26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA 4 ÇOCUK sesİ Bekİr Onur İp telefon cep telefonuna karşı Çocukken ip telefon yaptınız mı? Ben yaptım. Çok basittir. Boş bir kibrit kutusunun iç parçasını alın, üzerinden küçük bir delik açın, delikten geçirdiğiniz ipe bir kibrit çöpü bağlayın. Aynı işlemi başka bir kutuya da yapın. Telefonunuz hazır. İşlemesi için ipin gergin olması gerek. Siz bir odaya, kardeşiniz öbür odaya gider, kutuyu kulağınıza dayar konuşursunuz. Hüseyin beni duyuyor musun? Duyuyorum abi! Sesi aslında havadan geliyor olsa da kutudan geliyor gibi algılar, mutlu olursunuz. Bu oyuncak telefonlar daha sonra alüminyum ya da plastik bardaklarla da yapıldı. Geçmişte çocuklar kendi yarattıkları oyuncaklarla oynuyorlardı, şimdiki çocuklar hazır oyuncaklarla oynadıkları için yaratıcı olamıyorlar iddiası “şehir efsanesi”dir. Aradaki fark yaratıcılık farkı değil bilgi farkıdır. Geçmişte ihtiyaçtan doğan yaratıcılık bugün bilgiden doğuyor. Yaratıcılığın bağlama (zamana, koşullara) bağlı olduğunu bize en güzel çocuk oyunları gösterir. Geçmişe tapanlara sorun: Nereye kadar geçmiş? Geçmişin aşırı yüceltilmesi, geçmişe duyulan platonik özlem bugünün anlaşılmasını, geleceğin öngörülmesini engeller. Geçmişe tapanlara yöneltilecek en kahredici soru “nereye kadar geçmiş?” sorusudur. Televizyonun olmadığı bir geçmişe dönmek ister misiniz? Motorlu araçların olmadığı? Elektriğin olmadığı? Siz cep telefonunuzdan bile bir dakika ayrılamazken hangi geçmişi yeniden yaşamaya kalkışıyorsunuz! Birkaç yılda bir tarihi Eyüp oyuncakçılığının yeniden canlandırılması sesleri yükselir, oyuncaklar üretilir, sergilenir, övgülere boğulur. Sonra unutulur. Çünkü unutulmaya mahkumdur. Çünkü üç yüzyıl boyunca iki düzineyi geçmeyen oyuncak türünü durmadan tekrarlamış bir zanaatın günümüze seslenecek hiçbir yönü yoktur, olamaz da. Basit bir zanaat ürününün bugünün karmaşık sanayi ürünleriyle boy ölçüşemeyeceğini aklı başında Osmanlı insanı bile sonunda fark etmişti. Bienallerle canlandırılmak istenen eski sanatlar –ebru, hat, minyatür vb. çağdaş bir yorumla geliştirilmedikçe geçmişin tekrarından başka bir anlam taşımaz. Ortaokulda bana ebru yapmayı öğrettiler, şimdi ortaokullu oğluma da öğretiyorlar. Altmış küsur yıl arayla ikimizin de yaptığı aynı. Peki, sanat bunun neresinde? Yaratıcılık, yenilikçilik? “Senin bir sanatın var” iyi güzel de, bu sanatın benim olması için bugünkü “ben”e hitap etmesi gerekir, dünküne değil. Kimliğin artık farklı tanımlandığı, tekdüze değil çokkatmanlı, çokkarmaşık, çokdinamik olduğu bir çağda zamanı durdurma hevesi nereye kadar gidebilir? Her şey aynı kalsın, hiçbir şey değişmesin istiyorsanız ancak parçalanmış kimlikler, hastalanmış benlikler yaratırsınız. Ezbercilik, okulun değil toplumun sorunu Onların Bach’ı varsa bizim de Itri’miz var çıkışının bir temeli olabilmesi için Itri hakkında Bach hakkında olduğu gibi binlerce araştırmanız, yorumunuz, yayınınız olması gerekir. Aksi halde boş öğünmelerle kalır, “Şekspir de aslında bizdendi” gibi zırvalarla uğraşırsınız. (Hem Şekspir’i neden sahiplenmek istiyorsunuz, Batı karşısındaki aşağılık duygunuzu yenmek için mi?). Geçmişe bugünün gözüyle (kuramlarıyla, bilgileriyle) bakamıyorsanız yeni hiçbir şey söyleyemezsiniz. Son günlerde duyduğum en yanlış söz ezberciliğin “geleneğimizde olduğu, devam etmesi gerektiği” sözü; en doğru söz de ezberciliğin “okulun değil toplumun sorunu olduğu” sözü. Birincisini bir Türk büyüğü, ikincisini bir Batılı söyledi. Cep telefonunun karşısına ip telefonla çıkılmaz! 29 NİSAN 2018, PAZAR Şeker gibi yazılar Hİlal Bebek Ve gün geldi; ayrılık çattı, hortum kesildi, bağlantı koptu... Her ayrılık bir doğum Aşk, ezelden beri çok tanıdık... Nefes alışlarımız kadar eski geçmişi. Adımızdan da önce öğrendiğimiz, öğrenme yetimizden de önce deneyimleyebildiğimiz bir duygu. Annemizin karanlık, korunaklı, akışkan ve yumuşak dokusunda, kendi içimizden annemizin içine uzanan bir hortumla, hem ondan ayrı hem de onunla aynı bir varlıktık. Ve gün geldi.. Ayrılık çattı.. Hortum, kesildi.. Bağlantı koptu.. Karanlıktan çıkıldı... Feryat figan.. Aydınlığa kör, karanlığa alışıktık. Ayrıldık, dedik.. Annemize ilk kavuştuğumuzda.. Bir zamanlar içinde olduğumuz bir şey iken şimdi yabancı.. Boş bir levha gibiydik.. Karşımızdaki cisminannenin dışarıda sureti varken içeride sureti yoktu. Önce kokusunu tanıdık, kodladık, kayda aldık.. Sonra, dokusunu, dokunuşunu, sesini, tınısını, bakışını, gülüşünü, üzülüşünü, hepsini hafızaya attık... Kendi iç sistemimizde onun varlığı için bir karşılık yarattık. Yetişkin hayatlarımızda da bağlanmak ya da aşık olmak böyle bir şey... Önce yabancıdır, sevgili. Dışarıda var içeride yoktur henüz. İlmek ilmek örülecektir temsili varlığı. Zamanla iç sistemimizde bir karşılığı olur her parçasının.. Her bir bileşenine içinizden bir ip uzanır. Böyle böyle örülür aramızdaki örümcek ağı.. Duygular, sevgiler, özleyişler, gidemeyişler hep o ağa takılır.. Onun içinde sen senin içinde o... Büyüdük belki... Fakat ne ana rahimlerinden, ne karanlık kör kuyulardan, ne hortumlardan, ne de doğuşlar ve ayrılışlardan kurtulduk.. Başlarda içimizde bir karşılığı ve hiçbir yankısı olmayan kişilerle buluştuk. Ruhumuzun arama motorlarında isimleri çıkmıyordu. Bir duygusu, bize uzanan hiç bir ipi yoktu. Kokusunu tanıdınız bir ip ona atıldı. Sonra dokusunu, bir ilmek de buraya... Sonra dokunuşunu, öpüşünü... Üç halka daha eklendi.. Gülüşünü, üzülüşünü, merakını, hayal kırıklığını tanıdınız sonra.. Zik zaklar çizdi ipleriniz. Oradan oraya bağlar kuruldu. Ve tebrikler nur topu gibi bir kanaviçeniz oldu... İç içe geçen matruşkalar gibi onun içinde siz, si zin içinizde o, içerideki onun içinde yine bir siz mez değirmeniniz. derken böyle böyle çoğaldınız.. Ve fakat ayrılma Gidememe ya da gideni gönderememe halleri vakti gelince.. Doğumu da ölüm sandınız. Ayrılık mizdir aslında aynı şeyleri tekrar tekrar düşünüp ve kopuş, zordur doğumdan bu yana... Karanlıktan durmak... Herkese ayni uzun detayları anlatmak... çıktığınıza sevinemezsiniz çünkü sizin körlüğünüz Sürekli takipte kalmak ya da bir haber ummak. aydınlığadır. Ölüyü toprakta çürümeye bırakmadan mumyalama Gideni sürekli düşünmek ve hatırlamak hatta son girişimidir. Gidenleri ve kayıpları simulatif bir bi dönemlerde sanal takipte kalmak adetten. Zihniniz anıları taze tutmak ister. Büyüdük belki... çimde var etme çabasıdırbazen. Eğer ayrılamaz ve kopamazsanız, Sürekli onu düşünerek içimizdeki varlığını taze tutmaya çalışırız. Zihnimizdeki yüzün silinmesini istemeyiz. Ölüyü diriltme, gideni gömmeme, Fakat ne ana rahimlerinden, ne karanlık kör doğamaz ve kavuşamazsınız da.. Ayrılık, kapıya geldiğinde.. Bırakın unutuluşa anıları.. Bırakın tozlansın yüzler, silinsin renkler, solsun sesler.. Acı parçayı kaybetmeme, hortumu koparmama, karanlık rahimden çıkmama ya da doğmama çabasıdır aslında bu geç kuyulardan, ne hortumlardan, ta acıta kopsun ipler.. Toprağına bırakın gideni.. Hakkı teslim edilmiş bir yaştan sonra, bir çiçeğe su, bir bulu miş anıları sürekli düşünme hali. O il ne de doğuşlar ta yağmur olur sonsuzlaşır içinizde si mek ilmek ördüğümüz ipleri tek tek koparmak istemeyiz. Öyle kolay sökemeyiz kanaviçeyi... ve ayrılışlardan kurtulduk.. ze öğrettikleri. Giden peyder pey gider, öyle birden değil... Cismi bir günde gitmiştir bel ki ama bâtını ilmek ilmek sökülerek Bırakın silinsin renkler gider. Bu yüzden kırkı vardır ölülerin ya da senei devriyeleri. Fakat ister istemez sevgilinin yüzü silinmeye Bırakın birileri ölsün, birileri gömülsün, birileri mahkumdur zihninizde. Toprakta bedenin çürüme doğsun ve hortumlar kopsun.. Gömülenler, doğan si gibi gidenlerin de izleri sökülmeye başlar içiniz lar, kalanlar ve gidenleriniz bol olsun.. Bırakın ül de. Binlerce resimden bir yüz yaratamaz, yüzler keniz çoğalsın.. Yasını tutabildiğiniz kayıplarınız ce aniden bir an damıtamaz, milyonlarca düşünce ve dolayısıyla gideni de aşan kazançlarınız olsun. den bir duygu üretemezsiniz. Taşıma sular ile dön [email protected]; www.hilalbebek.com.tr Yurttan Sesler İzmir Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, ilçede başlattıkları yol yapım çalışmalarını festivale benzeterek, tüm vatandaşları “Asfalt Festivali”ne davet etti. Kirazdan laleye, portakaldan kayısıya yüzlerce festival vardır nadide ülkemizde, “asfalt” festivali içlerinde en görülmeye değer olsa gerek, çünkü bu bir ilk. Festival ziyaretçilerini katran ve tüye bulayacaklardır muhtemelen. İnşaat ve yol yapım odaklı bir kalkınma modelinin orman festivali yapmasını beklememek lazımdı zaten. “Asfalt Festivali”ne yakışacak sanatçıları da üç aşağı beş yukarı kestirebilmek zor olmasa gerek. Elazığ’ın tarihi Harput Mahallesinde bir konakta restorasyon çalışması sırasında görevlilerin bir taşı çekmesiyle 1949 ile 1970 yıllara ait 5 bin tane madeni para yere dökülünce şaşkınlık yaşadı. Hiçbir maddi ve manevi değeri olmayan paralar polise teslim edildi. “Eğer zengin olmak istiyorsanız, kazanmak kadar biriktirmeyi de düşünün.” diyen Benjamin Franklin sağ olsaydı ne derdi acaba? “Yok yok sizi kastetmedim ben.” falan herhalde. Adana’da peynir ve zeytinyağı satan O.A, bir yıldır borcunu ödemediğini iddia ettiği M.K.’dan 13 bin lirasını almak için kamyonetine astığı pan karta M.K.’nın kimlik fotoğrafını yapıştırıp “Zaza Ali’nin oğlu bu şahıs beni dolandırdı” diye yazdı ve M.K.’nın yaşadığı sokakta tur attı. Bu yöntemle parasını alamayan O.A., üstüne bir de 556 TL’lik trafik cezası yemek durumunda kaldı. Demek ki neymiş efendim “yaratıcılık şöyle iyi böyle iyi, yaratıcılığın sınırı yoktur” eğitimleri ya da aforizmaları tam olarak doğru değilmiş. Bak adamcağız yaratıcı olacağım diye borcuna borç katmış, dertlerini zincir yapmış birbirine eklemiş. Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu (asfalt dökme makinesinde, sağda), tüm vatandaşları asfalt festivaline davet etti. Azmi Karaveli Antalya’da özel bir hastanenin Manyetik Rezonans (MR) cihazına ait parçalar çalındı. Aynı gün Aydın’da da hırsızlar bu defa sağlık ocağını soymaya kalktı. İnsan ister istemez soruyor, “Bilmediğimiz bir şey mi var arkadaş sağlık merkezlerinde?”, “Hurdada iyi para ediyor”dan öte ne olabilir ki? Batman’da 23 Nisan tarihinde evinin balkonundaki demir parmaklıklara başı sıkışan 5 yaşındaki Ali’yi itfaiye kurtardı. Bu da Ali’nin unutamayacağı bir çocuk bayramı anısı olmuştur. “Ali topu at”tığın yeter Ali, biraz da dikkatli ol artık! Muş’un Varto ilçesinde granit ve mermer işletmecisi B.Ç, mezar taşı için ilginç bir kampanyaya imza attı. Ölmeden önce mezar taşını yaptıranlara yüzde 50 indirim uygulayan Çetinkaya, fiyatların 800 liradan başlayıp, 18 bin liraya kadar çıktığını söyledi. B.Ç. kardeşimizi yakında pazarlama konferanslarında “Dünya ile ahiret arasındaki o ince çizgide pazarlama trendleri” konferansında görürüz artık. Malumunuz bu etkinliklerde böylesi sıradışı isimler sıklıkla çağrılır. Geçen hafta bir pazarlama konferansı için ülkemize gelen robot Sophia’dan çok daha kanlı ve canlı olacağına eminim. Bir Resim Bin Kelime Murat Bergi 29 NİSAN 2018 SAYI: 17 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü BÜLENT ÖZDOĞAN Yazıişleri Müdürü (Sorumlu) Faruk Eren Yayın Yönetmeni TAYFUN ATAY Görsel Yönetmen Ulaş ERYAVUz Yayın Koordinatörü Gürer mut Sayfa Uygulama İLKNUR FİLİZ Yazar İlüstrasyonları CAN GÜVEn Reklam Direktörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın. Cumhuriyet Gazetesinin ücretsiz ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle