01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26 HAZ RAN 2011 / SAYI 1318 7 ATAOL BEHRAMOĞLU Kosova zlenimleri (1) kinci başrolü uluslararası oldu Acı Hayat, Size Baba Diyebilir miyim, Doktorlar gibi dizilerin başrol oyuncusu Gülseven Yılmaz yıllardır süren oyunculuk kariyerinde bu kez uluslararası bir yapımla seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Gizli Yüzler adlı yapımda tanınmış oyuncularla birlikte rol alan Yılmaz çocuğunu arayan bir anneyi oynuyor. DEN Z ÜLKÜTEK N Zeynep eski eşinde kaldığı için uzun zamandır kızını görmemiş ve kızını görmek için verdiği mücadeleler sırasında gelişen olaylara şahit olan bir karakter. Kızının özlemiyle biraz psikolojisi bozuk. Arkadaşının da yardımıyla tekrar kızını görmeye karar veriyor ve olaylar bundan sonra gelişiyor. Yönetmenimiz çok doğal oyunculuk istediği için biraz takıntılı bir karakterin bakışları ve detaycılığı üzerinde çalışmalar yaptım. Tiago Mesquita ve Francois Vincintelli gibi tanınmış isimlerle rol almak nasıl bir his? Şimdiye kadar rol aldığınız dizilerdeki rol arkadaşlarınızla karşılaştırma yaparsanız profesyonellik ve oyunculuğa bakış anlamında ne gibi farklar ve benzerliklerden bahsedebilirsiniz? Çekimlere başlayalı 10 gün oluyor ve her şey programa uygun gidiyor. Her günün programını verdiler, tam saatinde başlanıyor ve saatinde bitiyor. Ekip sekiz saatten fazla çalışmıyor. Bildiğiniz gibi biz de, Türkiye’de gerek set çalışanları için gerekse oyuncular için bu mücadeleyi veriyoruz. Yaptığımız iş gerçekten çok yorucu ve saatler boyunca çalışınca oyuncunun da, ekibin de performansı düşüyor. Aradaki en önemli fark bu bence. Görüntü yönetmenimiz Tiago, Los Angeles’ta yaşıyor ve bizim filmimiz Gizli Yüzler için geldi. Filmin inanılmaz güzel görüntüleri oluyor. Francois Paris’te yaşıyor ve benim arada bir gittiğim psikoloğu oynuyor. Herkes profesyonel ve şimdiye kadar problemsiz, güzel bir setimiz var. nşallah böyle güzel devam eder. Filmden sonra sırada hangi projeler var? Yeniden dizilerde yer alacak mısınız? Yoksa bundan sonra bu tip uluslararası yapımlara mı ağırlık vereceksiniz? “Çocuklar Duymasın”dan teklif geldi, ancak filmle aynı zamana denk geldiği için görüşemedik bile. Fakat gelen teklifler arasında iki kadının hikâyesini anlatan çok güzel bir dizi teklifi daha var. Hepsini düşünüp karar vereceğim. ki sezondur dizi yapmıyordum ve bu sene yapmak istiyorum. G “Balkan” sözü benim kuşağıma savaşları çağrıştırır. Tarih derslerinde Balkanlar’a ilişkin olarak okuduklarımız hep savaşlar olmuştur. Osmanlı devletinin yıkılmasının başlangıcı olan Balkan ayaklanmaları, son darbeyi vuran 1912 savaşı, göçler, kıyımlar, acılar… Balkanlar, başta türküleri olmak üzere, kültürüyle de, Türkiye kültürünün, hayatımızın ayrılmaz parçasıdır… Bunu Balkan ülkelerinin her birine, her yolculuğumda, her zaman hissettim… Bu kez, Kosova yolculuğumda da belki her zamankinden daha çok hissedecektim… Z aga skeçlerindeki güzel kızı hatırladınız mı? smi Gülseven Yılmaz. Zaga’yla birlikte pek çok hayran edinen oyuncu sonrasında Acı Hayat dizisiyle ekranlarda iyice tanınan bir isim haline geldi. Beyza’nın Kadınları’yla başlayan sinema kariyerinde Üç Harfliler Marid’le gelen ilk başrol deneyimini yaşadı. Şimdi Gizli Yüzler filmiyle sinemadaki ikinci başrolünün sevincini yaşıyor. BelçikaFransa ve Türkiye ortak yapımı filmde Angelina Jolie’nin Trusit filmindeki rol arkadaşı Francois Vincelli’yle birlikte oynayacak Yılmaz. Gizli Yüzler’i ve sonrasındaki hedeflerini bakın nasıl anlatıyor... Gizli Yüzler’de rol alma hikâyeniz nasıl gerçekleşti? Geçen sene “Üç Harfliler Marid” adında bir korku filminde oynamıştım. “Gizli Yüzler”se ikinci defa başrol oynadığım sinema filmim olacak ve Türkiye’yle birlikte aynı anda Avrupa’da da gösterime girecek. Bu benim için çok heyecan verici. Yönetmenimiz Sümeyya Kökten “Fikret” karakteri için Oğuz Galeli’yle görüştüğü zaman “Acı Hayat”ın bazı bölümlerini izlemiş ve benimle tanışmak istemiş. Kendisi Belçika’da yaşadığı için hep telefonla görüştük. Senaryoyu gönderdi ve çok beğendim. O sırada ben de Londra’daydım ve bir ay sonra stanbul’da buluştuk. Beni çok doğal bulduğu için çalışmak istemiş. Çok da iyi anlaştık, filmi nasıl çekeceğinden bahsetti. Çünkü çok sürprizleri olan bir senaryoydu ve oynayacağım karakter çok fazla duygu değişimleri yaşıyordu. Yüz yüze görüşünce güzel bir iş olacağından emin oldum ve bana önerdiği başrol Zeynep karakterini kabul ettim. Rolünüz için oldukça cesur deniliyor. Oynadığınız karakterden ve yaptığınız hazırlıklardan bahsedebilir misiniz? Harita çalışmayı severim… Bu yazıya oturmadan önce de Doğu Avrupa haritasını incelemeye koyuldum… şte, birkaç hafta önce sokaklarında dolaştığımız, havasını soluduğumuz, insanlarıyla tanıştığımız, orada bulunduğumuz kısa süre içinde sadece gözlerimizle de olsa doğasıyla kucaklaştığımız; yemeklerinden, içkilerinden tattığımız Kosova; dört Balkan ülkesi (Sırbistan, Bulgaristan, Makedonya, Karadağ) arasında sıkışmış, minicik duruyor… Haritalara bakarken bu kadar çok ülkeye, bu kadar çok bölünmeye gerek var mı diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz… Fakat bunun aynı zamanda bir yaşam zenginliği, bir çeşitlilik, hayatı tekdüze olmaktan kurtarıp ona bir serüven tadı katan bir farklılıklar senfonisi olduğunu da her yolculuğunuzda bir kez daha görüp algılıyorsunuz… Kosova yolculuğunda da böyle oldu… çağrılı küçük topluluğumuzu Priştina Havalanı’nda karşılayanlar arasındaki fötr şapkalı, takım elbiseli, ortadan biraz daha kısa boylu, yaşlıca fakat çelik gibi dimdik duruşlu kişi ilk bakışta dikkati çekiyor… Adını daha önce duyduğum yazar ve siyaset adamı Adem Demaçi ile böylece karşılaşmış oluyoruz… O, bir ulusal kahraman… Kosova bağımsızlığının simgesi… Tito döneminden başlayarak, kesintilerle, toplam 28 yılını cezaevinde geçirmiş… Bunun sözü edildiğinde, yüzünde yapmacıksız bir gülümseyişle, “yirmi sekiz uzun geceydi” diyor… Cumhurbaşkanlığı söz konusu olan, Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen, şimdilerde Kosova Yazarlar Birliği’nin kurucusu ve Başkanı Demaçi, Kosovalı bir Arnavut. Fakat neredeyse bütün Kosovalı Arnavutlar gibi Türkçe biliyor… Nitekim, şiir şölenin yapılacağı Prizren’de, sanki Türkiye’nin bir kentinde gibi her yerde derdimizi Türkçe anlatabiliyoruz… Balkan rakıları almak için girdiğimiz bir büyük alışveriş mağazasında, ilgili bölümün sorumlusu, uzun boylu, sarışın genç kız, Türk olduğumuzu tahmin etmiş olmalı ki, bana “Merhaba, nasılsın?” diye hitap ettiğinde, eşim haklı olarak “Daha önceden tanışıyor musunuz?” diye sormaktan kendini alamadı… stanbul’dan başkent Priştina Havaalanı’na bir saatten biraz daha fazla bir sürede ulaşılıyor. Bir şiir şölenine katılmak üzere Türkiye’den ve Kıbrıs’tan Kosova izlenimlerini yazmaya başlarken bunu tek bir yazıyla yapamayacağımı biliyordum… Başkent Priştina’yı göremedik ama, Prizren’de görüp yaşadıklarımızdan, şiir şöleninden, Prizren’li şair ve yazar arkadaşlardan da söz etmeliyim. Önümüzdeki pazar yazısıyla devam etmek üzere… [email protected] www.ataolbehramoglu.com.tr Askıda atölye talya'daki askıda kahve uygulaması stanbul Bilgi Üniversitesi Eyüp Kampüsü'nde faaliyet gösteren santralstanbul'a yaz atölyeleri için ilham kaynağı olmuş. talya'da bir kafede kahve içen bir müşteri iki kahve parası ödeyerek parası olmayan bir başkasının da kahve içmesini sağlıyor. şte Santralistansul'daki atölyelerde de bu uygulama geçerli. Annebabalar çocuklarını herhangi bir kursa kaydettirirken bir veya birkaç kur parası daha ödeyerek imkanı olmayan çocukların yaz kurslarından faydalanmasını sağlıyor. Birkaç yıldır süren uygulama geçen yıldan beri kişilerin yanında kurumlara da açık. 3 – 12 yaş arası için geçerli olan uygulamadan şimdiye kadar bin civarında çocuk faydalandı. Uygulamadan yararlanacak öğrencilerin belirlenmesi için Santralistanbul yetkilileri Eyüp çevresindeki devlet okullarına davet gönderiyor ve okullar ilgili öğrencileri bu atölyelere yönlendiriyor. Askıda Atölye projesine dahil olan atölyeler bilim, sanat ve teknoloji atölyeleri olarak üç ana başlıkta toplanıyor. Hepsinin birincil amacı katılımcıların yaratıcılığını geliştirmek olan atölyelerde bilim alanında odaklanan alt başlık, enerji. Geleceğin karar vericileri olan çocukların hızla büyük bir sorun haline gelen enerji alanında bilinçli bireyler olarak yetiştirilmesi hedefleniyor. Sanat atölyesindeyse çocukların sanat alanındaki yeni ve sıradışı teknikleri deneyimlemesi ve dolayısıyla yaratcılıklarını programlı bir düşünce içinde geliştirmeleri birinci amaç. Teknoloji atölyeleri de tıpkı sanat ve bilim alanında olduğu gibi geleceğe yönelik bir program içeriyor. Çocukların hızla gelişen ve takip edilmesi zorlaşan teknolojideki yenilikleri deneyimlemesi, tartışması ve bilinçli bir şekilde kullanması için teknoloji atölyelerine katılması öngörülüyor. G C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle