01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 N SAN 2011 / SAYI 1306 7 Frederika usulü caz Fredrika Stahl, yeni albümü “Sweep Me Away”in tanıtım turnesi kapsamında akustik bir performans için Babylon sahnesine iki gece üst üste konuk olacak. SELÇUK EREZ DEVR M EGE Diane Reeves, The Brand New Heavies ve Ron Carter gibi müzisyenlerle aynı sahneyi paylaşan Stahl, yeni albümü “Sweep Me Away”in tanıtım turnesi kapsamında, uzun süre hafızalardan çıkmayacak özel akustik bir performans için Babylon sahnesine iki gece üst üste konuk olacak. Zaten Stahl, romantik tınılarıyla tanınıyor. lk albümünden akılda kalan bazı şarkıları; “Please Let Me In”, “Destin”, “Game Over”, “Try Again”. Yeni albümün klasik adayları ise şöyle: “Fast Moving Train”, “Rocket Trip To Mars”, “What If?”, “In My Head”, “Song Of July”. Yeni albümü “Sweep Me Away” ile de usta bir müzisyen olduğunu kanıtlayan Stahl, zekice kurgulanmış parçaları ile bir kez daha dinleyicilerinin karşısında. Türkiye’de daha önce de konser veren müzisyen yalnızca bir vokal olarak değil, enstrümantalist ve söz yazarı olarak da ne denli başarılı olabileceği inadını sürdürüyor. G sveçli caz vokalisti Fredrika Stahl son albümü “Sweep Me Away”in tanıtımı kapsamında 2728 Nisan’da stanbul’a geliyor. Sanatçının son videosu “Sweep Me Away” albümündeki “Rocket Trip To Mars” şarkısına çekildi. Sony Music’e bağlı 27 yaşındaki Fredrika Stahl, 2006 senesinde yayınladığı “A Fraction of You” isimli çıkış albümüyle ilk çıkışını yakalamıştı. Fredrika Stahl, 1984’te sveç’in Stockholm kentinde doğdu. Dört yaşındayken ailesinin Paris'e yerleşmesiyle Fransızca öğrendi ve klasik dansla piyano dersleri aldı. 17 yaşında müzikal kariyerini sürdürmek için döndüğü Paris’te, Cinks Productions’tan Gee F ile tanıştı ve ilk albümü “A Fraction Of Lifi”ı yayımladı. Bu albümün düzenlemelerini Archie Sheep'in piyanisti, ünlü müzisyen Tom McClung yapmıştı. Bu ilk albüm yüksek satış rakamlarına ulaşarak Stahl’a şarkıcıkompozitör olarak büyük ün sağladı. Olympia gibi büyük salonlarda ve Berlin Caz Festivali, Tokyo Caz Festivali gibi önemli müzik organizasyonlarında sahne aldı. Prestijli caz festivali “JuanlesPins”de sahne alarak 6000 kişiye konser verdi. lk albümündeki tüm parçaların beste ve sözleri kendisine ait olan Stahl, ikinci albümü “Tributaires”de ise sveçli gitarist Andreas Oberg ile çalıştı. Sanatçının “Tributaires” albümü en saygın caz dergilerinden Swing Journal tarafından en iyi albüm ödülüne layık görüldü. Stahl’ın, caz ve pop öğelerini birleştirdiği kendine özgü tarzıyla caz dünyasında çok büyük ses getiren ikinci albümü “Tributaries”, müziğe olan saygısını müzikle dile getirdiği ve türlerin birlikteliğinden oluşan bir çalışmaydı. Müzisyenin, talyan bir davulcu, Japon bir piyanist, Norveçli bir gitarist ve Brezilyalı basçıyla, dünyanın dört bir yanından en yetenekli müzisyenlerle birlikte oluşturduğu bu albüm, dinleyicileri cazdan başlayıp, blues, reggae ve bossa dünyalarına alıp götüren bir müzikal serüven. Stahl, “Tributaries” ile en “Sweep Me Away” popüler ve saygın caz albümünün çıkış şarkısı dergisi “Swing Journal” “Rocket Trip To Mars.” tarafından verilen “Gold Disc En yi Albüm” ödülünü de aldı. Buğulu sesi, kendine has caz yorumu ile büyük bir hayran kitlesine sahip olan ve şimdiye kadar Lionel Richie, Zararlı kitapların önlenmesi... H itler, bir gece, kendi düşünceleriyle bağdaşmayan kitapları (aralarında Darwin, Einstein, Brecht ve Hemingway’inkiler de vardı) yandaşlarına yaktırmıştı. Neden? Çünkü bu kitapları yayımlanmadan, henüz müsvette halindeyken toplatmak ve suç unsuru saymak o tarihte kendilerini çok beğenmiş Nazilerin aklına gelmemişti. Biz bu konuda onları bakın kaç tur geride bıraktık! Vardığımız bu aşamayla yetinmemek, daha da ilerlemek gerekir: Bilimden gereğince yararlanmalı, kitapları, kâğıda ya da bilgisayara filan dökülmeden önce tevkif etmeliyiz! Nobel ödüllü nöropsikiyatri hocası Eric Kandel, “Birisinin beyin faaliyetlerini gözleyerek ne yapacağını, o davranmadan önce anlayabiliriz” demişti. Yazarların beyinlerinin fonksiyonel MR’larının çekilmesi yoluyla, yani şlevsel Manyetik Rezonans yöntemiyle görüntülenmeleri, kafalarında böyle uygunsuz düşüncelerin birikmekte olduğunu bal gibi yansıtabilir... Böyle düşünceler, daha çok beynin prefontal korteks bölümünde hareketlenmelere neden oluyor. Torba yasaların birine “Sporculara belirsiz zamanlarda uygulanan doping kontrolleri gibi, yazarlar da zaman zaman evlerine baskın yapılarak beyinleri, fonksiyonel MRG ile incelenecek ve kafalarında mendebur düşüncelerin oluştuğu adli tıp radyologları tarafından saptananlar, kelleleri bu olumsuzluklardan arındırılıncaya kadar tedavi edileceklerdir” maddesi eklenmelidir. Bu tür zararlı düşüncelerin kitaplaşmadan engellenmesinin başka bir yolu da kişilerin gen haritalarının çıkarılmasıdır: Kötülüğe yol açan genleri olanların kitap yazmadan hapse atılmaları, hatta doğar doğmaz bu nitelikleri saptanıp bunlara büyüdüklerinde okumayazma öğretilmemesi çok uygun olur. Bir adım daha ileri gidilerek, gebeliklerde, rahim içi suyundan alınacak örneklerde, gelişmekte olan bebekte böyle genler saptandığı takdirde her ciddi sakatlıkla doğabilecek çocuk gibi bunun da kürtaj yapılıp giderilmesi burada artık bu gidişle bal gibi düşünülmeye başlanabilir! G [email protected] Espirisentır Misafir şair BİLDİRİ NE olacak senin halin Martı kuşu! Ben denizi satın aldım Arpa ekip darı biçeceğim Maviden yeşile geçeceğim Ne olacak senin halin Su! Seni uçuracağım Üç beş süzgeçten geçireceğim Aklın varsa su Gökyüzüyle barış!.. Abbas Sayar VDay, 130 ülkede 13 yıldır kadına şiddete karşı etkinlikler düzenliyor. Kadın hareketine tiyatro etkisi ZUHAL AYTOLUN E Lav Sıtori ve Ensler, çocukluğunda babası tarafından dövülen ve tacize uğrayan Amerikalı bir tiyatrocu. Yıllar içinde duyduğu, dinlediği, araştırdığı hikâyelerle 17 yıl önce bir karar veriyor. Kadınlarla yaptığı şiddet, taciz, ensest, cinsellik, kendi vajinaları ve kadınlıkları ile ilişkilerini konu alan röportajlarını da Vajina Monologları olarak oyunlaştırıyor. Hatta Vajina Monologları, Salma Hayek’ten Queen Latifah’ya kadar birçok ünlü oyuncunun da içinde bulunduğu bir Off Broadway performansı ile tam anlamıyla o günün tiyatro, sanat ve siyaset dünyasını sarsıyor. Sonrasında da bunu yalnızca oyunla bırakmıyor ve VDay hareketine dönüştürüyor. Bu hareket 13. yılında ve VDay'in en büyük organizasyonu şubat ve nisan ayları arasında toplamda 130 ülkede düzenlenen Vajina Monologları. Bu yıl VDay çerçevesinde sahnelenen ve Manhattan’da iki gösteri yapacak olan “Mektup” oyununun yönetmenliğini de Amerika’da “The Letter / Mektup” oyunundan... yaşayan Türk oyuncu Ege Maltepe yapıyor. Bosna’da savaş sırasında tecavüze uğramış bir kadının anlatıldığı oyunda hem yönetmen hem de oyuncu. Bu gönüllü bir hareket. Oyunlardan elde edilen gelir yardım kuruluşlarına aktarılıyor. Bu yıl oyun gelirlerinin yüzde 10’u 2010 depreminden sonra artan şiddet ve fahişelik oranından dolayı Haiti’ye, kalanı da New York’taki “Men Can Stop Rape Erkekler Tecavüzü Durdurabilir” ve “Center Against Domestic ViolenceDomestik Şiddete Karşı Merkez”e aktarılacak. Zaten 13 yılda yardım vakıflarına aktarılan para da 80 milyon dolar. Kimler mi dahil harekete? Anlatıyor Maltepe: “Bu konuda duyarlı olan ve bir şey yapmak isteyen herkes. Ekibimizde oyuncu olmayan birçok kadın var mesela. ş dünyasında yıllarca çalışarak 'kadınlığını bir kenara bıraktığını fark ettiğini' söyleyen iş kadınları gibi. Geçen yıl toplam 130 ülkede 5 bin 400 VDay aktivitesi oldu. Ama ne yazık ki Türkiye buna dahil değil.” Ege Maltepe, bu hareketin Türkiye’ye de sıçramasını istiyor ve bu anlamda gönüllü olduğunu belirtiyor. “Kadına şiddete, cinsel istismara, tacize, toplum baskısına ve buna suskun kalınmasının “normal” kabul edilmesine karşı kişisel bir öfkem var. Bu yalnızca kadın hakları değil, insan haklarıyla ilgili bir konu. Bana göre, toplum baskısına ve onun koyduğu kurallara alışmakla başlıyor tecavüzden kadını sorumlu tutan zihniyet.” Türkiye’de Vajina Monologları’nın oynandığını ancak VDay kapsamında olmadığını söyleyen Maltepe, “Hayalim bu hareketin Türkiye’de de yayılması. Ben gönüllüyüm. Çünkü bence artık konuşulmayanı konuşmanın zamanı geldi, hatta her geçen gün yenilenen haberlere bakacak olursak geçiyor bile.” Önümüzdeki yıl da VMen adı altında erkeklerin yürüteceği yeni bir hareketin başlayacağından söz ediyor Maltepe: “Çünkü şiddet dediğimiz şeyin tek bir şekli yok. Kadınlar gibi zarar gören erkekler de var.” Hedefleri zaten öncelikle farkındalık yaratmak. Bu konuların etrafını saran sessizlik zincirini biraz da olsa kırmak. Yardım, işin ikinci ayağı. Maltepe ekliyor: “Çok zor, hatta ütopik geliyor kulağa ama amacımız şiddetin tamamen durdulabilmesi.” G Herkese anadili gibi İngilizce öğreteceğiz, bunun için ilk işimiz anadilini unutturmak olacak. Kemal Ateş Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir. Sen beni sensizliğine alıştır ben seni sana âşık ederim.. Mehmet Tuncer Yollar kazılıp durdukça, bir ayağımız elbette çukurda olur!.. Fırsat..Fırsat.. Emekli politikacıdan “az sıkılmış” palavralar ihtiyaçtan satılıktır. Petşop İbrahim Ormancı Misafir çizer: Berkay Yetim Sahibinin sesi Utandırma servisi C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle