26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 ŞUBAT 2010 / SAYI 1246 13 Atasay’dan yeni koleksiyon Atasay’ın sezonun moda ve trendlerini takılara taşıyan markası Belle Atasay 2010 sonbaharkış koleksiyonunu tamamladı. Özgül Sokullu koordinasyonundaki Atasay tasarım ekibi Özlem Süer danışmanlığında yorumladığı dünya moda eğilimlerini Belle Atasay yeni koleksiyonunda dört farklı temayla geçmişin izlerinden gelecekten beklenen çizgilere; teknolojiden romantizme alışılmışın dışında bir yolculuk sunuyor. Beyoğlu’nun yeni meyhanesi eyoğlu’ndaki Espira Çalgılı Meyhane, İstiklal Caddesi’nin samimi, sıcak meyhaneleri arasına girmeye hazır. Açılmasının üzerinden sadece sekiz hafta geçmesine karşın İstanbulluların kulaktan kulağa yayıverdiği mekânların içinde Espira. Espira’nın ortakları üç arkadaş; Ali Sekban, Aclan Genç ve Can Halman. Mekânda otururken, gerçek bir dostluğun sayesinde açıldığını anlayabiliyorsunuz Espira’nın. Türkiye’nin ünlü resim sanatçıları Mustafa ve Nedret Sekban’ın kara kalem eserleri, tabloları da Rumeli Han’da bulunan mekâna başka bir hava katmış. Espira iki bölümden oluşuyor. Biri canlı müziğin yapıldığı 70 kişilik salon, diğeri tahta masaları ve beyaz örtüleriyle sessizliği tercih edecek gruplar için daha küçük olan 40 kişilik bir salon. Espira’nın klasik bir meyhane mönüsü var. Mezeler, ara sıcaklar ve ana yemek. Mönüye şimdilik sadece karalahana dolması eklenmiş, bu kadar Karadeniz tutkusunun belli olduğu yerde nasıl Karadeniz’e has lezzetler olmaz diye sordum, fasulye kavurması ve mısır ekmeğinin garantisini aldım. İlerde Karadeniz’in de özel lezzetleri yer alacak. B Kısa bir kahve molası Kahve Dünyası “2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti” projesine destek veriyor. İstanbullular proje kapsamında kentin merkez noktalarına kurulacak Mini Kahve Dünyaları’nda İstanbul 2010 özel çikolata ve kahvelerini bulabilecek. Saçlara hacim spreyi John Frieda Luxurious Volume Serisi’nden Thickening Blow Dry Lotion, saç köklerinden başlayarak hacim kazandırıyor. Saç tellerini kalınlaştırmaya yardımcı olan sprey, böylece saçların dolgun ve havalı görünümünü destekliyor. Sadece Boyner, Sevil gibi zincir parfümerlerde ve yetkili eczanelerde bulunuyor. Tennesee’lerin en özeli Türkiye’de Hafif, yumuşak ama kalıcı tadıyla Tennessee viski ailesinin en özel üyesi Gentleman Jack Rare Tennessee Whiskey yeniden Türkiye’de. Genişleyen omuzları, daralan profili, gümüş baskılı logosu ile gerçek bir centilmen Gentleman Jack Rare Tennessee Whiskey’nin burbondan ve diğer viskilerden ayırt edilebilir özelliğinin sırrı, 1800’lerde keşfedilmiş kömürde yumuşatma sürecinden iki kere geçmesi. Nemlendirici banyo bakımı Soğuk ve rüzgârlı hava, cildin nemsiz kalmasına yol açarken, kapalı mekânların kötü havası ise cildin gözeneklerini kapatıp nefes almasını engeller. Sentoo’nun Steamed Rice Banyo ve Duş Serisi kışın ciltte meydana getirdiği yıpranmayı engellerken aynı zamanda cildin ihtiyacı olan nemi kazandırıyor. Çatlaklara kolajen desteği Ciltte oluşan çatlaklar hemen her kadının şikâyeti. Devekuşu yağı ve çuha çiçeğinin birleşimi ile oluşan Bonié, işte bu sorundan şikâyetçi olan kadınlara çözüm öneriyor. Bonié, cilt altındaki kolajen proteini üretimini artırmaya ve çatlaklara bağlı çizgileri düzeltmeye yardımcı oluyor. Ürünü temin etmek için ise Google’a Bonié yazmak yeterli. Spa keyfi saçlarda Cilt ve vücut bakımlarında kullanılan SPA özellikli ürünler Organix Guava ile artık saçlarda. Spa etkili organik passionfruit ekstresi, saçlara canlılık ve enerji veriyor. İçeriğindeki diğer bir etken madde portakal çiçeği balı ise saçlarda ekstra bir parlaklık sağlıyor, elektriklenmeyi engelliyor. Fuat Saka Ünlü sanatçı Fuat Saka’nın da destek verdiği Espira’da haftasonları eğlence sınırsız. Fuat Saka’nın programı gecenin ilerleyen saatlerinde tam bir horon şovuna dönüşüyor. Gözlerinizin hızına yetişemediği bir kalabalık... Ortaklardan Can Halman, “Biz öyle büyük paraların peşinde değiliz” diyor, “Amacımız ailecek sevilen bir mekân yaratmak. İstiklal Caddesi’nde böyle bir yere ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.” Espira’da sadece Karadeniz müzikleri yapılmıyor. Bazı günler fasıl, bazı günler Balkan müzikleri de dinlenebilecek. Haftasonları Fuat Saka’nın programlarına ek olarak 11 Şubat’ta da Gürcü caz grubu The Shin sahne alacak. Pazar günleri de hamsi şenliği var Espira’da. Halman, hamsi şenliğinin genelde gençlere yönelik ve daha ucuz olduğunu söylüyor. Bu akşam da üçüncüsü düzenleniyor Espira Hamsi Şenlikleri’nin. Limitsiz Hamsi, salata, bira, beyaz şarap ve kemençe eşliğinde eğlenmenin bedeli 25 TL. G Tel: 0 212 244 81 84 Türkiye oy veriyor Dünyanın en popüler kutu oyunu olma özelliğini taşıyan Monopoly’nin, şimdi Türkiye’nin 22 şehrinden oluşacak yeni versiyonu hazırlanıyor. Türkiye’nin dört bir yanından şehirlerle oluşturulacak oyunda, hangi şehirlerin yer alacağı tüm Türkiye’nin oylarıyla belirlenecek. 81 şehir arasında yaşanacak büyük yarışta dileyen herkes 28 Şubat’a dek www.turkiyeoyveriyor.com adresine girerek kendi şehri için oy verilebilecek. YSL’den doğal ışıltı Yves Saint Laurent’in yeni ürünü Teint Radiance ince dokusuyla yüzün doğal ışıltısını ortaya çıkarıyor. Tüm cilt tipleri için uygun olan Teint Radiance ile cilt pürüzsüzleşir, ışığın yansımasına ve makyajın ışıltısının artmasına neden olur. Hazırlayan: SİNEM DÖNMEZ [email protected] Göksu deresi yeniden canlandırılıyor İstanbul’un içinde bakir bir alan olarak kendini korumayı başarabilmiş Göksu Deresi, eski günlerine geri dönüyor. TUROB üyesi Gül Küçükserim ve Anadolu Hisarı Güzelleştirme Derneği’nin birlikte yürüttüğü proje ile Göksu, eski parlak günlerine kavuşacağa benziyor. ZUHAL AYTOLUN Göksu, 18. yüzyıldan itibaren, devlet erkânının ve Osmanlı ahalisinin sıkça uğradığı bir mekân haline geliyor. En haşmetli devrini ise, 1730’da çıkan Patrona Halil Ayaklanması’nda, Kâğıthane mesiresinin harap olmasının ardından yaşıyor. Göksu Deresi, saltanat kayıklarıyla yapılan sandal sefaları ve Baruthane çayırında yapılan eğlenceleriyle ün kazanıyor. 19. yüzyıl sonlarında yaygınlaşmaya başlayan orta oyunu temsilleri, genellikle Göksu’nun en gözde eğlence mekânı olan Baruthane çayırında sergileniyor. Baruthane çayırından sonra, derenin sonu sayılan “Dört Kardeşler” denen yere geçiliyor. Dört gövdeli ve heybetli bir çınardan adını alan bu mevkide, meşhur bir kır kahvesi bulunuyor. O yıllarda tepeleri; çam, çınar ve çitlembik ağaçları süslüyor. Mesire alanında panayırlar kuruluyor. Her yerde laternalar çalınıp, sirtaki oynanıyor, eğlence ağaçlara asılan fenerlerin eşliğinde gece de devam ediyor. Şimdilerde ise pek çoğu harap durumda. Göksu’nun tüm bu tarihini zamanla öğrenen Gül Küçükserim de açtığı mekânla beraber Göksu’nun eski günlerine kavuşması için çabalıyor. Göksu Marine Restaurant&Cafe, geniş bir rıhtıma sahip. Bahçesinde salkım söğüt ve doğu ladini, Karadeniz’in kara üzüm salkımlarıyla süslü Eren Eyüboğlu, Göksu Deresi, 1944 (Türk Resim Sanatının Bir Asırlık Öyküsü II’den) asmaları bulunuyor. 200 yıllık ağaçtan Küçükserim, “Açtığınız mekân ne kadar güzel olursa yapılan kamelyası ve mevsim çiçekleri de tam Göksu’nun olsun, bölgeye bir katkınız olmadığı sürece bir anlam ifade yeşilliğini destekler nitelikte. Türk, Osmanlı ve dünya etmez” düşüncesiyle yürütüyor çalışmalarını. Yakın mutfağı, tekne içinde hissi veren dekorasyonu, Piri Reis ve zamanda basacakları tanıtıcı broşür ile seyahat eski deniz haritaları ile tarihi gemilerden çıkan antikalarla acenteleriyle irtibatlanarak bölgeye turist çekmeyi farklı bir yapıya sahip. Ulaşımı teknelerle yapmak hedefliyorlar. Keşfedilmeyi bekleyen Göksu’yu bu yolla isterseniz tıpkı eski günlerdeki gibi tekne hizmeti de canlandıracaklar. Ayrıca Baruthane çayırında bir etkinlik sağlanıyor. Ayrıca tarihi Göksu Deresi’nde “Fasıllı Sandal alanı yaratmayı da planlıyorlar. Aralarında yürüyüş Sefaları” başlatarak, İstanbullulara seneler öncesinin eski yollarının da bulunacağı gül ve nergis bahçeleri de yine İstanbul’unu yaşatmayı hedefliyor Küçükserim. Mekân ilk yapılmak istenenler arasında. Projelerin hayata açıldığında saten kıyafetler, eski uzun tuvaletler, kanunlar geçmesiyle beraber geçmişten günümüze Göksu’da ve udlarla nostaljik geziler yapılmış. Yazın da devamı küçük bir tarihi yolculuk mümkün olabilir. G düşünülüyor. sküdar’dan Beykoz’a doğru Boğaziçi sahil yolunu takip ederken varıyorsunuz Göksu’ya. İşte tam burası, Bizans döneminde “kutsal kuyular” denilen, Osmanlı döneminde padişahların saltanat kayıklarıyla gezdiği tarihi Göksu ve Küçüksu semtleridir. Tarih boyunca, büyük ağaçların gölgelediği düz yeşil alanlar mesire yeri olarak kullanılmış. Özellikle Osmanlı döneminde İstanbullular, bir yandan Göksu Deresi’nde sandal sefasına çıkarken, diğer yandan mesire alanında düzenlenen orta oyunları ve çeşitli eğlenceleri seyretmiş. Şimdi konumuz neden mi Göksu? Turistik Otelciler İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) üyesi Gül Küçükserim, Göksu Deresi’nin kıyısında açtığı Göksu Marine Restaurant & Cafe’nin ardından şimdi de bölgeyi canlandırmak adına çalışmalara başlıyor. Beraber çalıştığı Anadolu Hisarı Güzelleştirme Derneği’yle “Baruthane Çayırı’nın Yeniden Hayata Geçirilmesi Projesi” uygulamaya alındıktan sonra, Göksu’nun yeniden tarihteki görkemli günlerine kavuşması yakın gibi görünüyor. Bu bölgeye, Bizanslılar tarafından “Kutsal Kuyular” anlamına gelen “Potamonion” adı veriliyor. Burada yer alan dere ise, güzellikler anlamına gelen “Aretea” diye isimlendiriliyor. Çayıra canlılık katan bu suların; günahlardan arındırıcı, hastalıklara şifa verici özelliklere sahip olduğuna inanılıyor. Bu nedenle, her bir su kaynağının başına, bir ayazma yaptırılmış. 16. ve 17. yüzyıllarda nergis ve gül gibi çiçek bahçeleriyle anılan Göksu’yu padişahlar da sıkça ziyaret etmiş. Ü Aileden üç kuşak mutfakta yemek yapıyor. C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle