22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SAYFA 8 1 Nİsan 2018, PAZAR Devri âlem Serena Karamızrak Tatile geldiyseniz sabahın ilk ışıklarını da görmeye hazır olun! Sıcak ve canlı Barselona Barselona’ya gidip de bu şehri sevmeyen var mıdır; olabilir mi?! Barselona o kadar sıcak, o kadar canlı bir şehir ki adımınızı atar atmaz sanki senelerdir orada yaşıyor hissine kapılıyorsunuz. Çok fazla görülecek yer olmasından dolayı en az beş gününüzü bu şehre ayırmanız gerekir. Yaz ayları en güzel günleri, bu nedenle haziraneylül ayları arasında bu şehri ziyaret etmenizi öneririm. Nereleri görmeli? Barselona deyince akla ilk gelen sanatçılardan ünlü mimar Gaudi’nin eserlerini mutlaka görmelisiniz. Sagrada Familia ve Park Güell sanatçının en ünlü yapıları arasında. Bunun dışında Casa Mila, Batllo ailesine tasarladığı Casa Batllo binası, 2005 yılında UNESCO dünya mirası listesine giren Casa Vicens, Gaudi’nin patronu Güell için yaptığı ilk eser Palau Güell ve Barok etkileri taşıyan Casa Calvet görülmesi gereken diğer eserleri Gaudi’nin... Bu eserlerin yanı sıra Barselona'nın Montjuic Tepesi'nde yer alan ünlü açık hava müzesi Poble Espanyol, İspanya'nın mimari zenginliğini yansıtmak amacıyla yapılmış, mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir nokta. İspanyol Köyü olarak bilinen bu yer ülkedeki ünlü binaların ve caddelerin küçük ölçekli replikalarıyla oluşturulmuş. Barselona’da gezilecek diğer yerler arasında ise içinde hayvanat bahçesi de olan Parc De La Ciutadella ve parkın girişindeki devasa kemer Arc De Triomf, FC Barcelona’nun stadı olarak bilinen Camp Nou, yine UNESCO dünya mirası listesinde olan ve hastalarının kendilerini daha iyi hissetmeleri için tasarlanan hastane Santa Creu I Sant Pau, Maremagnum adlı alışveriş merkezinin de bulunduğu Barselona’nın ünlü limanı Port Vell, tüm şehri panaromik olarak görebileceğiniz sanat müzesi Museu Nacional D'art De Catalunya, eğer çocuklarınızla gidiyorsanız çok eğlenebileceğiniz bir lunapark olan Tibidabo Amusement Park, şehrin siluetini bozduğuna inanılan Torre Agbar, mutlaka görülmesi gereken Barselona Katedrali ve Santa Maria del Mar Bazilikası, dünyanın en güzel meyvesebze pazarlarından Mercat de La Boqueria, müze seviyorsanız mutlaka görmeniz gereken Picasso Müzesi ve Joan Miro Müzesi bulunuyor. Şehrin en güzel meydanları ise Plaça Rei içine et doldurulup beşamel sos ve kaşarla fırında pişirilen Cannelloni’yi de mutlaka denemek lazım! En iyi tapaslar için Tapas 24, El Xampanyet veya Casa Alfonso, en iyi Sangria için Casa Lolea veya Barceloneta Sangria Bar, en iyi cava için Can Paixano (La Xampanyeria) ve en iyi Katalan yemekleri için ise Petit Comité veya Cerveceria Catalana tercihiniz olsun!. Bunun dışında mutlaka gitmeniz gereken restoranların başında Santa Rita Experience geliyor. Buradaki tatları denemeniz şart! Bunun dışında akşam yemeği için deniz mahsullerini tercih edenlere Barraca, Citrus ve Marina Bay Moncho’s, İtalyan mutfağını sevenlere Xemei, Japon mutfağını sevenlere ise Tragaluz Restaurant önerilebilir. Barcelonata’da deniz kenarında bulunan Carpe Diem de “füzyon mutfağı” açısından oldukça başarılı. Öğle yemeği için ise Mordisco; içinde birçok restoranın bulunduğu El Nacional; Woki Playa Barcelonata ve meşhur pazar Mercat de Sant Josep içindeki Bar Boqueria denenebilir. Her şeyi geç yaşayan şehir Ünlü Mimar Antoni Gaudi’nin UNESCO dünya mirası listesine giren yapıtı Park Güell (üstte). Serena Karamızrak, yine Gaudi tarafından inşa edilmiş Sagrada Familia’nın önünde (altta). al, Plaça de Espanya, Plaça de Catalunya ve Plaça de Sant Jaume. Alışveriş denince ilk akla gelen yer, upuzun bir cadde olan Passeig de Gracia. Ünlü La Rambla caddesi ve çevresi de alışveriş yapılabilecek diğer seçenekler arasında. leştirilmiş safranlı pilav veya risottosu Paella ve kırmızı şarap, şeker, rom, votka ve meyve parçalarıyla hazırlanan Sangria, İspanyol mutfağının olmazsa olmazlarındandır. Patatesli meşhur İspanyol omleti “Tortilla de patatas”, soğuk domates çorbası “Gazpacho”, et sevenler için Embutidos, Rabo de toro, patatas bravas diğer İspanyol mutfağına özgü yiyecekler. Sangrianın yanında bir diğer Barselona içkisi ise köpüklü şarap Cava’dır. Sabah kahvaltıda ise yumurta, patates kızartması ve domuz pastırması ile sunulan Platos Combinados ile kaşar ve jambonla hazırlanan meşhur Barselona tostunu da denemenizi öneririm. En iyi paella’yı Portes 7’de yiyebilirsiniz. Ayrıca bu restoranın mönüsünde bulunan ve lazanya yapraklarının Barselona 24 saat yaşayan bir şehir, dolayısıyla geceleri de oldukça hareketli. Tatile geldiyseniz sabahın ilk ışıklarını da görmeye hazır olun! Gece hayatı gerçek anlamda saat 2’de başlıyor. Ondan önce insanlar yemek yiyip bir yerde ayaküstü içki içiyor. Çünkü akşam yemeği de geç saatlerde yeniliyor. Her şey çok geç başlıyor bu şehirde. Turistlerce en fazla rağbet gören popüler mekânlar Opium, Carpe Diem (CDLC), Shoko, Otto Zutz, Pacha, Catwalk ve W Hotel’in 26. katında yer alan Eclipse. Daha kaliteli ve yerel halkın tercihi yerlere gitmek istiyorum diyorsanız o zaman Bling Bling, Luz de Gas ve The Sutton Club sizin için ideal. Latin ve salsa müziği sevenler Antilla veya Mojito’ya; daha çok bar ve pub’lardan hoşlananlar ise El Borne bölgesindeki barlara marş marş!.. Yapmadan dönmeyin! Gotik mahallesinde kaybolmadan, Barselonata’da deniz, kum, güneş ve eğlencenin dibine vurmadan, Park Güell’de uzun süre doğayla iç içe kalmadan, La Rambla’da alışveriş keyfine dalmadan ve muhteşem yapı Sagrada Familia’nın ihtişamına kendinizi bırakmadan Barselona’dan sakın dönmeyin!.. Neler yemeli? İspanya Avrupa’nın en fazla deniz ürünleri tüketen ülkelerinden bir tanesi ve bu nedenle Barselona’da halk, deniz ürünleri ağırlıklı besleniyor. Yemek kültürü, İspanyol ve Katalan mutfağı olarak ikiye ayrılmakta. Barselona mutfağı ağırlıklı olarak Akdeniz mutfağının izlerini taşırken Katalan mutfağında daha çok soslu yemeklere ağırlık veriliyor. Barselona deyince akla hemen tapas, paella ve sangria gelir. Barselona mutfağının dünyaya nam salmış meze türü Tapas, Katalan mutfağının deniz mahsulleriyle zengin Celâl Üster’le edebiyat ve çeviride 50 yıl ‘Taş gibi’ Kim! Albüm EREL ERYÜREK Kim Wilde, BMovie afişlerinden devşirme kapak görseliyle geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkardığı 12 parçalık “taş gibi” “Here Come The Aliens” albümüyle bizi 21. yüzyılın 1980’lerine ışınlıyor. Zira hepimiz anladık ki 80’ler aslında hiçbir zaman bitmedi, bitemiyor. Her yeni 10 yılda bir önümüze çıkıyor. Kim Wilde da bize RetroPop’un, köklerine sadık kaldıkça, ucuz veya inovatif olması gerekmediğini, 16 Mart 2018’de earMUSIC etiketiyle çıkardığı “Here Come The Aliens”da ziyadesiyle gösteriyor. Wilde’ın, üzerinden 9 yıl geçse de, 2009’da bahçesiyle uğraşırken gökyüzünde gördüğü, parlak ışıklı dev bir apartmana benzettiği UFO’dan ilham alarak isimlendirdiği albümünde, müthiş cilalanmış ve pırıl pırıl üretilmiş 12 yeni parça yer alıyor. Son yıllarda çıkardığı, kendi parçalarını cover’lamaktan öteye geçemeyen albümlerden sonra gelen bu 13’üncü albümde Wilde’a en büyük destek, plağın yapımcısı, gitarcısı ve şarkıları birlikte yazdığı kardeşi Ricky’den gelmekte. “Ne bu şimdi? Kim Wilde bu yaşta neyin peşinde” derseniz, aynı soruyu sormadığımız ama güzel cevaplar aldığımız, 70’ine dayanmış ya da aşmış Sting veya Mick Jagger’ınkinden farklı değil!.. Yani 2018’de insanların bilgisayarlarda üretemediği hitleri, kardeşi Ricky ile birlikte üreterek, dünya âleme gerçek popun nasıl bir şey olduğunu hatırlatıyor. Kim Wilde gibilerinin şarkılarından önce yaşlarının yazılması, gençliğe tapılan bir za manda ne kadar ironik! Çünkü asıl önemli olan eski pop ikonlarının gençlikte ısrarları değil, onları genç ve diri tutan üretkenlikleri... Sahne hayatları devam edenlerin ise karikatürleşmeden ne kadar gerçek oldukları. Kim Wilde, (Cher’in deyişiyle) 58 yaşına gelse de, genç olmak için çok yaşlı, yaşlı olmak için de çok genç olanlardan... 12 parçalık albüm, Wilde’ın parlak yıllarını hatırlatıyor. “Pop Don’t Stop” sanki “Video Killed The Video Star”ın yerini alıyor; “Rock The Pa radiso” yenilenmiş ve format atılmış “Water On Glass” gibi; ve “Birthday” parçasıyla Wilde, işte o yaşına işaret edenlere, Pop müziğin nasıl yapıldığını göstererek selam ediyor!.. Kim Wilde geçen yıllarda yaptıklarıyla 80’lerin başka yıldızları gibi trajik bir figüre dönüşmemiş bir isim. Yaş almaktan korkmuyor. Ne fitness stüdyolarına koşup, bedenini 30 yaşa çevirmeye soyunuyor, ne de trend kovalıyor. Müzikal olarak gelişse de, onunla birlikte büyüyen hedef kitlesinin duygularına seslenmeyi beceriyor ve popun “saf” tarafında durabiliyor. Kariyer deseniz, artık hayatının merkezine koymuyor belki ama, şimdi üniversitede okuyan iki çocuk büyüttükten sonra bile Marliyn Monroe’ya benzetilen dişiliği ve sesi yerli yerinde, vatkalı dev ceketlerini bir kenara atmış, bize ürkmeden ve çekinmeden günümüze ait olabileceğini gösteriyor... C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle