01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 26 HAZ RAN 2011 / SAYI 1318 Her hikâye hem bir son hem de başlangıçtır Masumlar, Burhan Sönmez'in ikinci romanı. Hayata ran ve Türkiye'de başlayıp, yolları ngiltere'de kesişen bir adam ve kadının hikayesini konu ediniyor. Roman, hayatta her şeyin zıttıyla birlikte var olduğunu anlatıyor bize, hayatla ölümün, masalla gerçeğin, acıyla mutluluğun... ESRA AÇIKGÖZ söyledikten sonra, “Aslında ben de bir kalemim” der. Yani yazarı yazmaya yönlendiren “güçlere” gönderme yapar. Bu “güç” bir irade, sezgi, arzu veya hayal olabilir. Ben Masumlar’ı yazarken, içimde bir dünyanın hissiyatı vardı. Mesele, o hissiyatı en iyi yansıtacak hikâyeyi ve olayları kurgulamak, onun dilini yaratmaktı. Bu hissiyatı tek bir cümleyle ifade edebilseydim, Masumlar’ı yazmazdım, daha doğrusu yazmaya gerek kalmazdı. Kitabı Kewê’ye adamışsınız. Kewê sadece romanda geçen bir karakter değil anlaşılan. Kitabın ne kadarı kurgu, ne kadarı hayatınızdan? Masumlar, kurgu bir roman, ama gerçeğe dayanan yerler de var. Kewê, annemin üvey annesi, daha kundaktan itibaren o büyütmüş annemi. Hiç görmedim, ama hikâyeleri ve acılarıyla büyüdüm. Annem bizi köyde ekmekle, masalla ve eskilerin hikâyesiyle beslerdi. Ben de yazdığım romanlara, yediğim ekmeğin ve masalların sıcak kokusunu üflüyorum. Masumlar, üç kentten pek çok insanın hikâyesini barındırıyor. Bu insanları size bir kitapta toplatan ne oldu? Aynı kederi ve umudu anlatmak için tek bir hikâye yetebilirdi, ama o zaman iki boyutlu bir dünya olurdu. Oysa, eski hayat ile yeni hayat köy ve kent, geçmiş ve şimdi, çocukluk ve yetişkinlik arasındaki ilişkiyi ve gerilimi ortaya koymanın derdindeydim. Bunun kendine has derinliği için üç boyutlu bir dünyaya ihtiyaç vardı. Her hikâye diğerinin bir parçası olmalı, sonra kendisi yeni bir hikâyeye uzanmalıydı. Kitapta insanları birleştiren ortak duygu, acı ve ölümler. Üstelik ölüm de bir karakter kadar yer tutuyor kitabınızda... Bizim ölümle ilişkimiz, onun bu hayatta emin olduğumuz tek kader olmasındadır. Geldiğimiz ne kadar kesinse bu dünyaya, gidişimiz de o kadar kesin. Doğum ile ölüm arasındaki fark ise, gelişimizin bilincinde değilken, gidişimizin bilincinde olmamız. Modern dünya, bunun gerilimini, görmezden gelme yoluyla aşmaya çalışır. Mezarlıklar şehirlerin dışına sürülür ve büyük duvarlarla örülür. Ölüm artık hastanelerin, emeklilik çağlarının ve huzur evlerinin alanına hasredilir. Hayatın doğal parçası, onun müşfik kız kardeşi gibi görülmez. Oysa kendi gerçekliğimizi anlamanın en iyi yolunun sınırlarımızın dışına çıkmak olduğunu söyleyen Wittgenstein, bize felsefe geleneğinin ölüme kıymet veren ruhunu hatırlatır. Ben Masumlar’ın bütününde hayatın en temel ilkesini göstermeye çalıştım: “Bir şey ancak bir başka şeyle var olabilir.” Hayatın karmaşık görünen kiliminde bütün desenler bir sadelik kazanır. Bu desenlerden biri de aşk. Peki bütün düğümlerin merkezindeki işlevi neydi aşkın? “Sen yoksan her şey eksik, sen varsan her şey tamam” diyen şarkıdaki gibi hayat. Aşk yoksa her şey eksik. Masumlar’daki hikâyeler arasındaki kopukluk ve süreklilik ancak aşk içinde ifade edilebilirdi. Hayatın bütün güzel anlamları orada çelişkiye düşebilir veya bütün çelişkiler uyuma erebilirdi. Öyle bir sihir halidir aşk. Sihir kelimesi, seher kelimesinden gelir. Seher, sabahleyin gün ile gecenin, yani ışık ile karanlığın iç içe olduğu andır. nsan, ışık ile karanlığın karıştığı sırada görüntüler konusunda yanılabilir. Aşk hem bir sihir olabilir, hem de bütün sihirlerin sırrını çözen bir anahtar. Hayattaki mutlak yerini bu güçle elde eder. Romanda şiire de ayrı bir yer veriyorsunuz. Zaten kimi bölümlerin şiirsel bir dili de var. Bugünkü hayatlarımızın gerilimini ve geleceğini anlatmak için, onun geçmişle ilişkisini iki temele yerleştirdim: Kopukluk ve süreklilik. Bu iki öğeyi, gurbetlik temasında işlemeye çalıştım. Gurbetliğin pek çok hali var. “Fiziki gurbetlik”, sıladan ayrı düşmekti. “Ömür gurbeti”, çocukluk ile yaşlanmak arasındaydı. Çocukluk bizim sılamızdı, büyüdükçe ondan uzağa, gurbete düşeriz. “Ebedi gurbet” ise, ölümdü. Masumlar’daki konular, kentköy, yani modernmodernöncesi arasındaki köprüler ve kopukluklar üzerinde yol alıyordu. Romanda bu yüzden iki farklı anlatım kullandım. Bu anlatım biçimleri, hem birbirini öteliyor, hem de birbirini besliyor. Köy kısımlarında masalsı bir dil kullanırken, şehirdeki dil yarım ve kısa soluklu kalıyor, söylemek istediği şeyi söyleyemeden, okura bırakıyor. Bu ikili düzlemde, geçmişin dili masal ile bütünleşirken, şiir de orada yer alır. Çünkü modern hayatlarda şiir eski günlerin ihtişamını süremiyor, uzakta. Önceki romanınız Kuzey’de hayatı uzun bir yolculuk içinde işlemiş ve masalla felsefenin macerasını öne çıkarmıştınız. Masumlar’da ise masalla masalsızlığı bütün olarak aldınız. Sıradaki romanınız nasıl bir dünya kuracak? Yeni romanımı ağır ağır yazıyor, karakterlerin ve cümlelerin rengine alışıyorum. Acının ve umudun romanı içinde, insan olmanın anlamını dert ediniyorum. Hikâyemiz bol. Sadece bunları en iyi biçimde anlatmanın ve modern arenada billurlaştırmanın basamaklarını inşa ediyorum. Daha çok, daha dolu, ama mutlak bir sükunetle yazmak istiyorum. Kendi yolumu açmak için.G Ü Burhan Sönmez ç ülke, pek çok insan ve acının, ölümün ortaklaştırdığı hayatlar... Ve tabii ille de aşk... Burhan Sönmez’in, letişim Yayınları’ndan çıkan ikinci romanı Masumlar, işte bunları anlatıyor. Hayatın ölümle, masalın gerçekle, dünün bugünle, köyün kentle birlikte anıldığı bir roman bu, çünkü Sönmez biliyor ki, her şey zıttıyla anlam kazanıyor. Söz onda... Nasıl gelişti Masumlar’ın yazılış hikâyesi? Roman yazmaya sizi yönlendiren, bir fikir mi yoksa ilham mı olur? Ehmede Xani, “Mem ile Zin” destanının girişinde, kalem ile o kalemi tutan kişi arasındaki ilişkiye değinir. Elindeki kalemi kendisinin tuttuğunu Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. [email protected] C MY B C MY B mtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç Genel Yayın Yönetmeni: brahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase lknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ dare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / stanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya / Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74 / 75 (0212) 343 72 74 (554555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / stanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle