Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 AĞUSTOS 2011 / SAYI 1326 11 Hoş Mayhoş oş ve mayhoş, tatlı ve buruk. Derinden derine hissedilen hafif bir acı badem rayihası. Vişne tadı kadar çekici bir lezzet olabilir mi? Vişne ile reçelinden, pastasına, liköründen, şerbetine, peltesinden paluzesine yenieski, yerliyabancı birbirinden güzel lezzetler yakalamak mümkün. Aklınıza illa ki tatlılar gelmesin. Bu kez lezzet yolculuğumuz tatlıdan ziyade tuzludan yana… Gaziantep mutfağının en ilginç yemeklerinden biri vişne kebabı olsa gerek. Vişne kebabı meyve kullanımının yaygın olduğu Osmanlı, ran ve Ortaçağ Arap mutfağının izlerini taşıyor. Gaziantep’te daha çok Halep ile bağlantısı olan aileler arasında bilinen bu yemeğin bir benzeri Halep mutfağında koyu renkli siyah kiraz ile yapılıyor. Geçtiğimiz ay stanbul’u ziyaret eden ngiliz bir yazar ile Kadıköy Çiya lokantasına AYL N gitmiştik. Buluşmamıza Hürriyet’in yemek yazarı Refika Birgül’ü de çağırdım. Güya maksat Refika ile ngilizi ÖNEY TAN buluşturmaktı ama Çiya’nın sahibi ve ustası Musa Dağdeviren ortaya Halep usulü kiraz kebabı ‘Lahmi Kiraz’ getirince biz ngiliz’i unuttuk, kadın bir köşede bunalırken kendimizi yemeğin detaylarına kaptırdık. Musa, Halep’in kuzeyindeki Irreha civarında kirazın meşhur olduğunu hatta herkesin kartvizitinde kiraz resmi olduğunu söyledi. Doktor, dişçi, avukat, meslek ne olursa olsun doğdukları yerin simgesini övünç vesilesi olarak kartlarında taşırlarmış. Öyle ki işyeri tabelalarında bile alakalı olsun olmasın bir kiraz resmi bulunurmuş. Suriye bir yatışsın ilk fırsatta tekrar oralara gitmek gerek. Bu arada Suriye’deki en sevdiğim çay markasının üzerinde kiraz amblemi olduğunu hatırlayınca da merak etmeden edemedim. Çay, Suriye’ye Sri Lanka gibi ülkelerden geliyor H ama kendilerince harmanlayıp markalıyorlar, acaba markanın sahipleri acaba o bölgeden mi diye? Özetle Şam’da kayısı gibi, Irreha’da da kiraz varmış, haberimiz yokmuş. Sohbet iyice uzadı, Musa kebaba acı ve tatlı badem de katmış ve çok yakışmış, hatta köftesinde gizliden gizliye bir mahlep tadı da geliyordu. Yani ustalığını ortaya koymuş ve kirazın özünde olan acı ve tatlı badem tadını yemeğe ustaca katmış. Mahlep kiraz çekirdeğinin içi olduğuna göre daha başka ne baharat yakıştırılabilir ki? Daha önce aynı yemeği Çiya’da defalarca yemiştim ama sohbet ile birlikte tadı daha da iyi geldi. Biz Suriye, kiraz, Antep, vişne derken konuya iyice daldık. Musa ile Suriye anılarını paylaşırken Refika fotoğraflamaya daldı, misafir hanım kendisi de pek renkli ve alakalı olmadığından bir köşede söndü kaldı. ntikamını Musa’dan değil ama yemekten almış ve bu ay Easy Jet’in ağustos sayısındaki stanbul yazısında Çiya’dan lahmi kiraz değil mumbar dolması tarifine yer vermiş. Anlaşılan bizim kirazlı sohbetimiz onda ekşimik bir etki yapmış ve yemeği tümüyle es geçmiş. Keyfi bilir, bugünlerde aynı yemek Çiya’da vişneli olarak da yapılıyor ama vişnelisinin hası kuşkusuz Gaziantep mutfağında bulunuyor. G aylinoneytan@yahoo.com SELÇUK EREZ Bir Mektup Azizim, Bana haber yollamışsın, “şiddetten uzak dursun”, “kentlere tank salmasın”, “halkın isteklerine kulak versin” filan demişsin.. Aramızda teklif mi var ki kendin geleceğine başkalarını yolluyorsun ? Evet, önce telefon ettin ama ben sana kaç kere “telefon etme, sizin orada telefonlar dinleniyor,” demedim mi ? Sonra böyle mesajlar yollamadan önce bir kez düşün: Ben sana hiç karışıyor muyum ? “Mesela “Basına baskıdan vazgeçilsin”, “Adaletten eller çekilsin..”, “Basılmamış kitaplar toplanmasın”, “Gizli tanıklar yüzünden insanlar yıllarca hapislerde tutulmasın” filan diyor muyum ? Her aslanın bir şubiyet yiyişi vardır: Sen öyle yersin, ben de böyle.. El âlemin kışkırtmalarına uyup sakın üstüme varma.. “Demokrat değilmişim”, “halkı ezermişim” dediklerine inanma... Allahını seversen bir araştır, sor da öğren, burada hangi çocuk bedava tahsil istedi diye hapse atıldı? Hangi üniversiteli, kuzulara yumurta attı diye kovuşturuldu? Ben hangi heykeli yıktırmışım bugüne kadar ? Bu diyarda kim deniz feneri paraları topladı? Laf aramızda, bana nasihat edeceğine sen de oralarda bir parça demokratlaşmaya başlasana... Bu yönde birkaç ufak adım at, sonra ay sonunda sınıra gel de beraber künefe yiyip bayramlaşalım, hasret giderelim.. Kardeşin Esad G selcukerez@gmail.com Antep usulü vişne kebabı Sermin Ocak'tan D aha önce müjdesini vermiştim. Gaziantep Ticaret Odası’nın girişimiyle Antepli yemek yazarlarının derlediği birbirinden ilginç Antep tarifleri kitaplaştırılıyor. Kitaplaştırma işini üstlendiğimden bu tarifleri önceden inceleme şansına sahip oluyorum. Vişne kebabı tarifi ise Sermin Ocak'tan geldi. Bu tarifi vişne zamanı mutlaka deneyin ve et ile vişnenin olağanüstü tuzlutatlımayhoş uyumunun tadına varın. Vişne zamanı geçmeden bir gayret birkaç kilo vişne ayıklayıp derin dondurucuda saklarsanız, bu eşsiz lezzeti kış aylarında da yapabilirsiniz. 1.5 kg vişne 750 g. köftelik kıyma 1 tatlı kaşığı tuz 1’er çay kaşığı karabiber ve yenibahar 2 yemek kaşığı sade yağ 3 adet soğan 1 çorba kaşığı domates salçası 1 adet limonun suyu ½ tatlı kaşığı tuz ½’şar çay kaşığı karabiber, kırmızı biber, yenibahar 34 adet ince pide ekmek 1 demet maydanoz Vişneleri yıkayın, saplarını çıkarın ve yarısının çekirdeklerini çıkartın. Vişnelerin şeklinin bozulmamasına ve ezilmesine dikkat edin. Diğer yarısının kevgirde elinizle eze eze suyunu çıkartın. Diğer tarafta köfteleri hazırlayın. Bir tepside kıymayı tuz, karabiber ve yenibahar ile iyice yoğurun. Elinizi suya batırarak kıymadan ufak parçalar kopartarak irice vişne büyüklüğünde misket gibi yuvarlak köfteler yuvarlayın. Bir tencerede suyu 1 tatlı kaşığı tuz ile kaynatın. Köfteleri kaynayan suya atın ve bir iki taşım haşlayın. Pişen köfteleri delikli bir kaşık ile sudan alın ve bir kenarda bekletin. Soğanları halka halka doğrayın. Bir tencerede yağı ısıtın. Soğanı yağda iyice sote edin. Soğanlar iyice yumuşayınca domates salçasını ekleyin ve birkaç kere çevirin. Köfteleri de tencereye koyun ve tuz ile baharatları ekleyin. Sıktığınız vişne suyunu ve limon suyunu köftelerin üstüne ekleyin. Tencereyi ortakısık ateşte pişmeye bırakın. Yaklaşık ½ saat 45 dakika sonra et iyice pişince vişneleri de ekleyin ve yaklaşık 10 dakika daha bir iki taşım kaynayacak kadar pişirin. Etin suyu biraz koyulaşarak adeta ağdalanmalı ve koyulmalıdır. Pideleri mutfak tahtasında baklava dilimi şeklinde kesin. Pide dilimlerini servis tabağına kebaba altlık olacak şekilde birbirlerinin üzerine gelecek şekilde yerleştirin. Pidelerin üstüne vişneli eti koyun. Biraz da iyice koyulmuş suyundan gezdirin. nce kıyılmış maydanozla süsleyerek servis yapın. G Dikkat değil motivasyon eksikliği! D ikkat eksikliği ya da odaklanma sorunu teşhisi konulan çocuk sayısı hızla artıyor. Çocukların odaklanma gücünü, sevdikleri bir oyunu oynarken ölçmek mümkün. Anael Aile Merkezi kurucu ortağı ve yöneticisi, psikologpedagog Iris Steinfeld, “Çocuk, serbest oyunda uzun bir süre oyuna odaklanabiliyorsa konsantrasyon problemi yok demektir” diyor. Çünkü, beklenti, baskı, yanlış ya da doğru gibi bir yargı yok ve çocuk rahat rahat oynuyor. Steinfeld, “Neden çocuğum okulda konsantrasyon sağlayamıyor?” “Neden beni ya da öğretmenini dinlemiyor ve oturamıyor?” gibi F GEN soruları ise şöyle yanıtlıyor: ATALAY “Ben o zaman ‘motivasyon eksikliği’ diyorum. Yani yapabilir ama enerjisi yok. Odaklanamıyor ya da dinlemiyor. Onun arkasında başarısızlık duygusu, korku ve ‘yapamayacağım’ gibi düşünce sistemleri var. Biraz anne ve babaların baskıyı yok edip, çocuğu okul hayatından korkutmamaları lazım. Çocuklar öğretmenlerden ve okuldan korkarlarsa öğrenmekten zevk almamaya başlarlar. Aslında çocuğun içinde doğal bir merak ve öğrenme isteği var.” Bu sorunun belirtilerinin genellikle 3 yaş civarında ortaya çıktığını ama tanının ilköğretime başlandığında konulduğunu söyleyen Iris Steinfeld’e göre, 4 ya da 5 yaşında bir çocuk, resim yaparken ya da el faaliyetlerinde hiçbir zaman işini bitiremezse ya da çocuk yan sesleri yok edemiyorsa, (yani bir şeye odaklanıyor ama dışardan motosiklet sesi geliyor ve oraya bakmak durumunda kalıyor) bu çocuklar isteklerini erteleyemez, anında gerçekleşmesini bekler. Konuşma sıralarını takip edemez ve diğer kişilerin sözünü keserler. Soru sorulduğunda soru tamamlanmadan cevabına başlarlar. Espirisentır Misafir şair MAĞARA mağaranın duvarına hayvanları taştan oydum kükrediler karanlıkta türkülerle karşı koydum karanlıktı mağara ışığı taştan oydum üşüyordum bir de güneş koydum aşk oydum mağaranın duvarına aşk oydum ağrıdı taşlar yarıldı mağara ben doğdum... Bülent Ecevit HUZUR VE GÜVEN ORTAMI ŞART Steinfeld’in, odaklanma sorunu yaşayan çocukların annebabalarına önerileri şöyle: “Çocuğun huzur, sakinlik ve güvene ihtiyacı var. Çocuk zaten farkındadır. Yani okul arkadaşlarına bakarak kendisinin nerde olduğunu bilir ve aslında daha başarılı olmak ister. Çocuk diğer çocukların seviyesine göre kendi bulunduğu seviyenin farkında, aslında elinden gelenin en iyisini yapar ama başardıkları annebaba için yetersiz geldiyse çocuk bunu hisseder ve üzülür ve başarısızlık duygusunu yaşar. O yüzden çocuğunuz onu başarı vs. gibi faktörlere bağlı olmadan ‘koşulsuz’ sevdiğinizi bilmeli. Çocuğa öyle yaklaşın. En büyük şifa sevgidir. Evin içinde sakinlik ve huzur gerekiyor. Evin içinde ya da bir ebeveynde güvensizlik ve korkular varsa ya da ilişki iyi yürümezse, çocuk etkileniyor. O yüzden ben hep kendinize iyi bakın derim. Anne ve baba kendi hayatlarından memnun ve mutlu değilse, çocuk da hayattan korkmaya başlar ve hayatımızdaki en büyük fren korkudur. Başarı korkusuzluk ve güven demektir. Az ve öz konuşmak da çok önemlidir. Çocuğunuzun güzel taraflarını görün ve onu ifade edin. Hep olumsuz şeylere odaklandığımızda onlar büyür. yi bir dinleyici iyi bir öğrenci olur. O yüzden konuştuklarınıza çok dikkat edin. Güzel şeyler söylerseniz çocuğunuza, dinlemek ister ama yargı ve olumsuz şeyler duyarsa o zaman kulaklarını kapatır ve dinlemez, o zaman burada yani anda olamaz.” G Sahibinin Sesi Bütün vaktinizi çalışmaya adamak tembelliktir. Utandırma Servisi Petşop Bir Alman kadın; "Dayak yedim, Türk oldum!" demiş. Hayır, daha olamamış. "Kocam değil mi, döver de sever de!" deseydi, o zaman gerçek bir Türk olurdu. Kemal Ateş Bu ülkede magandaların, kural tanımazların; KIRONİK sorunları var mı yok mu? Geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Alışveriş Merkezi'ne!.. İbrahim Ormancı Odaklanma sorununa Tomatis yöntemi Steinfeld, Anael Aile Merkezi’nde uygulanan “Tomatis” yönteminin nasıl uygulandığını şöyle anlattı: “Tomatis yöntemi doğrultusunda frekansla dengeleme uygulaması, çocuklarda konsantrasyon arttırımına yardımcı olur. Bu yöntemle, konsantrasyon bozukluğu olan çocuğun duyamadığı 3000 Hz ve üzerindeki frekansları duymasını sağlayarak, beyninin ihtiyacı olan enerjiyi bedensel hareket yerine frekansla almasını sağlıyoruz. Frekansla dengeleme metodunun temelleri Fransız Dr. Alfred Bugün havayla sıcak temas sağlanması bekleniyor!.. C MY B C MY B Tomatis’in çalışmalarına dayanıyor. lk seansta, hem ortakulak hem de içkulak frekans testi yapıyoruz. Bu test kapsamında 1258000 Hz arasındaki duyma analizi uyguluyoruz ve bir frekans spektrumu oluşuyor. Bu spektrum her kişinin özel durumunu gösteriyor. Duyma ve dinleme kabiliyeti, fiziksel ve ruhsal kondüsyon, yetenekler, sağ sol beyin arasındaki etkileşim ve işbirlikteliği hakkında bilgi veriyor. Bu testten sonra, kişiyle konuşarak zayıf yönleri tespit ediyor ve ihtiyaca özel olarak hazırladığımız 1015 günlük dinleme programlarını uyguluyoruz. Ayrıca bu analiz sürecinin içinde aynı zamanda beynin hangi tarafının daha baskın kullanıldığı, hangi kulağın dominant olduğu da ortaya çıkıyor.” G Ekonomi Politik Misafir çizer: Harumi Imahase Burda siyaset yapma ulan!.. Yapma değil, Avrupa!.. Hava Durumu