öncelik verileceğine birlikte karar verirler. Bu arada öğretmenimizin gün içinde kullanacağı gözlem ve kayıt araçları da önceden belirlenir. Ve bebekler gelmeye başlar Bütün bunlar olurken kapımız çalmaya ve bebeklerimiz aileleriyle gelmeye başlar. Ailelerimizden, bebekleri alışana kadar ona oyun odasına kadar eşlik etmelerini, bir oyuncağa konsantre olup öğretmeniyle iletişime geçene kadar birkaç dakika merkezimizde kalmalarını isteriz. Çünkü hiçbir bebeğin kapıda annesinin kucağından koparılırcasına içeri alınmasına gönlümüz el vermez. Bu arada bebeklerini emziren bazı anneler sütlerini bırakmak ya da bebeklerini emzirip öyle gitmek isteyebilirler. Biz onları emzirme odamıza davet eder istedikleri kadar kalıp rahat etmelerini sağlarız. Bunun dışında anne babalar gün içinde istedikleri her saat gelip bebeklerini görebilir, bizimle zaman geçirebilir ya da önceden randevulaşarak psikoloğumuzla görüşebilirler. Saat 9.00 bizim kahvaltı saatimizdir. Kahvaltıya kadar bebeklerimiz öğretmenleri ve bakıcı anneleriyle oyunlar oynarlar. Bu zaman dilimi bebeği, tercihlerini, o günkü ruh halini gözlemek; bebeklerin birbirileriyle karşılaşmalarını ve iletişime geçmelerini izlemek adına bizim için önemli bir fırsattır. Öyle ki çoğu zaman güne bu zaman diliminden aldığımız verilerle devam ederiz. Biz tamamen öğretmenlerin belirlediği kalıplaşmış eğitim programları uygulamayız. Çocukların ilgi ve eğilimlerini tespit eder ve onlara uygun yeni programlar yaratırız. Kahvaltı ve sonraki diğer öğünlerde hassas davrandığımız nokta bebekleri hiçbir şeyi yedirmek için zorlamamak ve olanaklı olduğunca onlara alternatifli bir menü sunabilmektir. Keşfetmezamanı Kahvaltı sonrası bizim keşfetme zamanımızdır. Yaptığımız gözlemlerle bebeklerin neyi keşfetmek istediklerini belirler ve onlara keşfetmek için istedikleri kadar zaman sunarız. Kimi bebek sesleri, kimisi kendi bedenini ve yapabildiklerini, kimisi de okul içinde gördüğü herhangi bir malzeme ya da eşyayı keşfetmek isteyebilir. Onların bu isteklerini belirlediğimizde önce biz üzerinde çalışır ve bu keşfin bebeğe neler katabileceğini belirleriz ve öyle ortamlar hazırlarız ki bu ortamlar bebeğin daha fazla düşünmesi, denemesi ve gelişmesini sağlar. Bütün bu çalışmalar sırasında psikoloğumuz da öğretmenin yanında bir partner gibi yer alır. Bebeklerin her birini yakından takip eder; gözlemlerini her an öğretmenle paylaşır ve yönlendirmelerde bulunur. Bu çalışma sistemi bebeğin gelişim seyri hakkında sürekli bilgi sahibi olunmasını ve desteklenmesini de sağlar. Zaman ilerledikçe sırayla bebeklerin uykusu gelmeye başlar ve uykuya geçişte her bebeğe kendisiyle özel ilgilenen ve her ihtiyacını karşılayan kişi eşlik eder. Bir bebeği uyutan öğretmen, bakıcı anne ya da hemşiremiz her bebeğin yatağı başındaki deftere o gün bebeğin nasıl ve ne kadar uyuduğunu mutlaka not alır. Akşama kadar günümüz öğle yemeği ve ara öğünlerimiz dışında oyun ve beceri geliştirme zamanlarıyla devam eder. Akşam aileler bebeklerini almaya geldiklerinde bütün günün nasıl geçtiğinin yazıldığı “bebeklerinin günlüğü” kendilerine teslim edilir. Gün akışına annelerin bebekleriyle katıldıkları oyun seansları ve akşam mesai saati sonrası bakım hizmetimiz de eşlik eder. Bazı günlerimize de farklı etkinlikler eklenebilir; eğitim seminerleri, ailelerle grup çalışmaları, kutlamalar vb... Biz eğitimi bir macera bildik ve düştük peşine. Sizler de bizim gibi bilginin, aydınlanmanın ve kaliteli eğitimin peşindeyseniz eminiz yine bir yerlerde fikirlerimiz birbirine değer, buluştururuz geleceğe dair hayallerimizi. 17