Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 AĞUSTOS 2011 / SAYI 1326 9 CUMHUR YET PAZAR’A KONUŞTU Nick Thomkins Bir tasarım öncelikle işlevsel olmalı Pek çok genç tasarımcı için bir ilham perisi niteliğinde olan Nick Thomkins stanbul ziyareti sırasında bize yakalandı. Kendisiyle tasarım dünyasının geçirdiği değişimden, markaların tasarımcılara yaklaşımına kadar pek çok konuda uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Ünlü tasarımcının görüşlerini iki hafta boyunca sizinle Cumhuriyet Pazar sayfalarında paylaşacağız. DEN Z ÜLKÜTEK N NICK THOMKINS K MD R? 1953’te sviçre’de Ascona’da dünyaya geldi. Düsseldorf Sanat Akademisi’nde güzel sanatlar ve heykelcilik ile Essen Üniversitesi Folkwang Dizany Okulu’nda endüstriyel tasarım okudu. 1983’te ngiltere’de Maidenhead’de kendi tasarım ofisini açtı. Ardından Luzern, Essen ve Köln’de iki ortakla birlikte “T.B.A. Designsozietat” ismiyle ofisler açtı. Imperial, Miele, Gunther Lambert, Küppersbusch, Fendi Casa ve Schindler Aufzüge AG gibi markalarla çalıştı. Uluslararası tasarım alanında “Red Dot Design Awards” En yilerin En yisi (2007), Legacy Of The Future award (2008), If Design Award China (2008) gibi prestijli ödüllere layık görüldü. G sviçreli tasarımcı Nick Thomkins son otuz yıldır tasarım dünyasının öncü isimleri arasında yer alıyor. Her ne kadar o, bu sıfatla adlandırılmak istemese belki iki ayrı boşluk olmasının hoş olabileceğini düşündüm. Bu yüzden iki bölüm de yaptıkları uzun süredir kendisinden sonra gelenlere ilham kaynağı olmayı yapıp farklı renkler kullandım. Biri de görüp “bu Ying Yang’a benzemiş” dedi. Öte sürdürüyor. Bir süredir Ying Yang koltuk tasarımıyla gündemde olan Thomkins yandan taşı oyup konforlu hale getirmekle ilgili ana fikirse plajda gördüğüm yüz yıllar içinde pek çok büyük markayla çalıştı. Tasarım dünyasına adım atmadan yıllardır suyun altında kalmış kayalardan geldi. Bu kayaların üstüne bir küvet gibi önce güzel sanatlar okuyan Thomkins bunun semerisini sektörde var olan kural oturabiliyordunuz. Ben de bunun bir mobilya için hoş bir tasarım yaklaşımı ve inanışları tepetaklak eden işlevselliğe öncelik veren tasarımlarıyla görmüş. olacağını düşündüm. Ying Yang koltuk tasarımıysa ünlü tasarımcının birikimlerinin bir araya geldiği en Üretim kısmının da bir hayli ilgi çekici olduğunu önemli yapıtı olarak karşımızda duruyor. O’Design’dan Oya düşünüyorum. Koltuğu yaparken kullandığınız Oğurcu’nun konuğu olarak kısa süreliğine stanbul’da bulunan fiber yaklaşık 4 bin metre uzunluğundaymış. Thomkins burada genç tasarımcılarla bir atölye çalışması Geometrik bir şekil olmadığı için, gerçekleştirecek. Biz de bu fırsatı kaçırmadık ve içinde birbirini takip eden hiçbir açı kendisinin tasarım, sektör, üretim gibi yoktu. Bu yüzden bir seri üretim birbirine bağlı süreçler hakkındaki maddesine dönüştürülmesi de görüşlerini paylaşmasını istedik. fazlasıyla zor olacaktı. Daha Ancak tabii ki ilk olarak Ying önce yapılmamış bir Yang koltuk tasarımının şeydi. Şeklin temel ortaya çıkış hikâyesini yapısını ortaya konuştuk. çıkarmak için Ying Yang koltuk öncelikle kalıbını inşa tasarımınız için size edip üzerine fiberi ne ilham verdi? sardık. Kalıp bir küvet Çok basit. gibi ortaya çıktığında Sadece farklı bir fiber için bir gidiş süreç içinde yönü belirlemeliydik tasarım yapmayı ki sürekli bir şekilde düşündüm. Bir kalıbı fiberle koltuk kaplayabilelim. Bu tasarlayacağınız yöntemle sırf bütün zaman öncelikle kalıbı kaplamayı oturma yerini ve arka başarmakla kalmadık. kısmını tasarlarsınız. Sonra Aynı zamanda ortaya çıkan da etrafındaki yapıyı yapıya bir yön de vermiş tamamlarsınız. Ying Yang’la olduk. Böylece bu da var birlikte işler tamamen tersine döndü. olmuş en ilginç tasarım Büyük bir taşı alıp yontarak iki kişi için projelerinden biri oldu. konforlu bir koltuk haline getirme fikrim vardı. Thomkins’in Ying Yang Ying Yang felsefesiyle önceden haşır Tabii ki taşa baktığınızda her iki koltuğun da aynı tasarımı koltuğu neşir miydiniz? yöne baktığını görebilirsiniz veya Ying Yang konsepti Bu süre içinde artık iyice haşır neşir hale geldim. sayesinde ikiye ayırıp birbirinize de bakabilirsiniz. Genel fikir Çünkü insanlar “bak bu Ying Yang’a benziyor” demeye başladı. ortaya çıktığında biri gelip “birbirimize bakarken direkt karşıya mı bakacağız” diye Böylece enerji, Çin felsefesi gibi konular hakkında konuşur hale geldik. Ayrıca sordu. Ben de bunun üzerine koltukları biraz daha birbirine döndürdüm ve bu işin içinde tesadüfler de vardı. Bir Çinli doktorla konuştuğumda “Ying Yang’da sayede koltukta oturan iki kişi direkt birbirine bakar hale geldi. Bunun üzerine sadece iki renk, siyah ve beyaz var” dedim. “Evet, öyle çünkü bu felsefe yayılırken baskı teknikleri sadece siyahbeyaz baskı için elverişliydi. Ancak Çin felsefesinde Ying koyu renk Yang’sa açık renk. Aslında Ying bronz, Yang’sa gümüş renkte” diye cevap verdi. Bu dediğine inanamadım çünkü biz de birkaç hafta önce tasarımı tam da bu renklerde yapmaya karar vermiştik. Çünkü ortaya çıkan yapı tasarımdan daha çok bir heykeli andırıyordu. Tamam ben bir tasarımcıyım ama öncesinde üriversitede sanat okumuştum. Uzmanlığımsa bahçe heykelleri üzerineydi ve bronz heykeller yapıyordum. Bu hoş bir tesadüftü, çünkü dokunduğunuzda temiz bir metal sesi veriyor. Ying Yang felsefesi sesle de yansıtılmış oluyor. Üniversitede sanat okumak tasarım anlayışınıza ne kattı? Ben tasarım yapmaya başladığımda tasarımda biçimin işlevsellikten önce geldiğine yönelik bir çeşit kural vardı. Ben bunun o kadar da gerekli olduğundan emin edğildim. Bu yüzden kendime biraz özgürlük tanıdım ve işlevselliğin şekli oluşturmasına olanak verdim. 1983’te ilk ofisinizi açtığınızda tasarım sektör için ne ifade ediyordu? Eğer demin dediğim yaklaşımı teorik olarak ele alırsanız. Normalde elinizde güzel bir şekil olur ama bu onun bir duygu ya da his taşıdığı anlamına gelmez. Baktığınız zaman fazlasıyla tasarlanmış bir dünyada yaşıyoruz. Bir ürünü satın almak için gerekli olan sebep her zaman işlevsellikle ilgili olmuyor. Ayrıca bu bahsettiğim duygu ve his tarafından da tetikleniyor. Bir ürüne baktığımızda mükemmel bir mühendislik ve işlevsellikle karşılaşıyoruz. Aynı zamanda aynı ürünün çok sayıda çeşidini bulmak da mümkün. O zaman niye şu veya bu ürünü tercih etmemiz gerekiyor. Öbür ürünü değil de bu ürünü seçmemiz için geriye kalan sebep görüntü oluyor. Görüntü de sadece işlevsellikten değil aynı zamanda estetik kaygılardan da türemiş oluyor. Estetik ve duygusal bakış açısı tasarım ve pazarlama ürecinde her geçen gün çok daha fazla rol oynuyor. Bence bu temelini sanattan alıyor. şlevsellik ya da mühendislikten değil. Bir tasarımcı olarak gelecekte neye ulaşmak istersiniz? “Gelişen ve gelişmekte olan” ülkelerin tasarım transferiyle ekonomik sisteme kalıcı uyumluluğunu sağlamak. Burada bulunma nedeninizden de bahsedebilir misiniz? Burada O Dizayn’ın davetlisi olarak bulunuyorum. stanbul’da Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen 150 tasarım öğrencisiyle bir atölye çalışması gerçekleştireceğiz. Hepsi 3 metreye 3 metrelik bir kübe uyacak standartta bir ürün tasarlayacak. Ortaya çıkacak şeyleri merakla bekilyorum. Ayrıca kendi kariyerim açısından farklı alanlara bakmanın oldukça ilham verici olduğunu düşünüyorum. Bu bakımdan stanbul’da bulunmak benim için oldukça Fotoğraf: faydalı bir deneyim olacak. Bir de bizimle çalışmak isteyecek iş ortakları var, ona VEDAT ARIK bakacağız. G MODEL OLMAYI ÇOCUKLARIM STED Çok fazla seyahat ediyorsunuz. Bir tasarımcı için bu bir zorunluluk mu? Üreticilerle bire bir ilişki kurmayı seviyorum. Seyahat etmek, daha fazla insanla tanışmak ve uluslararası alanda daha fazla ilham edinmek anlamına geliyor. Öte yandan her yeni ürün aynı zamanda yeni bir çocuk gibi. O yüzden her iyi babanın yapması gerektiği gibi ben de doğum sırasında orada olmalıyım ve işin aslı bu süreç içinde gittikçe daha da çok meraklanıyorum. Bu bahsettiğim türde yaratıcılığı uzak mesafeden edinemezsiniz. Yarattığım şeyi görmek, ona dokunmak ve onu ortaya çıkaran insanlarla iletişim kurmak istiyorum. Bu yüzden oraya gitmek önemli ama tabii ki yeni sosyal medya mecraları da seyahatlerimin sayısını azalmasına yardımcı oldu. Çünkü daha fazla seyahat aynı zamanda daha fazla çevre kirliliği demek. Yine de bir ürün hâlâ insan yapımı bir şey ve onu yapanlarla iletişimde bulunmak fazlasıyla önemli. Gerçek çocuklarınıza gelirsek, her ikisi de Prada gibi büyük markalar için modellik yapıyor. Siz onları bu mesleği yapmaları için cesaretlendirdiniz mi? Onları bu mesleği yapmaları için cesaretlendirmedim. Sadece kendi kariyerleri üzerinde çalışmaları için yönlendirdim ama asla onlara modellik konusunda baskı yapmadım. Şu anda uluslararası bir model olan küçük oğlum Lucien’in model olması tamamen tesadüf eseriydi. Bir ajans tarafından sokakta yürürken keşfedildi. Tamamen kendi başına ilerledi. Bana sadece sorduğu şuydu, “Yalnız bu mesleğe mi odaklanmalıyım yoksa okulumla birlikte mi sürdürmeliyim.” Ben de okulunu bitirmesinin ve sonra üniversiteye başlamasının daha iyi olacağını söyledim. O da öyle yaptı. Üniversiteyle birlikte modellik kariyerini de yürütmeyi başardı. Sonra abisini de aynı ajansa götürdü, o yüzden benim pek bir şey yapmama gerek kalmadı. Ancak mutlaka onları cesaretlendirmişimdir. Çünkü anneanne ve dedelerinize baktığınızda sadece tek bir resim görürsünüz. Belki de 20 ya da 30 yıl içinde baba olduklarında çocuklarım da, çocuklarına benim resmimi gösterir ve torunum da benimle gurur duyabilir. G C M Y B C M Y B