22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

24 TEMMUZ 2011 / SAYI 1322 11 Felix Felicis na giriş holünün sağındaki merdivenden aşağıya iniliyordu. Merdivenden inince birdenbire biten bir koridor vardı. Koridorun sonunda duvarda dev bir tablo asılıydı. Tabloda bir kâse dolusu meyve içindeki armut davetkâr bir şekilde duruyordu. Armut adeta sihirli bir şekilde çekiciydi. Sihri canlandırmak için armudu gıdıklamak yeterliydi. Armut gıdıklanınca canlanıyor ve kıkırdamaya başlıyordu. Resmin içinden öne fırlıyor ve bir kapı koluna dönüşüyordu. Haliyle meyve kâsesi tablosu da kapı oluveriyordu. Kulpu çevirince olabilecek en gizemli ortama, Hogwarts mutfağına açılan kapı aralanıyordu. Mutfak, yemek salonunun tam altındaydı. Yemek salonundaki dört upuzun yemek masasının tam altına gelecek şekilde mutfakta da izdüşümü gibi dört masa bulunuyordu. Mutfakta vızır vızır çalışan yüz kadar ev cini yemekleri mutfaktaki masaya koyunca, yemekler bir anda tam üstlerine denk gelen masalarda beliriveriyordu. Yemek salonu özellikle okulun açılış ve kapanışı için verilen özel yemekler, Noel ziyafetleri gibi zamanlarda muhteşem bir ortama dönüşüyordu. Havada yüzer gibi salınan mumlar, altın tabaklar, nar gibi kızarmış hindiler ışıltılı sıcak bir ortam yaratıyordu. Cüce cinlerin hazırladığı yemekler İngiliz yemekleriydi. Hem AYLİN mideyi, hem ruhu doyuran cinsten bol et ve karbonhidrat ÖNEY TAN ağırlıklı, pek sebze meyve ile alakası olmayan oldukça ağır ama çocukların seveceği türden yemekler sunuluyordu. Okula ilk geldiği zaman o güne kadar hiç karnını tam olarak doyuramamış Harry için yemeklerin çeşidi ve bolluğu unutamayacağı bir ziyafet olmuştu. Geçtiğimiz günlerde sonuncu romanın son filmi gösterime çıkan Harry Potter dünyasında yemeklerin, büyülü iksirlerin ve özellikle de şekerlerin çok önemli bir yeri var. İngiliz çocuk edebiyatında şekerlerin yeri bambaşka. Belki de bunda eski geleneksel şekercilerin çocuk dünyasında oluşturduğu büyüleyici etkinin payı var. 19. yüzyılda sömürgelerden gelen şeker daha geniş kitleler tarafından ulaşılabilen bir hale gelir. 1820'lerde şekerci dükkânlarında adeta bir patlama yaşanır. İngiliz çocuk edebiyatının önemli isimlerinden Norveç asıllı Roald Dahl, birçok kitabında yer verdiği bu şekerci dükkânlarını otobiyografisinde son derece detaylı bir biçimde anlatır. Dahl’ın unutamadığı çocukluğunun geçtiği Llandaff'daki şekerci dükkânı, Harry Potter'ın Hogsmeade kasabasındaki gözde şekercisi Honeyduke ile neredeyse tıpatıp aynıdır. SİHİRLİ İKSİRLER Eskiden şekercilikle eczacılık birbirinden çok da uzak olmayan mesleklerdi. Şifa getiren, pek çok derde deva olan macunlar, pastiller, şerbetler, şuruplar, iksirler, aynı mutfaktan çıkabiliyordu. Topkapı Sarayı’nda helvahane aynı zamanda her derde deva macunların yapıldığı bir eczane niteliğindeydi. Bu durum İngiltere için de geçerliydi. Şuruplar, şerbetler, iksirler Harry Potter dünyasında en önemli sihir araçları. Yapılışı bir ay süren kılık değiştirme iksiri belki de en zor olanı. Son sınıf öğrencilerinin bile beceremediği iksiri Hermione’in daha birinci sınıf öğrencisi iken yapması ise onun disiplinli kararlılığı hakkında ipucu veriyor. Çok özlü iksir olarak tanımlanan Polyjuice Potion, 21 gün ağır ateşte pişmiş zarkanatlı sinekler, sülük, dolunayda toplanmış hardal otu, çobandeğneği, iki boynuzlu atın boynuzunun tozu, kıyılmış kanguru derisi gibi malzemelerden yapılıyor. İçine giren tek yenilebilir şey ise kiraz. İçmeden tam önce ise kılığına girmek istenen kişinin saç teli konuyor. Saç konulunca içecek çamur gibiyken birden tat ve renk değişiyor. Ancak değişim kılığına girilecek kişinin huyuna suyuna uygun oluyor, örneğin Harry söz konusu olunca iksir şeffaf altınımsı bir renk ve müthiş bir lezzet alıyor. Elbette başka iksirler de var. İçenin talihini açan şans sıvısı ‘Felix FelicisLiquid Luck’ mutluluk getirirken Woldemort’un kara büyüsü Umutsuzluk İksiri insanı depresyon karanlığına çekiyor. J. K. Rowling, Potter kitaplarındaki yemek tasvirlerini açlık yaşamış, özendiği şeyleri almaya parası yetmemiş insanların düş gücü ve iştahla yazmış. Kâh umutsuzluk iksiri içip karanlıklara dalmış, kâh içine umut veren şekerlere dalmış. Bir şey kesin ki en yürekten düşlediği Şans İksiri Felix Felicis olmuş. Besbelli şans iksirini öylesine kana kana içmiş ki yedi göbek sülalesini ihya edecek servete kavuşmuş. G aylinoneytan@yahoo.com A SELÇUK EREZ Üç korner bir penaltı, bir de... İstanbul’a yeni atanmış, mahalleye yeni taşınmışlardı . Evin tek çocuğu Mehmet Ali, oturdukları yere en yakın ilkokula yazdırıldı. Mahalleden sınıf arkadaşı Sezai, iyi yakar top oynadığını görünce onu hemen kendi mahalle takımına transfer etmek istedi. Yarın akşam antrenmana gel, seni diğer arkadaşlarla tanıştırayım. M.Ali, candan çocuktu, takım arkadaşlarıyla çabuk kaynaştı. Kaptan Fethi, onu denedi beğendi: Hem hücumda iş yarardı, belki iyi kaleci de olurdu. “Sezai sana kuralları anlatsın!”dedi. Maça, hava yapılarak yani top havaya atılarak başlanır. Üç korner, bir penaltıdır. Penaltı atılacağında karşı taraf kalecisi, kaleyi adımlar. Penaltı çekilecek nokta, bu adım sayısının toplamı artı bunun yarısıdır. Kaleci gol atabilir mi? Hayır, kaleden kaleye gol olmaz! Sonra elle gol atılmaz. Ama kaleciysen, topu kalede ayağına alarak gidip öteki tarafa gol atabilirsin. Degaj yapılmaz, kaleci kendi takımından birine ayağıyla pas verir. Sonra, top uzağa kaçsa, mesela par ketmiş bir arabanın altına gitse, atan alır. Balkona kaçsa? Kötü olur. Çünkü bazen ev sahibi çok sinirlenir topu alıkoyar, bazen de o evde kimse bulunmaz, maç sona erer. M.Ali, kurallardan çoğunu zaten biliyordu. Kaptan “Bu akşam seni oynatacağım! Kuralları belledin mi?” dedi. Bizim orda da bunlar vardı! Sezai, “Ulan az kalsın unutuyordum”, dedi, “Bak buralarda sizde olmayan yeni çıkmış kurallar da var: Yirmi dakika sonra haftaym olur, beş dakika ara verilir. Bu sırada bir takımın yedeklerinden biri çaktırmadan karşı takımdan birine telefon eder, “Hocam, şike yap diyorlar, günah mıdır?” diye sorar. Telefon edenin sesi tanınırsa, o takım bir gol yemiş sayılır.. Telefon eden tanınmazsa edenin kim olduğu açıklanır, o zaman telefon eden taraf iki gol atmış sayılır. Telefon numaralarından anlaşılmaz mı edenin kim olduğu? Anlaşılmasın diye maçlara muhakkak bir oyuncunun abisinin, ablasının ya da arkadaşının cep telefonu alıp gelinir. Mehmet Ali şikenin ne demek olduğunu anlamakla kalmadı, sesini en iyi değiştirip tanınmadan telefon eden kimse olduğu kısa sürede anlaşıldığından adı Şike Mehmet’e çıktı, futbolu ortalama olduğu halde, takımın en çok aranan oyuncularından biri oldu. G selcukerez@gmail.com Dirty Martini J. K. Rowling eğer Roald Dahl’dan şeker aşırdıysa, Harry Potter yazısı için biz de onun torunu Sophie Dahl’dan bir tarif ödünç alabiliriz diye düşündüm. Sophie Dahl mankenlik ile başlayan kariyerini tornistan edip yemek yazınına yönelmiş. Bu tarifi de Felix Felicis niyetine yapılmaya aday. Zira Şans İksiri’ni kullanma uyarıları içinde ‘doz aşımı tehlikeli oranda özgüven verebilir’ ibaresi yer alıyor. Dozunu kaçırmadığınız takdirde size bir süre sihirli bir mutluluk yaşatabilir, kim bilir belki talihi bile döndürebilir. En azından önümüzdeki hafta Harry’nin 31 Temmuz’da doğum günü şerefine kadeh kaldırabilirsiniz. 1 kadeh 75 ml. votka veya cin 1 çorba kaşığı sek vermut (Martini Dry) 2 çorba kaşığı salamura zeytinin suyu (veya acı turşu suyu) 1 adet salamura zeytin 1 dilim limon İçkileri ve salamura suyunu bol buz ile bir kokteyl çalkalayıcısına koyun ve iyice çalkalayın. Limon dilimini martini kadehinin kenarında ve içinde gezdirin ve atın. Martini kokteylinizi kadehe süzün ve içine bir kürdana batırdığınız zeytini sallandırın. G Kızınız, kadın gibi davranırsa... 11,12 yaşlarındaki kızlar, sanal âlemde pervasızca fotoğraflarını yayınlıyor, yetişkin bir kadın gibi makyaj yapmadan, tırnaklara koyu kırmızı ya da siyah ojeler sürmeden sokağa çıkmıyorlar. Bu davranışlar annebabaları dehşete düşürüyor. 1116 yaşındaki kızlar, neden yetişkin bir kadın gibi davranıyor? Bu tarz davranışlar sergileyen ergen kızlara nasıl yaklaşmak gerekiyor? Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Arzu Önal, bu tarz davranışlar sergileyen ergen genç kızları ne tür tehlikeler beklediğini ve bunu önlemek için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini anlattı. Dr. Önal’a göre, eskiden çalışkan öğrenciler popülerdi. Bugün ise popülerliği yakalamak için geniş bir çevreye sahip olmak, moda ve teknolojiden anlamak gerekiyor. Bu nedenle ergenler popüler olmaları ve büyüdüklerini FİGEN kanıtlamaya çalışmaları için de sadece okulda değil, ATALAY sosyal hayatlarında da bir şeyler yapma ihtiyacı hissediyorlar. Onlar da yaşıtlarına fark atmanın tek yolunun, daha erişkin görünmekten geçtiğini düşünüyorlar. Ergenlerin dış görünümlerine bu kadar önem vermeleri değer yargılarının gelişmesine olanak tanımayacağı için yüzeysel düşünce yapısı ortaya çıkıyor. Yüzeysellik ön plana geçtikçe ileride çözümü en zor psikiyatrik durumlardan biri olan narsist kişilik bozukluğu gibi bazı kişilik bozukluklarının görülme riski artıyor. Çünkü ergen kızlar yetişkin bir kadın gibi davranmaları nedeniyle özellikle erkekler tarafından dikkat çektiklerinde kendilerinin “mükemmel” olduklarına inanıyorlar. Yetişkin döneminde de bu popülerliğin devam edeceğini düşünüyorlar. Örneğin kendilerini mükemmel biri olarak gördükleri için yeterli eğitimleri olmasa bile üst düzeyde eğitim isteyen bir işe başvurabiliyor, işe alınmadıklarında da “Benim gibi birini nasıl işe almazlar?” diyerek karşı tarafı suçlama eğiliminde oluyorlar. Kendilerinin vazgeçilmez biri olduğuna inandıkları için de diğer kişilerden çok daha fazla ruhsal darbe alıyor, bunun sonucunda depresyondan kaygıya kadar çeşitli hastalıklara yakalanabiliyorlar. Espirisentır Misafir şair KALEM kendine göre yazıyor Kâğıt kendine göre beyaz Akşam kendine göre oluyor Sen kendine göre Süreyya Berfe VAAZ VERMEYİN, DİYALOG KURUN! Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Dr. Arzu Önal yetişkin bir kadın gibi davranan “ergen” kızınıza nasıl yaklaşmanız gerektiğini şöyle sıralıyor: “Çocuğunuzun büyüdüğünü kanıtlamaya çalışmasını hoş karşılayın, fakat sınırın nerede başlayıp nerede bittiğini ona mutlaka hatırlatın. Çünkü kendi kararlarını verme hakları olsa da ‘ergen’ demek ‘küçük bir erişkin’ oldukları anlamına gelmiyor. Her ailenin kültürel özellikleri ve hayata bakışı farklı oluyor. Dolayısıyla ne zaman ‘kırmızı ışık’ yakmanız gerektiğine kendi değer yargılarınıza göre karar verin. Çocuğunuzun açık kıyafetlerle dolaşmasından rahatsızlık duyduğunuzda ‘bir daha bunları giymeyeceksin’ şeklinde emir veya şiddet içeren cümleler kullanmayın. Çünkü ergenler emir içeren cümlelerden hiç hoşlanmaz ve tam aksini yapmaya çalışırlar. Bunun yerine ‘Bu makyaj sanki seni gereğinden fazla yaşlı gösteriyor. Doğal halinle sanki çok daha güzelsin, ne dersin?’ diyerek ılımlı bir şekilde yaklaşın.” Fırsat... Fırsat... Botoks yapmadan vites küçültülür. Emekli Şoför Dizüstü bilgisayarını yanından ayırmıyor, LAPTOP MODEL!.. Eee bu yaz sıcağında, bin dereden su getirebilirsin yani!.. Çanakkale içinde aynalı çarşı, her şey kredi kartına altı taksitte!.. İbrahim Ormancı Anasonlu Anons CEZA GEREKEBİLİR Dr. Önal, uyarılara rağmen davranışlarında değişiklik olmazsa, aşırıya kaçmadan ceza verilebileceğini belirterek, “Ancak aslında ergenlerin bu tarz ısrarlı yaklaşımlarını önlemenin yolu, çocukluk döneminde vereceğimiz eğitimden geçiyor” diyor. G figenatalay@yahoo.com Dile benden ne dilersen!. Öjüy dileyimijjj.. Petşop Lav Sıtori kapkara bir gecede denizi olmayan martı gibi hasretindeyim ilk yaz sürgünüyüm ıslak gözlerinin içinde.. Mehmet Tuncer Çocuklara özel festival Ç LykiaWorld Ölüdeniz, “Çocuk Festivali”ne 9. kez ev sahipliği yaptı. Festival’de, dünyanın dört bir yanından gelen çocuklar, balon modelleme, bale, futbol, judokarate, akrobasi, kreatif atölye ve yüzme gibi farklı zevk ve ilgi alanlarına hitap eden renkli aktivitelerle eğlence dolu bir hafta geçirdi. Ankara Dünya Dans Merkezi eğitmenlerinin bale dersleri verdiği, çocukların balonlardan hayvan ve çiçek şekilleri yapmayı öğrenerek; seramik, tişört ve tuval boyamaları ve batik çalışmalarına katıldıkları festivalde, spor sever minikler de eğlenceli spor çalışmalarına katılarak temel akrobasi hareketleriyle tanıştılar. Festival kapsamında, bu yıl 9. Hayalimdeki Tatil Resim Yarışması da gerçekleşti. Türkiye çapındaki anaokulları arasında düzenlenen yarışmada; İzmir Çamlaraltı İlköğretim Koleji Anasınıfı öğrencisi Eda Çetin birinciliği, İzmir MEV Koleji Özel Güzelbahçe İlköğretim Okulu Anasınıfı öğrencisi Sedef Karaoğlu ikinciliği ve TED Antalya Koleji Anasınıfı öğrencisi Meriç Günaltay üçüncülüğü elde etti. G Misafir çizer: Erdoğan Başol Utandırma Servisi Bu yıl en çok yumurta üreticilerinin yüzü gülmüş. Darısı domates üreticilerine. Kemal Ateş C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle