16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 10 OCAK 2010 / SAYI 1242 Albümün yeni adı “USB” 110, yeni albümünü USB stick (taşınabilir bellek) formatında çıkararak Türkiye’de bir ilke imza atıyor. Teknolojiye adapte olmak ve kalıpların dışına çıkmak amacıyla albümlerini alışılmadık bir formatta çıkaran topluluk müzik piyasasındaki durgunluğun farkında. Ama onların tek dertleri albüm satışı değil, müziklerinin insanlara ulaşabilmesi. Piyasaya bin tane olarak sunulacak albümün yeni versiyonu USB stick’in nasıl karşılanacağını henüz 110 da, biz de bilmiyoruz. USB stick formatında bir albüm çıkarmaya nasıl karar verdiniz? Fikir, Endüstriyel Tasarımcı Elif İnce’ye ait. 2008 Eylül ayında bu pazarlama fikri ortaya çıktı. Ancak projelendirip, hayata geçirme noktasına 2009 Ağustos ayında gelebildik. Müzik sektöründe, albümlerin satmadığı, sadece koleksiyoncular için anlam taşıdığı bir dönemde, böyle bir formatta albüm çıkartarak, hem koleksiyoncuya katma değerli bir ürün sunmak, hem de çok daha zengin bir içerikle dinleyiciye ulaşabilemek daha mantıklı geldi açıkçası. Albüm satışımızı arttırmak derdinde değildik anlayacağınız. Değişen teknolojiye adapte olmak, tamamen kalıpların dışına çıkarak farklı bir iş ortaya koymaktı amaç. Bu, yaptığımız müzikle de örtüşüyor. ŞİRİN GÜVEN Albümünüzde şehirli insanın depresif hayatını ve ilişkileri anlatıyorsunuz. Neden bu konuya odaklandınız? Şehirler insanları depresif mi yapıyor sizce? Ya da küçük yerlerde insanlar daha mı huzurlu sizce? Şehir her insanı depresif yapar mı ya da her şehir insanı depresif yapar mı onu söylemek zor. Ancak genel olarak büyük şehirlerin böyle bir durumu var gibi geliyor. Herkesin birbirini tanıdığı, küçük yerlerdeki dinginlik ve huzur yok burada. Bir de büyük şehrin getirdiği bir yalnızlık var kaçamadığımız. En azından bizim için geçerli bu. Bu da şarkıları çok etkiledi. Ancak her şeye rağmen seviyoruz yaşadığımız kenti. BİRAZ DAHA OLGUNLAŞTIK Bu albümünüzle önceki iki albümünüzün ne gibi farklılıkları ve benzerlikleri var? Bir önceki albümün ‘sound’u biraz daha sertti, bu ise elektroniğe daha yakın. Aslında daha çok ilk albüme yakın bir tavrı var. Oradaki yeniyetme adamların biraz daha olgunlaştığını görüyorsunuz. İlk albümün aslında punk bir tavrı olduğunu düşünürüz, bu albümde o yok. Yaptığınız müziği nasıl tanımlıyorsunuz? En zor soru bu sanırız bizim için. Çünkü neredeyse her tarzdan beğenerek dinlediğimiz şarkılar var. Bu, doğal olarak, müziğimize de yansıyor. Günün birinde heavy metal bir parça yaparsak şaşırmayın. Şarkılarınızda ağırlıklı olarak hangi konuları ele alıyorsunuz, dinleyicilerinize ne anlatıyorsunuz? Genel olarak izlenimlerimizi ve yaşadıklarımızı anlatıyoruz. Yalnızlık, ölüm, hayat veya şehir; önemli olan ne anlattığımız değil aslında. Çünkü herkes yıllardır aynı şeyleri anlatıyor zaten. Burada temel fark bakış açısı. Kendi bakış açımızla hikâyeler anlatıyoruz. Müzikten beklentileriniz nedir? Bizim değil de müziğin bizden beklentileri var dersek daha doğru olur. Çeşitlilik iyidir... Biz de farklı bir iş ortaya koymaya çalışıyoruz, bu albümün konsepti de bunu gösteriyor. G 110, değişen teknolojiye uyumlu olmak ve tamamen kalıpların dışına çıkarak farklı bir iş ortaya koymak amacıyla yeni albümünü USB stick formatında çıkarıyor. Albüm kentli insanın depresif hayatını ve ilişkilerini anlatıyor. indiriyor. Sizce USB stick olarak albümünüzü çıkarmanız satışları olumlu yönde etkileyecek mi? Satışlar üzerinde ciddi bir etkisi olacağını düşünmüyoruz. Zaten satıştan bir beklentimiz olsaydı, yüksek adette satışa sunardık. Ama biz, ilk piyasaya çıkan seride özel bir kartonet uygulaması yaptık ve bu sadece bin adet olacak. Sonraki seride de çok yüksek adet gibi bir kaygımız yok. Albüm satışı derdimiz yok diyorsunuz açık açık. Nasıl bu kadar rahatsınız bu konuda? Rahat değiliz. Ama bir geçiş dönemi yaşıyoruz ve günün koşulları maalesef bu. Ayrıca bu parçaları kendimize değil birileri dinlesin diye yapıyoruz, bir noktada zaten yayınlamamız kaçınılmaz. Şu da bir gerçek, albümler satsın diye müzik yapan birileri olmadık hiç... SATIŞTAN BEKLENTİMİZ YOK Yaptığınız müzikte de amacınız kalıpların dışına çıkarak ortaya farklı bir iş koymak mı? Böyle bir şey söylemek gerçekten zor ve iddialı. Ufak ufak değişimden payımıza düşeni alıp dinleyiciye aktarıyoruz. Ancak kalıpları yıkıyoruz diyemeyiz, en azından kısa vadede. Dinleyicinin de kendi içinde görmezden gelemeyeceğiniz dinamikleri var ve bunlar siz farkında olmadan bir otokontrol mekanizmasını çalıştırıyor. Albümler artık pek satmıyor. Herkes internetten Caz şarkıları rtist Müzik “The Best Of Jazz” ve “The Best Love” isimli iki yeni toplama albüm yayınladı. Otuzar eserin yer aldığı 2 CD’lik albümlerde en sevilen caz ve aşk şarkıları yer alıyor. Louis Armstrong yorumu Kiss of Fire ile açılan“The Best Of Jazz” albümünde cazın dev isimleri beğenilen parçaları seslendiriyor. Sarah Vaughan “Summertime” , Nat King Cole “Let’s Fall in Love”, Ella Fitzgerald “It’s Wonderful”, Ray Charles “Lonely Avenue”, Frank Sinatra “My One And Only Love”, Dean Martin “Georgia On My Mind”, Doris Day “When I Fall In Love”, Lena Horne “Everytime We Say Goodbye”, Jimmy Dorsey ise “All of Me” şarkılarını söylüyor. “The Best Love”da ise, Elvis Presley, Jose Feliciano, Edith Piaf, Jacques Brel, Orson Welles, Frank Sinatra, Nat King Cole, The Platters, Domenico Modugno gibi önemli isimler “Rain”, “Besame Mucho”, “Love Me Tender”, “Si Tu Savais Combien Je T’aime”, “Que Sera Sera”, “Only You”, “Feelings”, “Paradise”, “Light My Fire”, “Save the Last Dance For Me” ve “When A Man Loves A Woman” gibi unutulmayan eserleri seslendiriyor. G A Boyle’un albümü Türkiye’de 2009 yılında keşfedildiğinde adından en çok söz ettiren isimlerden biri haline gelen Susan Boyle, inanılmaz sesi ile ‘kaybedenler’in de dünyayı kendilerine hayran bırakacak ‘kazananlar’a dönüşebileceğinin kanıtı oldu. 48 yaşında kilisede gönüllü olarak şarkı söyleyen Susan Boyle, 11 Nisan 2009’da İngiltere’de yayınlanan “Britain’s Got Talent” yarışmasında o güne kadar pek de popüler olmayan “I Dreamed A Dream” isimli şarkıyı söyledi ve tüm dünyanın ilgi odağı oldu. Videosu dünya çapında 300 milyondan fazla kişi tarafından izlendi ve Google tarihinde adı en çok aranan isimlerden biri haline geldi. Boyle’un İngiltere, Amerika, İrlanda, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada ve Hollanda’da bir numara; Japonya, Arjantin ve İsviçre’de 2. sırada olan “I Dreamed a Dream” albümü şimdi Türkiye’de. Boyle, albümünde kendi şarkılarının yanı sıra Rolling Stones’un “Wild Horses” ve Madonna’nın “You’ll See” şarkıları da yorumluyor. G C M Y B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle