Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Eurovision zamanı Eurovision’un final gecesi Moskova’da. Belçikalı Hadise, İngilizce şarkısı ile Türkiye için yarışacak! Sonuç ne olursa olsun Eurovision takıntımız bitmeyecek. Sayfa 7 Geleceğin medyası... Önce sanal ortamda kişisel günlük gibi algılandılar. Zamanla yaratıcı ve yeni fikirlerle dikkat çekmeye başladılar. Şimdiyse “blog yazarları”ndan söz ediliyor. Birçok kurum onları yakından takip ediyor, eleştirilerini dikkate alıyor... Sayfa 9 Afşin Akın. Biz değil, menajerler de şikâyetçi... ALİ DENİZ USLU Menajerlerin ve menajerlik şirketlerinin tekelleşmesini konu alan “Sizinle Röportaj Yapabilir miyiz?” başlıklı haberimize farklı tepkiler geldi. Kimi bizi suçladı, kimi özeleştiri yaptı. İş böyle olunca biz de devam haberi yaptık. Menajerliğin “sektör” değil “piyasa” mantığıyla yürüdüğünü, bilen bilmeyen pek çok kişinin bu işi yaptığını, pazarlama mantığının işin ahlakını bozduğunu söylediler. Çözüm önerilerini de sıraladılar... Funda Sanlıman. Fotoğraf: Vedat Arık İ Şimdi de menajerler konuştu. Tümay Özokur. Oğlumun adını Yılmaz koymam hataymış... Fatoş Güney, kucağındaki 6 aylık bebeğiyle her yeni cezaevinde yeni bir şehre yerleşti, tam 10 yıl boyunca. Sürgündeki yıllarında hem oğlunu büyüttü hem yaralarını sarmaya çalıştı. O günleri anımsarken bir yandan isyan ediyor, bir yandan da pişmanlığını anlatıyor: “Oğlumun adını da Yılmaz koymam büyük bir hataymış.” ŞİRİN GÜVEN Sayfa 3 Önce ilaç, sonra hastalık Novavax ilaç şirketinin stok anlaşmalarının sona erdiği bir dönemde ortaya çıktı domuz gribi. Haliyle sağlık sektörüyle ilgili derin kuşkular ve soru işaretleri oluşmaya başladı. SİNEM DÖNMEZ / ALİ SELİM EMEÇ Sayfa 8 ki hafta önce dergide yayımlanan menajerlerin ve menajerlik şirketlerinin tekelleşmesi üzerine hazırladığımız “Sizinle Röportaj Yapabilir miyiz?” haberine farklı tepkiler geldi. Gazeteci arkadaşlarımızın çoğu “Evet, bu hep aklımdaydı ama nasıl yazabilirdik?” diye yakındı. Bir kısmı bu eleştirinin “bizim yeteneksizliğimizden” doğduğunu söyledi. Haber, internet ortamında dolaşıma girince de menajerlerden gelen telefonlar kesilmedi. Durumdan ve tanımlamalardan rahatsız olduklarını dile getirdiler. “Konuşalım” dedik, “yan çizdiler.” Bunları niye yazıyorum derseniz? Biz hep haberin tek taraflı olmaması gerektiğini düşündük, öyle öğrendik, bunun peşinden gittik. O yüzden bu haberde zaten eleştirimiz en çok da kendimizeydi. Şimdi sözü konuşma teklifimizi kabul eden ve bu işe yıllarını veren üç profesyonele bıraktık. Onlar da hem sistemi, hem kendilerini hem de bizi eleştirdiler. Demek ki konuşarak anlaşmak için hâlâ şansımız var. Söze ilk Funda Sanlıman başlıyor. Sanlıman yaklaşık 13 yıldır Teoman’ın menajeri. Konserler, medya ve pek çok kişisel işi sanatçısının adına yürütüyor. Buna özel hayat, aile, arkadaş ilişkileri de dahil. Özel hayata dair ilişkilerini yönetirken “müdahale” sözcüğünü kullanmaktan özenle sakınıyor. Büyük ekiplerle çalışmayı sevmiyor. İşin sırrını güven ve inanç olarak açıklıyor. Menajerliğin bundan on yıl önce Müslüman mahallesinde salyangoz satmakla bir olduğunu söylüyor. Sanlıman, ilk önce sanatçısıyla ilişkisinin boyutları üzerine konuşuyor. “Profesyonellik başka, dostluk başka. Sınırları bilmek gerekli. Laubalilik ilişkileri yıpratır” diyor. Menajerliğin çok gerekli ve ciddi bir iş olduğunu tekrarlıyor. Elbette yanlışların da olduğunun farkında. Yine de sanatçılarla menajersiz iletişim kurulmasının ilişkileri zedelediği görüşünde. Sanlıman, medya ile ilişkilerdeki ikircikli durumun farkında. Durumu, “Ben yalnızca sanatçıyı korumam, basını da korurum. Kimseyi kimseye pazarlamam. İşin ticari boyutunu arka planda tutmanın gayretini gösteririm. Zaten sanatçı da bunlardan uzak durmalı ki kendi işine odaklanabilsin. Ben şarkı söylemem, onlar da menajerlik yapamaz. Herkes kendi işini yaparsa dert kalmaz” diye özetliyor. Devamı 6. sayfada PAZAR YAZILARI 2. sayfada Ataol Behramoğlu’nun Pazar Söyleşileri 5. sayfada Konsantrasyon hapları... 5. sayfada C M Y B C MY B