15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 ARALIK 2014 / SAYI 1500 1500. SAYIMIZI KUTLUYORUZ 7 İlk kapağı Aklında kalan kapak BERAT GÜNÇIKAN (Başlangıç: 16 EKİM 2005) B ence pazar haftanın en “tehlikeli” günü. Cumartesiden kalan “bir gün daha tatil var,” rehaveti, “yarın iş var” tedirginliğiyle çatışır, can sıkıntısı insanın ruhuna sızar. Brunchla, Belgrad Ormanı’nda koşuyla, ardı ardına dört beş film izlemeyle, eş dost ziyaretiyle vb. yatıştırılmaya çalışılsa da yerinden kıpırdamaz can sıkıntısı, insanı didikler durur. İktidarların da en korktuğu, bu yüzden de içini doldurmak için seferber olduğu gündür, pazar. İnsan can sıkıntısıyla düşünür çünkü düşünürken de soru üretir habire, kendine, ülkesine, dünyaya dair. Defoları, unuttukları sırıtıverir, kaçamaz. 1994’ten 2009’a çoğunluğu muhabirlik, azı editörlükle geçen Cumhuriyet Pazar Dergi sürecimde yapmaya çalıştığımız da buydu işte; hem kendimizi hem okuru didiklemek, tarihimizin ve günümüzün defolarını hatırlatmak. Doğrusu okurdan pek “Pazarımızı mahvettiniz” eleştirisi almadık, ama “içeride” huzursuz ettiklerimiz oldu, hem de bolca. Kimi kadınların uğradığı haksızlıklardan ve kadınlık bilincinden söz etmemizden rahatsız oldu, kimi eşcinsellerden, kimi ölüm oruçlarından, kimi işkenceden, kimi Kürtlerden, kimi Ermenilerden, kimi Cumartesi Anneleri’nden, hatta barıştan. Fahişeyi “seks işçisi” olarak tanımladığımız için “sol”dan bile kınama aldık. İlkelerimiz netti hep; elitist, seksist olmayacak, insan haklarına sahip çıkacak, çokça da hem siyasi hem de kültürel tarihin belleğini tazeleyecektik. TKP’li Zehra Kosova’yı, Şoför İdris’i, 12 Eylül öncesi katledilenlerin yakınlarını, ölüm oruçlarında bir daha iyileşmemek üzere hastalananları konuşturduk ki, onlar kadar iktidarların “şerefli” diye sahiplendikleri katilleri de unutulmasın. Yine de çok can sıktıysak affola! l İlk kapağı Aklında kalan kapak AYŞE YILDIRIM (Başlangıç: 1 MART 2009) C umhuriyet Pazar’ın gazete içindeki adı “Pazar Dergi”dir. Bu söylem bile onun diğer gazetelerin eklerinden ayrıldığı noktaya vurgudur. Biraz asidir, aykırıdır; daha renklidir, eğlencelidir. Siyaset editörlüğünden derginin başına geldiğimde, itiraf edeyim “korktum”. Hani her başlangıç zordur ya zaten ama şu sayfadaki isimlere bakınca benim işimin daha da zor olduğunu kabul edin. Üstelik tam da Ergenekon davası nedeniyle Cumhuriyet’in yalnızlaştırıldığı, kimsenin telefonlarımıza çıkmadığı, değil söyleşi, küçük bir demeç bile vermeye çekindiği yıllardı. Neyse ki canavar gibi bir ekip vardı Pazar’da (birçoğu hâlâ devam ediyor umarım uzun yıllar da ederler). Kendisini işine adamış Görsel Yönetmeni Aynur Çolak (bu sayfadaki herkesle çalışan tek isimdir), kaleminin tadına doyulmayan hastalık hastası Esra Açıkgöz, eksantrik konuların uzmanı “bay muhalif” Deniz Ülkütekin, müzik dünyasının derin koridorlarının kurdu Ali Deniz Uslu, gecelerin ve trendlerin kadını Sinem Dönmez, adını karakterine yansıtan yaratıcı Şirin Güven... Zor olsa da keyifli ve güzel günler geçirdik. Öyle dönemler oldu ki ana gazetenin bile önüne geçtik, orada yer alamayacak haberlere yer açtık. Aslında “Pazar Dergi”, Türkiye medyasının yol açtığı yanlış bir algıyı yerli yerine oturtmanın da adıdır. Yıllardır süren ısrarlı tutumuyla “Pazar Dergi”, magazinin çok kötü bir gazetecilik türü olmadığını, doğru düzgün yapılırsa toplumsal bir işleve de kavuşturulabileceğini kanıtlamış, hatta bu konuda “kötü magazincilerin” düzeylerini gözden geçirmelerine vesile olmuştur. Nice yıllara... l Not: Silikozise yakalanan kot taşlama işçilerini anlatan haberle Esra Açıkgöz Lorenzo Natali Gazetecilik Ödülü’nü aldı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle