Katalog

Cumhuriyet Ankara 230/28 Kasım 2008 ğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) Yayın Yönetmeni Orhan Tüleylioğlu’nun kaleme aldığı “Neden Öldürdüler?” adlı araştırma dizininin 3. cildi “Dipsiz Kuyu” okuyucuyla buluştu. Araştırma dizisinin üçüncü kitabında, Prof. Dr. Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Doç. Dr. Bahriye Üçok, Musa Anter ve Uğur Mumcu cinayetlerinin ardındaki karanlıklar, dava dosyaları, gazete arşivleri, konuyla ilgili kitaplar ve Uğur Mumcu’nun yazılarıyla aydınlanıyor. Kitapta ayrıca, öldürülen aydınların aileleri, yakınları ve dostlarının anlatımlarına da yer veriliyor. Tarihi özelliği olan fotoğraflarla da anlatımın zenginleştirildiği kitapta, katledilen her aydın hakkındaki gerçekler ayrı bir bölüm altında okuyucuya sunuluyor. Tüleylioğlu, kitabın ilk bölümünde Türkiye’yi sarsan cinayetlere ilişkin yaşananları şöyle özetliyor: “1990’lı yıllar Prof. Dr. Muammer Aksoy’un öldürülmesi ile başladı. Bu olay Türkiye’nin, yeniden, adım adım, bir kanlı ortama doğru sürüklenmesinin başlangıcı olacaktı. Irak ordu birliklerinin Kuveyt’i işgali ile başlayan ve ardından ABD öncülüğündeki uluslararası gücün Irak’a yönelik Çöl Fırtınası harekatıyla devam eden süreç Ortadoğu’yu ucu sonu belli olmayan karanlık bir serüvene sürekleyecek, Türki ‘DİPSİZ KUYU’ U ye’de aydınlara yönelik suikastlar bu dönemde hız kazanmaya başlayacaktı. Aksoy’un ardından Çetin Emeç, Turan Dursun, Doç. Dr. Bahriye Üçok, Musa Anter ve Uğur Mumcu bombaların ve kurşunların hedefi oldu. ‘Neden, niçin öldürüldü bu insanlar?’ sorusu her zaman havada asılı kaldı” Kitabın sunuş bölümünde ise şunlar dile getiriliyor: “Bilimin ve sanatın aydınlattığı bir dünyada, demokrasinin yaşama biçimi ve adeletin herkes için olması, bir kişinin bile hak ve özgürlerinden yoksun kalmaması için savaşım veren Uğur Mumcu gibi aydınlar, düşündükleri için öldürüldüler. Daha aydınlık bir dünyanın Uğur Mumcu gibi aydınların çoğalmasıyla kurulacağına inanıyor ve bu inancı aydınlanmacılarla paylaşmanın verdiği güçle Mumcu’nun düşüncelerinin gelecek kuşakları da aydınlatacağını biliyoruz.” ‘Neden Öldürüldüler?’ dizisinin 3. kitabı çıktı K İ TA P v e Y AY I N D Ü N YA S I Yayınlayan: um:ag Vakfı Yayınları İletişim: Paris Caddesi No: 14 06540 Kavaklıdere Tel: 417 77 20 Sayfa Sayısı: 447 Fiyatı: 24 YTL 18.ve19.yüzyıldaOsmanlıAvusturyailişkileri acettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Hüner Tuncer’in, “OsmanlıAvusturya İlişkileri (17891853)” adlı yeni kitabı çıktı. Toplam 12 bölümden oluşan kitapta yer alan tarihi kişiliklere ait fotoğraf ve belgeler de anlatımı güçlendiriyor. 19. yüzyılın ilk yarısına Avusturya İmparatorluğu Başbakanı Metternich’in damgasını vurması ve Osmanlı ve Avusturya’nın kaderlerinin birbirine benzer olması nedeniyle özellikle iki devletin ilişkileri üzerinde durulması gerektiğine işaret eden Tuncer, şunları dile getiriyor: “Üzülerek söylemeliyim ki, ulus olarak, tarihimizi yeterince bilmiyor ve Yayınlayan: Kaynak Yayınevi İletişim: Meşrutiyet Caddesi Kardeşler Han No: 12/3 34430 Galatasaray Tel: (0212) 252 21 56 Sayfa Sayısı: 190 Fiyatı: 10 YTL H ona gereken değeri vermiyoruz. Oysa, ülkemizin iç ve dış politikasını belirlemede, tarihten çıkarılacak o kadar çok ders var ki! Bu kitabımda, gerek Osmanlı gerek Avrupa tarihi açısından, çok önemli bir yüzyıl olarak değerlendirilen 19. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı Devleti’nin Avrupa devletleri, özellikle Avusturya ile ilişkilerini irdelemeye çalıştım.” Türkiye’nin günümüzde Avrupa devletleriyle olan ilişkileri değerlendirilirken, 19. yüzyılın ilk yarısındaki OsmanlıAvrupa ilişkilerinden çıkarılacak çok ders olduğunu belirten Tuncer, Türkiye’yi yöneten hükümetlerin ülkenin dış politikasını saptarken, tarihten gereken dersleri almaları ve daha önce yapılan yanlışları yinelememeleri gerektiğini belirtiyor. Kitap, hem Osmanlı İmparatorluğu, hem de Avusturya İmparatorluğu’nun 19. yüzyıldaki durumu hakkında genel bilgiler vererek, iki ülke arasındaki ilişkileri ayrıntılı bir şekilde okuyucuya sunuyor. Tuncer kitabının önsözünde şunları dile getiriyor: “19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalara bölmeyi ve böylelikle, Osmanlı’yı güçsüzleştirerek, onu bir gün tümüyle ortadan kaldırmayı amaçlayan ve bu doğrultuda politikalar uygulayan Avrupa’nın büyük güçleri, Birinci Dünya Savası sonrasında bu amaçlarına ulaşmış ve Avrupa’nın hasta adamı olarak nitelendirdikleri Osmanlı İmparatorluğu’nu kendi denetimleri altına almıştı. Ancak, Avrupa devletlerinin hiç öngöremediği bir husus, Musafa Kemal isimli bir dahinin ortaya çıkarak, bu devletlerin hesaplarını tümüyle altüst etmesi ve köhnemiş Osmanlı Devleti yerine, yeni sağlıklı bir Türk Devleti’ni kurmasıydı. Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bugün bir daha dış güçler tarafından parçalanmamak ve bölünmemek üzere dünya devletleri arasındaki yerini almıştır.” 9