02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Cumhuriyet Ankara 226/31 Ekim 2008 Giselle'in çıldırma sahnesi Kuşaktan Kuşağa “Giselle” Balesi Yansımalar Şefik KAHRAMANKAPTAN [email protected] azı yapıtlarla, kimi sanatçılar arasında görünmez ve kadersel bir bağ vardır. Adolphe Adam’ın Giselle balesiyle, Sunal ailesi arasındaki ilginç bağ gibi... Ankara Balesi’nin bir dönem önde gelen sanatçıları Evinç ve Hüsnü Sunal’la kızları Zeynep ve Ayşem için Giselle balesi öyle sanıyorum ki, öteki yapıtlardan bambaşka duygular çağrıştırıyordur. Çünkü anne Evinç Sunal’dan yıllar sonra, halen Ankara Balesi’nin yöneticisi olan Zeynep Sunal Odabaşı bir zamanlar dansettiği, Jean Coralli Jules Perrot’un koreografisini bu kez sahneye koydu. Giselle rolünde de ailenin küçük kızı Ayşem Sunal dansetti. Giselle romantik balenin önemli örneklerinden biridir. Zeynep Odabaşı’nın, meslek yaşamındaki ilk büyük baleyi sahneye koyma girişiminden yüzünün akıyla çıktığına prömiyerde tanıklık ettik. Giselle’i oynayan Ayşem indirilmiş olması niyeydi? Giysilerde ise Nursun Ünlü, Sunal’a gelince, tek sözcükle “mükemmel”di. 14 yıl dan köylüleri pastel renklerle donatmış, köy ikilisini ve altı kızı settiği Belçika’da başbalerinliğe bu rolle yükselmişti. Kim kırmızıyla öne çıkarmış ve yakıştırmıştı. bilir kaçıncı kez Giselle oynadığını, not etmediyse kenOrkestrayı hazırlayan şef Bujor Hoinic, besteci disi bile unutmuştur. 36 yaşında dans yaşamının sonba Adams’ın basit ama romantik müziğindeki duygu yükünü harını uzatan Ayşem Sunal, Giselle’de ilkbahar esintile dinleyiciye aktarırken, sahneyi de yeterince gözetti. Errini sahneye taşıdı. İyi çalışan ve formunu kaybetmeyen kin Onay’ın başkemancılığındaki orkestra, müziği temiz dansçının uzun yıllar zirvede kalabileceğini gösterdi. Ya biçimde seslendirdi. Gieselle’in uzunca süre kapalı gişe pıttaki dramatik öğeleri, dansının yanı sıra mimikleriyle oynamaması için bir neden yok. öyle başarılı işledi ki... Başbalet Bahri Gürcan’la her iki perdedeki ikili dansları son derece şiirseldi. Ankara Toros Can’ı özlemiş... Köy ikili dansında Sanem Ergülen’le Burak KayıCumhuriyet haftasında etkinlik zenginiydi Ankara... han, balenin zorunlu hareketlerine kendi estetik anla ANAÇEV’in Cumhuriyet Konseri öncesi İsmet İnöyışlarını da katarak dansettiler. Volkan Ersoy’un sahneyi nü’nün kızı, İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker’e, tümüyle bıraktığı, Armağan Davran’ın da daha çok sah Ayla Hatırlı’nın “Cumhuriyet Kadınına Teşekkür” plane gerisi çalışmalara ağırlık verdiği dönemde, tek kalan keti sunması da, programın soprano Hülya Kazan ve saz başbalet Bahri Gürcan’ın ardından, iyi çalışırsa Burak Ka ustası bariton Tuncer Tercan’la “türkü”lerden oluşmayıhan geliyor. 1. Uluslararası Bale Yarışması’nda büyük sı da anlamlıydı. 85’inci Cumhuriyet yılına yakıştı. ödülü alan, henüz öğrenci olan Kadir Okurer’in de köy Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği de, Cumhuriyet ikili dansında deneyimi artırmak üzere kadroya yazıldı haftasını bir dinletiyle renklendirdi. Ankara’da Toros Can’ı ğını görmekten memnun oldum. Geçmiş yıllarda Giseldinlemeyeli uzun zaman olmuştu, le’nin annesi Berthe’yi oynayan ve arböylece hasret giderdik. Ömrünün tık emeklilik yaşayan Neyran Fişek, izikinci resitalini çaldığı Hacettepe M leyiciler arasındaydı, sahnede ise Ömür Salonu’nu yıllar sonra çok değişmiş Uyanık, dramatik dozu yüksek bir buldu Toros Can... Konserin tüm geoyunculuk sergiledi. lirini derneğin “Eğitim Projeleri”ne İkinci perdenin “kordobalesi” yani bağışlayan Toros Can, bu tür etkinkızların toplu dansları, ekibin yoğun çaliklere her zaman sıcak bakan yurtlışıp iyi hazırlandığını gösteriyordu. Hisever bir sanatçı. zalar ve birliktelikte yeterli bütünlük sağHindemith, Ligeti gibi 20. yüzyıl landı. bestecilerinin piyano yapıtlarını sesGiselle’nin hayli “standart” olan sahlendirmesi ve yaptığı CD’lerle Türne ve giysilerde, tasarımcıların renk sekiye’den çok Fransa’da tanınan Toros çimi ve yorum hakkı vardır. Nihat Can, Diapason D’or ödüllü sanatçıKahraman bu hakkını olumlu bir yaklarımızdan. Hacettepe ADK sonrası, laşımla kullanarak, orman derinliğini iyi İngiltere ve Amerika’da kendini gehissettiren bir uygulama yapmıştı. Anliştirip doktora derecesini alarak yurcak ikinci perdede dolunayı temsil eden da döndü ve Eskişehir’i kendine üs ışıklı kürenin ağaçların önünde yer alması seçti. Halen Anadolu Üniversitesi’nde tuhaf bir seçim olmuştu. Güneşin doğuşu doçent... İstanbul ve öteki kentlerdearkadan Fuat Gök’ün ışığıyla temsil ediki orkestra konserleri ve resitallerine Zeynep Sunal Odabaşı lirken, acaba dolunayın âdeta gökten yere karşın, herhalde davet almadığından B Ayşem SunalBahri Gürcan Giselle'de olsa gerek, uzun süredir Ankara’da çalmamıştı. Uyumlu ve ölçülü bir program yapmıştı Toros Can... Önce 2006’da ölen György Ligeti’nin “Musicana Ricercata” başlıklı ilginç yapıtıyla başladı. Yapıt hakkında kısaca bilgi vererek salonda olabileceğini düşündüğü “çağdaş müzik korkusu”nu kırmaya çalıştı. Re ve La notalarının tekrarıyla başlayıp, giderek zenginleşerek 12 tona ulaşan 11 bölümlük yapıtın anlaşılması kuşkusuz Ligeti’nin etüdlerinden çok daha kolaydı. İkinci yapıt olarak da Franz Schubert’in güzelim 42 numaralı sonatını duyarlılıkla seslendirdi. Sıkı bir meloman olan hocamız Prof. Bilsay Kuruç, dinletiden sonra “Bugüne kadar hiç dinlememiştim, amma sıkı piyanistmiş” dedi ve Toros’a takdirlerini sundu. Dilekler, piyanistimizi Ankara’da daha sık dinleyebilmek yönündeydi. CSO, Bilkent ve Başkent’e duyurulur. Toros Can 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle