17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 18 NİSAN 2021 Sonia Delaunay / Le Bal Bullier Gerçek bir manifestoydu, yeni bir kitaba konu oldu Sanatsal bir karşı atak: Kübizm! “Kübizmi daha kolay yorumlayabilmek için matematikten trigonometriye, kimyadan psikanalize, müzikten bilmem neye kadar türlü türlü şeyle ilişkisi kuruldu bugüne kadar. Hadi saçmalık demeyeyim ama edebiyattır bunların hepsi, sonuçları da kötü olmuştur çünkü insanları kuramlara boğmuştur. Kübizm her zaman resim sanatının sınırları içinde kalmış, bunun ötesindeymiş gibi ya Pablo Picasso Georges Braque pılmamıştır” diyor Pablo Picasso. I. Dünya Savaşı’ndan önce 1908 yılında Paris’te, İspanyol lerdir de. Picasso şöyle der: “Ne Trocadéro’yu ziyaret ederek Afriressam Pablo Picasso ve Fransız redeyse her akşam ya Braque’ın ka heykelleriyle karşılaştığı 1907 ressam George Braque’ın öncülü stüdyosuna giderdim ya da Bra yazından sonra son şeklini verdiğünde gelişen, empresyonizme sa que benimkine gelirdi. Her birimiz ği, bugün New York’taki Musedece duyumlara dayandığı savıy gün içinde birbirimizin ne yaptığı um Of Modern Art’ta sergilenen la tepki olarak doğan kübizm, nes nı görmek zorundaydık. Birbirimi Avignonlu Kızlar isimli tablosuyneleri geometrik biçimlerde göste zin işini eleştirdik. İkimiz de öyle la ünlü ressam Pablo Picasso karen, görünenin yanı sıra görünme olduğunu hissetmedikçe bir tuval bul edilir. Onur Ataç, Yedi Özgüryenin ifade edilmesini de amaçla bitmiyordu.” lükçüyle Kübizm kitabında, Afriyan parçalı ve çok boyutlu bir sa Her ikisi de Brauque Birinkalı maskelerin unsurlarıyla donanat akımı. ci Dünya Savaşı’nda Fransız or tılmış ve kadın bedenlerinin geoOnur Ataç da bu bağlamda yayı dusuna katılana kadar arkadaş ka metrik formlara dayandığı dikkat ma hazırladığı Yedi Özgürlükçüy lır. Fakat savaş her şeyi değişti çeken bu eseri, Picasso’nun, ömür le Kübizm (Destek Yayınları) kita rir. Braque bir keresinde şöyle der: boyu arkadaşı ve rakibi olan Henbında, kübistlerin önde gelenlerin “Picasso ve ben birbirimize bir da ri Matisse’in Le bonheur de vire den yedi aykırı sanatçı, yedi özgür ha asla söylenmeyecek şeyler hat (Yaşama Sevinci) isimli tablosuna lükçüyü merceğe alıyor: Pablo Pi ta kimsenin anlayamayacağı şey aşamalı bir tepki olarak resmetticasso, Georges Braque, Fernand Le ler söyledik.” ğini belirtiyor. pet, Juan Gris, Robert Deleunay, Sonia Deleunay ve Jacques Lipchitz. SAVAŞ DEĞİŞTİRENE DEK AFRİKA ETKİSİ Kübizm akımının öncüsü, Afrikalı masklardan esinlenerek, BarYaptıklarını bir ifade özgürlüğü ve özgürlük sanatı olarak yorumlayan sanatçılar Batı sanatının yorgun geleneklerine meydan okur1907’den 1914’e kadar Picasso celonaAvignon sokağında yer lar. Zamanla kendilerini ve save Braque yalnızca yakın arkadaş alan bir genelevdeki beş çıplak ka natlarını, bu yeni görme biçimini, değil, aynı zamanda birbirlerinin dını çizdiği, çizdiği 809 taslak modern sanatın ilk soyut dili olan çalışmalarına hevesli eleştirmen tan ve Musée d’Etnographie du Kübizm’i kabul de ettirirler. Georges Braque / Yuvarlak Masa Bu yılki seçkide doğa da var hapislik de Oscar’ın belgeselleri Bu yıl en iyi belgesel dalında Oscar ödülüne aday olan 5 yapımı sizler için mercek altına aldık. Birbirinden ilginç bu belgeselleri nerede izleyeceğinizi de yazımızda bulabilirsiniz. DEVAMLILIK HATASI “Bugün hâlâ kübizm yeni sanatın gerçek bir manifestosu olarak kabul görüyor ve geçerliliğini yitirmiyor” diye yazan Onur Ataç kitabın, yeni şeyler denemek isteyenlere umut olmasını diliyor. GAMZE AKDEM İR EMRAH KOLUKISA Çoğu yıllarda olduğu gibi bu yıl da Oscar’ın belgesel seçkisi bir hayli güçlü. 5 filmin aday olduğu liste, 8 adayın açıklandığı en iyi film seçkisiyle karşılaştırıldığında alabildiğine parlıyor açıkçası. Bu yılki seçkide doğa insan ilişkisi, yaşlılık, engelli hakları, basın özgürlüğü gibi başlıkların öne çıktığı dokunaklı insan hikâyeleri yer alıyor. Sırasıyla ele alalım isterseniz. u BIR SAĞLIK SKANDALI “Gazeteciler otoriteye boğun eğdiği zaman otoriteyi elinde tutanlar vatandaşlara zulmeder.” Romanya yapımı “Colectiv”de gazeteci Catalin Tolontan’ın sarf ettiği bu sözler filmin içerdiği çarpıcı anlardan sadece biri. Bükreş’teki bir gece kulübünde çıkan yangın nedeniyle olay yerinde yanarak ölen 27 kişinin üzerine bir de hastanede tedavi olurken ölen 37 kişi eklenince olay kamuoyunda büyük yankı yaratır ve bir spor gazetesinin muhabiri meseleyi deşmeye başlar. Sonuç hükümetin değişmesine kadar gidecek çok katmanlı bir skandalın açığa çıkmasıdır. 2015’teki yangının ardından yaşananları kamerasıyla belgeleyen Rumen sinemacı Alexander Nanau bu ‘Colectiv’ filmiyle bu yıl çok sayıda ödül aldığı gibi en iyi uluslararası film dalında da Oscar’a aday olarak duble yaptı. Film kısa bir süre önce İstanbul Modern’in çevrimiçi etkinliğinde gösterilmişti. Şu sıralar izleme imkânı bulunmuyor ama umudumuz MUBI ya da İKSV’de açıkçası. (Metacritic notu: 95) u BIR ENGELLI DEVRIMI 1970’li yıllarda engelli gençlerin gittiği bir yaz kampı… New York’taki bu kampta ortak bir yaşamın tüm zorluklarına birlikte göğüs germeyi öğrenen gençlerin aslında nasıl hiçbir engele sahip olmayan bireylere dönüştüğüne tanık oluyoruz “Crip Camp”i izlerken. Filmin yönetmenlerinden James LeBrecht de gençliğinde aynı kampa gitmiş ve diğerleri gibi onun da hayatını buradaki geçirdiği günler, edindiği dostluklar şekillendirmiş. Buradan çıkan gençlerin bir kısmı 80’li yıllardan itibaren başlayan engelli hakları mücadelesinde ön saflarda yer alarak ciddi kazanımların elde edilmesine yardımcı olmuş. Sundance’te izleyici ödülü alan, yapımcıları arasında Michelle ve Barack Obama’nın da bulunduğu filmi Netflix’te izleyebilirsiniz. (Metacritic notu: 86) ‘Crip Camp’ ‘El Agente Topo’ Pablo Picasso / Avignonlu Kızlar BİR DOZ ÇİRKİNLİK! Avignonlu Kızlar’ı tamamladıktan sonra Picasso’nun pek çok arkadaşının bunu anlaşılmaz bulduğunu da ekliyor: “Mari arasında Dryad (1908) ve Üç Kadın (1908) sayılabilir. Picasso’nun, Üç Müzisyen (1921), Ağlayan Kadın (1937) ve İspanya İç Savaşı’nı anlatan tisse onun bu kaba bakış açısını küçümsedi. Bra ünlü Guernica (1937) isimli tabloları da kübizmin que onu ‘Ateş püskürtmek için gazyağı içmek’ ola görüldüğü eserleri arasındadır. Heykeltıraş ve resrak nitelendirdi. Sadece patronu ve arkadaşı Gert sam Georges Braque da Picasso’nun Avignon’lu rude Stein, ‘Her şaheser, bir doz çirkinlikle dünya Kızlar tablosunu başta “Ateş püskürtmek için gazya gelir. İçerik, sanatçısının yeni bir söyleme mü yağı içmek” olarak nitelendirmiş olsa da süreç cadelesinin bir işareti’ dedi.” içinde esinlenerek Büyük Çıplak isimli eserine imPicasso’nun Afrika Dönemi’nden diğer eserle za atar ve bir dönem Picasso ile birlikte de çalışır. Fransa’dan kısa sürede tüm Avrupa’ya göç eden kübizm, İtalya’da fütürizm, İngiltere’de vortisizm, Rusya’da süprematizm ve yapılandırmacılık, Almanya’da dışavurumculuk olarak ortaya çıktı. KÜÇÜK KÜPLERIN ÇAĞRIŞIMI K übizm terimi ilk olarak 1908’de sanat eleştirmeni Louis Vauxcelles tarafından “küçük küpler” sözleriyle Braque’in manzara resimlerini tanımlamak için kullanılmış. Öncesinde de ressam Henri Matisse, bu tabloları Louis Vauxcelles’e küplerden oluşuyor şeklinde tanımlamış. Kübizmin duyarlılığında 20. yüzyıl başlarındaki toplumsal gerginliklerin etkileri görülür. Birçok duyguyu bir arada anlatmayı önceler, iç benliği yansıtmaya yönelir. İnsan, doğa ve nesnelerin ağırlıkla geometrik şekiller kullanılarak prizmatik bir düzlemde tasvirine dayanır. Maddenin dış görünüşünün yanı sıra içdünyasını tasvir etmeyi de amaçlar. Kübizm daha çok toprak tonlarının kullanıldığı, 1908’den 1912’ye kadar süren analitik kübizm; canlı renklerin kullanıldığı ve resimlere sözcüklerin de yazıldığı, kolaj sanatının öncüsü sentetik kübizm; parlak renklere ve saf soyutlamaya dayanan orfik (ileri analitik) kübizm gibi dallara da ayrılmıştır. Picasso’nun “Hepimizin babasıdır” dediği, kübist hareket üzerindeki en büyük etkiye sahip, geometrik sadeleştirme ve optik fenomen temalarını keşfeden, doğayı geometrik şekillerle tuvale aktararak en başta Picasso ve Braque’a derinden esin olmuş Paul Cézanne’nın, Büyük Yıkananlar isimli eseriyle, Picasso’nun Avignonlu Kızlar’ı arasında da önemli benzerlikler görülür. SoniaDelaunay / Flamenko Şarkıcısı ‘My Octopus Teacher’ ‘Time’ u YAŞLILAR EVINDE CASUS Şili’de eski bir Interpol ajanı olan bir özel detektif gazeteye verdiği ilanla 8090 yaş aralığında birini işe alacağını duyurur. İş kentteki bir yaşlılar evine gizlice sızmak ve orada bulunan bir kadının kötü muameleye maruz kalıp kalmadığını ortaya çıkarmaktır. İlan için gelen yaşlılar arasında bir tanesi (Sergio) diğerlerinden daha istekli ve becerikli olduğunu kanıtlar ve kısa bir teknoloji eğitiminin ardından söz konusu eve gönderilir. Burada araştırmalarına başlayan ajanımız kısa süre sonra yaşlılar evinin en popüler dedesi olacak, önünde yepyeni bir hayatın farklı imkânlar sunan kapıları açılacaktır. Ne var ki gizli ajanımızın yaptığı araştırma onu bir yandan da karanlık gerçeklerle yüzleştirir. Şilili belgesel sinemacı Maite Alberdi’nin yönettiği “El Agente Topo” (Köstebek Ajan) bir yandan yaşlılık üzerine çok çarpıcı tespitlerde bulunurken bir yandan da aile, kadın erkek ilişkileri ve toplumun yaşlılara bakışı gibi meselelere de değiniyor. Filmi 24 Nisan’dan itibaren 40. İstanbul Film Festivali’nin çevrimiçi programında izleyebilirsiniz. (Metacritic notu: 69) u DOĞANIN ÖĞRETTIKLERI Bir yılı aşkın bir süre boyunca Afrika kıtasının güneyindeki bir koyda her gün suya dalan belgesel yapımcısı Craig Foster burada yaşayan bir ahtapotu takip etmeye başlar ve onunla zaman içinde yakın bir ilişki kurmaya başlar. Karşılıklı bir güven oluşturmayı başaran Foster ahtapotun neredeyse tüm hayatını belgeler ve bu sayede kendi hayatının da yeni bir anlam bulduğunu fark eder. Teknik açıdan kusurusuz denecek kadar başarılı bir belgesel “My Octopus Teacher” (Ahtapottan Öğrendiklerim), öncelikle onu teslim edelim. En küçük ayrıntıyı bile son derece net bir şekilde resimleyen Pippa Ehrlich ve James Reed’in yönettiği filmin kimi sekansları büyüleyici bir düşsellik içeriyor. Denizlere, doğaya ve özellikle de ahtapotlara bakışınızı derinden etkileyecek bu filmi Netflix’te izleyebilirsiniz. (Metacritic notu: 76) u BIR CEZA YA DA ARMAĞAN “Time” ilk bakışta zaman üzerine bir film. Bundan 20 yıl önce bir soyguna karışan ve 60 yıl hapis cezasına çarptırılan kocasının yokluğunda tek başına çocuklarını büyüten, zaman zaman yılsa da asla mücadele etmekten vazgeçmeyen ve bu süre zarfında aşkını bir şekilde hep canlı tutan bir kadının, Fox Rich’in hikâyesini izliyoruz filmde. İngilizcede hapis yatmak için de kullanılan bir sözcük “time” (“doing time” deniyor yani ceza çekmek anlamında). Bu açıdan bakarsak filmin adı ikili bir anlam da taşıyor ister istemez. Amazon Prime’de izleyebilirsiniz. (Metacritic notu: 91)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle