01 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 kıvamında bir yiyecek... Bir söylevin, bir anlatının vurguladığı temel düşünce. 8. zmir’in Seferihisar ilçesinde ünlü bir antik kent... Duvar içindeki kapaksız küçük dolap... Yerli bir keçi cinsi... Tuzak, kapan. 9. Anadolu’nun bazı yörelerinde tohuma verilen ad... Genellikle ölçü ayarlarını gösteren çizelge... Mersin yöresine özgü, çeşitli sebze ve otlarla yapılan bulgur pilavı. 10. Uluslararası Basın Enstitüsü'nün simgesi... “ göğsün arası Zemzem pınarı / çsem öldürürler, içmesem öldüm” (Karacaoğlan)... Büyük ve süslü çadır... Cıva elementinin simgesi... Genelev işleten kadın. 11. Tavlada “üç” sayısı... Tehlike işareti... “Lekeli mercan” da denilen, eti lezzetli bir balık... zmir'in bir ilçesi. 12. Gelir... Bir nota... Evrensel alıcı olan kan grubu... Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bir yayla. 13. Tuzağa düşürülen şey... Uzaklık işareti... Rus imparatorluk ailesinin toprak olarak sahip olduğu mülkler... Mektup... Arapçada “ben”. 14. Antalya yöresine Bu haftaki özgü, unla et suyundan bulmaca yapılan bir tür çorba... Narin, ince, dokunaklı, ödülünüz hassas. 15. “Saraylar saltanatlar çöker/Kan susar bir gün / biter” (Nâzım Hikmet)... Yumuşak başlı, itaat eden... Hayvanlara vurulan damga. 16. Seyrek dokunmuş bir tür kumaş... stanbul Boğazı'nın Anadolu yakasından Karadeniz'e açıldığı yerde, Bizans döneminden kalma kale. 17. Bir görevin yürütülebilmesi için merkez olarak seçilen yer... Yazıyla bildirme... Eğrilmiş iplik çilesi. 18. Anton Çehov’un bir tiyatro oyunu... Eski dilde su. 19. Kuzey Amerika’nın beş büyük gölünden biri... srail’in plaka imi... “Adalardan gelen bu mektupta / Oradan bir sihirli var” (Y. K. Beyatlı). 20. “Git, defol” anlamında argo sözcük... Tıp dilinde “bere” anlamında kullanılan terim... Slavların batı kolundan olan bir ulus. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1. lk sekiz Osmanlı padişahını konu alan “Heşt Behişt” adlı yapıtıyla tanınan, XVI. yüzyıl Osmanlı tarihçisi ve devlet adamı... Artvin’in Yusufeli ilçesinde, “Ciro” da denilen bir şelale. 2. Gece yapılan sinema ya da tiyatro gösterisi... Bir cetvel türü... çi peynirli bir tür mantı... “Yilbik, tutarık” gibi adlar da verilen sinir hastalığı. 3. Bağ, bahçe ve bostanlarda sebze ya da meyve dikmek için ayrılan parçalar... Asya’da bir ırmak... Bir dizi deliğe tohumları koyup almaya dayanan bir Afrika oyunu... Mimarlıkta bir işlevi karşılamak ya da süslemek amacıyla duvar içinde bırakılan girinti. 4. Hindistan'da kastlar halinde değil de kabileler halinde örgütlenmiş ve kültürleri Hindu olmayan yerli halk... Satrançta bir taş... Yaylı çalgıların yapım ve onarımıyla uğraşan kimse. 5. Anlamlı iz... Borsada, kesin vadeli değerlerin kuru ile primli değerlerin kuru arasındaki fark... Arka, sırt... Hoşlanarak bakma. 6. Letonya’nın para birimi... “Biz de oynatırız dur hele meydan olsun” (Sait Paşa)... Şevket Süreyya Aydemir’in Atatürk’ü konu edinen üç ciltlik yapıtı... “Hile, dolap” anlamında argo sözcük. 7. Ormancılıkta, kesilecek ağaçları işaretlemek için kullanılan kıvrık ağızlı kesici alet... Kâğıt cilalamakta kullanılan özel bir bileşim... Romanya’nın plaka imi... Sarı renkli bir üzüm cinsi. 8. Ses... ran ile Türkmenistan arasındaki sınırı oluşturan ırmak.,. Kemiklerin yuvarlak ucu... Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı. 9. Bir maymun cinsi... Türk müziğinde bir makam... Peygamberleri Hud’u dinlemedikleri için Tanrı tarafından yok edilen kavim... Argoda kaba saba ve görgüsüz kimseye verilen ad. 10. Kandaki şeker oranı... Bektaşi dervişlerinin kullandığı bir tür kemer... Azerbaycan’ın plaka imi. 3 N SAN 2011 / SAYI 1306 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 sim:.......................................................................................................................................... Adres:....................................................................................................................................... .................................................................................................................................................. Tel:............................................................................................................................................ 11. Ege Bölgesi’nde de yetişen ve antikçağlarda meşale olarak kullanılan sarı çiçekli bir bitki... Bir nota... Önemli tarihsel olgu. 12. Küme, topluluk... Bir dil topluluğunun anadili olarak yerleşmiş karma dil... Rodyum elementinin simgesi... Güney Anadolu’ya özgü, cevizli bir hamur tatlısı. 13. Yirmi ya da yirmi dört kiloluk tahıl ölçeği... Rus romantizminin son büyük temsilcisi olan ünlü besteci ve piyano virtüözü... Asaf Halet Çelebi’nin bir şiir kitabı. 14. Tellür elementinin simgesi... ki tarla arasındaki sınır... Bir kişinin ya da toplumun yaşamındaki yüce bir olayı anmak üzere yazılan lirik şiir türü... XI. yüzyıldan başlayarak Doğu ülkelerinde kullanılan üç telli bir çalgı... Bir buzulun parçalanmasıyla oluşan buz kütlesi. 15. Hindistan kökenli bir bekçi köpeği cinsi... “Günbegün artmada dert ile gamım/ verdi yaralar sıralandı gel” (Bayburtlu Zihni)... Osmanlılar döneminde Roma kentine verilen ad. 16. Sodyum elementinin simgesi... Cem Sultan’a Batılılar tarafından verilen ad... Bir bağlaç. 17. stanbul’daki, 1842’de kurulan Polonezköy’ün ilk adı... Dar ve kalınca tahta. 18. Halk edebiyatında sekizli hece ölçüsüyle yazılan bir şiir türü... Kadınsı davranışları olan erkek. 19. “Siz toprak altında köklerimizsiniz / Yatarsınız al kanlar içinde” (Nâzım Hikmet)... Birbirine bağlanmış iki tekneden oluşan ve gezi için kullanılan deniz taşıtı. 20. Moğolistan’a özgü, sütten yapılan bir tür votka... Baş çoban. G SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA 1. Resimde gördüğünüz, gazetemizdeki “Hayvanlar” adlı çizgibandıyla da tanınan ve geçenlerde 64 yaşındayken ölen karikatür sanatçımız... Darıdan yapılan şarabın kımıza karıştırılmasıyla elde edilen eski bir Türk içkisi. 2. “Çocuğum et / Henüz inanırken” (F. H. Dağlarca)... Eskiden, gemilerdeki usta gemicilere verilen ad... Yolcu evi... Osmanlı devletinde bir sınıf hafif süvari askeri. 3. Osmanlı döneminde Avusturya’dan gelen bir cins kumaş... Boru sesi... ABD’de, plajlarıyla ünlü bir kent... Mersin’in bir ilçesi. 4. Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü... Bilgi ve güç elde etme karşılığında ruhunu şeytana satan efsane kahramanı... Bahreyn’in başkenti. 5. Güzel söyleme ve yazma yeteneği... Yüksek rakımlı ülkelerde turizm ve dağcılık etkinlikleri arasında yer alan yürüyüş gezileri... Besleyici değeri olmayan maddeleri yeme alışkanlığı. 6. James Cameron’un ünlü bilimkurgu filmi... Üzüm şırasının tortularını çökertmek için kullanılan, kille karışık kireçli toprak... Yunan rakısı... Aldatma işi, hile. 7. Terbiyesiz kimse... Güzel sanat... Az kavrulmuş un ve dövülmüş tavuk etiyle yapılan, pelte 1304 sayılı armağanlı bulmacanın çözümü ve kazananlar: 20.03.2010 tarihli bulmacayı doğru yanıtlayarak çekiliş sonucu “Aydın Boysan / Bıkma Yaşa” (Türkiye ş Bankası Kültür Yayınları) kitabını kazananlar: ADANA’DAN: Cengiz Kazak, Z. dil Kavlak ANKARA’DAN: Arif Demir, Salih Behçet Tümsavaş ANTALYA’DAN: Mustafa Bodur, Fuat Ergün AYDIN’DAN: Rıza Özcan Öztürk, Mehmet Koç, Tahsin Şimşek BOLU’DAN: Barbaros Özer ISPARTA’DAN: M. Mete Aytaç STANBUL’DAN: Taşkın Su, C. Teoman Şaylan, Mahir Kalebek, Ayfer Erkmen, Azmi Cinsoy ZM R’DEN: Osman Yavuz Sezer KARABÜK’TEN: smail Arslan KAYSER ’DEN: Dursun Yiğit KOCAEL ’DEN: Dilek nam, Akın Yazıcı MAN SA’DAN: smail lhan ORDU‘DAN: Asu Özer SAMSUN’DAN: Metin Koçer, Varlık Sezgin. 1 N O A M C H O M S K Y P A S T E L L 2 A S K E R A N E A K D O K V A S 3 Z N A K O R N N A H V E T N M O R N M A 4 L A E E N A M E R E V A R A G E L E B 5 I R A N B A D U L L A H N T A M U R E 6 E M P A N A D A S T A Ş A R T N A N A Y 7 R A S T T A L E P E Y E R T K A T 8 A D U S K R S K E P A K A J U S E K 9 Y O M S A M A H M R A M O P E R A M U 10 11 T R A E Ş A N Y A A K O T A Z H U T O Y M U A N R O A O D G A D L E Y N A 12 E E E S R A R E O B R A M S E L E M S 13 14 15 N E N V L E K A R A N E T K E O E R R E N E G E N E L N A P Y E L I K G A L Z M F R O R F A 16 T N T K E P E Z T U A N U 17 18 S T A R K N S A L S S A T R A N A A M Z U 19 M M G R N M E D B L 20 O R O P E N D O L A O R U 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 FA K FALAY GM SUAT ATALIK Briçte eğitim sistemim G eçen hafta Ankara ikili şampiyonası vardı, onu Emin ile oynamaya karar verince hem biraz çalışma yaparız, hem de perşembe günü akşamüstü Ankara Emekli Öğretmenler Derneği beni bir konuşma yapmak üzere davet etmişti ona da gitmeyi planladığım için biraz erken gideyim dedim. Öğretmenler derneğinin briçle ilgilendiğini bilmiyordum, çok mutlu oldum ama burada ne konuşayım, neler söylemem gerekir diye epey düşündüm. Briçle ilgili kullandığım birtakım konvansiyonları anlatmamın çok gerekli olacağını sanmıyordum; ne anlatayım, ne anlatayım diye düşünürken öğretmenlerle, eğitimle ilgili sistemi tartışmanın hem keyifli olacağına hem de bana faydalı olacağına karar verdim. Benimle görüşerek programı düzenleyen Umut Yıldırım Bey geldi, Emin ve beni aldı Kızılay’daki derneklerine götürdü. Türkiye’deki eğitim sisteminin genelde yaşanmış ve bilinenleri öğretmek ezberletmek olduğunu bunun artık değişim zamanının geldiğini sunmak ve briçte öğretimin de buna örnek olmasını söyleyerek başladım. Herhangi bir eğitimde hocalar öğrencilerin beyinlerine tohumlar eker; bu tohumların güzel yeşermeleri için su vermek, güneş ışığı sunmak son derece önemlidir, iyi hocalar bunları iyi yapanlardır. Ancak yapılması gereken bence çok önemli bir iş daha pek fark edilmiyor, tohumun verildiği toprakta düzeltme değişimi yapılması da gereklidir. Bazı kişilerin toprağı bu tohumun yeşermesi için çok yeterli olmasına karşılık bazılarının toprağı ise yeterli değildir. Gerek briçte gerekse Türkiye’nin diğer eğitim alanlarında toprağın eksik taraflarının tespit edilip eğitim öncesi veya süresince toprağın eksikliklerinin düzeltilmesi doğru eğitim için şarttır. Ankara şampiyonasında dereceler; 1. Ekrem Arslan (Tunceli) Hürdoğan Sarpkaya ( zm.) 2. Zafer Şengüler (Ank.) Fikret Aydoğdu (Samsun) 3. Süleyman Kolata smail Kandemir ( st.) Biz Emin Başaran ile senyörü, Vera Adut Orhan Aker ( st.) karışık, Nilgün Okur Emine Akgül (Ank.) bayanları kazandı. Derece yapanları gönülden kutluyorum. G lk unvan arihin makus kaderi birileri tarafından tekrar yazılmaktır. Satranç da bundan nasibini alan konulardan biri. Eskinin her konunun erbabına bırakılması ve en azından birilerinin konunun içinden gelmese bile orada uzun zaman kalarak ehliyet kazanması gibi olguları yerini, hiçbir şey bilmeyip bununla da övünen kişilerin yaptırımlarına bıraktıkça, gördüklerim tüylerimi diken diken etmeye başladı. Örnekleri mi? TV’de futbol maçı yorum seyirleri sporla en yakın ilgi noktası olan kişilerin satranç partilerine oyun yerine maç demesi, hem satranç bilmeyen hem de lisan yoksunlarının beynel yerine at çatalını kullanması yıllardan beri oturmuş satranç jargonunu tehdit etmekte. Bu zatlara göre örneğin 1978’deki Karpov Korçnoy maçının 32. maçını Karpov kazanarak dünya şampiyonu unvanını korudu! Kulağa ne kadar kötü geliyor değil mi? Şimdi de hayatında satranç oynamamış ve hatta eline satranç kitabı değmemiş kişilerin bir de inanılmaz derece de bozuk Türkçeyle yaptıkları röportajlar eklendi. Röportör konuyu bilmeyince, adeta diğer tarafa da tarihte tahrifat yapma görevi kalmışa benziyor. lk unvanlı Türk satranççısı her ağızdan başka şekilde çıkmaya başlayınca durumu aydınlatmak zaruri hale geldi. 1975 yılında talya’nın Caorle kentinde yapılan Akdeniz zonalinde 14 oyunda 9,5 puan toplayarak 48 arası dereceleri paylaşan lhan Onat ve Nevzat Süer aynı anda ilk unvan kazanan Türk satranççıları haline gelmişlerdir. Bu iki uluslararası ustadan 1925 doğumlu M Süer’i karlı 1987 kışında yitirdik ama 1929 doğumlu M Onat hâlâ hayatta. 60’ların en iyi oyuncusu Nevzat Süer, Cumhuriyet’teki satranç köşesi, Cumhuriyet Liselerarası Satranç Turnuvası, organizatörlüğü piyano virtüözlüğüyle akıllarda kalırken, 70’lerin en iyisi aynı zamanda kuvvetli bir briççi olan lhan Onat’ın 1978 yılında Bulgaristan’ın Primorsko kentinde Krum Georgiev, Lukov, Prşibıl, Donçev, Spiridonov ve Mihaylo Mihalçişin gibi isimlerin önünde elde ettiği paylaşmalı birincilik bugünün standartlarında büyükusta normu ayarındadır. Şimdi ikilinin 1972 yılında organize edilmiş olan Batı Asya Şampiyonası’nda oynadıkları bir oyunu sunuyorum: lhan Onat Nevzat Süer, Tahran 1972, ŞahHint Savunması 1. d4 Af6 2. c4 g6 3. Ac3 Fg7 4. e4 d6 5. Fe2 00 6. Af3 e5 7. 00 Ac6 8. d5 Ae7 (Mar del Plata KART TEKN Ğ 1 m J10 n 7643 o AKJ10 p A73 m AK9 n K52 m Q9 p 108542 K 1o 3 SA D P Herkes P 1. BBO’da oynanan bir el bu. Güney damı aldı yere doğru trefl oynadı, trefl damını bıraktı gelinen piki yerden aldı trefl as çekip trefl oynadı, şimdi Doğu pik değil kör damı oynadı ve 3 kör alarak oyunu batırdılar. Halbuki pik 9 elde olduğu için ikinci piki de elden almak ve yine yere doğru trefl oynayıp Batı ruva koyunca bırakmakla oyun yapılacaktı. Eli alan Batı yine piki oynayacak ve 3 pik 4 karo 2 trefl ile oyun olacaktır. B P T varyantı kendine göre ciddi bir teori bilgisi gerektirir.) 9. Ad2 Ad7!? 10. b4 c5?! (Akademik bilgisiyle daha güçlü olan Onat’a karşı Süer sıra dışı bir devamyolu yaratmak isteğinde. 10…f5 11. a4 Af6 12. f3 f4 13. c5 g5 14. Ac4 Ag6 bilinen yol.) 11. bc5 Ac5 12. Ab3! b6 13. Ac5 dc5!? (13…bc5 14. Kb1 f5 15. f3 sonrası beyazların ters kanattan yapacağı hücum tehlike arz edince emprovizasyon sürmekte.) 14. Fe3 G 2 SA Batı m 87652 n A98 o 743 p KQ Doğu m Q43 n QJ10 o 8652 p J96 Oyun: 3 SA Atak: m 8 Doğu dam koydu, nasıl oynamak gerekiyor? DEFANS 2 m AK43 n 764 o J2 p K1092 2. Eğer küçük kör oynanırsa ortak K koyar Güney alır iki tur pik çeker, karo as ruva çekip bir karoyu çakar şimdi körü oynar, valeyi alınca 3. Pikiniz yok, el çaka yer çaka oynanırsa oyun yapılır, trefl dam oynarsınız ama Güney trefli yerden alıp ortağa vale empası yapar ve oyun olur. Halbuki vale kör oynasanız 3. körü ortak alır pik damını çeker, çaka oynar ve oyunu batırırdı. Pikimiz ikili olduğuna göre vale kör oynayıp ortağı alıcı kılmak doğru defans olur. Doğu m Q72 n K82 o 9843 p J65 Güney m 9865 n A103 o AK6 p A83 m J10 n QJ95 o Q1075 p Q74 G 1 SA 2m B P P K 2p 4m D P Herkes P Oyun: 4 m Atak: n Q Ortaktan 8 Güneyden 3 geldi, nasıl devam edelim? Dilek, öneri ve şikâyetleriniz için eposta adresim: [email protected] / http://faikfalay.blogspot.com Konumumuzda siyahlar 14…Fd7 15. a4 a5! 16. Kb1 Ac8 ile ŞahHint’in isteklerine tam anlamıyla cevap vermemiş olsalar da oynanabilir bir konum elde ederlerdi. 14…Fb7? 15. a4 Ac8 16. a5 Ad6 17. Vb3 f5 18. f3 Fa6 19. ab6 ab6 20. Kfb1 fe4 21. fe4 Ac8 22. Ka2 Vh4 (22…Fb7 23. Ka8 Fa8 24. Aa4 Kf6 25. Fg5 umutsuz olacağından siyah karışıklık yaratmak istiyor.) 23. g3 Vh3 24. Kba1 Ka7 25. Ka6 Kaf7 26. Vd1! Fh6 27. Vc1 (28. Vd3 aynı kapıya çıkar.) Kf2 28. Ff2 Fc1 29. Kc1 Vh6 (29…Kf2 30. Şf2 Vh2 31. Şf3 de oynanacak gibi değil.) 30. Kd1 Kd8 31. Ka8 Kf8 32. Ab5 Ad6 33. Kf8 Vf8 34. Ad6 Vd6 35. Ka1 (Kale+2 Fil, vezirden çok üstün olduğunda siyah burada terk edebilirdi.) Vb8 36. Fe3 Şg7 37. Fg4 b5 38. Kb1 Va7 39. cb5 Va3 40. Ff2 c4 41. b6 Vd3 42. Kc1 c3 43. b7 Vb5 44. Fc8 Vb2 45. Kc3 Vb1 46. Şg2 Ve4 47. Kf3 Vb4 48. h4 siyah terk eder. Yine çok sık duyduğum yanlış kelimelerden biri bir güreş terimi olan pes! 10 G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle