Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KENT VE SANAT... İstanbul’un kent içi dinamiklerinin, kültür potansiyelini harekete geçirme noktasında önemi malum. Ancak mesele kuramsal tartışmalardan ibaret değil. Kültür politikalarını da içine alan bir konu. DENİZ ÜLKÜTEKİN Sayfa 7 SEVGİLİM ROBOT Robotların hayattaki yeri giderek genişleyedursun, gelişen yapay zekâ teknolojisi akıllara robotların kullanımıyla ilgili etik sorunları da getiriyor. Sayfa 9 Ruh sağlığımız da krizde... Niko Guido, bu fotoğrafıyla krizi protesto ediyor. Günümüz ekonomik sisteminin modern köleliği ortaya çıkardığını söylüyor. Nüfusun yüzde birinin dünya zenginliklerinin yüzde 40’ına sahip olduğu düşünülürse haksız da sayılmaz. Renklendirme: Derya Polat Ekonomik kriz ruh sağlığımızı tehdit ediyor. Depresyon, kaygı bozuklukları, madde kullanımı, intihar girişimleri artıyor. İnsanlar tedirgin, olabilecekleri düşünmekten ve beklemekten yorgun. İşini kaybetmemek için dişini sıkıyor, hakaretlere kulak tıkıyor, düşürülen ücretlere ve kaybedilen güvencelere ses çıkaramıyorlar... Korkular saldırganlığa da yol açıyor, içe kapanıklığa da. Dr. Ejder Akgün Yıldırım krizle psikoloji arasındaki ilişkiyi, mağdurları ise yaşadıklarını anlatıyor... ESRA AÇIKGÖZ / ALİ DENİZ USLU aşbakanlık Merkez Bina’sı önünde bir elindeki silahı başına, diğerini kalbine dayamış orta yaşın üstünde bir adam duruyor, gözleri objektiflere çevrili. Herkes ağzından çıkacakları bekliyor. “30 yıl devlete hizmet ettim” diyerek başlıyor sözlerine, “emekli polisim. Kriz yüzünden yaptım”. Başbakanlığa yazılmış bir dilekçeyi uzatıyor. Emekli maaşıyla geçinemediğini, icra takibine düşen borçları bulunduğunu, borçlarının ödenmesini istediğini söylüyor... Tarih 2 Mart. Yoksulluktan böylesi bezip, işini garantiye almak adına hem kafasına hem de kalbine silah dayayan 50 yaşındaki Tuncer A. ikna ediliyor... Bu olaydan üç gün önce, 28 Şubat’ta Ardahan’da, iş bulamadığı için bunalıma giren, üç çocuk babası 45 yaşındaki İdris Yıldız, kendini asarak yaşamına son vermişti. İstanbul’da ise 3 Mart’ta bir İETT şoförü, borçlarını ödeyemediğini belirterek, Boğaz Köprüsü’nden atlamak istedi. Üç gün sonra, Pendik’te 54 yaşındaki bir işadamı, Kadir B Mustafa Yönter, otomobili ile seyir halindeyken başına sıktığı tek kurşunla intihara teşebbüs etti. Direksiyon hâkimiyetini yitirdi, otomobiline bir minibüs çarptı, Yönter hayatını kaybetti. Geride kanlanmış bir intihar notu kaldı: “Bu işi saat 04.00’de bitireceğim. Artık dik duramıyorum”. Polis, intihar nedenini araştırırken Yönter’in son zamanlarda ekonomik sıkıntı içinde olduğu ileri sürüldü... Dört gün sonra, 7 Mart’ta, bu sefer İzmir’de 45 yaşındaki işçi Ali Kayabaş sokaktaydı, hem de çırılçıplak. Deri işçisiydi, kriz yüzünden işten çıkarıldı, dört ay boyunca iş için çalmadık kapı bırakmadı ama bulamadı. Eşi rahatsızdı, ameliyat olmuş ve çalışamıyordu. İki çocuğunun eğitim masrafı için bankadan iki bin lira kredi çekmiş, ödeyemiyordu. Düşünüyor, düşünüyor, çıkış yolu bulamıyordu. Bir süre Kemeraltı’nda çimenlerin üzerinde oturdu. Derken üzerindekileri çıkarmaya başladı; montunu, gömleğini ve kot pantolonunu... Ayakkabılarını eline aldı, yollarda çırılçıplak yürürken, bir yandan da “Çocuklarım aç. İş istiyorum” diye bağırıyordu, “Ne yapsam olmuyor!” Devamı 4. sayfada Hayatla sahnede hesaplaştım... Ayla Erduran için müziğin sonu yok. Hep daha iyisi için uğraşıyor. Kemanı onun için annesi, çocuğu, sevgilisi, en çok da kendisi. Hayata biraz öfkeyle, biraz da inatla ama hep mücadeleyle tutunmak gerektiğini düşünüyor. Onun mücadele alanı, müzik. Sorgulayarak, çok çalışarak, kuşkulanmaktan çekinmeyerek bu günlere geldiğini anlatıyor. Şimdi en büyük mutluluğu sevdiği insanlarla ağız dolusu gülmek. Ölüme de inanmıyor Erduran, günü geldiğinde onunla sahnede hesaplaşacak... Sayfa 6 Kullanılmış İhlaller sergileniyor... Tasarıma da sansür geliyor AKP hükümetinin Meclis’e sunduğu değişiklik önerisi kabul edilirse “kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı” bulunan tasarımlar patent alamayacak. Kanundaki değişikliğin Patent Enstitüsü’nü “ahlak polisi” konumuna getireceğini söyleyen tasarımcılar, söz konusu uygulamanın “açık sansür” olduğunda hemfikir... ŞİRİN GÜVEN Sayfa 7 SİNEM DÖNMEZ Sayfa 12 PAZAR YAZILARI 2. sayfada Ataol Behramoğlu’nun Pazar Söyleşileri 5. sayfada Foklar için bir umut... 8. sayfada C M Y B C MY B