02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 7 ŞUBAT 2010 / SAYI 1246 Masur’un isyankâr kadınları Özgür Masur yeni koleksiyonu Protezsto’yla kadınlara küçüklüklerinden beri yakıştırılan ve onları sınırlayan kimlikleri söküp atıyor. Modacı, tarzı ile ikon olan Amy Winehouse’la çalışmak istiyor çünkü işin kolayına kaçmaktansa zoru tercih ediyor. Onun kadınları, hayata karşı bir savunması ve felsefesi olan kadınlar. Tasarımlarında da oyunlardan hoşlanması bu yüzden. Söyleyeceği sözleri kumaşlarda kullandığı origamik katlamalarla anlatıyor. ELİF TOKBAY zgür Masur adını duymuşsunuzdur, modayla kıyısından köşesinden ilginiz varsa, özellikle Galata Moda Festivali’ni izliyorsanız, bir de tabii Aşkı Memnu’nun Bihter ve Firdevs’inin üstünde bir kıyafet görüp beğendiyseniz... Dürüst olmak gerek, onu Bihter’in ve Firdevs’in modacısı olarak tanımlamak haksızlık olur. Masur hem kadınları seven bir modacı, hem onları kalıplara sokmaktan kaçınan biri. Zaten diziye çok nadir kıyafet verdiğini söylüyor, buna rağmen kadınlar onu çoktan keşfetmiş. Google’a Özgür Masur yazdığınızda karşınıza forumlardaki konuşmalar çıkıyor: Bihter’in falanca bölümde giydiği beyaz elbiseyi gördünüz mü? Aaa.. Ben biliyorum. Özgür Masur tasarlamış! Bihter’in mor elbisesini de buldum. Yine Özgür Masur’dan. Bihter’in gri elbisesinden birkaç görüntü koyuyorum. Bayıldım ben bu elbiseye. “Zaman zaman çok özel sahneler için özel kıyafetler hazırlamaya devam ediyorum. Ama çok nadir olarak” diyor Özgür Masur. “Bazı koleksiyon parçalarıma da hayat verdikten sonra ‘Bu tam Bihterlik ya da Firdevslik oldu’ diyorum ve bunu dizi ekibiyle paylaşıyorum.” Dizide görülen kıyafetlerin kadınlar tarafından özenle Ö Özgür Masur incelenmesinin ve beğenilmesinin iki nedeni var ona göre. Birincisi kadınların lüksü sevmesi, ikincisi ise kadınların herkesten farklı görünebilmek için tasarım kıyafetleri tercih etmesi. Şimdilerde hazır giyim mağazaları yerine özel dikim kıyafetlere yönelinmesinin nedeni de bu. Çünkü kadınlarda ince bir stil sahibi olmak dürtüsü oluştu. Dizideki karakterlerin hepsinin farklı stili var ve bu da kadınlara seçenek ve fikir sunan bir kılavuz haline geldi. 2008’de Galata Moda’da ilk kez koleksiyonunu sergileyen Özgür Masur daha öncesinde önemli firmaların koleksiyonlarına kıyafetler hazırlıyordu. 1979 doğumlu ve tekstilci bir aileden geliyor. Marmara Üniversitesi GSF Tekstil Sanatları Bölümü Giyim Tasarım Sanat Dalı’ndan mezun. Galata Moda’da sergilediği koleksiyonun büyük ilgi görmesinin ardından artık bazı şeylerin zamanı geldiğine inanmış ve Nişantaşı’nda kendi yerini açmış: “Bir şeylere inanmak çok önemli. Ama zamanı geldiğinde harekete geçmelisiniz. Şu anda kazandıkça güzelleştirdiğim ve emeğimin karşılığını aldığım, bana huzur veren bir mekâna sahibim.” Özgür Masur’un tasarımlarında bağırmayan bir seksapel var. O da bunu kabul ediyor ve diyor ki “Seksapelliğin dozajı çok ince bir çizgidir. Biraz abartırsanız bir anda hafif bir havaya bürünürsünüz. Modellerimde o dozaja çok dikkat ediyorum. Benim kadınlarımın en çok kendine yakıştırdığı da bu detaydır. Mesela çıplak bacağı çok seven biri değilim. Bacak ne kadar güzel olursa olsun onun mutlaka bir gizemi olmalı. Bu yüzden çok mini elbiselerimde mutlaka siyah opak çoraplarla denge kurmayı tercih ederim. Çok fazla göğüs dekoltesi seven biri değilim. Bana göre tarz görünmek ve bunu seksepallik ile bütünleştirmenin en iyi yolu derin sırt dekoltesidir.” Kıyafet tasarladığı kadınların hiçbirini müşteri gözüyle görmediğini söylüyor Masur. “Elektrik almadığım ve samimiyetini hissetmediğim hiçbir kadınla çalışmam” diye de ekliyor. Özel tasarım sadece keyif alarak yapmak istediği bir iş. Çalışmak istediği kadınlar ise ne istediğini bilen ve vücudunu gerçekten kompleksizce taşıyan bilinçli kadınlar. Türk kadınını çok iyi tanıdığını anlatıyor. Ona göre ışıltılı görünmek, tarz sahibi olmak puldan, payetten, taş süslemeli elbiselerden geçmiyor, aksine kadın, kendi karakterini yansıtacak gücü, taşıdığı kumaştan alıyor. “Bir kadın ideal beden ölçülerine sahip değilse neden çirkin olduğunu düşünsün ki” diye soruyor Masur: “Güzel bir kadın bedeninin tabii ki belirgin ölçüleri var. Dolayısıyla beden ve kilo takıntısı olan kadınları çok iyi anlıyorum, ama zaman zaman da bu takıntıların yersiz olduğunu düşünüyorum. Öncelikle kadının bir giyim tarzı varsa bunu bedeniniz de benimsemeli ve sevmeli. Giyim tarzı bedenine zıtsa o zaman ciddi bir yanlış vardır. İşte o yüzden vücut hatlarının farkında olan ve bunu dert etmeyen, ama kusurlarını minimuma indirmek isteyen her kadınla çalışabilirim” Son koleksiyonu Protezsto’da da kadınların isyanını dile getiriyor. Türk kadınının çok güçlü bir kimliği olduğuna inanıyor ama ona göre kadınlar bu kimliği hayata geçirmek için çaba sarf etmiyor. Kadınlar doğumlarından yetişkin olana kadar öğretilen ve yakıştırılan kimlikleri kabul ediyor ve çok azı bireysel olarak aslında ne kadar önemli olduklarını anlayabiliyor. “İşte ben de o azınlık yerine çoğunluğu oluşturan kadınların sakin protestolarını yorumladım. Kadınlarıma yapıştırılan ve zorunlu kılınmış kadın kimliklerini söküp atmalarını simgeleyen kıyafetler yaptım.” Bu koleksiyonunu olgunlaşma döneminin en belirgin adımı olarak tanımlıyor modacı. “Stil yapacağım diye takıp takıştıran, kavram kargaşası yaratan kadınlara” ise dayanamıyor. Böyle giyinen kadınlar görüntüyü yormaktan öteye gidemiyor. Kadınların minimal olarak da kendini ifade edebileceklerini düşünüyor. Bunun yolu da kendini tanımaktan geçiyor. Yani ille moda diye bir şeyleri alıp giymeniz gerekmiyor. G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle