Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 AĞUSTOS 2011 / SAYI 1325 3 Kardeşimin mezarını alana kadar açım ESRA AÇIKGÖZ N e yeseler eksikti, neye gülseler yarım. 14 yıldır kapının zilinde, telefonun sesindeydi kulakları. Sokakta 35 yaş üstü herkesin yüzüne onu görme umuduyla baktılar. Gittiğinde 20’sindeydi Ali Yıldız, şimdi 38 olmalıydı... Ailesi ancak 14 yıl sonra, öldürüldüğünü, Çemişgezek’te bir toplu mezara konulduğunu öğrenebildi. Bir mezarı “hak” etmek için 66 gündür aç ağabey Hüsnü Yıldız. 11 yaşındaki kızı ve 20’sindeki oğlunun gözleri önünde gün gün eriyor. Devlet bundan öncekilerin aksine sözünü tutarsa, belki bugün isteğine ulaşacak. Ancak işi onlara bırakmaya gelmez, hem bir tek o değil ki, bir mezar bekleyen çok aile var, siz en iyisi http://cenazemiziistiyoruz.blogspot.com’daki imza kampanyasına katılıp, destek olmaya başlayın. Önce sizi biraz tanıyabilir miyiz? Dersim kökenli, 1900’den önce Sivas Zara ilçesine göçe zorlanmış Kürt, Zaza, Alevi kökenli bir aileden geliyoruz. Yoksullukla baş edemeyen aile oradan da stanbul’a sığınmış. Her Kürt Zaza ve Alevi ailenin yaşadığı etnik ve dinsel baskıya tabii ki maruz kalmış. Adım Hüsnü Yıldız, 46 yaşındayım. Eşimden ayrı, kızım ve oğlumla yaşıyorum. Hayatı sorguluyor ve çok seviyoruz. Yaşadığımız ana ve doğaya şükran ve saygı duyarız. Ya Ali, o nasıl bir çocuktu, solla nasıl tanıştı? Ali, 17 Mart 1973 stanbul Şişli doğumlu. Ali’nin de tüm çocukluğu devletin Türk slam sentezinin dayattığı baskılarla geçti. Düzgün fizikli, ağırbaşlı, oldukça zekiydi. Sevimli, yoksul mahallesinde ve ailesinde çok seviliyordu. Hep söylenir ya 12 Eylül apolitik bir gençlik yetiştirdi diye. Ali kardeşim sokaklarında devrimci sloganların atıldığı bir mahallede, lise yıllarında tanıştı sol Hüsnü Yıldız kızı ve annesiyle. düşünceyle. Sürekli okuyor, sorguluyordu. Sivas ve Gazi Katliamı’na tanık olmuştu, üstelik. Haksızlıklara, sömürüye, baskıya karşı sol düşünceyi özümsemişti. 1 Nisan 1997’de Dersim Çemişgezek bölgesinde devlet tarafından katledilip toplu mezara gömülmüş. Ali’nin toplu mezarda olduğunu 17 ve 18 Mart’ta Fırat Haber Ajansı’nda çıkan haberlerden öğrendik. Daha sonra köylülerden haberi doğrulayan araştırma yaptık. Bunu 14 yıl sonra öğrenebildiniz, bu 14 yılda neler yaşadınız, sizin, anneniz, babanız için nasıl geçti? Annem ilk yıllar asla kabullenmedi yokluğunu. Kulağı kapı ve telefondaydı sürekli. Evin bir odasında farklı çiçekler yetiştirmeye başladı. Onlarla konuşur, dertleşirdi. Annemin yanına gelen misafirlerimiz bile gülemezlerdi. Antidepresan ilaçlar kullandı çok uzun süre. Babam, kız kardeşlerim, ben, çocuklarımız, hep bir eksik lokma yedik. Eksik gülümsedik. Bir ayağımız hep aksadı. Öldürüldüğünü öğrendikten sonra nerelere başvurdunuz, ne yanıtlar aldınız? 3 Şubat’ta Çemişgezek Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdum. Herkesin bir mezarının olması gibi, haklı, insani bir hakkı bile devlet görmezlikten geldi. Malatya, Tunceli, Elazığ savcılıklarına defalarca başvurmamıza rağmen Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi takipsizlik kararı verip dosyayı kapattı. A HM’e başvuru yaptık, bekliyoruz. Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile avukat Taylan Tanay ve CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün bir saat süren bir görüşme yaptılar. Adalet Bakanı, haklı olduğumuzu, bu talebin karşılanması gerektiğini, toplu mezarların insanlık suçu olduğunu, Türkiye’nin bu sorunu aşması için bizlerin yardımları olursa iyi olacağını söyledi. Ancak aradan 20 güne yakın bir zaman geçmesine rağmen hukuksuzluk sürüyor. Siz de bunun üzerine açlık grevine başladınız... Bütün bu hukuksuzluk karşısında ne yapabilirdim ki. Devlet bizlere bir mezarı çok gördü, duymadı bizi. Bedenimden başka bir silahım da yok. Ben de bundan ötürü süresiz açlık grevine başladım. Çocuklarınız bu durumu nasıl karşılıyorlar, her geçen gün zayıfladığınızı gördükçe tedirgindirler kuşkusuz, sizi Ali Yıldız anlayabiliyorlar mı? Prensesim 11 yaşında, oğlum ise 20. Yazın tatilde olurduk, ama... Kızım, oğlum ve ben ilk defa bu kadar ayrı ve kötü yaşadık. Kızım çok ısrar ettiği için bir haftadır yanımda olmasına izin verdim. Çadırın içindeki daha küçük bir çadırda kalıyor. Basın açıklaması ve yürüyüşlerde, yanımda, çok yüksek sesle bağırıyor. Şimdi hüzün var ailede. Kızımın gözlerine, oğlumun sesine, benim de bedenime yansıyan. Ailedeki güçlü birliktelik bağı beni anlamalarına sanırım yardımcı oluyordur. Nasıl destekler, tepkiler geliyor? Bütün Dersim bizi destekliyor. Her yerden günde 50’ye yakın mektup alıyorum. Mailler geliyor, telefonlar susmak bilmiyor. Hepsi içten ve samimi. Artarak devam eden kamuoyu desteği imza kampanyaları, destek açlık grevleriyle sürüyor. Ülke sınırlarını çoktan aştı, dünyanın bütün ülkelerinden destek var. Ne kadar sürecek açlık grevi? Talepler kabul edilene kadar ölüm orucu direnişi sürecek. Bu ayın 20’sinden sonra cenazelerimizin olduğu bölgeye bizler, Adli tıp uzmanları, arkeologlar, baro başkanları, aydın, sanatçı, yazar, sendikacılar, demokratik kitle örgütü temsilcileriyle kazı çalışması yapmayı planlıyoruz. Prosedüre uygun bir kazı olacak ve çıkacak insan kemikleri DNA ve kimlik tespiti için savcılıklara teslim edilecek. Seçimden önce Başbakan toplu mezarları açacağını söylemişti. Adalet bakanı da söz vermişti, ancak ramazan geldi ses yok. Bu sefer verdikleri sözü tutarlar mı bilmiyorum. Kafası, kolları, bacakları eksik de olsa, bütün katledilenleri çıkarın... Yüzleşin bu travmayla, örtmeyin. Tarih örtmenize zaten izin vermiyor, bir de yargılıyor, bunu unutmayın. G mtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: brahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase lknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ dare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / stanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya / Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74 / 75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / stanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. cumdergi@cumhuriyet.com.tr