Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 24 TEMMUZ 2011 / SAYI 1322 Entel ol, arabesk de dinle! Biri diğerine engel değil ki... imza atmıştı. Şimdi de 1960’lı, 70’li ve 80’li yıllarda başlayan toplumun her katmanını etkilemiş, iz bırakan, varlığı asla inkâr edilemez arabesk şarkılarını “Arabesque II Geçmiş bize yakışıyor” albümünde yorumluyor. “Ben arabesk sevmem”, çok duyarız bu cümleyi. Ama sonra bir arabesk klasiği çaldığında ilk mırıldananlar, eşlik edenler genelde bu cümlenin sahipleri olur. Peki, neden? Entel ol arabesk dinle! Biri diğerine engel değil ki. Arabeskin bu toprakların sosyal ve politik mayasından beslendiğini kimse yadırgamıyor. Herkes bir dönem bu şarkıları dinlemiş, tüyleri diken diken olmuş ve onu ruhuna katmıştır. Evet, elitist tavır riyakâr. Mesela Amerika’da country satıyor en çok. Aslında iki müziğin temeli de ayrı. Ama buradakiler Bob Dylan, Neil Young ve Johny Cash’ı iyi biliyor. Ama Ali Tekintüre’den haberleri yok! Değil mi? Ne özel bir adamdır o. Elbette yalnızca o da değil. Amerika’da Bruce Springsteen, Bob Dylan kimse burada da karşılıkları Ali Tekintüre, Müslüm Gürses, Adnan Şenses, brahim Tatlıses, Mine Koşan... Adını söylemediğimiz onlarca isim var. şte tüm bu isimler o dönemin kahramanları ve bizim onları daha iyi tanımamız lazım. YAZILAR: Sizin arabeskle derdiniz neydi? AL DEN Z Hayat akıp giderken bu şarkıların bir USLU dertleri var. Geçmişe referans veriyorlar. nanmak, sevmek, biri için yaşamak ya da onun için ölmek mesela. Bunlar artık çok sığ yaşanıyor. Ben ilk albüm bittiğinde bu deryanın içinde bir kum tanesi olduğumu anladım. Kendimi küçük ve şaşkın hissettim. Orhan Baba ile çalışırken, konuşurken fark ettim ki enstrüman matematiği olarak da bu şarkılar çok derin. Şarkıların girişlerinde, hikâyeyi sözsüz anlatan uzun introlar var. Orhan Baba da, “Şarkılarda ilk önce enstrümanlarımız ile konuşurduk, çünkü müzisyenliğimizi gösteriyorduk sonradan yorumculuk geliyordu” demişti bana. Caz repertuvarına hâkimsiniz. Caz standartlarından sonra arabesk standartları sizi epey korkutmuş olmalı? Ne diyorsun! Arabesk söyleme fikri kanıma girdiğinde her hücremi bir korku sardı, yalan yok! Çünkü kolay bir şey değil bu. Caz, blues ve r&b şarkıları ver bana deşifre edip hemen sunayım. Ama arabesk, müzikten fazlası. nanın bana çok beylik bir laf değil bu. Bir kere bunu yaşaman gerekiyor. Notalarla sevişebiliyor olman gerekli. Mihmandarınız kimdi bu çalışmada? Selami Şahin gibi bir kralla yola çıktım. O, herkese, her şeye bedel bir adam. lk arabesk albümünden sonra sizi eleştirenler de oldu. Malum, klasik müziğin soytarı kralları da var bu ülkede. Ben buna fazla takılmıyorum, çünkü gerek yok. şimize bakmak önemli. lk albümde teknik olarak çok zorlandım, yorucuydu. Sonra alıştım, yeni albüm zamanında istediğim kıvama geldim, demlendim. Artık müziği anlamıştım, hissedebilir olmuştu. Artık anlatabilecek daha çok hikâyem olduğunu fark ettim. lk albümde kıyısına girdiğim bu denizde açılmaya başlıyorum şimdi. Orhan Gencebay’dan “Dertler Benim Olsun”u yorumlamışsınız. Nasıl bir tecrübeydi? Ölüyorum bu şarkı için, tutkunuyum! Ama albüme girme hikâyesi başka. Stüdyoda defalarca söyledim bu şarkıyı, beceremedim. Kafamı duvarlara vurmak istiyorum artık o derece kötüyüm, beceriksizim. Nota var, ses var ama bir şey eksik. Sonunda pes ettim ve şarkıyı repertuvardan çıkardım. Sonra eve geldim, bu hayal kırıklığımı yenmek için yine dinledim. Sözleri tekrar ettim, “dertler benim, çile benim, mutluluk senin olsun” nasıl bir hissiyat ve aşkla yazıldığını düşünerek uyudum. Empati yaptım gece boyunca. Sabah stüdyodaydım şarkıyı bir kere de okudum. Anladım ki yaşamadan söylenmezmiş arabesk. Şimdiki pop müzik şarkılarını metin yazarları hazırlıyor gibi. Slogan, reklam metni ve tekerleme. Formül bu. Orhan Baba hikâye yazıyor, şiir yazıyor. Kim ne derse desin! Zaten sığ bir dönemdeyiz. nsanlar sms’le ayrılıyor. Düşünsene? Ses yok, dokunma yok, son bir öpücük yok... Hayat beklentilerle ve umutla güzel. Artık bir dakika içinde her şeyi tüketebiliyoruz. Ben hayatı yavaşlatmak istiyorum, çok hızlı gidiyoruz çünkü. Hamilesiniz de bir yandan. Albüm sürecinde annelik duygusallığı sizi nasıl etkiledi? Tam uçlarda hissediyorum her şeyi. Bir gülüyorum, bir ağlıyorum. Belki de bu çalkantı albüme iyi yansıdı. Ne de olsa bir kadının doğum yapması kendini sıfırlaması demek, bir can veriyorsun dünyaya, kendin de yeniden doğuyorsun. Akustik bir albüm yapar mısınız? Belki de hayatı da biraz akustik ve analog bir döneme çekmemiz gerekli. Ne dersiniz? Bu albümde kemanlar uçuyor, rock davulu tavan yaptı. Darbukalar ve geleneksel enstrümanlar da yoğun. Sentezin dibine vurduk. Arabesk gırtlaktan caza, soul’a kadar her şey var. Ama dediğine katılıyorum ve çok istiyorum. Tamamıyla akustik bir albüm de gelecek ilerde. Aslında analog olmak fikri çok iyi geliyor. Teknolojinin tüm getirdiklerini bir kenara bırakıp, analog gecelerde buluşmak ne keyifli olur. Sakin ve asude bir şekilde hayatı yaşayabilsek keşke. Belki de ben hayatımın en akustik dönemindeyim. Bu biraz da delilik ama ben bu delilikle yaşamayı seviyorum. G Işın Karaca, hissetmediği hiçbir şarkıyı söylemiyor. şte arabesk de onun için bu yüzden özel. Çünkü arabeskte hayatı buluyor. Elitist riyakârlığa inat bu müzik için “ölüyor”. Şimdi de ikinci arabesk albümü “Arabesque IIGeçmiş Bize Yakışıyor”da klasikleri yorumluyor. I şın Karaca aradığı aşkı müzikte bulmuş. Bu aşkı herkes yaşasın diye de müziğiyle insanların zamanını çalıyor. Karaca, hissetmediği hiçbir şarkıyı söylemiyor, tek isteği de şarkılarını ölene kadar söyleyebilmek. Karaca, pop müziğinin en özel kadın vokallerinden. Caz ve blues üzerine de parmakla gösterilen bir isim. Ama onun farklı bir derdi daha var. O da; arabesk. Dördüncü stüdyo albümü Uyanış’tan sonra, unutulmaya yüz tutmuş arabesk şarkıları yeniden yorumlayarak popüler hale getirmişti. “Arabesque geçmiş geçmemiş hiç” ile hem satış rekorlarını alt üst etmişti hem de arşivlerde yer alacak bir projeye Duman:“Ne varsa sahnede var” ürkiye'deki rock müziğin sadık bir dinleyici kitlesine sahip gruplarından Duman’ın, 32 şarkıdan oluşan iki CD’lik konser albümü “Canlı”, Pasaj Müzik etiketiyle yayımlandı. Duman kendine rağmen bir grup, grunge müziğin bu ülkedeki tek temsilcisi. Kendine özgü bir ruhu ve söylemi var. Siyasetten de çekinmeyen ama siyaset olsun diye şarkı yapanlardan değiller. Kaan Tangöze (vokal/gitar), Batuhan Mutlugil (gitar), Ari Barokas (bas) ve Cengiz Baysal’dan (davul) oluşan Duman, bugüne kadar beş stüdyo albümü ile bir Duman’ın, 32 konser albümü ve DVD’sini yayımladı. Şimdi şarkıdan oluşan de bu 32 şarkılık albüm, müziklerine doymamazı sağlıyor. iki CD’lik konser T albümü “Canlı” yayımlandı. Ne de olsa Duman bir Seattle’da başlayan hikâye Grubun geçmişine şöyle bir bakalım. Grubun yaratıcısı, vokal Kaan Tangöze. sahne grubu. Ayin Doksanlı yılların başında müzik yaşantısına başlayan Tangöze, öğrenim görmek amacı ile tadında geçen, gittiği grunge müziğin başkenti Seattle'da attı grubun tohumlarını. Türkiye'deki grubu ise o yüksek enerjili dönemde Mad Madame'dı. Ona, Ari Barokas sahnelerinden bir ve Yakup Trana eşlik ediyordu. Tangöze, Türkiye'ye döndüğünde ise “Blue Blues araya gelen Band” ile beraber çalışan Batuhan Mutlugil'i şarkılardan oluşan de grubuna kattı. “Duman” ise 1999 yılında kurdu. “Halimiz Duman” isimli ilk albüm ki albümde bir de aslında gruba da ismini veren şarkı budur, Türkiye'deki en iyi “ilk” albümlerden biriydi. sürpriz var. Yıllar Gelelim yeni albümün hikâyesine, Kaan önce Erkin Tangöze başlıyor söze: “Konser albümü hep yapmak istediğimiz bir tarz. Her albümün Koray’ın arasında bunu yapmak istiyoruz. Şimdi de yorumladığı “Sen zamanı gelmişti. Sahnedeki enerjimizi ve seyircinin heyecanını bu albümle herkese Yoksun Diye” ve yaşatmak istedik. ki CD, 32 şarkı doyurucu Âşık Veysel’den bir albüm “Canlı.” Her şey var burada.” Bir de Duman akustiğe çok yakışan bir “Kara Toprak. ” grup, bu albüm o açıdan da çok zengin. Batuhan Mutlugil, “Önceden de istiyorduk zaten ama işte bu konser kayıtlarını yapmaya başladıktan sonra bir de Olympia’da akustik bir set ekleyelim, eklenmişken de kaydedelim istedik. Baktık güzel geliyor kulağa. Zaten akustik konser senelerdir yapıyoruz. Albüme de dahil ettik.” Elbette canlı kayıt biraz sıkıntılı ve meşakatli bir iş. Çünkü her şarkı, her sahnede farklılaşıyor, değişiyor. Duman grubuna göre de şarkılar stüdyoda taze olsalar bile sahnede demlerini alıyorlar. Hatta sahne bir evrim merkezi. şte o yüzden de grubun konserleri ayin tadında geçiyor. Uzun yıllar birlikte çalan bu ekibin bizim bilmediğimiz, anlamadığımız bir de iletişimi var sanki. Hem onları akustik dinlemek de çok keyifli. Kaan Tangöze'ye göre her grup inişler ve çıkışlar yaşıyor. Zaten bu gerekli ve kaçınılmaz. Yine de fazla sert kırılma noktaları yaşamadıklarını söylüyor: “Müzisyensen, sahnede olacaksın o kadar!” Duman grubu siyaset yapmaktan çekinmiyor, yaşayan her canlının aslında bir politikası olduğunun da farkındalar. Dilediklerini söylüyorlar ama bazen yarım kaldıkları da oluyor. “Göstermelik” siyasetten ise nefret ediyorlar. Tabii müzik pazarında bunun prim yaptığını da görmezden gelmiyorlar. Duman üyeleri aynı zamanda modern rock müziğe de mesafeli. Bu toprakların değerini de biliyorlar, halk müziğine selam veren nağmeleri fazla. Yıllar önce Erkin Koray’ın yorumladığı söz ve müziği Burhan Bilgin’e ait olan “Sen Yoksun Diye” ve Âşık Veysel’in “Kara Toprak” türküsü bu yüzden albümde. Ari Barokas durumu, “Bu topraklarda doğup büyüdüğümüz için kulağımızda türküler var. Özümsüyorsunuz bunu bir zaman sonra. şlemek istiyorsunuz ve kendinize göre işliyorsunuz. Âşık Veysel, Mahzuni Şerif, Arif Sağ olmadan müzik düşünülemez” diye özetliyor. Yerli ve “Yersiz” müzik grupları arasında “Büyük Ev Ablukada”, “Replikas” ve Babazula'yı seviyorlar. Malum, uzun albüm araları var Duman'ın. Üç yılda bir albüm yapıyorlar ama şimdi yayımladıkları çift CD'lik çalışma sanmayın ki altı yıl albüm yapmayacaklar anlamına geliyor. Kendi deyişleriyle “ağır” çalışan bir gruplar ama seyirciye her zaman sadıklar. G Evde “Le Leçon De Tango” e Leçon De Tango” ile en iyi tango eğitmenleri evinizde! Sony Music etiketiyle yayımlanan CD ve DVD’den oluşan “La Leçon De Tango” en iyi tango eğitmenlerini evinize getiriyor. Albümün CD kısmındaki 20 adet birbirinden özel tango şarkısı ile tangoya giriş yapacak, ardından DVD ile en yetenekli tango dansçılarından Javier Castello ve Andréa Paula ile 2 saate yakın eğitim ile tangoyu öğrenecek ve adımlarınızı mükemmelleştireceksiniz. 20 adet tango şarkısı ve en iyi eğitmenlerden tango derslerine ek olarak tangoya giriş ve tangonun tarihini içeren bonus içeriklerine sahip “La Leçon De Tango” her yaştan tango öğrenmek isteyen dans tutkunlarının kolayca tango öğrenmesini sağlayacak. Tango öğrenmek isteyen herkes için kaçırılmaz bir fırsat olan “La Leçon De Tango” Sony Music etiketiyle şimdi müzik marketlerde! Javier Castello, Andréa Paula ve Ardito Coma ile adım adım tango derslerini içeren ayrıca ek olarak tangonun tarihi ve dans ekolüne giriş bonus içeriklerine sahip DVD, tangoyu öğrenmek isteyen herkes için eşsiz bir kaynak. 2 saate yakın bu DVD’de adım adım tangonun tüm incelikleri izleyenlerin kolay anlayabileceği şekilde gösterilmekte ve bölümlendirilmiş menü sayesinde dans tutkunları, tangoya en baştan başlayabileceği gibi tango adımlarının farklı bölümlerine de ağırlık verebilmekte. G “L Duman’ın yeni albümünde Âşık Veysel’den Kara Toprak da var. C MY B C MY B